/i/Tarih

''Tarih bir meslektir, bir hobi, gevezelik, anekdot ya da asparagas değildir.'' (Pierre Goubert)
  1. 1.
    +5 -1
    Göktürk Devletinden kalma, 7 ve 8. asra ait en eski taş kitabeler. Üzerinde, Türk Edebiyatının ilk örnekleri bulunan “bengü taşları”dır. Moğalistan’ın kuzey-doğusunda, eski Orhun Nehri yatağına dikilmiş oldukları için bu kitabelere Orhun Âbideleri, Göktürk Devletine ait oldukları için de Göktürk Kitabeleri denmiştir. Âbidelerde adı geçen Ötüken Ormanı, Türklerin Birinci istiklal Savaşını kazanan Kutluk Kağan tarafından, yeni Türk devletine idare merkezi olarak seçilen yerdir. Orhun civarında Orhun Yazıtları Göktürk (Köktürk) imparatorluğunun ünlü hükümdarı Bilge Kağan döneminden kalan yazılı taşlardır. Bu taşlar, hem maddi hem de manevi bakımdan Türk dili, kültürü ve tarihinin en değerli anıtlarıdır. "Türk" kelimesi, Türk milletinin adı olarak ilk defa bu bengü taşlarda geçmektedir. Bunlar, Türk edebiyatının ilk şaheseri, Türk hitabet sanatının muhteşem örneği, Türk yazı dilinin ilk belgeleridir. Şüphesiz daha önceki dönemlerden kalma Türkçe metinler ve kitabeler de vardır.

    Orhun Yazıtları (Orkun Bengü Taşları, Orkun Kitabeleri, Orkun Abideleri şeklinde de adlandırılır) bilinen ilk Türkçe yazılardır. Göktürkler'in dil ve edebiyatları konusunda Türkçe bilgi veren tek kaynak, Moğolistan'da, Orkun Irmağı yakınında Koşo Tsaydam bölgesinde bulunan bu azıtlarıdır. Kül Tigin Yazıtı 732 yılında, Bilge Kağan Yazıtı 735 yılında, Bilge Tonyukuk Yazıtları (iki tane yazıtı vardır) 720'li yıllarda (tam tarihi bilinmiyor) dikilmiştir.

    Orkun Yazıtları bir çeşit siyasi hatırat, tarih ve beyanname niteliği taşımaktadır. Orkun Yazıtlarında ve Orkun-Yenisey bölgelerindeki çeşitli çağlara ait diğer yazılı belgelerde işlek bir nesir dili göze çarpar. Bu durum, Türkler arasında, Gök Türkler'den önce de bir okuma-yazma durumu olduğunu gösterir. Orkun yazıtları hitabet üslubu ile yazılmıştır. Bilge Kağan'ın yeğeni Yollığ Tigin'in yazdığı Kül Tigin ve Bilge Kağan yazıtlarında, Bilge Kağan, atalarının nasıl devlet kurduklarını, tahta geçtiği sırada devletin ne durumda olduğunu, kendisinin ne gibi önemli faaliyetlerde bulunduğunu, bir dereceye kadar milletine hesap verir gibi, zaman zaman gururlu bir anlatımla ortaya koymuştur. Kül Tigin ve Bilge Kağan Yazıtlarının önemli bir kısmı aynıdır. (Kül Tigin Yazıtı güney yüzü Bilge Kağan Yazıtı kuzey yüzü, Kül Tigin Yazıtı doğu yüzü Bilge Kağan Yazıtı doğu yüzü)... Kül Tigin Yazıtının diğer bölümlerinde yine Bilge Kağan, Kül Tigin'in başarılı hizmetlerinden söz etmektedir. Kül Tigin ve Bilge Kağan Yazıtlarında adı geçmeyen Bilge Tonyukuk, kendi yazıtında Bilge Kağan'ın askeri başarılarında büyük rol oynadığını, yönetimde de yapıcı faaliyetlerde bulunduğunu anlatmaktadır...



    Kül Tigin Yazıtı - Güney yüzü






    1.tengri teg tengride bolmış türük bilge kagan bu ödke olurtum sabımın tüketi eşidgil ulayu iniygünüm oglanım biriki uguşum bodunum biriye şadapıt begler yırıya tarkat buyruk begler

    2. tokuz oguz begleri bodunı bu sabımin edgüti eşid katıgdı tiñla ilgerü kün togsıkka birigerü kün ortısıñaru kurıgaru kün batsıkıña yırıgaru tün ortusıñaru anta içreki bodun kop ma körür ança bodun

    3. kop itdim ol amtı añıg yok türük kagan ötüken yış olursar ilte buñ yok ilgerü şantuñ yazıka tegi süledim taluyka kiçig tegmedim birigerü tokuz ersinke tegi süledim tüpütke kiçig tegmedim kurıgaru yinçü ög

    4. keçe temir kapıgka tegi süledim yırıgaru yir bayırku yiriñe tegi süledim bunça yirke tegi yorıtdım ötüken yışda yig idi yok ermiş il tutsık yir ötüken yış ermiş bu yirde olurup tabgaç bodun birle

    5. tüzültüm altun kümüş işgiti kutay buñsuz ança birür tabgaç bodun sabı süçig agısi yimşak ermiş süçig sabın yemşak agın arıp ırak bodunug ança yagutir ermiş yagru kontukda kisre añıg bilig anta öyür ermiş



    Türkiye Türkçesiyle





    1. (Ben) Tanrı gibi, Tanrıdan olmuş Türk Bilge Kağan (ım). Bu devirde tahta geçtim. Sözlerimi tamamıyla işitin. Önce, siz erkek kardeşlerim, oğullarım, birleşik boyum, bütün soyum, sağdaki Şadapıt beyleri, soldaki Tarkanlar ve onlara bağlı beyler, Tatar...

    2. Dokuz Oğuz beyleri ve bütün halkı, bu sözlerimi iyice işitin (ve) adamakıllı dinleyin: ileride gün doğusuna, güneyde gün ortasına, batıda gün batısına, kuzeyde gece ortasına kadar, bu (sınırlar) içindeki halklar hep bana bağlıdır. Bunca halkı

    3. hep düzene soktum. Onlar şimdi (hiç de) kötü (durumda) değiller. Türk kağanı Ötüken dağlarında oturursa (ordan buraları yönetirse) memlekette sıkıntı olmaz. Doğuda Şantung ovasına kadar ordu sevk ettim, denize ulaşmama az kaldı, güneyde Dokuz Ersin'e kadar ordu sevk ettim, Tibet'e ulaşmama az kaldı. Batıda inci (Sır Derya) ırmağını

    4. geçerek Demir Kapı'ya kadar ordu sevk ettim. Kuzeyde Yir Bayırku topraklarına kadar ordu sevk ettim. Bunca diyara kadar (ordularımı) yürüttüm. (Anladım ki) Ötüken dağlarından daha iyi bir yer asla yokmuş. il tutacak yer Ötüken dağları imiş. Bu yerde yerleşip Çin halkı ile

    5. anlaştım. (Çinliler) altını, gümüşü, ipeği ve ipekli kumaşları güçlük çıkarmaksızın öylece veriyorlar. Çin halkının sözü tatlı, ipek kumaşı yumuşak imiş.Tatlı sözlerle ve yumuşak ipekli kumaşlarla aldatıp uzaktaki halkları böylece (kendilerine) yaklaştırırlar imiş. (Bu halklar) yaklaşıp yerleştikten sonra o zaman fesatlıklarını o zaman düşünürler imiş.
    Tümünü Göster
    ···