1. 1.
    +1
    panpalar beyin bedava mı panpamın desteğini aldım başlıyorum anlatmaya
    ···
  2. 2.
    0
    hikaye iki sene önce temmuzda başlıyor kardeşler. üniversite sınavından sonra istanbula 2 sene boyunca çıktığım lise aşkım olan hatunun yanına gittim. orada 5 gün kaldım ve sonrasında eve dönmeden önce şirinceye, nesin matematik köyüne gittim. canımdan çok sevdiğim mehmet diye bir arkadaşım felsefe çalıştayına katılmıştı, onu ziyarete. gerçi bende matematik okuduğumdan oranın yerleşik elemanıyımdır, neyse.
    ···
  3. 3.
    0
    vardım köye, selamlaşma hasret giderme derken biz bi köşeye çekilip dertleşmeye başladık mehmetle. dedim olm olmuyor artık ayrılıyorum kaptandan diye(kaptan 2 sene çıktığım hatun, gemi güverte okuduğundan kaptan derdim). yürümüyordu artık. sonra konu döndü dolaştı benim o çalıştaya giden başka bi arkadaşımın olduğunu öğrendim. isim değiştiriyorum, bihter olsun kızın adı. dedim mehmete çağıralım bihteri, gelmişken onu da göreyim. aradı kızı çağırdı, kız geldi. ama o bihter benim tanıdığım bihter değil.
    ···
  4. 4.
    0
    kızı ben gördüğüm anda dünyam döndü, anlamsız bi sırıtış geldi yüzüme. tanıştık, baya iyi anlaştık hatta mehmetin işi çıktı gitti, biz iki saat falan muhabbete devam ettik. akşam oldu, malum şirince şarap memleketi. aldık şarabımızı, içtik. 10 12 kişi falan bi toplulukta biz kızla kenara ayrılıp 3 saat kadar konuştuk. o konuştukça benim ağzımdan salyalar akıyor hayranlıktan. ama her güzel şey gibi bu ziyarette bitti ve evime döndüm. tabi facebookdan ekleşmeler, telefon alışverişleri yapıldı
    ···
  5. 5.
    0
    ben eve dönüşümden bir hafta sonra kaptanın stajı bitti, geldi yanıma. hatun geldi iyi hoş da ben punduna getirip ayılmaya bakıyorum. zaten aklım bihterde. gel zaman git zaman benim kızdan ayrılmam 2 ayımı aldı. kolay değil binler, 2 yıl beraber olduğun hatuna tak diye ayılalım dersem kız yıkılır. bende o kadar yaşanmışlık var amk, anlayışlı olayım azcık diye usul usul soğutayım kendimi hatundan dedim. tabi bi taraftan bihterle sürekli mesajlaşmalar, faceden konuşmalar falan gırla gidiyor.
    ···
  6. 6.
    0
    eylül geldi, üni başlıyor diye bende taşındım izmirden istanbula. bilgi üniversitesini kazanmıştım. okulun yurduna yerleştim. bilen var mıdır bilmem ama bilgi üniversitesinin tophane yurdu efsanedir. karışık ama öyle bi blok kız bi blok erkek değil. tek bina var zaten, oda oda ayrılıyor kız erkek. ayrıca okula erasmusla gelenlerin %70 i bizim yurtta kalırdı. e tabi ben gençliğinin en abazan vaktinde böyle bi ortama düşünce am peşinde koşmaya başladım.
    ···
  7. 7.
    0
    gel zaman git zaman benim bihterle olan konuşmalar azaldı. yeni insanlar, istanbul falan derken baya koptuk. o arada iki tane kız geldi geçti sevgili modunda. ama mayıs ayında birden, nasıl olduysa bihter geldi aklıma. o da sınava girecekti, nasıl gidiyor sınav çalışmaları falan filan diye bir yıla yakın zamandır kopardığımız bağlantıyı tekrar kurduk.
    ···
  8. 8.
    0
    @20 sen ne diyorsun, o iki kızdan biri yurttandı. oda arkadaşı haftada bir falan gelirdi yurtta kalmaya. ben baya kzın odasına yerleşmiştim
    ···
  9. 9.
