/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 51.
    +4
    Beyler dün bi partı yazarken elektrikler gitti, pikaçu gibi zütümden elektrik çıkaramadığıma göre de yapabiliceğim tek şey kafayı vurup yatmak oldu .

    Aksamadan dolayı edilen küfürler lütfen, Tedaş'a. Sevgiler

    başlıyorum birazdan
    ···
  2. 52.
    +9 -2
    https://youtu.be/Fd9ohpDDCRU

    Sabah uyandım. Hafta sonu bugün. Kerem bini kalkmamış bu sefer, ben hazırlayayım bari kahvaltıyı.

    Ondan önce telefonumu açtım.

    3 mesaj, 4 kim aramış mesajı.. Hepsi annemden

    1.mesaj

    "Nerdesin?"

    2.mesaj

    "Eve gel demedim mi?"

    3.Mesaj

    "Bittin sen !"

    Bittim ben? Lan düşmanlarım böyle mesaj atmıyor bana, annem değil misin sen? Bittin sen nedir. Sinirli sinirli fırlattım telefonu. Mutfağa geçip kahvaltıyı hazırlamaya başladım.

    O sırada telefon çaldı, annem sandım ilk başta. Değil.

    Gözde.

    "Alo?"

    "Alo gotkapan? Sen bu saatte kalkar mıydın ya * "

    "Gördüğün gibi" dedim fiyakalı bir sesle (Bir elinde çatal, yumurta çırpan biri için bu havalar fazla değil mi amın evladı?)

    "Bugün haftasonu, bi yerlere mi gitsek?"

    Kabul edecektim aslında, ama nedense Gözde'yle bugün bir araya gelmek istemedim. gibtir eeet üşendim.

    "Bugün Kerem'le takılıcaz yavrum."

    "O da gelsiin? Ben de irem'i çağırırım. 4lü takılırız?"

    Foursome diyon yani? Taam bana uyar.

    Şaka bi yana, kızın niyet belli. irem ve Kerem'i bir araya getirmek... E hal böyle olunca işi baltalamak olmaz.

    "Niyetini bu kadar belli etme bari" diyip güldüm.

    O da güldü.

    Taksim'e benim mekanlardan birine gitmeyi önerdim, kabul etmedi. Beşiktaş'a gidelim dedi.

    Beşiktaş... Nefretimsin Beşiktaş... (Bjkli panpalar çüküye abanmasın * )

    istemeye istemeye kabul ettim Beşiktaş'ı. Daha doğrusu ısrar etmedim.

    Aramayı sonlandırıp Kerem'i uyandırmaya gittim.

    Hazırmış zaten direk uyandı amk.

    "Kalk lan Beşiktaş'a gidiyoz"

    "Ya gibtir git napıcaz olum Beşiktaş'ta?"

    "Biliyom lan sevmiyosun da gidicez işte aq."

    "yannan giderim"

    "irem de geliyo."

    Gözleri parladı.

    "Kim kim geliyo?"

    "Sen ben gözde irem" dedim.

    "iyi sen Gözde'yi zütür ben de irem'le hallederim eheheh"

    "Dünkü gibi tutulup kalma da :D Amk çırağı."

    Kahvaltıyı ettik, 5'te buluşucaz Beşiktaş'ta, top oynadık biraz. Giyinip fırladık.

    Yolda annem bi kaç kez aradı, açmadım. Kontrol hastası... Uğraşmak istemiyorum.

    Kerem'le de çok konuşmadık yolda. O da benim gibi arabaya binince kendi dünyasında dalmayı sever..

    itiraz yok.

    Ve evet, hayvan gibi trafiğin ardından Beşiktaş'tayız...

    Söyledikleri mekan tanıdık yer zaten oraya gittik, biz lisedeyken orda içki servisi yapılmazdı bize. Şimdi onun hıncını çıkarır gibi kızlar gelmeden 2 50lik içtik.

    Ve sonra kapıda Gözde belirdi, topuklu giymiş ( şaka mısın dıbına koyayım ) makyajı güzel, boya küpü olmamakla birlikte yüzünü güzelleştirmiş.

    Ve arkasında irem.

    Her zamanki sarı, uzun saçlarıyla gülümseyerek yanımıza geliyor..

    Ayağa kalkmadık, onlar da merasim beklemedi. Gözde benim yanıma , irem de Kerem'in yanına oturdu.

