1. 1.
    +14
    o gece. vatanül hümayünün zafer kutlamalarından biri üdü. vücud'a zerk edülen mahşer-i alkol tesirini yavaş yavaş bünyeye nüfuz eyliyordu.

    reina-ül bar tıklım tıklım idü. stanboul (istanbul) hiç bu kadar taka zerzavat dolmamış idü.

    hatun dübürleri muazzam bir şekilde gözlere tesir, zevük eyliyordu. mekanda ruslar da volta atıyor reina-ül bar'ı şenlendiriyordu. yannan'ül derman zevk'e gelmiş, fatih'in şahi topları misali göğe dikilmiş, hilal bayrakları sallandırıyor, adeta naralandırıyordu.
    ···
  2. 2.
    +2
    gözüme kestirdiğim afetül devran slav hatun'u bir köşeye dayadım. yannan'ül derman hedefini nihayet bulmuş, kaçak et kesimine girişecek idü. ocaktan kalma kara bıyıklarımı burdum ve daşakk'ül toplarımı avucum içinde sıkıştırarak

    ' bunca yıllık yoğurtçu hüsam böyle kase görmedi . dertlere koydun beni ey hatun'ül hicaz'

    deyleyiverdum.

    ardından gülen bir çift göz, kırpıştırılan kirpikler derman'ül yannanımı zevklere narketti.. içimi hoş eyledi.
    ···
  3. 3.
    +2
    ' armani dostum samael in takası az ileride. eğer hanımefendi ziyaret-ül devranda bulunursa içimi hoş eyleyecek, bu efendiyi zevklere narkedecek ' deyleyüverdim.

    o vakit bin-ül devranlar. hatunun gözlerinde alacağı zevkün narelerini hissettim.

    'elbette monşer... elbette ' deyleyüverdi.

    ardından köşkere yeni temizlettiğim köselelerimin topuklarına vurarak, içim cız eyleyerek zevkü sefa yollarını avrad'ül devranla arşınladım
    ···
  4. 4.
    +1
    hay hay sperm-ül israflar, veled-i zina'lar tabi ki devam eylerim. siz dostlarım içün yazıyordum bur makaleyi zaatı şahsınıza efendim.

    ziyadesiyle avradül hatun, gülistan'ı devran la takaya ulaşmışdık. taşşak-ül toplarım yerinde duramıyordu efendiler. hatunun beyaz dübürü, fistanından görünüyor, güneş görmemiş süt bacakları bu yoğurtçu dostunuza sütün aslında nasıl olması gerektiğini aklıma zerk ettiriyor, beni zihnen uçurumlara sürüklüyordu.
    ···
  5. 5.
    +1
    taka yakamozla birlükte stanboul ( istanbul ) denizi üstünde sallanıyordü.

    hiç bir şey demeden hafif inültüler ile birlikte gecelik zevcemi taka zemününe hafifçe yatırdım veled-ül ziyanlar.

    bal dudaklarından öpmeye, beyaz gerdanını dillemeye , bunlar devam eylerken züt dübüründen sıkmaya başladım.

    hatun zevke geliyor kıvranıyor, bir pars gibi mırıldanıyor gözlerini kısıyordu.
    ···
  6. 6.
    +2
    burduğum yeniçeri ocak bıyıklarım hatun göbeğinde dalgalanıyor, mermer dövdüğüm nasırlı adeta kaya gibi avuçlarım hatunun memelerini parçalarcasına okşuyor, hatunu zevklere sürüklüyordu.

    yannanımı ( gib ) kumaş pantol'umdan çıkarıp hatunun beyaz pembe karışımı avuçlarına saldım.

    kobra'ül mahaşeret hatun avuçlarında naralanıyor , şahlandıkça şahlanıyordu. adeta mermer dövdüğüm avuçlarıma benzer hale gelmiş'idü

    ' daha fazla dayanamayacağım ben. sokun onu bana paşam. sokun sokun sokunnnn '

    deyleyiverdü sırılsıklam gecelik zevcem.
    ···
  7. 7.
    0
    afet'ün fisstanını sıyırdım spermül ziyanlar.

    beyaz dantelli slav işlemeli balün eteğini beyaz memelerine doğru fırlattım. evet veledi ziyanlar. bu gözler en son sinan ( mimar- sinan ) yapımı selimiye cami-inde bir teravih namazı esnasında rükuda iken sıkıntıdan etrafa bakınınca böyle güzel sütunlar görmüştü.

    amcık-ül sefa gözlerimin önünde idü. zevk pınarlarını bahşettiği yannanım şahlanmış rota olarak amcıkinü gösteriyordu.

    piri reis bu rotayı hiç bulamamıştı veledül ziyanlar hiç.
    ···
  8. 8.
    0
    nihayet yarakk-ül derman amcük kanallarında yol alıyor adeta zevk sularında beyaz bir kısrağın cenk zamanı arazide attığı nalları bana hatırlatıyor, zevklendiriyordu.

