/i/Devlet

  1. 51.
    +7 -3
    3g (g)eldikleri (g)ibi (g)iderler en sevdiğim sözdür. Ata'm

    edit : şakirtin biri eksi vermiş ananın dıbına sok onu o.ç
    ···
  2. 52.
    +5 -3
    bu milletin başına gelen en guzel şey.
    ···
  3. 53.
    +6 -3
    adam gibi adam!
    ···
  4. 54.
    +7 -4
    bastığı toprağa kurban olduğum ...
    ···
  5. 55.
    +6 -2
    ne zaman kalpakli bir fotografini gorsem vatan sevgisini kanli canli olarak gordugum an olur o an. Bogazim dugumlenir, ic cekerim, utanirim... bir ton duyguyu boyle bana saniyeler icinde yasatan yenilmez sovalyemizdir o bizim... Allah ondan razi olsun...
    ···
  6. 56.
    +7 -5
    seni silmeye çalışanları hayattan sileriz
    ···
  7. 57.
    +7 -4
    Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi

    Ey Türk Gençliği!

    Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

    Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. istikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. istiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

    Ey Türk istikbalinin evlâdı! işte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!


    Mustafa Kemal Atatürk
    20 Ekim 1927
    ···
  8. 58.
    +7 -5
    yüzyılın lideri !
    ···
  9. 59.
    +7 -3
    bursa söylevi

    "türk genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük kıpırtı ve davranış duydumu, 'bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır' demeyecektir. hemen araya girecektir. elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır. polis gelecek, asıl suçluları bırakıp suçlu diye onu yakalayacaktır. genç, 'polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir' diye düşünecek, ama hiçbir zaman yalvarmayacaktır. mahkeme onu yargılayacaktır. yine düşünecek, 'demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek!' onu hapse atacaklar. yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, ismet paşa'ya ve meclis'e telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. diyecek ki, 'ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. araya girişimde ve eylemimde haklıyım. eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek benim görevimdir!' işte benim anladığım türk genci ve türk gençliği!''

    6 şubat 1933 / bursa atatürk köşkü
    ···
  10. 60.
    +4 -4
    Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi

    Ey Türk Gençliği!

    Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

    Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. istikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. istiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

    Ey Türk istikbalinin evlâdı! işte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!

    Mustafa Kemal Atatürk
    20 Ekim 1927
    ···
  11. 61.
    +3 -3
    saolun panpalar
    ···
  12. 62.
    +4 -4
    dünyanın gelmiş geçmiş en iyi komutanları

    1- atatürk
    2- hitler
    3- napolyon
    ···
  13. 63.
    +1 -3
    reserved
    ···
  14. 64.
    +11 -3
    atatürk ve sakal

    atatürk amasya ziyaretinde, çevrenin ileri gelenleri ile bir toplantı yapar.o sırada çok uzun sakallı biri dikkatini çeker ve amasya valisine sorar:

    -vali bu adam kimdir

    vali:

    -paşam kendisi amasya' nın ileri gelenlerindendir. hatırlısı çoktur. şıhtır der

    atatürk şıha eliyle işaret ederek sakalını en azından peygamber efendimizin ölçülerinde kısaltmasını ister. şıh emredersiniz paşam diyerek yerine çekilir...

    aradan belli bir zaman geçer ve atatürk amasya valisini arayarak şıhın sakalını kısaltıp kısaltmadığını sorar.. vali tedirgin bir şekilde hiç bir ksaltmanın olmadığını söyler..

    bunun üzerine atatürk derhal amasya valiliğine bir yazı yazdırır.. yazıda şıhın afu-yon valiliğine atandığı yazmaktadır. ve şıh apar topar si̇nek kaydi tiraşiyla ,atatürk'ün huzuruna çıkar..

    atatürkün yakın çalışma arkadaşları bu duruma hayret ederler.. paşam ne yaptında bu adam sakalından vezgeçebildi derler...

    atatürk şıha dönerek
    -sakalı kesmene sevindim.. ancak afyon valiliği mevzuna gelince ; i̇nançlarini makam ve rütbe uğruna satanlar, yarın nelerini satarlar belli olmaz.. onun için ne seni, ne de vatani güç durumda bırakmayalım der
    ···
  15. 65.
    +1 -4
    updullah
    ···
  16. 66.
    +2 -2
    her şeyi türk milleti için yapan örnek lider
    ···
  17. 67.
    +7 -3
    atatürk'ün öldüğü gün i̇stanbul üniversitesinde ders okutan alman profesör derse girdiğinde öğrencilerin üzgün halini görünce yüreği parça parça olmuş üniversite rektörüne telefon ederek;
    -bugün ders veremeyeceğim ne yapayım? diye sordu.
    -sizin memleketinizde büyük bir adam ölünce ne yapılıyorsa onu yapın. dedi. yabancı profesörün cevabı şu oldu :
    -almanyada hiç bu kadar büyük adam ölmedi
    ···
  18. 68.
    +2 -3
    daha yenimi acılıyor lan bu baslkı dıbınıza koyam sizin
    ···
  19. 69.
    +3 -2
    özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. ben milletimin en büyük ve ecdadımın en değerli mirası olan bağımsızlık aşkı ile dolu bir adamım. çocukluğumdan bugüne kadar ailevî, hususî ve resmî hayatımın her safhasını yakından bilenler bu aşkım malumdur. bence bir millete şerefin, haysiyetin, namusun ve insanlığın vücut ve beka bulabilmesi mutlaka o milletin özgürlük ve bağımsızlığına sahip olmasıyla kaimdir. ben şahsen bu saydığım vasıflara, çok ehemmiyet veririm. ve bu vasıfların kendimde mevcut olduğunu iddia edebilmek için milletimin de aynı vasıfları taşımasını esas şart bilirim. ben yaşabilmek için mutlaka bağımsız bir milletin evladı kalmalıyım. bu sebeple milli bağımsızlık bence bir hayat meselesidir. millet ve memleketin menfaatleri icap ettirirse, insanlığı teşkil eden milletlerden her biriyle medeniyet icabı olan dostluk ve siyaset münasebetlerini büyük bir hassasiyetle takdir ederim. ancak, benim milletimi esir etmek isteyen herhangi bir milletin, bu arzusundan vazgeçinceye kadar, amansız düşmanıyım.
    ···
  20. 70.
    +4 -3
    orduyu asıl düşman karşısında görmek lazımdır. bunu ise bir millete herhangi bir zamanda gösterebilme imkanı yoktur. bunu muharebe sahasında görmek fırsatını bulabilecekler azdır. bunlardan yoksun bulunanlara, millet ordusunun kuvvetini, kudretini, göstermek için genellikle bir takım göz alıcı hareketler, askeri usuller kabul edilmiştir. bu usuller ve bunların gösterileri bir takım göz kamaştırıcı ve gönül alıcı görevlerdir. bir ordunun esas disiplinini bu gösteri şekillerine göre değil, arazi şartlarına uydurması mecburiyeti anlaşıldığı günden beridir ki, ordunun eğitim ve öğretim programlarının gerçek hareket noktası tespit edilmiştir... bu çocuklar asker oldukları zaman, onların muharebe meydanlarında başarılı olmaları için lazım olan eğitim ve öğretime özellikle önem vermeliyiz.
    ···