    Klagib bir meraba naberden sonra içeceklerini söylediler.

    Daha güneş doğru düzgün kararmamışken içtiğimiz biralarla dalga amaçlı birer limonata söylediler.

    "Güneş kararmadan boya küpü olanlarla ne demeli?" dedim Gözde'ye dönüp , sırf kızdırma amaçlı.

    "Geceye şimdiden hazırlık ;)" dedi.

    Ne gecesi lan?

    O planda biz var mıyız?
    Tümünü Göster
    ···
  3. 53.
    +6
    "Gene şu şişko adamın olduğu yere mi zütürüceksin?" diye sormadım tabiki.

    Gülümseyip önüme döndüm.

    Kızlar gelmeden anneme mesaj atmıştım, "Bittin sen" e karşılık olarak.

    "Geç dönebilirim bu gece"

    Cevap, masada Kerem'in patlattığı esprinin üstüne geldi. Gülmemi engelledi.

    "Geç geliceksen bir daha hiç gelme. Sokakta yat umrumda değil... Derhal eve geliyorsun."

    Annem, tipik bir kontrol hastası.

    Her şeyin düzen içinde olması gerektiğini savunan bir insan,her şey ama her şey, bu evrendeki her şey onun kontrolu altında olmalı,

    Onun kontrolü olmadan bir sinek nefes almamalı,

    Onun kontrolü olmadan bir yere gidilmemeli,

    Her yarım saatte bir beni kontrol etmeye ihtiyacı duyuyordu.

    Anne yüreği diyebilirsiniz, ama hayır. Bunun ismi "Kontrol Hastalığı"dır.

    Cevap atmadım.

    Biz de 4.biradan sonra mekandan kalkıp, sahile doğru yürüdük.

    Gözde'yle kol kola, Kerem ve irem başka bir şeyden bahsediyor, sanırım irem Kerem'e lisesini anlatıyor.

    "Çok yakışıyorlar dimi" dedi Gözde fısıltıyla

    "Kerem'in yanına yakışması için irem'in biraz daha güzelleşmesi lazım" diyip sırıttım.

    "Sen de benim yanıma yakışmıyorsun,biz bir şey diyo muyuz?" diyip o da sırıttı.

    "1 hafta önce eline verdim ama ona ne diyeceksin?" demedim tabi lan saçmalamayın sfhsfaf.

    "Yakışayım, yakışmayayım. Şu an kol kola yürüyo muyuz yürüyoruz. Gerisi boş * " dedim.

    Yanağıma bir öpücük kondurdu.

    O sırada annem taciz aramalarına başlamıştı. Açmayınca mesaj çekmiş.

    "Ya hemen eve gel, yada ben oraya gelirim."

    Turkcell'in Tam nerede, adlı. insanların tam lokasyonunu başka bir insana ifşa eden progrdıbının da burdan amk.
    ···
    1. 1.
      +1
      Pnp ben olsam telefonu yakından geçen taksinin içine atardım şehiri dolaşırdı huur benim peşimden
      ···
  4. 54.
    +4
    Şimdi.

    Gitsem olmaz?

    Gitmesem de annemin buraya gelip, rezillik çıkardığını düşünsenize. Kızlara saldırıyor falan...

    Yapar mı yapar. Valla yapar. Billa yapar.

    Lan napıcam. irem'le Kerem'e hava hoş.

    Ama Gözde? Yalnız kalmış olucak..

    Onu da mı zütürsem? Oldu amk?

    Riskli oynayacağım. Gözde'ye döndüm.

    "Bu geceki mekanın formatını öğrenmek istiyordum." dedim, sanki müşteri temsilcisine konuşur gibi.

    Komik geldi heralde güldü.

    "Disko ;))" diyip yerinde dans etmeye başladı.

    He iyi lan, diskoya almazlar annemi, gelse bile gibsen bulamaz bizi orda.

    Buraları çok uzatmayacağım, sahilde biraz takıldıktan sonra. Arabayla Diaz'ın mekana doğru yol aldık.

    Ben ve Kerem alkollü olduğumuz için irem kullanıyor. (gibim gibi kullanıyor afedersiniz)

    Tanıdık bir kapı, tanıdık yarma herifler, tanıdık bir mekan.

    Bodylere selam çakıp içeri girdik.