    0
    yaz geldi yine, ben ailemin yanına döndüm. şöyle de bir huyum var, otostopçuyum ben. şehirler arası yolda asla otobüse binmem ağır valizim yoksa. ankaranın batısındaki nerdeyse heryeri gezmişimdir otostopla. bi gün gaza geldim, aradım kızı, ne yapıyorsun, ne ediyorsun muhabbetlerinden sonra dedim ki akşam işin var mı? nasıl yani dedi, dedim geliyorum didime(kız didimde oturuyor tabi, belirtmemiştim önceden). dalga geçme, ciddi misin fasılları konuşulurken ben çoktan sırtımda çantamla aydın yolunu yarılamıştım.
    ···
  10. 10.
    0
    vardım didime, dedim altınkum plajında poseidon heykelinin önündeyim. kordon boyunun ilerisinden bana doğru yürürken gördüm bunu, başım dönmeye başladı. dünya bulanıklaştı gözümde, sedece onu görüyorum. geldi yanıma, boynuma sarıldı. çok değişmişsin, saçların uzamış, bi an tanıyamıyacaktım nerdeyse falan dedi. uzun zaman oldu, neler yaptın diye başlayan bir konuşma gece 11 kadar sürdü.
    ···
  11. 11.
    0
    "benim artık gitmem lazım, sen ne yapacaksın, araba bulabilir misin bu saatten sonra" dedi. "yok, akşam kalıcam burda" dedim. "tamam nerde kalacaksın, pansiyon falan ayarladın mı?" dedi bana. içimden ulen ben otostopla gezen adamım, pansiyona para verir miyim dedim. "yok, çadırım yanımda. bi yer bulurum gezinip. beni merak etme" diye bindirdim minibüse, gönderdim bunu. sonra söve söve başladım çadırı kuracak yer aramaya. nerdeyse bütün ege sahilini gezdim, koy koy, tepe tepe kamp kurdum ama didim kadar kamp kurmaya elverişsiz yer görmedim. ilk bulduğum yer bi otelin arka bahçesiymiş, güvenlik kovdu. ikinci bulduğum yer çok açıklık diye vazgeçtim. yaklaşık 3 saatik bir arayışın sonunda güzel bir ağaç gölgesi buldum ama kafamı gibeyim, güneşin doğacağı tarafı yanlış hesap etmişim. sabahın beşinde uyandım
    ···
  12. 12.
    0
    uyandığımda çadırın için hamam gibiydi, benim de zütümden ter damlıyor. hemen gittim günün ilk ışıklarında deniz girdim, daha kimsecikler yokken plaj duşunda şampuanlandım. sonuçta kızın yanına gidicem. saat 8 buçukta günaydın diye mesaj attı. gecenden anlaşmıştık, 10 gibi buluşup kahvaltı yapacaktık. çadır için kurulacak yer aramamın uzun sürmesi bu yüzdendi zaten, sabah o gelinde güzel manzarası olsun, romantizm falan.
    ···
  13. 13.
    0
    bihtere çadırı kurduğum yeri tarif ettim, geldi. ellerinde iki torba dolusu yiyecek. gece kurabiye ve küçük kandil simitlerinden yapmış kahvaltı edicez diye. o bilmiyordu ama sevdiğim tek tuzlu hamur işi kandil simididir. termosta çay falan getirmiş. 2 saat falan kahvaltı yaptık orda. sonra dedi ki sana bi süprizim var. çantasından bi şişe şarap çıkardı(ben de o zamanlar biradan bıkmış şarapçı takılıyordum). dedi ki şirince bi analım. tabi içiyoruz ama öğle güneşi bile olsa bi şişe şarap ne gibime vuracak. gayet ayığız. saat 3 oldup şarap da bittikden sonra dedim artık bana müsade. sonuçda yola gidicem ve akşama kalamam, malum otostop. dedi ki " tamam ama yolcu edicem ben seni". şaşırdım en başda otostopla gideceğimi hatırlattım, biliyorum dedi. eee dedim nasıl yolcu etmeyi planlıyorsun. dedi ki " otostopun altın kuralını hatırlıyor musun?"
    ···
  14. 14.
    0
    otostopda bir kültür vardır, öyle yolun göbeğine geçip otostop çekilmez. çekilirde kimse almaz. araç bulma ihtimalini arttıran bi kaç püf nokta vardır. kavşakta değilde kavşaktan 50 metre sonra beklemek, ışıkta beklememek gibi. ama hepsinden üstün bir altın kural var. yanında kız varsa bi arabanın seni alma şansı 3e 4 e katlanır. önceki konuşmalarımızda bunu anlatmıştım ben ona. o da ben kolay araba bulayım diye benşm yanımda bekleyecekmiş.
