/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +4
    Dede Korkut hikayelerinin ikincisini yayınlıyorum . Daha önce sözlükte yayınlanmadı .

    Salur Kazan'ın Evinin Yağmalanması

    Salur Kazan, oğlu Uruz Han’ın uyarısına rağmen, Oğuz beyleriyle ava çıktığı sırada, evine üç yüz yiğidi ve Uruz’u bırakmasına rağmen düşman gelir.

    Eşini, gelinini ve oğlunu esir alır. Gördüğü rüya üzerine avdan dönen Salur Kazan, düşman ellerine gider. On bin koyununu düşmana vermeyen çoban da (o istemese de) kendisiyle gelir. Oğuz beyleriyle birlikte düşmanı yener ve yurtlarına dönerler.
    ···
  1. 2.
    +1
    Bir gün Ulaş oğlu Kazan Bey yerinden kalkmıştı. Kara yerin üzerine otağlarını diktirmişti. Bin yerde ipek halıcığı döşenmişti. Alaca gölgeliği gök yüzüne yükselmişti. Altın kadehler, sürahiler dizilmişti. Dokuz kara gözlü, örme saçlı, elleri bileğinden kınalı, parmakları süslü, boyunları birer karış kâfir kızları al şarabı altın kadeh ile kudretli Oğuz beylerine gezdiriyorlardı.



    Her birinden Ulaş oğlu Salur Kazan içmişti. Elbise, kaftan, çadır otağ bağışlıyordu, katar katar develer bağışlıyordu. Oğlu Uruz karşısında yaya dayanıp duruyordu. Sağ yanında kardeşi Kara Göne oturmuştu. Sol yanında dayısı Aruz oturmuştu.

    Kazan sağına baktı kah kah güldü. Soluna baktı çok sevindi. Karşısına baktı oğlancığını, Uruz’u gördü, elini eline çaldı ağladı. Oğlu Uruz’a bu iş hoş gelmedi. ileri geldi, diz çöktü, babasına çağırıp söyler, görelim hanım ne söyler:
    ···
  2. 3.
    +1
    Der:



    Ünümü anla benim sözümü dinle ağam Kazan

    Sağına baktın kah kah güldün

    Soluna baktın çok sevindin

    Karşına baktın beni gördün ağladın

    Sebep nedir söyle bana

    Kara başım kurban olsun babam sana



    dedi.



    Söylemez olursan

    Kalkarak yerimden ban doğrulurum

    Kara gözlü yiğitlerimi beraberime ben alırım

    Kan Akbaza iline ben giderim

    Altın haça elimi ben basarım

    Papaz cübbesi giyen keşişin elini ben öperim

    Kara gözlü kâfir kızını ben alırım

    Daha senin yüzüne ben gelmem

    Ağladığına sebep ne söyle bana

    Kara başım kurban olsun ağam sana

    dedi. Kazan Bey kızardı, oğlanın yüzüne baktı, çağırıp söyler, görelim hanım ne söyler:



    Beri gel tayım oğul

    Sağıma doğru baktığımda kardeşim Kara Göneyi gördüm

    Baş kesmiştir kan dökmüştür ganimet almıştır ad kazanmıştır

    Soluma doğru baktığımda dayım Aruzu gördüm

    Baş kesmiştir kan dökmüştür ganimet almıştır ad kazanmıştır

    Karşıma doğru baktığımda seni gördüm

    On altı yaşına geldin

    Bir gün ola düşeyim öleyim sen kalasın

    Yay çekmedin ok atmadın baş kesmedin kan dökmedin

    Kanlı Oğuz içinde ganimet almadın



    yarınki gün zaman dönüp ben ölüp sen kalınca tacımı tahtımı sana vermezler diye sonumu andım ağladım oğul. ” dedi. Uruz burada söylemiş, görelim hanım ne söylemiş:
    ···
    1. 1.
      0
      Çok sıkıcı amk
      ···
  3. 4.
    +1
    Vallahi de hikaye reZ alıyorum ozaman
    ···
  4. 5.
    0
    Der:



    A bey baba

    Deve kadar büyümüşsün yavrusu kadar aklın yok

    Tepe kadar büyümüşsün darı kadar beynin yok



    Hüneri oğul babadan mı görür öğrenir, yoksa babalar oğuldan mı öğrenir, ne zaman sen beni alıp kâfir hudut boyuna çıkardın, kılıç çalıp baş kestin, ben senden ne gördüm ne öğreneyim. ”dedi. Kazan Bey elini eline çaldı kah kah güldü, der: “A beyler Uruz güzel söyledi, şeker yedi, beyler, siz yiyiniz içiniz, sohbetinizi dağıtmayınız, ben bu oğlanı alayım ava gideyim, yedi günlük azık ile çıkayım, ok attığım yerleri, kılıç çalıp baş kestiğim yerleri göstereyim, kâfir hudut boyuna, Cızığlara, Gökçe Dağa alıp çıkalım, sonra oğlana lâzım olur a beyler. ” dedi.
    ···
  5. 6.
    0
    Yağız al atını çektirdi, sıçradı bindi. Üç yüz süslü, işlemeli giyimli yiğit söyledi, beraberine aldı. Kırk elâ gözlü yiğidini Uruz beraberine aldı. Kazan oğlunu alıp kara dağlar üzerine ava çıktı. Av avladı, kuş kuşladı, yabani geyik yıktı. Yeşil düzlüğe, güzel çimene çadır dikti. Birkaç gün beyler ile yedi içti.



    Meğer Başı Açık Tatyan Kalesi’nden, Ak Saka Kalesi’nden kâfirin casusu var idi. Bunları görüp teküre geldi, der: “Hay ne oturuyorsun, köpeğini havlatmayan, kedini miyavlatmayan alplar başı Kazan oğlancığı ile sarhoş olup yatıyorlar. ” dedi. On altı bin kara elbiseli kâfir ata bindi, Kazan’ın üzerine dört nala yetişti.



    Baktılar gördüler altı bölük toz indi. Kimi der: “Geyik tozudur. ”, kimi der: “Düşman tozudur. ”. Kazan der: “Geyik olsa bir veya iki bölük olurdu, bu gelen bilmiş olun düşmandır. ” dedi.



    Toz yarıldı, güneş gibi ışıldadı, deniz gibi çalkandı, orman gibi karardı, on altı bin ip üzengili, keçe börklü, azgın dinli, kızgın dilli kâfir çıka geldi. Kazan yağız al atını çektirdi, sıçrayıp bindi. Oğlu Uruz gemini çektirdi, büyük cins atını oynattı, karşı geldi, der:



    Beri gel ağam Kazan

    Deniz gibi kararıp gelen nedir

    Ateş gibi ışıldayıp yıldız gibi parlayıp gelen nedir

    Ağız dilden beş kelime haber bana

    Kara başım kurban olsun babam sana



    dedi. Kazan der:



    Beri gel arslanım oğul

    Kara deniz gibi çalkalanıp gelen

    Kâfirin askeridir

    Güneş gibi ışıldayıp gelen

    Kâfirin başında miğferidir

    Yıldız gibi parlayıp gelen

    Kâfirin mızrağıdır

    Azgın dinli düşman kâfirdir oğul



    dedi. Oğlan der: “Düşman diye neye derler?” Kazan der: “Oğul onun için düşman derler ki biz onlara yetişsek öldürürüz, onlar bize yetişse öldürür. ” dedi. Uruz der: “Baba içinde bey yiğitleri öldürseler kan sorarlar mı, davalarlar mı?” Kazan der: “Oğul bin Kâfir öldürsen kimse senden kan dâvalamaz, amma azgın dinli kâfirdir, güzel yerde rast geldi, fakat bana sen kötü yerde ayak bağı oldun oğul. ” dedi. Uruz burada söylemiş, görelim hanım ne söylemiş:
    ···
  6. 7.
    0
    Uruz der:



    Beri gel ağam Kazan

    Kalkıp da yerimden

    Büyük cins atımı saklardım bugün için

    Günü geldi

    Akmeydanda koşturayım senin için

    Alaca ejder sivrisi mızrağımı saklardım bugün için

    Günü geldi

    Kaba karın geniş göğüste oynatayım senin için

    Kara çelik öz kılıcımı saklardım bugün için

    Günü geldi

    Pis dinli kâfir başını kestireyim senin için

    Yapısı pek demir elbisemi saklardım bugün için

    Günü geldi

    Yen yakalar diktireyim senin için

    Başımdan sağlam miğferler saklardım bugün için

    Günü geldi

    Kaba topuz altında deldireyim senin için

    Kırk yiğidimi saklardım bugün için

    Günü geldi

    Kâfirin başını kestireyim senin için

    Aslan adımı saklardım bugün için

    Günü geldi

    Yaka tutup kâfir ile uğraşayım senin için

    Ağız dilden birkaç kelime haber bana

    Kara başım kurban olsun ağam sana



    dedi. Kazan burada söylemiş, görelin hanım ne söylemiş:



    Kazan der:



    Oğul oğul ay oğul

    Benim ünümü anla sözümü dinle

    O kâfirin üçünü alıp birini aşırmaz okçusu olur

    Hay demeden başlar kesen cellâdı olur

    insan etini yahni kılan aşçısı olur

    Sen varacak kâfir değil

    Kalkarak yerimden ben doğrulayım

    Yağız al atın beline ben bineyim

    Gelen kâfir benimdir ben varayım

    Kara çelik öz kılıcımı çalayım

    Azgın dinli kâfirdir başlarını keseyim

    Döne döne savaşayım döne döne çekişeyim

    Kılıç çalıp baş kestiğimi gör de öğren

    Kara başına düşünce lâzım olur
    ···
  7. 8.
    +1
    dedi. Uruz burada söylemiş, görelim hanım ne söylemiş:



    Der:



    A bey baba işitiyorum

    Amma Arafatta erkek kuzu kurban için

    Baba oğul kazanır ad için

    Oğul da kılıç kuşanır baba gayreti için

    Benin de başım kurban olsun senin için



    dedi. Kazan burada söylemiş, görelim hanım ne söylemiş:



    Kazan der:



    Oğul oğul ay oğul

    Düşmana girip baş kesmedin

    Adam öldürüp kan dökmedin

    Elâ gözlü kırk yiğidi beraberine al

    Göğsü güzel koca dağlar başına çık

    Benim savaştığımı benim dövüştüğümü

    Benim çekiştiğimi benim kılıçlaştığımı

    Gör de öğren ve hem bizim için pusuya yat oğul



    dedi. Uruz babasının sözünü kırmadı, çekilip geri döndü. Yerden yüce dağlar başına arkadaşlarını alıp çıktı. O zamanda oğul baba sözünü iki eylemezdi, iki eylese o oğlanı kabul eylemezlerdi. Uruz geniş yakadan mızrağını sapladı durdu.



    Kazan Bey gördü ki kâfir çok yaklaştı. Atından indi, arı sudan abdest aldı, ak alnını yere koydu, iki rekât namaz kıldı. Adı güzel muhafazid’i yâda getirdi, kara dinli kâfire göz karattı, haykırdı, at sürdü karşı vardı, kılıç vurdu. Gümbür gümbür davullar dövüldü, burması altın tunç borular çalındı. O gün (bilgi yelpazesi. net) kahraman bey yiğitler döne döne savaştı. O gün kara çelik öz kılıçlar çalındı. O gün kargı dili kayın oklar atıldı, alaca ejder sivri mızraklar batırıldı. O gün namertler kalleşler sapa yer gözetti. O gün baka baka Kazan oğlu Uruz aşka geldi, der:



    Beri gelin kırk arkadaşım

    Size kurban olsun benim başım



    Görüyor musunuz babam Kazan baş kesti, kan döktü, oğlan çocuk yalnız yemek yemeğe gelmez dedi. Babam bu kâfirleri esirgemiş gibi. Beni seven yiğitlerim ne duruyorsunuz, kâfirin bir ucuna at tepelim. ” dedi.
    ···
  8. 9.
    0
    Kara koç atını oynattı Uruz, kâfirin sağına at tepti. Sağlı sollu kâfiri bir güzel dağıttı. Sanki dar yolda dolu düştü veya kara kazın içine şahin girdi. Kâfirin kanadını bastı dağıttı. Azgın dinli kâfir bunaldı. Oka girdi kovalanan kimse.



    Oğlanın büyük cins atını kovaladılar. At yıkıldı. Kâfirler Uruz’un üzerine üşüştü. Uruz’un kırk yiğidi attan indi, alaca kalkan bağını kısarak düğümlediler, kılıç sıyırdılar, Uruz’un üzerine çok savaştılar. Kalabalık korkutur, derin olsa batırır. Yayanın ümidi olmaz. Sağını solunu Uruz’un çevirdiler. Kırk yiğidini şehit ettiler. Oğlanın üzerine düştüler tuttular. Pazusundan ak ellerini bağladılar. Yüzü üzerine atarak sürüklediler. Ak etinden kan çıkıncaya kadar dövdüler. Baba diye ağlattılar, ana diye bağırttılar. Eli bağlı boynu bağlı, yüzü üzerine atıp yürüyü verdiler.