    Mekan geçenkinden daha alevliydi.. Hafta sonu olduğu için mi acaba?

    Gözde 4ümüzü, Diaz'ın klagib köşesine sürükledi gene.

    Oturduk. Bir Kerem'e, bir bana, bir irem'e baktı.

    Gözde kalkıp Diaz'ın kulağına bir şeyler fısıldadı.

    Diaz ayağa kalktı, gene aşağı kata alıcak bizi heralde dedim ama bu sefer ağızından çok farklı bir şey çıktı.

    "Gotkapan, arkadaşını da al benimle bi yukarı gelin siz." diyip omzuma pat patladı.

    Gözde'de irem'i alıp diskonun derinliklerine gitti.
    ···
  5. 55.
    +5
    Neredeyse hiç gürültülü gelmeyen büyük bir toplantı salonu,

    Masada içki tepsisi.

    Odada Diaz,ben ve Kerem'den başka kimse yok.

    Diaz brendilerimizi doldurup söze girdi.

    "Lafı uzatmayacağım, işime yarayabilirsiniz."

    Kerem'le birbirimize döndük, Kerem bana "Nereye getirdi lan bizi senin bu kalktak?" der gibi baktı.

    Diaz devam etti.

    "Büyük paralar kazanabilirsiniz çocuklar, bunun için ihtiyacınız olan tek şey, çalışma ve azim. Ben saygın bir iş adamıyım . Bu günlere kolay gelmedim"

    Biz Kerem'le yüzüne ışık tutulmuş tavşanlar gibi görünüyorduk.

    "Ben bir çok mekanın sahibi olan tek bir adamım. Her yere yetişemiyorum anlıyorsunuz. Yaşlanıyorum artık. Biraz rahatlamak istiyorum, bol para kazandım. Ama yoruldum ."

    "Sadede gelsek?" diye atıldı Kerem.

    Diaz'ın o an Kerem'in bacağına sıkıcağını düşünmedim değil. Beni şaşırtarak gülümsedi..

    "Antalya'ya hiç gittiniz mi?"

    "Gittik" dedik ikimiz birden.

    "XXX'deki X numaralı beach. Orası benim, işletmesini size vermek istiyorum. işletme derken senet falan uğraşmayacaksınız, merak etmeyin. Tek yapıcağınız şey Club'da yayılıp rahatınıza bakmak, bir sorun çıkarsa da ilgilenmek. işler zaten orası merak etmeyin siz. Hem biraz geliriniz de olur ;)"

    Noluyor lan??
    ···
  6. 56.
    +2
    4 part yetsin şimdiye kadar beyler çıkmam lazım.

    Sevgilerle

    https://www.youtube.com/watch?v=cl0IlD4qLUM
    ···
  7. 57.
    +1
    Geldim beyler, inboxu cevapladım . Alternatif sonlarınızı (sdlkfsdlf) okudum.

    Başlıyorum.
    ···
  8. 58.
    +4
    https://youtu.be/3yMVPR3SDEQ

    Metal dinleyen panpam varsa. Yoksa hiç açmasın kafanız gibilir sonra benden bilirsiniz vebali :D

    ...

    Noluyor lan? Ciddi ciddi noluyor?

    iş teklifi aldım. Sıradan birinden sıradan bir teklif değil hemde. Üstelik yalnız da değilim. Keremle bu işin içindeyiz.

    Duraksadık, hatta duraksamadık. Tam anlamıyla züt gibi kaldık.

    Diaz 1-2 saniye durduktan sonra,

    "Ben aşağı kızların yanındayım. Yeterince düşündüğünüzde aşağıya gelirsiniz." Dedi ve kapıya yöneldi. Çıkmadan önce tekrar bize baktı.

    "Yeterince düşünün." diyip kapıyı kapattı.

    5-10 saniye kalakaldık Keremle. Açıkçası her ne kadar züt gibi kalsam da, ben böyle bir şeyi isterdim beyler. Kolay yoldan (!) para işte.. Statüsü, ortamı, ve Antalya plajlarının rus kızları da cabası.

    Konuşmayı, Kerem'le çok eskiden kendimize verdiğimiz bir sözden açtım.

    Kerem'le günün birinde zengin olmaya ant içmiştik. ( Gülmeyin lan 12.5 falandık o zamanlar * )

    "Hayalimizi hatırlıyor musun lan?"

