0
evet beyler.
bugün yine 252'deyim. çiftkatlı munis bir otobüstür kendisi. genelde boştur, rahattır. 3,90 alır. aylık akbil, öğrenci, öğrenmen, savcı, bekçi, emekli, yaşlı dinlemez. 3,90 net, alır. aktarma almaz, aktarma vermez. öylede fevridir.
neyse dostlar, akbilimi bastıktan sonra yine üniversite dönemlerimin güzide aracı metrobüs'ün kişiliğim üzerinde bıraktığı etki yüzünden akbil basım sesi geldikten sonra üst kata doğru istemsiz şekilde koştum, otobüs bomboş ama kendime mani olamıyorum. üst kat merdivenlerini çıkar çıkmaz soldaki ilk koltuğa iliştim.
oraya özellikle oturuyorum. çünkü avrupadan-asya yönüne doğru giderken güneş direkt olarak o bölüme vurur. kimse oturmaz. hep boştur. herkes güneşe kaçar ben güneşe doğru otururum (marjinalim ondan)
en önemli ikinci sebebi ise arkası boş, merdivenlere baktığı için kekonun biri gelip tam arkanıza oturup dizlerini zütünüze sokmaz.
neyse efendim, tam zincirlikuyu durağına geldik ki, ben kulağımda mp3'üm moonspell'den an erotic alchemy'yi loop'a almışım başka dünyalara gitmişim, otobüs salladıkça ufaktan kafa da sallıyorum. tam o sırada önce bir parfüm kokusu geldi. irkildim. sarsıldım.
sonra bir şey geçti yanımdan. tam sağımdaki koltuğun bir önüne oturdu. dedim noli. surat ifadem ":S" şeklindeydi. bir baktımki, aweee görmez olaydım. bu nasıl bir şey. bu şey bir "bacak". bacak üstünde bacak (@2 için önemli not: kadın bacağı. evet)
bu nasıl bir bacaktır. bu nasıl bir... bu ne lan dedim. bacağın sahibi kızın yüzünü hiç görmedim. belki 40+ olabilir dedim içimden. convers giyen, arkadan muhteşem gözüküp, yüzünü döndüğünde ise bütün algımıza ihanet eden, "lan" dediğimiz bir "kadın"mıydı buda acaba.
ama o bacakların "sütun"luğu beynimdeki bu öneriyi şiddetle reddetti. bir neşe kapladı beni. hergün zütü yere yakın kızlarımızla dolu istanbul'da böyle birşey'i ilk defa görmüştüm(belkide uzun zaman sonra ilk defa, ama yok bu başkaydı lan).
içimden kesin turtisttir dedim. ama nerden geldiği benim için hiç önemli değildi. istemsiz şekilde gözlerim bacağa doğru yöneliyordu, gözlerimin yönelmesi sebebiyle boynumda dönmek zorunda kalıyordu. ama tamda bakmıyordum. tam bakarsam ayılık olur(evet). tabi evet. ileriye, yola doğru bakıyordum ama bacakları yine kadrajda buğulu şekilde görebiliyordum.
bir başka ortalama hatun sağ arka çaprazımda oturduğundan her bacağa doğru yönelişimde arkamdaki hatunun "pis sapık .d.d" diyebileceği ihtimaliyle kahroluyor, ama yinede bakıyordum. içimden "lan ferrelarda bunun kralı var ammınagoym" diyordum kendime ama dinletemiyordum.
bir an ben nasıl bir canlıyım diye haykırdım içimden. kabaca bir et parçasının bir an bütün algımı kendine hapsetmesi nasıl bir haksızlıktır. bu nasıl anatomi lan. erkekliğime lanet ettim. tam inicekken şöyle iyice bir yükseldim geniş açıdan son defa beynime kazıdım(öyle ağır abazayımdır). ve inmek üzere aşağı kata doğru ilerledim :(