    ···
  15. 15.
    0
    biraz yürüyüp otobana giden yola çıktık. normalde gelen araba gittiğim yönde kısa mesafe gitse bile binerim. şansım buymuş, devdıbına orada bakarız diye. bu sefer dedim direk izmire giden araba bulucam. ama amaç aktarma yapmamak değil, onun yanında 5 dakka bile daha dursam dünyalar benim.
    ···
  16. 16.
    0
    aydına selçuğa falan giden arabalar duruyor ama binmiyorum. yaklaşık 2 saat bekledik, aktarma yapa yapa gitsem bile yolu raılardım o zamana ama umurum değil. sonunda bi araba geldi. almancı bi aile, karı koca bir de 2 3 yaşlarında çocukları var. çantamı bagaja attım. vedalaşıyorduk artık. için parçalanıyordu. mazeret bitmiş, gibe gibe binecektim. sarıldım boynuna, tam ayrılırkende yanağına küçük bir öpücük kondurdum. o an öyle güzel baktı ki bana. dünya yansa, kafama meteor düşse veya herhangi bir şekilde yok olsam gam yemezdim. şimdi diyorum ki keşke öyle olsaydı.
    ···
  17. 17.
    0
    didimden aydın çıkışına kadar silinmedi yüzümden o anlamsız gülümseme. adam anladı tabi. sordu " kız arkadaşın mı?" diye. dedim umarım. hepimiz bi güldük. şuan bile o anı hatırlayıp gülümsüyorum. yol bitti adam beni manisa kavşağında bıraktı. ev bornova merkezde olduğundan hemen yürüyerek gittim. yol yorgunluğuna önceki gece de 2 saat uyumuş olmam da eklenince hemen vurdum kafayı uyudum
    ···
  18. 18.
    0
    sonraki iki ay telefon ve facebook üzerinden saatler süren konuşmalarla geçti. artık dayanamıyordum. konuşmak, ona sevdiğimi söylemek istiyordum ama bunu telefondan yapmak da istemiyordum. sonra bunun sınav sonuçları yerleştirmeler derken gidiyimde konuşayım olayı olacak bi ortam yaratamadım. istanbul üni kazandı. o gün bayramımdı benim. ankara olacak diye zütüm atıyordu. gerçi bana koymazdı, her haftasonu atlar giderdim ankaraya ama uzak olmak istemiyordum.
    ···
  19. 19.
    0
    agustosda istanbulda game theory konferansı vardı, oraya gittim. aynı zamanlarda o da polonya vizesi almak için oradaydı. kuzeni evleniyormuş, polonyaya gidecekmiş. sabah 9 buçukta vize görüşmesi vardı. gittim polonya konsolosluğunun önüne, bekledim. süpriz yapacaktım. ama bir saatin sonunda dayanamayıp mesaj attım nerdesin ne yapıyorsun diye. randevuyu erteletmiş amcası bi işi varmış o gün diye. bi güzel sövdüm içimden. amcasında kaldığı için kalan günlerde de dışarda görüşemedik. istanbulu bilmiyorsun, kaybolursun falan diye salmamış itoğlu it. ben de o arada iyice alkolik olmuşum. zaten yazın kış demeden içiyordum, bi de gönül yarası eklenince üstüne iyice ipin ucunu kaçırdım. 4 gün kuzenimin evinde büyük adada kaldım, bi arkadaşında kalacakmış o anahtarı bana verdi. 3 büyük içmişim tek başıma. yanında cigara sarıyorum da gırla. ara ara içerdim eskiden ama o yaz haftada bir iki kez içiyordum.
    ···
  20. 20.
    0
    bu olayların hepsi yaşanırken bizi tanıştıran, can dostum mehmet her olaydan haberdar. kızla çok yakın olmadığından ağzını ara olayına giremiyorum. bihterin didime döneceği gün mehmetle buluştuk, karaköy köprüsünde içiyorduk. saat 9 da servise binecek, 10:15 de otobüsü kalkacaktı. ben vişne suyuna kattığım cini dipleyip fırladım yerimden. sarhoş falan değildi. gaza gelmiştim. dedim " mehmet ben gidiyorum". "tamam, anladım ben seni" dedi, "gazan mübarek olsun" diye yolladı beni.
    ···