    "Hangisi? Şu milfli olan mı?"

    "Yok be olm. Zengin olma hayalimiz."

    "Hee, gibtir lan. Bu iş gözüme yatmadı, riskli. Adamı tanımıyoruz etmiyoruz aq."

    E haklı amk.

    "Olum böyle bir yerde böyle bir mekana sahip bir adam ne olabilirki aq? Yan basıcağımızı sanmam, risk alalım derim."

    "Her tak olabilirim olm,her taka batabiliriz. Adam şehir değiştirmemizi söylüyor bize."

    Biraz daha ikna edici konuşmaya çalıştım.

    "Aynı zamanda adam büyün bir beachin kontrolünü bize vereceğini düşünüyor. Clubıyla, plajıyla,restorantıyla, kızlarıyla,parasıyla. Her şeyiyle olum her şeyiyle."

    "Lan hadi ben bomboş adamım? Sen? Okulun yok mu lan senin. Annen yok mu senin? Ben giderim, ama sen bunları bırakıp nasıl gidiceksin?"

    Damardan girdi lan. Valla bunlar ne olacaktı?

    Ama gelebiliceğim yerleri düşünüyorum, okulu bitirip gibko sıradan bir köle olarak çalışmak mı? Yoksa risk alıp bilinmeyen bir yola girmek mi?

    Sonu taklu bir yol?

    Yada sonunda bir cennet?

    Güvenmediğimiz bir adam, bize her şeyi geride bırakıp gitmemizi söylüyor. Yeni bir hayata başlamamızı söylüyor?

    Güvenemiyoruzki.. tak da çıkabilir yani.
    ···
  9. 59.
    +2 -1
    https://youtu.be/RrGjK28-2TY
    ...

    "Kerem, bu işte beraber olacaksak, ben her şeyi geride bırakırım. istediğim hayatın çok farklı olduğunu biliyorsun. Kendin söylüyorsun zaten, boştasın sen. Eğer bu işi ciddiye bindiriceksek. Ben giderim kardeşim. Her şeyi geride bırakıp giderim."

    Birbirimize baktık uzun süre. içkilerden içtik.

    Ne kadar kaldık o odada?

    Yarım saat?

    1 saat?

    Belki de tüm gece?

    Hayatımızın kararını vermek, hiç de kolay olmadı.

    Sonunda odadan çıktık, çıktığımız gibi karşımızda Diaz'ı gördük. Yanında 2 body ile.

    Söze girdim.

    "Biz varız."

    Ellerini iki yana açıp .Hohoho çok güzeeeeeeellllll gibi bir tepki vereceğini sandım.

    Gayet soğukkanlı bir şekilde bizi odaya tekrar soktu. Bodyleri odaya almadı.

    "Bu gece yakınlardaki bir otelde misafir olun. Yarın sabah otelden bir araba sizi alıcak. Gidiş tarihinizi vs konuşuruz."

    Gene züt gibi kaldığımızı gördü.

    züt gibiydik, ama suratımızda kararlılık vardı.

    Kararlılık.

    Ama gene de züt gibiydik. Bunu farkedince bir sandalye çekti ve oturdu. Biz de oturduk.

    4 shot bardağı aldı.2 sini benim önüme 2sini Kerem'in önüne koydu.

    Önümüzdeki 2 bardağın birine votka, diğerine tekila koydu.

    "Bakın çocuklar, votkayı dikerseniz. Eski hayatınızla ilgili her şeyi geride bırakır ve benim için çalışırsınız. Başarılı olursunuz. Saygın olursunuz. Zengin olursunuz.
    Tekilayı dikerseniz. Bu odadan çıkarız, ve bu konuşma hiç olmamış gibi sizi aşağıya indiririm. Siz de kızlarınızla eğlenceye devam edersiniz."

    Sesi tehditkar değildi. Daha çok Matrix havası vermeye çalıştı.

    Kerem'le birbirimize bir saniyelik bir bakış attık. Ardından ikimizinde eli kararlılıkla votkaya gitti.

    Votkayı shotladık. Bardağı da yere fırlatıp kırdık. (Bilmeyen panpalarım için, önemli konuşmaların ardından atılan ve bu önemli konuşmayı destekleyen shotlar, shot atıldığı gibi bardağı yere atılarak kırılır.Bu eski ingiltere'den dünyaya armağan bir gelenektir.)