    Uruz esir oldu. Kazan’ın haberi yok. Öyle sandı ki düşman yenildi. Atın gemini çevirdi geri döndü. Geldi, oğlunu bıraktığı yerde bulamadı. “A beyler oğlan nereye gitmiş olabilir?” dedi. Beyler der: “Oğlan kuş yürekli (korkak) olur, kaçıp anasına gitmiştir. ” dediler. Kazan karardı, döndü der: “Beyler Tanrı bize hayırsız oğul vermiş, varayım onu anasının yanından alayım, kılıç ile paralayayım, altı bölük edeyim altı yolun ayırımında bırakayım, bir daha kimse yaban yerde arkadaş koyup kaçmasın. ” dedi. Ve yağız al atını ökçeledi yola girdi.



    Evine geldi. Han kızı boyu uzun Burla Hatun Kazan’ın geldiğini işitti, attan aygır, deveden erkek deve, koyundan koç kestirdi. “Oğlancığımın ilk avıdır, kanlı Oğuz beylerini davet edeyim. ” dedi. Han kızı gördü ki Kazan geliyor, toparlanıp yerinden kalktı. Samur cübbesini üzerine aldı. Kazan’a karşı geldi. Göz kapağını kaldırdı Kazan’ın yüzüne doğru baktı, sağ ile soluna göz gezdirdi, oğlancığını, Uruz’u görmedi. Kara bağrı sarsıldı, bütün yüreği oynadı, kara süzme gözleri kan yaş doldu. Kazan’a söylemiş, görelim hanım ne söylemiş:
    ···
  9. 10.
    0
    Der:



    Beri gel Salur beyi Salur güzelliği

    Başımın bahtı evimin tahtı

    Han babamın güveyisi

    Kadın anamın sevgisi

    Babamın anamın verdiği

    Göz açıp da gördüğüm

    Gönül verip sevdiğim

    Bey yiğidim Kazan

    Kalkarak yerinden doğruldun

    Oğlun ile yelesi kara cins atına sıçrayıp bindin

    Göğsü güzel koca dağlar önüne ava çıktın

    Boynu uzun büyük geyiğini tutup yıktın

    Semiz etini yüklettin geri döndün

    iki vardır bir gelirsin yavrum hani

    Karanlık gecede bulduğum oğlum hani

    Bir beyim görünmez bağrım yanar

    Asılan kayalardan Kazan oğlan uçurdun mu

    Talı Sazın aslanına yedirdin mi

    Yoksa kara dinli kâfire uğrattın mı

    Ak ellerini kollarından bağlattın mı

    Kâfirin önünce yürüttün mü

    Dili damağı kuruyup dört yanına baktırdın mı



    Kara gözden acı yaşını döktürdün mü

    Kadın ana bey baba diye bağırttın mı



    dedi. Gene söylemiş:



    Der:



    Oğul oğul ay oğul

    Mürüvvetim oğul

    Karşı yatan kara dağımın yükseği oğul

    Karanlıklı gözlerimin aydını oğul

    Sam yelleri esmeden Kazan kulağım çınlıyor

    Sarımsak otunu yemeden Kazan içim yanıyor

    Sarı yılan sokmadan akça tenim kalkıp şişiyor

    Kurumuşça göğsümde sütüm oynuyor

    Yalnızca oğlum görünmüyor bağrım yanıyor

    Yalnız oğul haberini Kazan söyle bana

    Söylemez olursan yana yakıla beddua ederim Kazan sana
    ···
  10. 11.
    0
    dedi. Anası bir deyiş daha söyledi, der:



    Kargı mızrak oynatanlar vardı

    Altın mızrak oynatana yârap noldu

    Kara koç ata binenler vardı geldi

    Büyük cins atlı bir oğula yârap noldu

    Hizmetkâr geldi nâip geldi

    Yalnız bir oğula yârap noldu

    Yalnız oğul haberini Kazan söyle bana

    Söylemez olursan yana yana beddua ederim a Kazan sana



    dedi. Bir daha söylemiş:



    Kuru kuru çaylara su akıttım

    Kara elbiseli dervişlere adak verdim

    Yanıma doğru baktığımda komşuma iyi baktım

    Umanına bekleyenine yemek yedirdim

    Aç görsem doyurdum çıplak görsem donattım

    Dilek ile bir oğlu zorla buldum

    Yalnız oğul haberini a Kazan söyle bana

    Söylemez olursan yana yakıla beddua ederim Kazan sana



    dedi. Bir daha söylemiş:



    Karşı yatan kara dağdan

    Bir oğul uçurdunsa söyle bana

    Kazma ile yıktırayım

    Taşkın akan koşan sudan

    Bir oğul uçurdunsa söyle bana

    Damarlarını tıkatayım

    Azgın dinli kâfirlere

    Bir oğul tutturdunsa söyle bana

    Han babamın yanına ben varayım

    Ağır asker bol hazine alayım

    Paralanıp cins atımdan inmeyince

    Yenim ile alaca kanımı silmeyince

    Kol but olup yer yüzüne düşmeyince

    Yalnız oğul haberini almayınca

    Kâfir yollarından dönmeyeyim



    dedi.
    ···
  11. 12.
    0
    Yoksa a Kazan ayağımdan çizmeyi atayım mı

    Kara tırnak ak yüzüme çalayım mı

    Güz elması gibi al yanaklarımı yırtayım mı

    Çemberime alca kanımı dökeyim mi

    Ağır feryat senin yurduna salayım mı

    Oğul oğul diyerek bağırayım mı

    Develerden kızıl deve buradan geçti

    Yavruları buradan bağırıp beraber geçti

    Deve yavrucuğumu aldırmışım bağırayım mı

    Kara koç atlardan cins at buradan geçti

    Taycığı kişneyip beraber geçti

    Taycığımı aldırmışım kişneyeyim mi

    Ağıllardan akça koyun buradan geçti

    Kuzucağı meleşip beraber geçti

    Kuzucağımı aldırmışım meleyeyim mi

    Oğul oğul diye bağırayım mı



    dedi. Bir daha söylemiş:



    Kalkıp yerimden doğrulayım diyordum

    Yelesi kara cins atıma bineyim diyordum

    Elâ gözlü gelin alayım diyordum

    Kara yerde ak otağlar dikeyim diyordum

    Yürüyüp oğlu ulu gelin odasına geçireyim diyordum

    Murat ile maksuda erdireyim diyordum

    Murada erdirmedin beni

    Kara başımın bedduası tutsun Kazan seni

    Bir beyim görünmüyor bağrım yanıyor

    Neyledin söyle bana

    Söylemez olursan yana yakıla beddua ederim Kazan sana



    dedi.



    Anası oğlanın böyle diyince Kazan’ın aklı başından gitti, kara bağrı sarsıldı, bütün yüreği oynadı, karanlıklı gözleri kan yaş doldu. Der: “Güzelim, oğul gelse senden mi sorardım, korkma kaygılanma, avdadır, avda kalan oğul için kaygılanma, yedi gün ban Kazan’a mühlet ver, yerde ise oğlu çıkarayım, gökte ise indireyim, bulursam buldum, bulmaz isem Tanrı verdi Tanrı aldı neyleyeyim, gelip kara feryadı seninle beraber eyleyeyim. ” dedi. Han kızı der: “Kazan oğlanın avda olduğunu şundan bileyim ki yorgun atınla, körelmiş mızrağınla ardına düşesin. ” dedi.



    Kazan geri döndü, geldiği yolu takip edip koşturdu, geceyi gündüze kattı. Anası duymadan el altından buyurdu: “Doksan tümen genç Oğuz ardımca gelsin, oğlan esirdir beyler bilsin. ” dedi.



    O yere geldi ki düşman yenilmişti. Gördü oğlunun elâ gözlü kırk yiğidi öldürülmüş, büyük cins atı oğlanın oklanmış yatıyor. Ceset arasında oğlancığının cesedini bulmadı, altınlıca kamçısını buldu. iyice bildi ki oğlu kâfire esirdir.



    Ağladı.



    Kara dağımın yükseği oğul

    Kanlı suyumun taşkını oğul

    ihtiyarlık vaktinde aldırdığım yalnız oğul



    dedi. Bağırdı: Kâfirin izini izledi.



    Kanlı Kara Derbent’te kâfir de konmuştu. Oğlana kara çoban keçesi giydirmişlerdi, kapı eşiği üzerinde çaprazlama bırakmışlardı. Giren basıyor, çıkan basıyordu. “Eski düşman tatar oğlu elimize girmişken ceza ile öldürelim” diyerek kapı eşiği üzerinde çaprazlama koymuşlardı.



