Öncelikle bunu bizimle paylaştığın için teşekkürler... Sayenizde aydınlandım aynı zamanda oldukça keyifli vakit geçirdim. Kısacası okurken zevk aldım. Gerek Steinbeck'in canlı betimlemeleri gerek Dostoyevski'nin depresif havası kaleminizde mevcut. ilerki yazılarınızı merakla bekler ananızın dıbına koyarım açacağınız başlığı da giberim.

Evet beyler son zamanlarda kuzey Kore ile Abd arasında ki gerilim tırmandıkça tırmandı ve artık işlerin savaşa sürüklendiğini görmemek içten değil. Öncelikle beyler kuzey Kore ve Abd arasındaki gerilim çok öncelere dayanıyor. abd kuzey koreye şu nükleer çalışmaları yapma dedikçe Kore durmadı ve yapmaya devam etti. abd önemsemiyordu koreyi birkaç bomba ile işini bitiririm diyordu. sonra işin içine abd nin zayıflayan ekonomisi girdi. Kore de bu fırsattan ve dış dünyaya kapanmışlığından yararlanarak nükleer silah çalışmalarına devam etti. Gündemdeki son olaylara bakarsak abd koreye ültimatom verdi sonrasında Kore guam adasını vurmak ile tehdit etti. araya diğer devletler girdi ve olay yatıştı derken Kore bir füze fırlattı. keşke o füze guam adasına düşseydi dediğimiz bir füze. neden mi çünkü füzeyi Japonya üzerinden geçirip açık denize atmışlardı. hemde bunu natonun üst düzey radar sistemlerine yakalanmadan tek hamle ile yaptı. abd bu konuda işkillendi ve diğer devletleri koreye tavır almaya yöneltti. herkes koreyi kınarken Kore bir hamle daha yapıp bir hidrojen bombası patlattı ve ve ve 6.3 büyüklüğünde deprem gerçekleşti. Bunun üzerine abd ye yakın olan devletler aaa demekki bizdeki depremleri abd yapıyormuş havasına büründüler. artık dünya herkesin birbirinden şüphe duyduğu bir ortam oldu. böyle bir ortamı ancak yıkımı fazla, kanı çok akan bir savaş paklar. Savaş yakın hatta zil çaldı gidin kapıya bakın.

Aydınlanarak ışığı gördüm

Çok sağol bin

Rezerves