    Ellerini iki yana açtı, masadan kalkıp bize sarıldı. Odadan çıkarken bize otelin adresini verdi, hemen aşağısı zaten aq.

    Kapıyı açmasıyla kapatması bir oldu. Bize dönüp:

    "Unutuyodum, lazım olur." dedi ve cebinden çıkardığı yüklü banklotların olduğu bir tomar parayı halının üzerine attı.

    Parayı saymadık, işimizi görücek kadar çoktu.

    Peki ya kızlar? Eh Diaz onları eve yollar heralde? Zaten umrumuzda olmaması lazım, biz votkayı içtik...

    Hayatımızı sonsuza dek değiştiricek olan votka'yı...

    https://youtu.be/Y7lCOQWSnHU?t=3m13s
    Tümünü Göster
    ···
  10. 60.
    +3
    Mekandan çıktık, otele gittik. Otel 5 yıldızlı, tanınan bir otel.

    içeri girer girmez.

    "Hoşgeldiniz Gotkapan Bey, Kerem bey." diyerek ellerimiz sıkıldı.Ve odamıza kadar eşlik edildi.

    Odaya girdik, saray mı demeliyim? Bizim evden büyüktü lan oda.

    Odadayız, ağzımızı bile açmadık?

    Yeni hayatım böyle mi olucak yani? Harika lan.

    Harika dimi?

    Harika...

    Bi duş aldık, sonra da yatıp uyuduk.

    Ne kadar uyuduk orası tartışılır, şahsen benim gözüm kapanmadı. Sanıyorum Kerem'in de öyle.

    Sabah uyandığımızda, masada 40 çeşit kahvaltı hazır duruyordu.

    inanın 40 çeşit az kalır, hayatımda gördüğüm en şahane kahvaltı masası oydu. Yeni hayatımda çok görecek miyim acaba?

    Masanın üzerindeki not dikkatimizden kaçmadı.

    "Saat 2'de, aşağıda olmanız gereklidir."

    Saat daha 11, oluruz anam.

    Keremle otele geldiğimizden beri neredeyse hiç konuşmamıştık. Heyecanımızı alsın diye laf attım buna.

    "Senin kahvaltıyla yarışır he * "

    1-2 saniye gülümsedi, sonra ciddileşti.

    "Bi tak yiyoruz ama, hadi hayırlısı aq." dedi

    Cevap veremedim.

    Saat 2ye 5 kala aşağıya indik. Zaten yanımızda eşya falan yok, o gün oraya yanımızda neyle geldiysek o.

    Saat tam 2de otelin önüne siyah bir limuzinimsi araç yanaştı. Önümüzde durdu, kapısı açıldı.

    içeri girdik. Diaz ve yanında 2 body, malafatları çıkarmış...

    Öhm, Diaz ve yanında 2 bodysi. Gayet ciddi bir hava ile oturuyorlar.

    Aracın içi karşılıklı koltuklu.

    Şöför sürmeye başladığında Diaz da konuşmaya başladı:

    "Bugün saat 7de Antalya'ya uçuyorsunuz çocuklar.Son bir kez evinize uğrayın, sadece manevi eşyalarınızı alın, nasıl olsa bundan sonra maddiyat sorununuz olmayacak. Kiminiz kimseniz varsa bir not bırakın kayboldu sanmasınlar, bela olur sonra. Artık ne biliyim bir bahane uydurun, kaçırıldı sanmasınlar sadece."

    "Bunlar da yeni hattınız ve telefonunuz." diyerek, iki tane son model telefonu bize uzattı.

    Bizi bir metro durağında bıraktılar, inmeden önce uçak biletlerini de elimize tutuşturdular.

    Business Class...

    ilk defa Businessta uçucam lan, uçağa çok binmiştim , ancak hiç businessta uçmadım.

    Nasıl bir şey acaba, soyunan hostesler gerçekten var mı?

    Görücez...
    ···
  11. 61.
    +5
    Metroya, jetonla binip Kerem'e gittik, eski telefonumdan annem'e mesaj çektim

    "Dün gece eve gelmedim, dediğin gibi bir daha da gelmem."

    Sonra da fırlatıp attım telefonu yola.

    Kerem'in evine geldik sonunda.

    Annesiyle ilgili bir kaç şey alıp çıktı, eve dönüp son bir kez baktı.

