sevgilimle nasıl başladık anlatıyorum

tayfun kız senle konuşmak istiyor dedi
- konuşulcak bişeyim yok benim dedim.
- benim var dedi derya.
giblemedim
- lütfen dedi.
- gittik binanın kapısının önünde konuştuk.
sadece seni seviyorum
o çocuğu seviyor muydum? evet. seviyordum
ama o seninle tanışmadan önceydi
seninle tanıştığımda herşey değişti.
sen yazın sevcanla ( yazın beni arkadaşımla aldatan kaltak) takılırken
ben sana şiirler mektuplar yazdım.
sen o gönderemedigin mesajları gösterdin ama
ben sana gönderemedigim mektupları göstersem
aklın hayalin durur tugay.
neden onunla öyle konuştum
neden seni savunmadım bilmiyorum.
allah da belamı versin zaten.
ama bişey biliyorum
seni çok seviyorum dedi.
gitti.
istedigim açıklamayı yapmıştı mıydı? biraz.
onu nasıl sevdigimi hatırlamış mıydım? evet.
onun beni sevdigine inanmış mıydım? evet.
içimden söz verdim mi bu yılbaşını sana sarılarak geçiricem diye? evet
ama gel gör ki ne peşinden gittim ne barışmak için bişey yaptım.

sonra çiğ köfteciye gittik.
mekan sahibi tanıdık olduğu için en rahat orda oluruz diye
bende kabul ettim.
kapalı alan yaramadı gittim tuvalete kustum beyler ne yalan söyliyim.
sonra bi çiğköfte yedim
bu arada gelişen olaylara bakın.
selcuk faceden deryaya mesaj atmış enesin numarasını istemiş
derya vermiş
selcukda tayfuna vermiş ( en delimiz amk kavga manyağı )
tayfunda mesaj atmış
buraya buraya gel falan.
çocuk kabul etmiş.
beyler sitenin hemen yanında bi ilk öğretim okulu var
oraya çağırdı cocugu.
bizde samet-can-selcuk-ben-tayfun gittik.
cocugu bekliyoruz
ben kustuğum için nasıl üşüyorum
deri mont falan var ama hikaye amk.
donuyorum titriyorum.
döndü tayfun
- dayak yiycez dedi
- bana uyar dedim
- vurabilcen mi dedi
- taşak mı geçiyon dedim
- olm dayak yer ısınırsın dedi
güldüm amk.
beyler çocuk 20 dakkaya ordayım dedi

kafamda hemen bi plan yaptım.
çocuk eğer gelmezse deryayı sevmiyor.
ve bu durumda deryanında bana söylediklerine bakarsak
derya da zaten beni seviyor.
aralarında bişey olması imkansız
gelirse daha gibseler derya ile birlikte olmam
5 dakka bekle yok 10 dakka bekle yok 15 dakka oldu dedim artık yeter amk.
cocukdan mesaj geldi gibtirin gidin binler dayak yemeyin bende diye.
tayfun gel yiyelim hava soğuk ısınırız dedi.
uğraşamam karı pompalıycam birazdan dedi.
gelsene amk cocugu dedi tayfun
la olum belanı benden bulma gibtir git dedi cocuk
senin erkekligini gibeyim dedi tayfun. beyler cocuk gelmedi
saat 23:56
ön cardaktayız.
ben mutluluktan uçuyom bu bide karı pompalıyom diyince
aralarında kesin bişey yoktu amk.
ben hemen koşmaya başladım tilbelere
tayfun selcuk samet de geldi
diğerleri cardakda beklediler
kapılarının önünde bekledim
10 dan geri saymaya başladıklarında deryanın sesini duymadım.
ama yine de kapıyı çaldım
simge çıktı (bunların panpişi)
- ne vardı dedi
- deryayı cağır dedim
6-5-4-3 derken
derya geldi
2 dediler
-derya dedim
1 dediler
-efendim dedi
onlar bağırdı bende deryaya sarıldım.
beyler müslümansanız, o kollar cennetin size açılan kapılarıdır
hristiyansanız, o kollar isanın kollarıdır.
ateist iseniz karı kızdır para dır o kollar.
o kollar varya o kollar huzurdur huzur.