    Bu sırada Han Kazan yetişti. Yağız al atını oynattı. Kâfir, Kazan’ın geldiğini gördü, ürktü. Kimi atına biniyor, kimi zırh giyiyor. Oğlan başını kaldırdı, der: “Bre kâfir ne haldir?” Kâfir der: “Baban geldi, tutalım diyoruz. ” Oğlan der:



    Aman bre kâfir aman

    Tanrının birliğine yoktur güman (şüphe)



    Kâfirler oğlana aman verdiler, elini çözdüler, gözünü açtılar. Babasına oğlan karşı geldi. Söyler, görelim hanım ne söylemiş:
    Tümünü Göster
    ···
  12. 13.
    0
    Uruz der:



    Beri gel a bey baba

    Nerden bildin benim esir olduğumu

    Ak ellerimin ardına bağlandığını

    Kıl sicimin ak boynuma takıldığını

    Kara gözlü yiğitlerimin öldürüldüğünü

    Sen gelmeden baba, kâfirler konuştular

    Yağız al atlı Kazan’ı tutun

    Pazusunda ak ellerini bağlayın

    Birdenbire güzel başını kesin

    Alca kanını yer yüzüne dökün

    Oğlu ile ikisini bir yerde öldürün

    Ocağını söndürün diye söyleştiler

    Hanım baba korkarım

    Koştururken yağız al atını kaydırasın

    Savaştığın vakit kendini tutturasın

    Birdenbire güzel başını kestiresin

    Ak bürçekli anam oğul derken

    Başımın bahtı Kazan diye ağlatasın

    Çekilerek baba geri dön

    Altın otağına sürüp var

    ihtiyarcık olmuş anama ümit ol

    Kara gözlü kız kardeşimi ağlatma

    ihtiyarcık olmuş anamı sızlatma

    Oğul için baba ölmek ayıp olur

    Yaradan hakkı için baba

    Geriye dön eve var

    ihtiyarcık anam karşı gelse

    Beni sana sorsa

    Baba doğru haber ver

    Gördüm senin oğlun esir de

    Pazusundan ak elleri bağlı de

    Kara kıldan sicim boynuna takılı de

    Kara domuz damında yatıyor de

    Kıl çoban keçesi boyuncuğunu sürtüyor de

    Ağır ayak bağı topukçuğunu vuruyor de

    Yanmış arpa ekmeği acı soğan övünü de

    Benim anam benim için kaygılanmasın

    Bir ay baksın

    Bir ayda varmazsam iki ay baksın

    iki ayda varmazsam üç ay baksın

    Üç ayda varmazsam öldüğümü o vakit bilsin

    Aygır atımı boğazlayıp aşımı versin

    El kızı helâllime izin versin

    Bana sakladığı gelin odasına başkası girsin

    Anam benim için mavi giyip kara sarınsın

    Kudretli Oğuz ilinde yasımı tutsun

    Benim başım senin yoluna kurban olsun

    Geri dön baba
    ···
  13. 14.
    0
    dedi. Oğlan bir daha söylemiş, görelim hanım ne söylemiş:



    Karşı yatan kara dağlar esen olsa el yaylar

    Kanlı kanlı sular esen olsa coşup taşar

    Kara koç atlar esen olsa tay doğurur

    Develerde kızıl deve esen olsa yavru verir

    Ağıllarda akça koyun esen olsa kuzu verir

    Bey erenler esen olsa oğul doğar

    Sen esen ol anam esen olsun

    Benden daha iyi Kadir size oğul versin

    Ak sütünü anam bana helâl eylesin

    Savaşma çekilip dön baba geri



    dedi. Han Kazan burada söylemiş, görelim hanım ne söylemiş:



    Der:



    Oğul oğul ay oğul

    Karşı yatan kara dağımın yükseği oğul

    Güçlü belimin kuvveti canım oğul

    Karanlıklı gözlerimin aydını oğul

    Şafak vakti yerimden kalktığım senin için

    Yağız al atımı yormuşum senin için

    Ak giyimime kir eklendi senin için

    Benim başım kurban olsun canım oğul senin için

    Sen gideli ağlamam gökte iken yere indi

    Gümbür gümbür davullar dövülmedi

    Ağır ulu divanım toplanmadı

    Seni bilen bey oğulları ak çıkardı kara giydi

    ihtiyarcık anan kan yaş döktü

    Ak sakallı baban dertli oldu

    Dönerek oğul buradan eve varsam

    Akça yüzlü anan karşı gelip oğul dese

    Ak elleri ardına bağlı diyeyim mi

    Ak boynunda kıl urgan takılı diyeyim mi

    Benim namusum nereye varır oğul

    Kıl çoban keçesi boyuncuğunu sürtüyor diyeyim mi

    Ağır ayak bağı topukçuğunu vuruyor diyeyim

    Arpa ekmeği acı soğan övüncüğü diyeyim mi



    Kazan gene der:



    Karşı yatan kara dağlar ihtiyarlasa

    Otu bitmez el yaylamaz

    Akıntılı güzel sular ihtiyarlasa coşup taşmaz

    Develer ihtiyarlasa yavru vermez

    Kara koç atlar ihtiyarlasa tay vermez

    Er yiğitler ihtiyarlasa oğlu doğmaz

    Baban yaşlı anan yaşlı

    Senden daha iyi Kadir bize oğul vermez

    Verse dahi senin yerini tutamaz

    Asumanlı gökte kara bulut olup

    Kâfirin üzerine gürleyeyim

    Ak yıldırım olup şakıyayım

    Kâfiri kamış gibi ateş olup yandırayım

    Dokuzunu bir yerine saydırayım

    Vuruşmayla dövüşmeyle alemi doldurayım

    Yaradan Allah’tan medet
    ···
  14. 15.
    0
    dedi. Yağız al atından indi. Akıp giden arı sudan abdest aldı. Ak alnını yere kodu, namaz kıldı. Ağladı, Kadir Tanrı’dan dilek diledi, yüzünü yere sürdü.



    muhafazid’e salâvat getirdi, deve gibi bağırdı, arslan gibi kükredi, nara atıp haykırdı, yapayalnız kâfire at tepti, kılıç vurdu. Döne döne bir zaman güzel savaş eyledi. “Kâfiri bastırayım. ” dedi, bastıramadı. Bir saatte kâfire üç kere at tepti. Birden göz kapağına kılıç dokundu. Kara kanı şırıldadı gözüne indi. Kendisini sarp yerlere attı. Görelim şimdi Yaradan neyledi?



    Meğer hanım uzun Burla Hatun oğlancığını andı, kararı kalmadı. Kırk ince belli kız çocuğu ile kara aygırını çektirdi, sıçrayıp bindi, kara kılıcını kuşandı. “Başımın tacı Kazan gelmedi. ” diye izini izledi gitti.



    Gele gele Kazan’a yakın geldi. Kazan helâllisini tanımadı. Han kızının üzerine geldi, der:



    Kara aygırın gemini bana çek yiğit

    Dikkat edip yüzüme bak yiğit

    Altındaki kara aygırı bana ver yiğit

    Elindeki sivri mızrağını

    Yanındaki mavi çeliğini bana ver yiğit

    Bu günümde ümit ol bana

    Kale ülke vereyim sana



    dedi. Hatun der:



    Karşıma geçip yiğit benim ne bağırıyorsun

    Geçmiş benim günümü ne hatırlatıyorsun

    Kalkarak yerinden doğrulan Kazan

    Kara gözlü atın beline binen Kazan

    Hücum edip kara dağımı yıkan Kazan

    Gölgeli koca ağacımı kesen Kazan

    Bıçak alıp kanatlarımı kıran Kazan

    Yalnızca oğlum Uruz’a kıyan Kazan

    At üstünde beklemeyip koşturan Kazan

    Senin belin ölmüş

    Üzengiyi toplamayan dizin ölmüş

    Han kızı helâllini tanımayan gözün ölmüş

    Bunalmışsın sana nolmuş

    Çal kılıcını yetiştim Kazan



    dedi. Bu sırada Oğuz yiğitleri bir bir yetişti. Görelim hanım kimler yetişti:



    Kara Dere ağzında Kadir veren, kara boğa derisinden beşiğinin örtüsü olan, hiddeti tutunca kara taşı kül eyleyen, kara bıyığını yedi yerde ensesinde düğümleyen, Kazan’ın kardeşi Kara Göne dört nala yetişti. “Çal kılıcını kardeş Kazan, yetiştim” dedi.



    Onun ardınca görelim kimler yetişti: Demir Kapı Derbendi’ndeki demir kapıyı kapıp alan, altmış tutam alaca mızrağının ucunda er böğürten, Kazan gibi pehlivanı bir savaşta üç kerre atından yıkan, Kıyan Selçük oğlu Deli Dundar dört nala yetişti. “Çal kılıcını ağam Kazan, yetiştim” dedi.



    Onun ardınca görelim hanım kimler yetişti: Varıp destursuzca Bayıdır Han’ın düşmanını bastıran, altmış bin kâfire kan kusturan, Gaflet Koca oğlu Şîr Şemseddin dört nala yetişti. “Çal kılıcını ağam Kazan, yetiştim” dedi.



    Onun ardınca görelim kimler yetişti: Parasarın Bayburt Hisarı’ndan fırlayıp uçan, apalaca gelin odasına karşı gelen, Kudretli Oğuz imrenileni, Kazan Bey’in inançlısı ( aslı inak, maiyetteki en inanılan (bilgi yelpazesi. net) kimse, bir maiyet ünvanı), boz aygırlı Beyrek dört nala yetişti. “Çal kılıcını ağam Kazan, yetiştim” dedi.