    'vur yiğidim vur, döv yiğidim döv '

    kelamları eşliğinde daşşaklarım züt büzüğüne kasap nuri efendinin dövdüğü etler misali çarpışıyor, ses çıkarıyor, terle karışık zevk sularımı züt kanalı eşiğine gönderiyor idü. yannan ( gib ) damarlarım amcük kenarlarında hafif dalgalanmalar oluşturuyor, aşk üle bin zevke getiriyor idü.

    afet'in bal dudaklarını boş eylemedim, savaş naraları atan dilimle hatun dillerinde maceradan maceraya koşuyordum.
    ···
  9. 9.
    0
    ' bırak beni beyim. boş eyle beni. bırak üzerinize çıkayım. zira amcığım daha fazla bu zevke dayanamayacak. boşalmak istiyor bu deli gönül artık '

    deyleyiverdi gecelik sefam bal peteğim, yakamoz parsım...

    hüsranla ve zevkün hırıltılarıyla beraber

    ' hay hay ulyanna hay hay '

    deyleyüverdim.

    dilime ilk kez bu ilik'ül destan'ın ismini anmıştım. galiba efendiler son kez olacaktı. çünkü bu beyaz dişiyi sadece mahlazıyla naralandırmak istiyor idüm.

    beyaz kısrak...
    ···
  10. 10.
    0
    nihayet üstüme geldi devran. rüyada imüydüm neydüm. bu memeler yakamoz ışığında gitgellerle ne de güzel sallanıyor idü.

    kuvettli bileklerimle tuttuğum incecik, fransız saten kumaşı gibi dokulu belini kaldırıp kaldırıp indiriyordum.

    ' ah monşer... aaah ' deyleyüverdi sevdam.

    sonunda amcük daha fazla dayanamamış haşmetli yannanımı göbek hizasına kadar soktuğundan mütevellit iyice zevke gelmiş, pınarlar coşmuş rahmini suluyor idü.

    'oh efendi... beni ziyadesiyle muhteşem gibtünüz. ' deyüp bıyıklarımın altına bir buse kondurup taka zemininde serili yıpranmış kilimin üstüne uzanıverdi beyaz gelincik.
    ···
  11. 11.
    0
    Yanımda boylu boyunca uzanan bu devrana hayran kalmış idüm.

    zira gibüş, hiç bu kadar sefalı ve maheser olmamışidü.

    'ziyadeü hasıla nasıl efendim. taşaklarınız titriyordu, iyi boşalabildiniz mi? '

    diye kıkırdayarak bal dudaklarından sefalı sözler döküldü afetimin ağzından.

    ' tabi ki haspam. bu amcuğa boşalmamak elde mü ' deyip avucumu hintlü sarığı penbesi amcuğuyla buluşturdum

    ' bende boşalduğunuzu düşündüm lakin yarakünüzü dışarı çıkarmamıştınız monşer '

    eyvah deyleyüverdüm içimden spermi ziyanlar. bu afetül devran çok sağlam hatundu. keza evde 4 tane çocuğum ve son zamanlarda pek hoşlaşmadığım 2 adet zevceye sahüptüm.

    bu eski yeniçeri yeni yoğurtçu efendi bir zevceyi, üstelik ecnebi bir zevceyi nakten olarak kaldıramaz üdü.

    baba yadigarü ceketümü dahi takada bırakarak göz yaşlaru eşliğinde yakamozun sere serpe ışıldadığı deniz üzerine attım kendimü.

    evet veled-i ziyanlar kaçıyor idüm

    az önce boşalttığım taşşaklarım ( eng: ball ) zaten içeri çekilmüştü, soğuk tuzlu suyu yiyince daha da içerü geçti.

    ardımda ağlayan afetül devranı bırakmıştım. ağlıyor göz pınarlarından yaşlar süzülerek şimdi burada kelam edemeyeceğim sözleri bana karşı haykırarak söylüyor idü.

    zira döl ( sperm ) lerimi rahim yoluna bırakmıştım. yumurtasına nüfuz etmek üzereydü.

    taşşaklarum ( eng: ball ) sızlayarak takadan köpekleme şekilde denüz içinde uzaklaşmaya başladım.

    veledül ziyanlar...

    abdulhamit devri böyle bir hatun ne duydum ne gördüm.
    ···
  12. 12.
    0
    göğe göğe göğe...

    veledül ziyanlar okuyalım lütfen.
    ···
  13. 13.
    0
    göğe göğe göğe...
    ···
  14. 14.
    0
    okuyun veled-i ziyanlar.

    fahişe-ül evlatlar
    ···
  15. 15.
    0
    göğe...
    ···
  16. 16.
    0
    göğe...
    ···
  17. 17.
    0
    güncellllll...
    ···
  18. 18.
    0
    yukarı gençlik.
    ···
  19. 19.
    0
    gececi tayfa da okusun yukarı
    ···
  20. 20.
    0
    @37 mimarlık :D
    ···