okuyan panpalarım öncelikle teşekkürler. yarın saat 1 gibi devam ederim ben. iyi uykular hepinize

okuyan panpalarım burda mı? ona göre başlıyacam hikayeye

ben başliyim siz gelince okursunuz panpalar. haydi bismillah

Bir annemin kolları arasında iken böyle huzurlu hissetmiştim kendimi.
o an kıyamet kopsa, bizi teğet geçicekti sanki.
tanrı biraz daha merhametliydi o an.
biraz daha cömertti,
yelkovan akrebi takip etmeyi bırakmış bizi,
ikisi birden aynı kör noktada buluşmuş,
bizi seyrediyorlardı.
tüm cihan gibi…
iki dost takım sahadaydı,
deplasman taraftarlarıda,
iç saha taraftarlarıda
centilmence tezahüratlarda bulunuyorlardı.
bu kadar gürültülü bi sessizliği bozan şey tilbenin annesi oldu.
- hadi kızım içeri dedi deryaya.
- geliyorum dedi derya.
kapıyı kapatmadan sessiz bir şekilde “seni seviyorum” dedi.
ağızını okudum yoksa duymadım amk.
gel gelelim asansörde mahşer günü kalabalığı vardı sanki amk.
herkes bi yandan konuşuyor.
- bi susun amk dedim
- beyefendi konuştu dedi tayfun
- sizde kalayım mı bu akşam kanka dedim hiç önceki lafına aldırış etmeden.
- kal tabi kardeşim dedi tayfun.
akşamı onlarda geçirdim. Zaten saat 1-2 gibi sızmış kalmışım amk.

uyandığımda telefonda 2 mesaj vardı.
bir geceden kalma “sen beni sevmiyosun sanırım”
birde sabaha karşı “ne oldu tugayım?” diye
bende baxerla yatmışım amk panpanın annesi uyandırınca utandım.
Kalktım hemen giyindim.
“bende seni seviyorum günaydın prensesim” diye mesaj cektim deryaya.
sabaha karşı mesaj yolladığı için belli ki hemen cevap alamıcaktım.
o yüzden tayfuna kahvaltı yapalım falan dedim.
gittik dışarda kahvaltı yaptık. Börek falan amk.
Öyle kahvaltı yapabilceğimiz bi yere gitmedik.
sonra eve geçtik 1-2 pes attıktan sonra
pes oynadığım mı kulağına gitti nedir derya uyanıp mesaj attı.
“nerdesin? Seni görmem gerekli “ diye.
“neden, ne oldu?” dedim.
“seni görmem lazım tugay.” Dedi
beyler sonuna nokta koyduğunu hatırlıyorum.
Nokta varsa sorun var demektir bu böyledir.
“Tayfunlardayım sen nerdesin” dedim.
“ Tilbelerdeyim aşağı sahanın oraya in geliyorum hemen” dedi.
panpanın kardeşe verdim kolu onlar kapıştılar
bende aşağı indim sahada beklemeye başladım.
baktım 5 dakka oldu yok 10 dakka oldu yok 30 dakka oldu yok derken
telefona bi mesaj geldi.

