O gün başka bir sohbetimiz olmadı ama hergeçen gün bşrazdaha aramız iyi oldu. Arada sırada kantine gidip çay içiyorduk. Okuldaki tek arkadaşım oydu.Ama onun gibi biri nasıl buokulda okuyor diye düşünüyor fakat sormaya korkuyordum. Birgin cesaretimi topladım ve sordum

-Senin gibi biri nasıl bu okulda okuyor cesi?
Cesi:sana bir vercem ama kimseye söylemek yok
-Tamam söyle
Çok heycanlanmışdım.
Cesi:meth işindeyim ve kimya bilgimi geliştirmem gerek oyüzden bu okulda okuyorum.
-Ahahahahahahah çok büyük bir kahkaha attım tüm kantin inledi
Cesi:neden gülüyosun lan orosbu
-Abi senden böyle bir şaka beklemezdim gülmeye devam ettim
Cesi:yalan söylemiyorum lan doğru
-Oğlum git işine ya
Cesi: tamam gel seni usta aşcımız hasanberkle tanışdırıcam
-Hasanberkmi ahahahaha tekrar kahkaha attım ve yine kantin inledi.

Gerçek olduğunu öğrenmem çok acı bir şekilde olucakdı.

1 saat sonra devam edicem okumak istemeyenler gidebilir sıkıntı yok ben yazmaya devam edicem

Benim bu kahkahalarım hoşuna gitmemiş olucakki

Cesi:seni bu akşam hasanaberkle tanışdırayımda gör
-Tamam lan dedim ama hala kahkaha atıyordum. Suratını asıp gitti. O gidince biran için düşündüm

Ya doğruysa?ya gerçekten meth pişiriyorsa? beni bu gece öldürürlerse nabıcaktım? Keşke gülmeseydim. Kafam allak bullak olmuştu. Kahkahların yerini ciddiyet ve ölüm korkusu almıştı.

Okul çıkışı eve gitmek için durakda bekliyordum. Babam araba alıcakdı sözü vardı ama öldüğü için arabada yalan olmuştu. Aklıma gelmişken yazayım

babamı özledim

Ben otobüsün geç gelmesine söverken önümde kırmızı eski bir araba durdu. içinde cesi vardı

Cesi:hey hadi hasanberke gidiyoruz yoo

Korkum katlanmışdı, ayaklarımdaki titremeyi hissediyordum. Korkuyordum beyler ölüm korkusu bu.Meth yapan adam adamda vuruyordur.

Korkarak bindim arabaya soğuk ankara sokaklarında cesi ve ben meth laboratuvarına hasanberkle buluşmaya gidiyorduk.

Tekrar söylemekde fayda var korkuyorum

Upuzun, çöl gibi yollarda gittik. Bilen bilir ankarada ağaç filan nerdeyse hiç yokdur. Aynı amerikanın mekgiba sınırı gibi. Brba izleyenler azçok dediğimi anlamışdır.

Bayağ yol gittik, uzun bir süre tal toprak dışında birşey görmedik. Bayağ gittikden sonra ilerde bir adet karavan gördüm.Bu karavanın burda neişi vardı? Yoksa meth laboratuvarı bu karavanmıydı? kafamdaki sorulara cevap bulmaya çalışırken karavanın yanına geldik.

Camın küçük aralığından bir ışık dışarı çıkıyordu. içerde hummalı bir çalışma olduğu belliydi.

Cesi kapıyı çaldı kapı ani bir şekilde açıldı

Kapıyı yüzünde pembe gaz maskeli bir kel açdı. keline şaplak atasım geldi ama kendimi tuttum.

Beni görünce hemen kapıyı kapatıp cesinin üstüne yürüdür,bu esnada maskesini çıkarmışdı. keltoşun birde topsakalı vardı.

Ben böyle anlatıyorum fakat çok korkuyordum beyler.Ölmekden değil ailem neokucakdı? Onları düşünüyordum sadece.

Beyler 1-2 saat daha mola döndüğümde uzun partlar atıcam

Beyler geldim kaldığım yerden yarım saate devam edicem

Cesi ile hasanberk hararetli bir şekilde konuşuyorlardı. Ne dediklerini anlamaya çalılıyordum.

Hasanberk:niye getirdin lan bunu buraya
Cesi:adamın evi var bize yardım edebilir
Hasanberk:her evi olanı burayamı getiriceksin
Cesi:bize yardım edebilir hem kimyasıda var

Ben hemen lafa karışdım

-kimyada iyiyimdir birsürüde başarım vardır hasanberk bey

insanın bu adamı görünce saygı gösteresi geliyordu. Görüntüsü tavırları çok tehlikeli biri olduğunu anlatıyordu.
Sanki yapdığı iş tehlikeli değil, tehlike olan oydu

Cesi'yle 10-15 dakika daha konuşdular aylık 10.000 tl'ye anlaşdık hasanberkle fakat bazı anlaşmalarımız vardı

Kural1:işe karışmak yok
Kural2:izinsiz konuşmak yoo
Kural3:soru sormak yok

Ogünden sonra evim tam bir laboratuvar oldu sürekli evin içindeydiler. Anladığım kadarıyla günde 50 kiloya yakın meth pişiriyorlardı. Soru soramıyordum ama görüyordum. Günde 4-5 bulaşık leğeni meth pişiriyorlardı. Yaşlı 60 yaşlarında bir adamda gelip alıyordu onlar nereye gidiyor bilmiyordum.

