1. 51.
    0
    senn amk bin :'(
    ···
  2. 52.
    0
    @1buradaki herkes bi damla attırsa bogulursun gibtir git buradan
    ···
  3. 53.
    0
    bosalarak agladim
    ···
  4. 54.
    0
    http://www.incicaps.com/images/kizseni.jpg
    ···
  5. 55.
    0
    offf ya gibtir git nolur
    :(
    ···
  6. 56.
    0
    up up up
    ···
  7. 57.
    0
    up up up
    ···
  8. 58.
    0
    up up up
    ···
  9. 59.
    0
    http://fizy.com/#s/160bms
    ···
  10. 60.
    0
    @1 canım sıkkın zaten..
    ···
  11. 61.
    0
    açacağın başlığı gibeyim çok duygulu yazmışsın dıbına koyim
    ···
  12. 62.
    0
    insaf et sol taşşak gibecem ananı
    ···
  13. 63.
    0
    @1 bu kadar duygusal olmaya gerek var mi pic
    ···
  14. 64.
    0
    @1 dıbına koim naptın bin
    boğuldum burda
    ···
  15. 65.
    0
    @55 arada böyle olmak lazım dıbına koyim
    ···
  16. 66.
    0
    @1 ya bizene dıbına koyim ne anlatıyon la sen
    ···
  17. 67.
    0
    @1 aşkın da amk senin de inanmayın olum böle safsatalara herşey o birleşme olduktan sonra biter bunu unutmayın
    ···
  18. 68.
    0
    özet başta amk. gerçek hikayemi anlatıyorum, öyle kısa kısa geçemem. okuyan okumayan herkesin taşşağı (panpişlerimizin de amları sağolsun)

    özet: sevgilime kendi düğününde arka odada son kez sımsıkı sarıldım ve öteki dünyada birleşeciğimize dair söz verdik.

    tarih 02.12.12. bir pazar günü. yer duisburg/almanya.

    sevgilim... evlilik hayali kurduğum, çocuklarımızın adını bile koyduğumuz, kah ağlayıp kah güldüğümüz, ve her ne olursa olsun birbirimizden ayrılmayacağız diye söz verdiğimiz dünyalar güzeli sevgilim karşımda. etraf kalabalık. ben uzaktan izliyorum kendisini. almanyanın -8 derece soğuğunda bir önceki geceden gelip, evlerinin tam karşısındaki apartmanların merdivenine oturup, üst üste yaktığım sigaralardan kimsenin haberi yok. 9 saat aralıksız cdıbına kilitlediğim gözlerim bir saniye olsun ayrılmadı oradan. gece boyunca ev kalabalıktı, hüzün hakimdi diyebiliriz evde.

    saat 2 3 gibi cama yaklaştı. daha önceden alışkanlık olduğu için (bkz: #18794583), perdeyi araladı ve beni gördü. uzun bir süre sadece baktı. ve ben uğruna öldüğüm gözlerinden yaşlar aktığını gördüm. daha fazla dayanamayacak olmuş olmalıki, perdeyi çekti ve ışığı kapattı. her ne kadar o ışık bir daha yanmadıysada, ben emindim, karşıdan perdenin arkasından hala bakıyordu: aşkım, durma, bu soğukta oturmuşsun buz gibi karla kaplı merdivene. git dediğini hissediyordum. ama son oturuşum olacağını bildiğim için umursamıyordum bile.

    9 saat çok uzun bir zaman arkadaşlar, bunu anladım. soğuk olunca sanki 9 günmüş gibi hissediyorsun. ama nihayet güneş doğuyordu. pazar günü olduğundan herkes daha sıcacık yatağında güzel bir günün başlangıcını adeta kutluyorlardı. benim için ise bu gün, sonumun başlangıcı anldıbına geliyordu.

    bir zaman sonra komşu teyzelerin ellerinde güzelce paketlenmiş tepsilerle sevgilimin evine gittiklerini fark ettim. yalnız o değil, güzel güzel giyinmiş genç kızlar, takım elbiselerini çekmiş amcalar, abiler kardeşler.

    ve saat 14:38...

    aha çıkıyor. o mu? bütün gece ayakta idin, uykusuzsun, yanlış görmüşsündür diyor bilinçaltım bana. ama hayır, gelen gerçekten kendisi. birinin kolunamı girmiş o? midesinden rahatsız olduğunu biliyordum, çokta kızardım kendisine, fazla cola içme diye. yanağıma bir öpücük kondurur, özür dilerim aşkıım derdi hep.
    hem bak beyaz elbise giymiş, acaba hastane içinmiydi? aramızda 60 70 m var. yüzü gülüyor, belli oluyordu, her ne kadar yüzü tam olarak görülemiyorduysada. etrafta epey kalabalık, demek seviliyorlarmış diye geçiriyorum içimden o sırada.

    bir ara etrafa bakıyor, birini arayan gözlerle. acaba annesini babasınımı arıyorduki, vedalaşmak için. sonuçta 23 senesini geçirdiği evden ayrılıyordu. ablalarınımı arıyordu o gözler, son kez sımsıkı sarılmak için?

    olamaz, çünkü yanlarındaydı ki onlar? gözlerimi bozuluyordu acaba?

    ve o an, gözleri benim olduğum tarafa bakıyor, bakıyor, bakıyor...

    çevirmiyor kafasını sağa sola, sanki az önceden beri gözleri ile aradığını bulmuş gibi idi. ve o an düşüyor yüzü, az önce gülüyorken, şimdi dudakları büzülüyor. ağlıyor. evden ayrılırken ağlamayan kız, beni görünce hüngür hüngür ağlıyor. babasına, annesine sarılıyor. gelip bana sarılıp ağlayamazki, al zütür beni diyemezki. babasına sarıldıkça, sanki ona değil, onun suretinde başkasına sarılıyor gibiydi. darlanıyorum. öyle böyle değil. şuan bu satırları yazdığımda titreyen ellerim, aynı o günde böyle titriyordu. vedalaşma faslı bitmişti ve yavaş yavaş arabaya doğru ilerliyorlardı.

    tam binecekken, tekrar kafasını kaldırdı, kısa bir süre daha baktı ve "aşkım, bak düğün arabamız bmw olacak, bmw den başka arabaya binmem" dediği o arabaya bindi. arabanın önünü kesen çocuklar, ağlayan konu komşu, akraba, anne baba... ve ben...

    o gün salonada gittim. herkes gülüyor oynuyor eğleniyordu. birara kendisine ayrılan lavaboya gitti. arka kapıdan dolandım. su boşa akıyor, o sadece aynaya bakıyor.
    ve o an. ben girdim içeri. ses yok. sanki suyu kapatmış, sanki içeride oynanmıyor, sanki içeride insan yok. kıyamet kopmuş ve herşey yok olmuş sanki. işte. işte bak dönüyor. o güzel yüzünü bana doğru çeviriyor. şaşırmış olacakki, hiçbir tepki vermiyor. sadece bakıyor. kendine geliyor ve gözlerinden yaşlar süzülüyor, makyajı bozuluyor. yavaş adımlarla yaklaşıyor bana. tam karşıma gelince derin derin gözlerime bakıyor ve sarılıyor. sımsıkı, sıcacık. omuzumun ıslandığını fark ediyorum. hiçbirşey demiyor, demiyorum... son sarılmamız...
    Tümünü Göster
    ···