hiç gibleyen yok mu panpalar o kadar emek verdik yazdık

baktım hemen derya yazmış.
“pardon aşkım uyuyakalmışım” diye.
vay amk benim sabah soğuğunda zütüm dondu
bi 10 dakka daha bekledikden sonra apartmanın kapısını açan kollarını gördüm
sonra da kendisini gördüm boydan boya zaten.
dün herhalde çok içmişim ben amk.
bu kıza sarılmazsın da naparsın
geldi bi öpücük kondurdum yanağına.
- hoş geldin dedim.
- hoş buldum dedi.
- ne bu aciliyet dedim.
- sen beni affettin mi dedi.
- hayır dedim.
baktım kalktı gidiyor amk.
- böyle yaparsan suçu kabullenmiş olursun dedim.
- orda kalırsamda suçlu muamelesi görücem ama dedi.
- suçlusun demedim, ama daha beraat kararı çıkmadı gönlümden dedim.
- of tugay kaç kere dicem seni seviyorum dedi.
seni seviyorum dedikce içim bi hoş oluyodu amk.
sanki yıllardır yetim öksüz büyüdüm de o beni sahiplendi.
- bende seni seviyorum derya ama bu o kadar kolay rafa kaldırılabilcek bi olay değil. Dedim.
değildi panpalar. Hatta bi çoğunuz ayrılırdınız barışmazdınız bile kızla.
şuan da hatırlamadığım ama daha samimi olduğuna inandığım bi çok cümle vardı.
aşkımlı falan değildi ama samimiydi.
- ne yapabilirim bunu unutturmak için dedi
- bırak zaman unuttursun dedim.
- tamam dedi.
- ee sen beni niye çağırmıştın dedim.
- bunun için neyse ben gidiyorum sevgilim dedi gitti amk.
yuh amk ya 40 dakka bunu mu bekledim ben.
apartmanın kapısını kapadığında.
“derya yeni bi sevgili yaptım kendime” dedim.

bu mesajı atmaktaki amacım neydi hatırlamıyorum.
ama büyük ihtimalle makara yapıyorum kendi kendime amk.
deryaya sevgili olmadan önce herşeyi anlatırdım
sevgilimi falan.
o hiç anlatmazdı hatta 1 sene boyunca kimseyle beraber olmadı.
beni sevdigi içinmiş o 1 sene boyunca.
bende salak gibi anlattım kıza herşeyi amk.
deryaya, deryayla çıktığımı söylemek gibi bişeydi.
yani o aynı zamanda sevgilim, arkadaşım gibi bişey yapmak istedim aklımca.
çok karışık panpalar ama böyle bişey yapmak istedim.
anlamadı büyük ihtimalle.
“sevgilinle mutluluklar, ben telefonu kapatıyorum tugay.” Dedi.
“yanlış anladın sen açıklıycam” dedim.
beyler aynı onun duruma düştüm.
mesajlarıma cevap alamadım.
iletildi raporu bile gelmedi telefonu kapalıydı amk.
facede hiç yoktu
hergün uyandığımda günaydın, yatmadan önce iyi geceler
günün yaşanan saatlerinde ise standart mesajlar atıyodum.
konuşuyomuş gibi.
O böyle yapmıştı belki böyle yapmamı ister diye düşündüm.
o benden daha azimli çıktı beyler.
1 hafta ne mesajlarıma cevap verdi ne siteye geldi
ne face açtı. Ne yaptı inanın bende bilmiyorum.
bende inanın 1 hafta sigara almaya bile çıkmadım.
sipariş ettim tekelden onlar 1 paket sigarayı getirdiler.
hüseyin abi gel kendin al amk diyodu ama hastayım abi çıkamıyorum diyodum.
hastasında sigaramı içiyon pekekent diyodu ama elaman ile gönderiyodu.
1 hafta sonunda dışarı çıktım maç oynamaya o sırada derya geldi beyler.
sahanın kenarında banklar var ona oturmuş tek başına izlemiş maçı
maç bittiğinde elinde su ile geldi yanıma.
suyu çocuklara verdi bende küçük cocuklara 50 kuruş verdim bi su alsınlar amk
oturdu.
- çok düşündüm tugay dedi.
- sen yanlış anlad…. Lafımı tamamlamadan kesti lafımı
- konuşma tugay. Bitti. Dedi

işim çıktı beyler. 4-5 en geç 6 gibi gelirim.
ulan dünden kalan binler olmasa yazmıcam da onlar var 5 e kadar oturdular

