1. 40.
    0
    "Bizi tuzağa düşürdü," dedi Mat nefes nefese. "Bu bir tür tuzaktı."
    Mordeth başını arkaya attı ve bir feryat kopardı; duvarlar titrerken her yere toz yağdı. "Hepiniz ölüsünüz!" diye haykırdı. "Ölüsünüz!" Ve sıçrayıp odanın karşı tarafına daldı.
    Rand'ın ağzı açık kaldı, neredeyse kılıcı yere düşürecekti.
    ···
  2. 39.
    0
    Meşalalerin düşürdüğü gölgelerin en derin kısımlarında bir şey hareket etti ve hepsi birden yerlerinde sıçradılar. Mordeth'di, dizlerini göğsüne çekmiş, gidebileceği en uzak köşede büzülmüştü.
    ···
  3. 38.
    0
    Neredeyse ağlayarak sonunda nefes almayı ve aynı anda kılıcın1 kınından çekmeyi başardı. Dikkatle, arkadaşlarından hangisinin o çıglığı attığını merak ederek ayağa kalktı. Perrin iri gözlerle odanın karşısında bakıyordu. Çökmüş, baltasını ağaç kesecekmiş gibi tutuyordu. Mat bir hazine yığının arkasından bakıyordu. Elinde yığından kaptıgı bir hançer vardı.
    ···
  4. 37.
    0
    oha rekor kırmıs amk
    ···
  5. 36.
    0
    Rand haykırarak geriye sıçradı. Ayakları altın bir zincire takıldı, yere yıkılınca nefesi kesildi. Nefes almaya çalışarak, pelerinine dolanan kılıcını çekmeye çabaladı. Odanın içini, arkadaşlarının haykırışları, yerdeki tabak çanakların çatırtısı doldurdu. Rand'ın kulaklarında acı dolu bir haykırış çınladı.
    ···
  6. 35.
    0
    Mordeth başım salladı ve ilk defa etli gözkapakları tamamen açıldı. ince yüzü aniden gergin ve aç bir görünüm kazandı. "Demek." Dikildi, daha uzun boylu göründü. "Kararlaştırıldı." Aniden görünme falan kalmadı. Mordeth bir balon gibi şişti, şekli çarpıldı, başı tavana yaslandı, omuzları duvarlara dayandı, tüm odayı doldurdu, kaçış yolunu tıkadı. Boş yanakları, dişleri alaycı bir sırıtma ile ortaya çıkmıştı, bir adamın kafasını avuçlayabilecek kadar iri ellerini uzattı.
    ···
  7. 34.
    0
    Rand aniden baştan beri kendisini rahatsız eden şeyi buldu. Koridordaki meşaleler hepsine birer gölge halkası vermişti, tıpkı hazine odasındakilerin şimdi yaptığı gibi. Ama... O kadar şaşırmıştı ki, yüksek sesle söyledi. "Senin gölgen yok." Mat'in elindeki kadeh düşüp kırıldı.
    ···
  8. 33.
    0
    "Eğer hâlâ istiyorsan," dedi Perrin Mordeth'e, "yarın geri dönüp sana yardım ederiz." Baltayı dikkatle mücevher kakmalı kadehlerin ve takıların üzerine bıraktı. "istiyorsan."
    "Hayır. Yani... " Mordeth nefes nefese, karar veremiyormuş gibi başını iki yana salladı. "istediğinizi alın. Ama... ama... "
    ···
  9. 32.
    0
    Rand nefesini tuttu. Sonra Mordeth'in sessizliği, başını kaldırmasına sebep oldu.
    Mordeth'in yüzü öfke ve korkuyla çarpılmıştı. Dudakları dişlerinin üzerinde gerildi. "Tar Valon!" Yumruklarını onlara doğru salladı. "Tar Valon! Bu... bu... Caemiyn'e gittiğinizi söylemiştiniz! Bana yalan söylediniz!"