Hasanberk hiç konuşmuyordu benle,hep gibici bakışlar atıyordu, korkuyordum o adamdan.Ama hastaydı galiba bazen öksürüyordu.

4-5 ay böyle geçdi onlardan aldığım paraya hiç ellemiyordum.50.000 tl'ye yakın para birikmişdi.Ama bana daha fazlası lazımdı belkide 10-15 katı kadar fakat benim sadece 19 ayım kalmışdı.

Birşey yapmalıydım aldığım kirayı arttırmalıyıdm. Aklıma çok sinsice bir plan geldi.Üzerinde çok düşündüm ve uygulmaya başladım ama unuttuğum birşey vardı Hasanberk benden tehlikeli ve zekiydi

Cesi'nin kürt bir sevgilisi vardı. Bizim okulda okuyordu ve bende onunla azçok konuşmuşluğum vardı. Sohbet ediyorduk arada.

Birgün kantinde otururken 2 çay alıp yanına gittim.

-Nasılsın borene kızın adı buydu
Borene:iyiyem türkçe heval sen napirsen
-iyiyim sana çay aldım içmezmisin?
Borene: saolasın heval dedi ve kaynar çayı tek dikişde hayatında ilk defa çay içiyormuş gibi içdi
Borene:bizim oranın kaçak çayı gibi değil ama olsun heval

Planımın ilk adımını atmışdım. Ertesi gün cesi hiç gelmedi, ondan sonraki günde. Methler 1-2 gün boyunca hep ekgib çıkıyordu ve hasanberk çok gergindi.

Cesiyi aradım

-Kanka nerdesin kaç gündür yoksun?
Cesi:ya bro benim manita zehirlenmiş 1-2 hafta daha yokum galiba yoo
-Aaa çok üzüldüm kardeşim

Planımın 2. Adımıda tamamlanmıştı.

Sıra3. Ve en tehlikeli olandı, çünkü hasanberkden çok korkuyordum

Hasanberk mutfakda salep içerken yanına yavaşça yaklaşdım. Ağzından laf almak istiyordum.

-Cesi 1-2 hafta yokmuş buralarda
Hasanberk:kuralların arasında konuşmak yok demişdim
-Ben onun yerine çalışabilirim dicekdim sadece

Beyler çok gibici bakış attı gene korkdum. Salebinden bir fırt daha aldı ve omuz atarak laboratuvarın olduğu odaya geçdi.

Bikaç saat ses gelmedi. Sonra içerden

Türkçeee diye ses geldi

Koşarak oraya gittim.

Heyecanlıydım

Korkuyordum

ilk defa laboratuvara gidecekdim

Kapıyı açdım, içeri girdim. gene kafasında pembe gaz maskesş vardı hemen bana maskeni tak dedi. Pembe maskeyi takdım.Çok heycanlıydım meth yapıcakdım ilk defa

Yavaş yavaş bu mükemmel hikayenin sonuna yaklaşıyoruz beyler son 2-3 part

Hasanberk:bana yardım edeceksin türkçe
-Yardım ederim fakat saat başı 3.000 lira alırım sonuçda tehlikeli bir iş polis basarsa ömür boyu hapis yerim

Kabul etmek zorundaydı, zütü sıkışmışdı.

Hasanberk:tamam dedi işkillenmişdim beyler hemen kabul etmesi beni kuşkulandırmışdı.

Ogün 4 saat çalışdık ertesi günde 5 saat toplam 9 saat çalışmışdım ve cebimde şuan 27.000 lira vardı. Fakat yaklaşan sonumu göremiyordum. Para gözümü boyamışdı.

Bir sabah çalışmak için hazırlanırken telefonum çaldı. dedem rahatsızlanmış ankarada tedavi görüyordu. Eskiden belalı bir tip ama artık koltuklu sandalyede yaşıyordu ve sadece zille haberleşebiliyordu. Benide hiç sevmezdi.Ama babam ölünce birtek ben kalmışdım. Mecbur gidecekdim.Ama ölüme gidiyordum. Biliyordum...

-Final part-

Taksiye binip hemen dedemin kaldığı huzur evine gittim. Odasının kapısı açıkdı. ortada bir kağıt vardı kağıdı açdım.

Ben hasanberk
Cesinin kürt sevgilisini zehirlediğini, geceleri gay ferresi izleyip 31 çekdiğini, sıçdıkdan sonra sifonu çekmediğini, bulaşık sırası sana geldiğinde bulaşıkları yıkamdığını, bazen kapıdan bizi dinlediğini biliyorum.
Senden nefret ediyorum türkçe,ilk gördüğüm andan beri, geceleri osuryorsun birşey demiyorum, burnunda sondaj çalılması yapıyosun gene birşey demiyorum ama bu son yapdığın son damlaydı cesinin sevgilisini zehirlemen senin sonun olucak.

Ben son cümleyi yazarken dedem çana vurmaya başladı,ve büyük bir patlama oldu. Orada öldüm

Ve şuan Mezardan yazıyorum.

SON