@96 okuma amk. allah allah

geldim beyler. okuyan varmı başlıyorum hemen şimdi

Beyler o sıra ben katledilen bi çok canlının ne çok acı cektiğini anladım.
nesli tükenen hayvanları
derisi yüzülüp kürk yapılan hayvanları
hepsini anladım amk.
yunan miteolojisinde dünyayı öküz taşıyo ya amk.
ben taşıyodum o sıra öyle bi ağırlık vardı omuzlarımda.
konuşmadım. Sustum.
O da sustu.
“nasıl bitti?” diyemedim.
“ dur” diyemedim.
10 günde bitti ilişki
guinness rekorlar kitabına giricektik en kısa ilişki diye amk.
zaten istesemde “nasıl bitti? Dur” diyemez mişim.
ben kendime geldiğimde çoktan gitmişti kız.
onun 1 senesi,
benim belkide ömrüm mahvolucaktı.
bişeyler düşünüp yapmam lazımdı.
eve gittim bi kitap aldım rafdan,
kahve koydum sigaramı yaktım kitabımı okuyorum.
o anda aklıma bi fikir geldi.
geçen seneden onun bende kalan birkaç çocukluk fotoğrafı vardı.
onların arkasına hislerimi, onu yazarken düşüncelerimi yazıp ona verebilirdim.
öyle de yaptım.
bütün samimiyetimle aklımdan ilk geçenleri ( küfürsüz ) bi şekilde fotoğrafların arkasına yazdıkdan sonra deryaya mesaj çektim.
“peki o zaman fotoğraflarını gel benden al” diye.
30 saate yakın mesaj gelmedi.
sonra
“ tamam yarın alırım.” Dedi.
ciddi ciddi bitmişti beyler.

Hay aklıma sokayım diye kendi kendime sövüyorum.
al tamamen bitirdin ilişkiyi bi bekleseydin.
denir mi öyle falan diyorum.
zaman dursun diye dua bile ettim amk.
yok beyler gibe gibe ertesi güne taşıdı tanrı günü.
ben fotoğrafları, bende kalan bi kaç parça tokasını mokasını ona ait ne varsa
madem bitiyo bende kalmasına gerek yok düşüncesiyle doldurdum bi küçük çantaya
indim sahaya çantayı çardağa bıraktım. Top oynuyorum amk
o anda arkamdan hiçde yabancı gelmiyen ve bi o kadarda güzel
bi ses duydum beyler.
deryaydı. Yine de bu güzel ses beni azarlıyodu amk.
- bitiyo ve sen hala top oynuyosun tugay. Dedi
dönüp gülmekle yetindim.
gittik çardağın yanına. Onun elinde baya bi defter sayfası vardı.
buyur diye uzattım çantayı.
kağıtları uzattı o da.
- bunlar ne dedim?
- bunlar seni andığım kağıt parçaları. Ama benimleyken başka birisiylede olabilen bi insanı yazıp saklamam çok saçma geldi bana. Kusura bakma. Dedi
ağlıyacaktım beyler herkesin ortasında
- yanlış anladın. Sen dedim.
- ben anlıyacağımı anladım dedi.
aldı çantayı gitti beyler.
arkasından öyle kala kaldım.
oturdum çardağa kala kaldım.
sigarada yakamıyorum coluk cocuk var anneleri laf ediyor.
bende artık tek bir umut kaldı. O da fotoğrafların arkasındaki yazıyı görüp bana geri dönmesi
10 gün geçsede sanki yıllarca onunlaymışım gibi hissediyodum.
sanki yıllardır süren ilişkim bitti.
o mesajda gelmek bilmedi.

beyler biraz uplayın kimlerin takipte olduğunu göreyim bari. boşu boşuna yazıp atmıyayım harbiden hem kaç yıl öncesini düşünüyorum hem yazıyorum buraya sizinle paylaşıyorum

O gün herhangi bir aşk mesajı almadım.
Hatta mesaj bile almadım amk.
herhalde daha açmadı çantayı. Görmemiştir olum diye teselli ediyorum kendimi.
mantıklı olarak gelsede gönül bu mantık dinler mi?
yok. ille de gelicek o mesaj amk.
Dayanamadım onun bana bıraktığı kağıtlarda yazanları okudum.
Nasıl anlatim içim parçalandı.
ben ona ne zaman bi kızla konuştuğumu ondan hafif hoşlanmaya başladığımı anlatsam,
o kağıtlara öldüm yazmış.
ben onu ne zaman üzsem,
o kağıtlara üzer ama beni sever tugay yazmış.
hep iyi düşünmüş hakkımda.
yazdıklarını 1 günde yazmadığı belliydi çünkü tarihler atmıştı kağıtlara
yaşadıklarını hissettiklerini yazmıştı.
baya üzüldüm pankuşlar.
sevdigim kadına habersiz 1 yıl acı cektirmişim amk.
neyse o günü bi şekilde akşam ettik.
akşam etmesi kolay bide sabah etmesi var amk.
anlatınca kolay gelebilir ama zütümü gibsinler 1 gram uyku girmedi gözüme.
ne ağladım erkekliğime yedirebildim,
ne ağlıyamadım.
salak gibiydim. Telefondan gözümü almıyordum.
uyuya kalmışım sabaha karşı
sabah kafamda titremeyle uyandım.