    ···
  10. 31.
    0
    "Yalnız değil misiniz?" dedi Mordeth. Yanından geçip hazine odasına girmelerine izin vermişti, ama şimdi takip etti. "Yanınızda başka kim var?"
    Ayak bileklerine kadar servete gömülmüş, Mat dalgın dalgın yanıt erdi. "Moiraine ve Lan. Bir de Nynaeve, Egwene ve Thom var. Tar Valon'a gidiyoruz."
    ···
  11. 30.
    0
    Perrin bir baltayı çekti, üzerinde asılı kalan altın zinciri kayıtsızca yere attı. Parlak, siyah sapında mücevherler parıldıyordu ve zarif, alton işlemeler çifte başlığını süslüyordu. "O zaman yarın," dedi, baltayı sırıtarak savurarak. "Moiraine ve Lan bunları gösterince anlayacaktır."
    ···
  12. 29.
    0
    "Hepsini taşıyamayız," dedi Rand. Çaresizce çevresine bakındı; tüccarların Emond Meydanı'na bir yıl boyunca getirdiği bütün altın bile bu yığınların binde birini oluşturamazdı. "Şimdi olmaz. Neredeyse karanlık çökecek."
    ···
  13. 28.
    0
    okumadım bin kısa kes
    ···
  14. 27.
    0
    Mat haykırarak öne koştu ve yığınlardan birinin önünde dizlerinin üzerine çöktü. "Çuvallar," dedi nefes nefese, altınları avuçlayarak. "Bütün bunları taşıyabilmek için çuvallara ihtiyacımız olacak."
    ···
  15. 26.
    0
    Burada da dumanlan tavanı lekeleyen birkaç meşale vardı, ama o ışık, yere yığılmış altın ve değerli taşlardan, para ve mücevherlerden, kadehlerden, tabaklardan, tepsilerden, yaldızlı, mücevher kakmalı kılıçlardan ve hançerlerden yansıyordu. Hepsi, bel yüksekliğinde tümsekler halinde, dikkatsizce yığılmıştı.
    ···
  16. 25.
    0
    Kesinlikle bir şehrin yıkıntıları arasında hazine ararken giyilecek giysiler değil. Ama adamın tuhaf görünmesine sebep olan şey bu da değildi.
    Sonra, koridor seramik duvarlı bir odada sona erdi ve Rand Mor-deth'in tuhaflıklarını unuttu. inlemesi, diğerleri tarafından yankılandı.
    ···
  17. 24.
    0
    Giysileri, Rand'ın daha önce hiç görmediği türdendi. Dar, siyah, diz boyu pantolon, yumuşak, tepeleri bileklerde katlanmış, kırmızı botlar. Altın işlemeli uzun, kırmızı bir yelek, geniş kol yenleri olan, manşetlerinin uçları dizlerine kadar gelen kar beyazı bir gömlek.
    ···
  18. 23.
    0
    Rand, adamda tuhaf bir şey olduğunu düşündü, ama ne olduğunu çıkaramıyordu. Mordeth zarif, bir şekilde aşın beslenmiş bir adamdı. Düşük gözkapakları bir şeyin arkasında saklanmış, gözetliyormuş hissi veriyordu. Kısa ve tamamen keldi, hepsinden daha uzunmuş gibi yürüyordu.
    ···
  19. 22.
    0
    Titreşen alevler ve gölgeler, Rand'ın Mordeth'e ilk kez iyice bakmasını sağladı. Adam durmadan, hızla ilerliyor, bir yandan da takip etmelerini işaret ediyordu.
    ···
  20. 21.
    0
    "Evet, evet," diye yanıt verdi Mordeth. Adam, karanlıkta hiç sorun yaşamıyor gibiydi. "Aşağıda ışık var. Gelin."
    Gerçekten de dönerek inen merdivenler aniden, duvarda duman tüten meşalelerin asılı durduğu, loş bir koridorda sona erdi.
    ···