    Büyüdüğü ev.

    Büyüdüğümüz ev.

    Beraber top oynadığımız ev.

    ilk defa içtiğimiz ev.

    Artık bırakma vakti geldi...

    Bu arada okul nolucak lan? Prosedürü falan bilmiyorum ben?

    Amaaan, düşünme aq. inat değil mi. Düşünme.

    7'ye kadar napıcaz şimdi biz..

    Eski geçtiğimiz yerlerden geçtik, eski gittiğimiz mekanların önünde durduk, eski maceraları hatırladık. Sonra da doğup büyüdüğümüz bu şehri terketmek için havaalanına bir taksi tutuk.

    istanbul'u?

    Terkedicez?

    Hem de business classta...
    ···
  12. 62.
    +1
    4 part attım, gidiyorum. 9 gibi gelir bir kaç part daha sallarım panpalar.

    https://www.youtube.com/watch?v=z8DcLEW-ME8
    ···
    1. 1.
      0
      bas gaza panpa
      ···
  13. 63.
    +4
    Beyler bugün elimde olmayan sebeplerden dolayı dışarı çıkmam gerekti, arkadaşlardan birinin yanında olmamız gerekti.

    Şimdi yaz diceksiniz, yazamam, çünkü kafam sağlam değil. içtik biraz bizimkilerle.

    En iyisi kafayı vurup yatmak. Yarın 4te gelip bugünün acısını çıkartıcam.

    iyi geceler. Güzel yorumlarınız için teşekkürler.

    Bu arada yarım bırakmayacağım panpalar, ben bu yazıyı boş zamanlarımı güzel geçirmek ve zihnimi dinlendirmek için yazıyorum. Dinleyen,ilgi gösteren de olursa neden bırakayımki?

    https://www.youtube.com/watch?v=11PMw0ck-1o
    ···
  14. 64.
    0
    iyi geceler beyler. inboxu da cevapladım. Çıkıyorum artık

    Sevgilerle
    ···
  15. 65.
    +1
    Geldim beyler. Gene yokluğumu panpalarımız tamamlamış.

    inboxu cevaplayıp başlıyorum yazmaya
    ···
    1. 1.
      0
      Sorun yapma panpa sen işine bak, giderken bana mesaj at yeter...
      ···
  16. 66.
    +3 -1
    Tek istediğim şey sevgiydi şu hayatta, sevilmekti.

    Birazcık da olsa hissetmekti.

    Bir denizde yapayalnız olmayı kim isterki? Bu denizde doğmayı kim isterki?

    Hayallerimi çaldınız benden,

    Başarılarla dolu hayatımı çaldınız,

    Asla hayal etmediğim hayallerimi çaldınız,

    Beni çaldınız siz. Beni çaldınız.

    ittiniz, kaktınız. Baş kaldırsam damarımı kesmekle tehdit ettiniz. Yerime oturttunuz beni.

    Söyleyecek bir şeyim vardı belki? Dinlemediniz. Dinlemek istemediniz.

    Çünkü onlar size tersti değil mi? Tersti.

    Sığsınız, çok sığ. Her şeyden daha sığsınız. Sığ insanlar...

    Sığ köpekler !

    Leş herifler !

    Bitkinleştirdiniz beni.

    Saçımı döktünüz !

    Yüzümü düşürdünüz !

    Hayatımı bin ettiniz !

    Bak şimdi aynaya, çirkin oldun.

    Çirkin...

    Artık her hava zerresinden bile daha yakın sana kötülük, sen kötüsün diye fısıldıyor birileri.

    "Sen kötüsün.Bu senin kaderin, burda olmak zorundasın."

    Kötülüğü hissediyorum.

    Her hücremde,

    Bedenimin her karesinde,

    Tüm kaslarımda,

    Özgür olmamın tek yolu kötü olmak. Bir gün daha gün yüzü görebilmem için..

    Yaşayabilmem için,

    Nefes alabilmem için kötü olmalıyım.

    Kötüyüm ben, böyle yaratıldım , hiç değişmedim , keşke hiç olmasaydım.

    Diğer sıradan insanlar gibi sıradan bir hayatım olsaydı, artık çok geç.

    Doğduğumda çizildi kader bana. Bize.

    Biz o denizde mahsuruz, üzgünüm.

