0
basladiktan sonra kendisini daha fazla hissettiren bir duygudur bu. insanoglu her aciya bir sekilde alisabildigi halde, bogrune bir okuz gibi oturan bu yalnizlik duygusuna bir turlu alisamaz ve bu durum her gecen gun daha fazla koymaya baslar adama.
bir donem varligindan bile bihabersinizdir yalnizligin. yalnizliginizi ilk kesfetmeye basladiginiz zamanlarda da cok umursamaz hatta keyif bile alirsiniz bu tekil yasama halinden. ilerleyen yaslarda ise insani alabildigine uzen ve icinden cikabilmek icin bala dusmus bir ari gibi cirpinir hale sokan bir duyguya donusur. en son raddede ise etrafinizdaki tum mutlu insanlardan nefret etmeye ve kahkaha seslerine bile tahammul edemez bir hale gelmeye baslarsiniz ki bu evre, yalnizligin en fazla aci verdigi evredir.
iyi veya kotu yasadigi her seyi baskalari ile paylasma ihtiyaci hisseden kisi, zamanla etrafinda bir seyleri paylasacagi birileri kalmayinca artik yasamayi da manasiz bulmaya basliyormus. okudugun guzel bir kitabi birilerine tavsiye edemedikten sonra o kitabi okumanin ne onemi vardir ki zaten? veya dinledigin guzel bir muzigi, izledigin guzel bir filmi baskalari ile paylasamiyorsa nasil keyif alabilir ki insan yasadigi hayattan?