1. 1.
    +1 -3
    sorun anlatayım şeyhülislam dahil kış gecelerinde koynuna tüğsüz civelek alırdı.
    ···
  2. 2.
    +1 -1
    evet beyler hamamlarda yeniçeri ortalarında dönen dolapların kopan çığlıkların haddi hesabını bana sorun.
    ···
  3. 3.
    -1
    güzelyalılı hacı cemil efendinin kaabusname adlı eserini sizler için burada ortaya dökceğim. osmanlı romanın yolundan gitti.

    romalılar gibi oğlancı oldu.
    ···
  4. 4.
    -2
    Evet, Osmanlı döneminde eşcinsellik daha yerleşik, daha kabullenilir bir kimliktir. 'Mahbup', Osmanlı'da eşcinsellere verilen genel addı. Aktif ve pasif eşcinsellik ayrımı da yapılmıştı.
    Mahbuplar, yani eşcinsellerin pasif olanına 'Oğlan', aktif olanına da 'oğlancı' deniyordu. Ama daha teknik tanımla şöyle yapılmıştı: Heterociksüel ilişki kuranlara 'Zenpare', eşcinsel ilişki kuranlara ise 'Kulanpare' deniyordu. Osmanlı eşcinsellerinin kendi kalçaları için kullandıkları tabir de pek yaratıcıydı: Kase-i billur!
    ···
  5. 5.
    +2 -3
    Eşcinsellerin kapalı sayılan Osmanlı toplumunda arz-ı endam ettiği en önemli yer elbette hamamlardı. Hamamlarda 'döşek yoldaşlığı' tarifesi olan bir kalemdi. 'Oğlan'ların servis edildiği bu tarifede fiyat 300 akçeden başlıyordu. (Hamamlardaki eşcinsel serüveni anlatan en önemli kaynak Dellakname-i Dilkuşa'dır (Gönül Açan Tellaklar). Derviş ismail tarafından kaleme alınan risalede 17. yüzyılın sonlarında istanbul'da 408 hamamda 2.300 tellağın çalıştığını bunların büyük bir kısmının da eşcinsel olduğu anlatılıyor.)
    ···