    Biz kötüyüz. Hep kötü olduk. Hep kötü olacağız.

    Ben kötüyüm...

    Üzgünüm beyler, bugün yazmayacağım. Hepinize iyi akşamlar.

    O insanların güneşi doğmadan, akşdıbınızın tadını çıkarın...

    Çünkü bizim için güneş bir daha asla doğmamalı...
    ···
    1. 1.
      -1
      der ve gider yazar
      ···
    2. 2.
      +2 -2
      ben buralardayım :D
      ···
    3. 3.
      +1
      la bi yürü git jupiter * yırtık dondan çıkar gibi baş verdin hemen. gotkapan bu gün servis dışı. aç bi başlık seni okuyalım
      ···
    4. 4.
      +1 -1
      Buradayım beyler :D gotkapankurt gelene kadar bakın, yok trol girecem de daha sabah girdim, ayıp olmasın :D

      (bkz: beni terk edip giden ailem kimdi)
      ···
    5. diğerleri 2
  17. 67.
    0
    Geldim beyler, anlayış gösteren panpalara teşekkür ediyorum,

    Başlıyorum şimdi. 4-5 part atarız.
    ···
  18. 68.
    +7 -1
    https://youtu.be/UaGipV2eH6o

    Havaalanındayız, kısa bir bekleyiş sonrası uçağa board olduk. (Bindik işte lan, business olunca tabi * )

    Çok da fark yoktu lan, koltuklar daha büyüktü sadece, ve tabiki daha rahat. Başka da bi gib yok afedersin özel olarak ilgilenen hostesler hariç (Sakso çekmiyorlar)

    Yada ben farketmedim, heyecanlıyız olm.

    Antalya'ya indik, valizlerimiz falan yok zaten aq direk yolçu çıkışa yöneldik. O sırada gördüğümüz şey, bizi şoke etti, aslında etmemesi gerekiyor, sonuçta biz buraya VIP olarak gelmişiz ve kendimizi artık saygın iş adamları olarak tanıtabiliriz, değil mi?

    Değil mi?

    Orta boylarda, siyah takım elbiseli bir adam, elinde ismimizin yazılı olduğu tabelayla karşıladı bizi.

    "Gotkapankurt & Kerem, via Diaz"

    Hep hayalimdi lan hahaha çok fena zütüm kalktı yalan yok *

    Yanına gittik, elimizi sıkıp arabanın dışarda hazır olduğunu söyledi.

    Biz uçağa bindiğimizden beri Kerem'le ağzımızı açmamıştık.

    Bu sessizlik, şöförümüzün (tabelacımız mı desem?) bizi siyah bir mercedes içinde bir yere zütürdüğü sırada bozuldu.

    "Nereye gidiyoruz?" Diye sordu Kerem.

    "Siz söyleyin efendim, öncelikle otelinize gitmek mi istersiniz? Yoksa direk beach'e mi geçelim?"

    "Beach olsun" dedim Kerem'in konuşmasına izin vermeyerek.

    "Güzel seçim, hehe, Orası kıpır kıpırdır şimdi. Ben Alper bu arada. Siz şahsi arabalarınıza kavuşana kadar kişisel taksinizim."

    Şahsi arabalar? Wow.

    Beach'e geldik. Cidden de kıpır kıpır.

    "Benim görevim buraya kadar, Club'ın içinde karşılarlar sizi. iyi şanslar."

    Şans?

    Ben şanslı bir insan değildim, hem de hiç.

    Hep otobüsü saniyeyle kaçırırdım,

    Lisede hep kezbanların/malların olduğu sınıflara düşerdim,

    En muallak hocalar bize gelirdi,

    Sınavlar hep bilmediğim yerden çıkardı,

    Ne kadar aksilik varsa üzerime çullanmıştır hayat boyu.

    Ama şu an şanslıyım, Diaz'la karşılaşmam bir şans. Gözde'yle hiç tanışmasaydım? Onu hiç dışarı çıkarmasaydım? Beni hiç Diaz'la tanıştırmasaydı? Hiç eline vermeseydim?* *

    Acaba şu an burada,bu halde olabilir miydim?

    Büyük şans değil mi beyler?

    Şans mı acaba?

    Şans mı?

    Özet: Cenabet gezmeyin sonra benim gibi ağlarsınız böyle *
    ···
  19. 69.
    +5 -1
    Şöförümüze teşekkür edip asıl olayların kaynağına doğru adımladık.

