0
diğer pazartesi günlerinden hiç de farkı olmayan bir güne uyandım.ev arkadaşımın hazırladığı kahvaltıdan ayaküstü bir şeyler atıştırdım.bir bardak daha meyvesuyu içtikten sonra yemek üstü sigaramı yaktım. alacağım fender'imin parasını çekmek için bankaya gitmek üzere yola çıktım.atm'de sorun varmış. birkaç ana bacı küfürden sonra bankanın içine girdim.her türk vatandaşının hemen her gün yaptğı gibi sırama girdim. aksilikler üst üste geldi ve emekliler de banka sırasındaydı. emeklilerin maaş gününe denk gelmiştim. daha önce de banka ile çalıştığım için tanıdık memur arkadaşlardan ön sıralardan bir fiş rica ettim. beklemek için kenara geçtim ve sıramı beklemeye başladım. emekliler geliyor, sanki hepsi eski sınıf arkadaşıymış gibi birbirlerini görünce özlemle kucaklaşıyorlardı. evet evet bunlar sıra arkadaşıydı. emekli maaşı sırası. çocukluk aşklarını görmüş gibi meczup bir tavır takınarak birbirleriyle sohbet ediyolar, bazı nineler de "aziz allah !" "allahım sen çok büyüksün ya rabbim" "allahım, çok şükür, bin şükür" nidalarıyla bankayı inletiyorlardı. içeride gerçekten ulvi bir ortam oluşturdular. hatta bazıları ileri gidip rapçi torunlarının pantolonlarından çıkartıp getirdikleri zincirleri çıkartıp sırtlarına vurmaya başladılar. biranda gözleri bana döndü.ne elimde bir tesbih ne bir zikirmatik ne de sırtıma vurmaya zincir vardı. gözleri adeta dönmüştü. acaba benimde sonum muhteşem asker kaddafi gibi mi olacaktı ? benim de zütüme demir çubuk sokma girişiminde bulunacaklar mıydı ? kendimi el-kaide warriorlarının "allahu ekber" diyerek başını kestikleri zındıklardan mı olacaktım ? hemen oradan uzaklaşmalıydım. elimdeki sıra fişini yere attım ve uzaklaşmaya çalıştım.ama bir anda o elinde tespih olan zikirmatik olan mümin emekli binler yere düşen fişin peşine düştüler. gözlerini allah sevgisi değil artık para bürümüştü. huur çocuklarını sultan ahmetteki güvercinlerin yeme üşüştüğü gibi fişe üşüştüler. neyseki fişi attıktan sonra beni unuttular. başlarını okşamaya başladım. fiş makinasından fiş alıp alıp önlerine attım. kafama sıçmaya kalkan da oldu ama hızlı bir vücut çalımıyla onu da savuşturdum. paramı almadan oradan uzaklaştım.
