başlıyorum dikkatle okuyun

üniversite sınavından güzel bir puan almıştım. Hangi bölümü tercih edeceğim diye düşünürken bir arkadaşım sayesinde besyo'ya gitmeye karar verdim. Zaten eskiden basketbol oynuyordum o yüzden şansımı denemeye karar verdim.

istediğim şehri kazandım,ilk sene kimseyi tanımadığımdan yurda çıkmaya karar verdim.Çok konuşkan biri olmadığım için ilk başlarda ortama alışmakta sıkıntı çeksem de zamanla alışmaya başladım.Her şey yolunda gidiyordu.

Furkan ve cem isimli iki kişiyle daha yakındım. Basketbol sayesinde tanışmıştık, üniversite takımında birlikte oynuyorduk, aslında çok iyi bir basketbolcu değildim, kilom çok azdı ve kuvvetsizdim, savunmam kötüydü,en iyi ve tek özelliğim mükemmel bir şutör olmamdı, elim ısındığı zaman her attığım giriyordu

furkan ve cem fitness'la uğraşıyorlardı, bunlara takılıp bende başladım,en azından biraz kilo alıp zayıflıktan kurtulmak istiyordum, iskelet gibi durmaktan çok sıkılmıştım, basketbol fitness ve üniversite üçgeninde hayatıma devam ediyordum.ilk senenin sonunda üçümüz eve çıkmaya karar verdik. Tabi bunun için elimizde para olması gerekiyordu. Mevzu böylece başlamış oldu.

ilk sene bitince memlekete döndüm.Tam o sıralarda abim bir kafe açmıştı ve eleman arıyordu.ilk başlarda garsonluğu denedim lakin beceremedim. Daha tepsi tutamıyordum. Ocak kısmına geçtim içecek filan hazırlıyordum.O kısmı iyi becermiştim. Yaşadığım yerde yazın oldukça yerli ve yabancı turist yaşar. Yabancı turistler geldiği zaman bazen garsonlar benden yardım istiyordu.Az buçuk gavurca bildiğim için anlaşabiliyordum.

Bir gün yine garson yardım istedi. Masayı öğrenip oraya yöneldim. Yöneldim yönelmesine ama at gibi bir turist kafilesinin içine gireceğimi bilmiyordum. Zaten kadınlarla konuşmayı hiç beceremezdim birde böyle bir grubu görünce hepten kafam gitti. Elim ayağıma dolaşmasın diye sakin olmaya çalıştım.

Kadının biriyle konuştum.Zar zor siparişi aldım.O günde acayip yoğunluk vardı. Mecburen siparişi ben zütürmek zorunda kalmıştım. Titreye titreye masaya gitmeye çalıştım.Tam masaya vardığım sırada tepsi elimden kayıp düştü.Ses çıkınca herkes bana baktı. Kıpkırmızı olmuştum. Yerden cam kırıklarını toplayım derken elimi kestim. Kalan parçları topladım. giberim sizin gibi garsonu işinizi yapın bana niye sipariş taşıtıyorsunuz diye elemanlara kaydım. Kafenin sahibi sayılırdım sonuçta. Abim olmadığı zaman kontrol bende oluyordu.

Elimden çok herkesin içinde rezil olduğumu düşündüğüm için sinirlenmiştim. Garsonları azarlayip yolladim. Elim kanadigi için pansuman yapacaktım.O sırada masadaki kızlardan birisinin geldiğini gördüm. Yanıma gelip elime baktı.Bir şeyler söylemişti ama o an anlayamadım.

Çünkü kız fazla güzeldi, böyle birini karşımda görünce zaten ingilizce konuştuğu için ne dediğine odaklanamiyordum. Tekrar edince elimi sorduğunu anlayıp iyi oldugunu söyledim. Tekrar masasına gidip oturdu. Bende elime pansuman yaptim.

Kızın sürekli bana baktığını farkettim. Biraz daha oturup gittiler. Tüm müşteriler gittikten sonra kafeyi kapatıp eve geçtim. işten nefret etsem de mecbur çalışmak zorundaydım. Ertesi gün yine kafede işin başındaydım.

Aynı şeyleri yapıp duruyordum. Aksam aynı saatlerde dünkü turist kafilesi geldi. Onceki gün yanıma gelen kadın yine oradaydı.Onu görünce biraz çekiniyordum ama belli etmemeye çalışıyordum.En iyisi biraz dinleneyim diyip arkaya geçtim.Ara sıra sigara içiyordum.

Garsonlardan biri yanıma gelip bir kadının beni sorduğunu söyleyince tekrar içeri girmek zorunda kaldım. Yine o kadın ocağın önünde beni bekliyordu. Yanina gittim selamlaştık. Elimi sordu iyi olduğunu söyledim. Kadin birşeyler anlatıyordu ama ingilizcem yetmediği için anlamıyordum.

gibtimin kafesinde bir tane ingilizce bilen adam yoktu. Kadin masasına gitti eline telefon alıp geri geldi. Ceviriden yazmaya başladı. izin günümü soruyormuş. Okuyunca ne alaka amk dedim içimden.Her gün çalışıyorum izin günüm yok dedim.

Kadın sürekli birşeyler soruyordu. Masasina davet ediyordu. Gelemeyecegimi soyledim. Kadin tamam diyip gitti.10 dakika sonra abim geldi.Sen bugün git ocağa ben bakayım zaten elin sakat fazla zorlama dedi.

O sırada kadın tekrar yanımıza geldi. Abimle tanıştılar. Yine masasına davet etti. Kadina yine hayır desem ayıp olacaktı. Tamam diyip masalarına gittim. Karsimda bir sürü turist hangi ülkeden olduklarını bile bilmiyorum. icimden konuşmakta gelmiyor.