    Bodyguardlar tarafından gayet resmi bir şekilde karşılanıp içeriye alındık, büyükçe bir ofise çıkarıldık. Bizi odada bırakıp dışarı çıktılar.

    Aşağıdan club müzikleri bangır bangır geliyordu. Zaten hep hasta olmuşumdur, hani gürültülü bir ortamda siz başka odaya geçersiniz de yüksek sesli müzik bulunduğunuz yere filtreli gelir. Çok güzel olur.

    Bir 5 dakka Kerem'le konuşmadan oturduk. Hala deli gibi heyecanlıyız. Bir yandan da sakin görünmeye çalışıyoruz. Acaba ne olacak?

    5.dakkanın sonunda kapı açıldı. Kapıdan, esmer, kısa saçlı, matrixteki trinity kadar ciddi görünümlü bir hatun girdi. Zaten tipi de trinity olmaya müsait :D

    Lan adamlar matrix mi çeviriyo üzerimizden aq önce votka-tekila seçimi şimdi de Trinity falan. Hayırdır?

    Bizi bir süzdükten sonra neşeli bir liseli kız ses tonuyla konuştu.

    "Ben Cemre, size yardım etmek için buradayım , binevi asistan diyebilirsiniz * " diyerek gülümsedi. Vay aq o ciddi görünüşün altında ne güzel bir gülümseme var, trinity oldu sana melek esma.

    Ağzımızı açmaya fırsat vermeden işlerin nasıl yürüdüğünü anlattı.

    "Mekan 7/24 açık, sabahları plaj-restoran-cafe-bar açık, geceye doğru da Club'ı açıyoruz. Personellerin yarısı kıdemli, geri kalanı öğrenci. Bazı kıdemliler yeni gelen patronlara karşı dik başlı davranabilir, o başı ezerseniz problem olacağını düşünmüyorum ;). Öğrenci olanlar sorun çıkartmaz zaten."

    Kıdemli dediği de 30-40 yaş arası profesyonel barmen-garson herifler.
    Hoş öğrenci dediklerinin çoğu da bizden büyük zaten.

    gibimde mi? Hayır.

    Dik başlılık yapanı giberim. Madem ben buranın yerini patronuyum.

    Bana laf yapamazsınız, kıdeminizi zütünüze sokarım. O kadar !

    Nasıl olsa ben saygın bir iş adamıyım.

    Patronum...

    iş ortağım da Kerem,

    Vay be Kerem, zengin olma hayalimiz vardı lan, çocuk zamanlarımızda kurduğumuz çocuk hayalimizin bir gün gerçek olacağını kim bilebilirdi.

    Şimdi iş ortağıyız. Kardeşim benim.

    Kardeşim...
    ···
  20. 70.
    +4 -1
    Kız makinalı tüfek gibi anlatmaya devam ediyordu.

    "Masanın üzerinde yeni evinizin ve yeni arabalarınızın anahtarı var. Otoparktaki 07 XX XXXX ve 07 XXX XX sizin araçlarınız, evinizin adresi de her birinizin telefonuna attachment olarak yolladık. Aynı zamanda rehberde ben dahil mekanın önemli isimlerinin telefon numarasını bulabilirsiniz. Sorun çıkmaz umuyorum, bu gece yorgunsunuzdur. Eve gidip dinlenin hem görmüş olursunuz buraya çok uzak değildir."

    Araba !

    Ev !

    Telefonlar !

    Patronluk !

    Rüya mı lan bu Kerem? Ne içirdiniz bana aq.

    "Ben yorgun değilim" dedi Kerem.

    ve devam etti.

    "Hem Club'ı görmüş oluruz ;)"

    Gülümsedi,

    "ıhm, peki o zaman. Mekanda çalışıp da sizi tanımayan kalmadı zaten, herkese sizinle ilgili bilgi verildi. Rahatınıza bakın, bir sorun olursa.."

    Sözünü kestim.

    "Bir sorun olucağını düşünmüyoruz." diyip kolumu Kerem'in omzuna attım.

    "Size iyi eğlenceler o zaman ;)" uzun kirpikli siyah gözünü kırpıp çıktı masadan.

    Onun çıkmasıyla kahkahayı basmam bir oldu.
    ···