Telefonu çekyatta unutup tuvalete koştum.
yüzümü yıkadım,
üstümü giyindim sonra hemen çekyata zıplayıp telefona baktım.
“bende seni seviyorum,” yazıyordu.
“ben onu anladığın anlamda anlatmak istememiştim,” diye yolladım.
“ biliyorum,” diye mesaj çekti
bi sn amk nasıl biliyon?
biliyosan bunca şeyi neden çektirdin bana?
1 hafta yazmadın, ardından bitti dedin, şimdi de gelmiş hem seni seviyorum hem biliyorum yazıyon.
“biliyosun?” dedim nasıl yani anlamında.
“biliyodum. Ama suçsuz yere suçlanmak nasılmış onu göstermek istedim,” dedi.
yuh sana amk ya. Ben neler çektim gibliyen kim amk.
“bu mudur yani?” dedim.
“budur aşkım” dedi.
“orda dur bitirmiştin ne aşkımı” dedim. Elimde ya kız rahatım amk.
mesajı kesti tekrar. Yine kendime söverken 5-6 dakika sonra kapı çaldı.
annemdir herhalde diye üstümü giyinmeden açtım
derya amk.
şu çizgifilmlerde don ile kalan karakterlerin vücudunu kapama hareketiyle kapadım göğsümü
kısık sesle “sapık vaar” diye bağırdım
- sus deli dedi içeri girdi.
gittim bende üstüme bi tişört giydim
döndüğümde hiç konuşmadan boynuma bıraktı kendini.
sarıldım,
sarıldı.
nefesini içime çekebiliyodum rahatça.
sımsıkı sarabiliyodum onu.
o an anladım,
hayatta gibe sarılmadan,
sarılman gereken bir çok kişinin var olduğunu..

biraz çektim onu kendimden. Nefes alamadım amk
yüzüne baktım, yanağını okşadım.
o tekrar sarıldı.
kapı girişinde sarılıyoz amk
- sana benimle sevgili olur musun desem kötü bi kız olur muyum? Diye fısıldadı kulağıma. (unutmayın burayı)
- senin sevgilin olurum desem ben bi kere yerlerdeyim dedim. güldüm ardından.
gülmem çok uzun sürmedi miğdeye bi aparkat indirdi bi tane
- tamam o zaman olurum dedim. Yine güldüm
- off dedi sarıldı tekrar içeri geçtik.
sigara yakmaya yeltendim.
Kaşlarıyla “hayır” dedi.
sigarayı attım koltugun üstüne.
aldım onu koynuma uzandık yatıyoruz.
o an aklımdan küçücük fesatlık geçmedi.
o biraz uyudu bi yarım saat sonra uyandırdım.
- sana geldiğimi kimseye söyleme dedi.
yuh amk kaç yaşına gelmişiz yıl da taptaze 2012 ne saklıyon..
- niye dedim
- ya babamın kulağına gider falan. Şimdilik söyleme sevgilim dedi.
- tamam dedim
beyler sitede oturuyoruz ama mahalle karılarını yedeğe atıcak karılar var.
5 saniye içinde bütün site sizin sırrınızı konuşuyo olabilir.
bazen fotomaç gazetesi gibi atıyolar tutuyo amk.