    Onun ardınca hanım görelim kimler yetişti: Dönüp baksa çalımlı, kartal hünerli, süslü eklem kuşaklı, kulağı altın küpeli, kudretli Oğuz beylerini bir bir attan yıkan, Kazılık Koca oğlu Bey Yigenek dört nala yetişti. “Çal kılıcını ağam Kazan, yetiştim” dedi.



    Onun ardınca görelim kimler yetişti: Yirmi dört boyunu okşayan Deli Dundar yetişti. Onun ardınca bin kavim başları Düger yetişti. Onun ardınca bin Bügdüz başları Emen yetişti. Onun ardınca ihtiyar başları Aruz yetişti. Saymakla Oğuz beyleri tükense olmaz, Kazan’ın beyleri hep yetişti, başına toplandı.



    Arı sudan abdest aldılar, iki rekât namaz kıldılar. Adı güzel muhafazid’e salâvat getirdiler. Teklifsizce kâfire at sürdüler, kılıç vurdular. O gün ciğerinde olan er yiğitler belirdi. O gün nâmertler sapa yer gözetti. Bir kıyamet savaş oldu, meydan dolu baş oldu. Kıyametin bir günü oldu. Bey hizmetkârdan, hizmetkâr beyden ayrıldı. Dış Oğuz beyleri ile Dundar sağa at tepti. Kahraman yiğitleri ile Kara Budak sola at tepti.
    Tümünü Göster
    ···
  15. 16.
    0
    Kazan kendisi merkeze at tepti. Tekür ile Şökli Melik’e havale oldu, böğürterek attan yere yıktı, alca kanını yer yüzüne döktü. Sağ tarafta Kara Tüken Melik’e Dundar karşı geldi, kılıçladı yere yıktı. Sol tarafta Buğacık Melik’e Kara Budak karşı geldi, mızraklayıp yere yıktı, kıpırdatmadan başını kesti. Boyu uzun Burla Hatun kara tuğunu kâfirin kılıçladı yere düşürdü. Tekür yenildi. Kâfir kaçtı. Derelerde kâfire kırgın girdi. On beş bin kâfir, kimisi öldürüldü, kimisi tutuldu.



    Kazan oğlunun üzerine geldi. indi, elini çözdü. Kucaklaşıp baba ile oğul görüştü. Üç yüz yiğit Oğuz’dan şehit oldu. Kazan oğlancığını kurtardı, geri döndü. Gaza mübarek oldu. Oğuz beyleri ganimet aldı.



    Akça Kale Sürmeli’ye gelip Kazan kırk otağ diktirdi. Yedi gün yedi gece yeme içme oldu. Kırk evli kul ile kırk cariyeyi oğlunun başına çevirdi, âzât eyledi. Kahraman yiğitlere kale ülke verdi, cübbe çuha verdi. Dedem Korkut gelerek neşeli havalar çaldı, bu Oğuzname’yi düzdü koştu, böyle dedi.



    Şimdi hani dediğim bey erenler

    Dünya benim diyenler

    Ecel aldı yer gizledi

    Fâni dünya kime kaldı

    Gelimli gidimli dünya

    Ahir son ucu ölümlü dünya



    Dua edeyim hanım: Karlı kara dağların yıkılmasın. Gölgeli kaba ağacın kesilmesin. Taşkın akan güzel suyun kurumasın. Kanatlarının ucu kırılmasın. Kadir seni nâmerde muhtaç etmesin. Koşarken ak boz atın sendelemesin. Vuruşunca kara çelik öz kılıcın çentilmesin. Allah’ın verdiği ümidin kesilmesin. Âhir sonu arı imandan ayırmasın. Ak alnında beş kelime dua kıldık, kabul olsun. Derlesin toplasın günahınızı adı güzel muhafazid’e bağışlasın hanım hey!...
    ···
  16. 17.
    0
    Dedem korkutun ikinci hikayesi ... bunları çok sıkıcı bulanlar var ... içinde am züt meme geçmeyen hikaye mi olur diye mesaj atmışlar ... unutmayın hayat am züt ve meme den ibaret degil ...
    ···
  17. 18.
    0
    kahramankazan'lı salur sevdiğimiz bir abimizdi. janti adamdı. adabı, giyinmeyi çok iyi bilirdi. mesela ben bilmem

    çok gülerdi, ben gülmem.

    ...

    salur artık yok kardeş !
    ···
  18. 19.
    0
    10. sınıf dedected
    ···