Yaklasık 1 ayımızı doldurmuştuk. Artık uzak kalmak istemiyodum dudaklarına.
en azından bir öpücük alıcaktım o bal dudaklardan.
- çok açım diye mesaj attım.
- yemek ye o zaman dedi.
aynstayn was here amk.
- yemek yok dedim.
- bişeyler hazırla dedi
- yeteneğim yok dedim
- yapacak biri bul dedi
- buldum sanırım bi sn. dedim
- kimdir o ?? dedi. Hem bul diyo hem triplere giriyo amk.
- bize gelip bana yemek yapar mısın? Dedim.
gülücük attı.
gelirim dedi.
bekledim beyler harbiden de açtım amk.
yaklaşık 10 dakika sonra geldi.
sarılma öpüşme hoş geldin fastından sonra mutfağa gitti o
bir çorba bir makarna yapıcak
çorba buzdolabında olduğundan sadece ısıttı.
ben o arada pes attım içerde.
makarnayıda yapıcakken gittim arkasından sardım belini
kafasını çevirdi hafif bi tebessüm vardı yüzünde.
dudağının kenarını öpebildim amk.
- dur şimdi yemek yapıyom dedi
- tamam o zaman ben burda oturuyom dedim.
geçtim camın kenarında bi sigara yaktım.
Yine kaşlarını kaldırdı bu sefer bende kaldırdım sana yok manasında.
bişey demedi.
makarnayı kırdı suyu yağı herşeyi yaptı kapağını kapadı tuttu yakamdan yapıştı dudaklarıma

istediğim öpücük ondan gelmişti.
hafif sersemledim hiç beklediğim gibi değildi.
ben diğer kızlar gibi öper geçerim sanıyodum amk.
öyle değilmiş,
sevdigin kızla herşey daha bi özelmiş.
belki inanmazsınız klagib türk erkeği lafı ama
ben 20 yıllık yaşantımda sadece bu kıza “seni seviyorum” dedim
özeldi benim için o öpücük. Hele ondan gelmesi daha bi özendi.
neyse sofraya oturduk.
çorba güzeldi
makarnayı koydu
“beğencen mi bakalım” dedi.
makarna amk neyi beğencem
beyler çubuk makarna yapmıştı
hiç abartısız söylüyorum ben hayatımda bu kadar iğrenç bişey yemedim.
tuzsuz bişeysiz iğrenç amk
- çok güzel aşkım dedim
- valla mı dedi
- evet dedim ama ben yoğurtsuz yiyemiyorum dedim
gittim yoğurt yaptım içine tuzu doldurdum amk karıştırdım
makarnanın üstüne döktüm direk hepsini
onun “oha” bakışları arasında.
baktım hala biraz tuzsuz amk.
gittim ketcapda aldım.
kolayıda çıkarttım öyle yedim karnımı doyurdum

- doydun mu şişko olcan tugay ya dedi.
- sen rahat ol veririm ben o kiloları dedim güldüm hafif.
- hiç öyle düşünme öyle bişey olmucak dedi.
- tamamen senin içinin fesatlığı ben spor yaparım diye düşünüyodum. Dedim
- hee tabi tabi sus ya dedi lavoboya gitti saçını başını düzeltti
geldi. Ben sandalyedeydim. O sandalyenin arkasına geçti
kafamı yukarı doğru kaldırdım. Bi öpücükde orda kaptım
öyle tersten öpüşmelerede bayılırım amk.
sonra çekildi
- napıyosun be sapık dedim.
- sus çok konuşma dedi tekrar öptü
- ay sapık vaağr dedim
- ıhıh diye güldü bidaha öptü dudaklarıma.
bi hamleyle ayağa kalktım beyler şehvetli öpüşmeler geçti aramızda
yatağa düştü
üzerine ben düştüm.
ellerimi vücudunda gezdirip kıyafetlerini hafifden soymaya başladım
o da saçlarımdan kendine çekiyordu beni.
beyler o an düşündüm.
şimdi ben bu kızla beraber olsam,
1-) ailesinin yüzüne nasıl bakıcak?
2-) kızlığı gittikten sonra midesi genişliyebilir. Sevişme konusunda rahat takılabilir.
3-) sonra tekrar benimle birlikte olur mu utancından?
Bunları hesaplıyıp kendimi frenledim beyler.
kendimi geri çektim
- ne oldu dedi
- erken boşaldım dedim