1. 29.
    0
    beyler soyadıbahane bulunda paylaşsın içinde kalcak.
    ···
  2. 28.
    0
    evet beyler soyadım @20nin içinde gizli ama hangisi
    ···
  3. 27.
    0
    karazüt
    ···
  4. 26.
    0
    KÜLEK: 1- Fırtına, kum fırtınası 2-Bakraç, tahtadan yapılmış yoğurt kabı

    KÜLEM: Bereketli, münbit

    KÜLER: birl. Kül/Er ..Ulu, saygın kişi.

    KÜLTEM: Deste, demet, buket

    KÜLÜG: (Külük) 1-Ünlü, meşhur, çok tanınan 3-Hızlı, seri

    KÜLÜNK: Kazma

    KÜMÜŞ: Gümüş

    KÜN: Gün, güneş

    KÜNANA: birl. Gün/Ana

    Şamanist gelenekte, göğün yedinci katına bakan tanrıça

    KÜNÇEK: Güneşlik, şemsiye

    KÜNDEŞ: 1- Gündeş, güneşe eş değerde 2- izci, takipçi, halef

    KÜNDÜN: Gün ışığı

    KÜNDÜZ: Gündüz

    KÜNEŞ: Güneş

    KÜNGERÜ:Arzu, dilek, temenni

    KÜNG: Cariye, dişi köle

    KÜNi: 1- Adil, adaletli, hukukçu, yasalara bağlı 2- itaatkar, muti

    KÜNKAŞ: Danışma, nasihat

    KÜNTEM: Günlük, gündelik

    KÜNÜÇEN: Muti, itaatkar, saygılı

    KÜNÜLÜK: 1- Şemsiye, 2- Günlük, yevmiye

    KÜR: 1- Gür, sık, bol, bolluk 2- Canlı, diri, sağlam, sarsılmaz 3- Gürleyen,
    kükreyen, kabadayı, gözü kara, yürekli 4- Öz, maya, özünü yitirmemezlik 5-
    Düzen, düzenlilik 6- Çare, çözüm, deva

    KÜRÇE: Esas, asıl, maya, öz

    KÜRÇi: Kabadayı, gözü kara

    KÜRHAN: (Gürhan) birl. Kür/Han

    Türk mitolojisinde, Kara Han’ın oğullarından

    KÜRi: iç geçiren, imrenen, kıskanç

    KÜRKAN: birl. 1- Kür/Kan (Gür/Kan) 2- Damat (Körekan)

    KÜRMEN: Özlü, soylu

    KÜRÜGEN: 1- Gürgen 2- Köregen, damat

    KÜRÜM: Basiret, meleke

    KÜRÜNÇ: 1- Özlü, soylu 2- Düzen, düzenli 3- Kıskanç

    KÜŞLiK: 1- Güçlük, güç, zorluk 2- Mutlu, mutluluk

    KÜŞÜM: 1- Ar, edep, hicap 2- Güç, güçlülük

    KÜVENÇ: Güvenç

    KÜVENÇi: Güvence, garanti

    KÜZ: Güz, sonbahar, hazan

    KÜZNEK: Işık kırılması
    ···
  5. 25.
    0
    KUNDUZ: Dere kenarlarında yaşayan, kürkünden börk yapılan bir hayvan

    KUNi: Adalet, hakkaniyet, adaletlilik

    KUNT: 1- Dayanıklı, metin 2- Sade, gösterişsiz

    KUNUK: 1- Mahzun, elemli 2- Konuk

    KUPÇI: ince, zarif

    KUPTAN: Niyaz, dua, yakarış

    KUR: Düzen, sıra, hiyerarşi, düzenleme

    KURAL: Düzen, düzenlilik, kaide

    KURALAY: Ceylan, ahu

    KURAR: Organizatör, düzenleyici

    KURAY: Bir çeşit bozkır bitkisi ot

    KURÇ: (kuruç) Kılıç yapımında kullanılan, iyi bir çelik türü

    KURÇAK: Heykel, yontma taş

    KURÇI: 1- Kürçü 2- Kurucu

    KURÇIK: Kurum, kuruluş, yapılanma

    KURGA: 1- Tecrübeli, bilge 2- ince, narin

    KURGAN: 1- istihkam, kale 2- Anıt, anıt mezar

    KURIDIN: Batılı, batı bölgesinden

    KURUM: Figür, dans

    KURIMLAK: Cilveli, hareketli, kıvrak

    KURIKAN: 1- Kürkan, damat 2- Hisar, kale 3- Ağaçlık bölge

    KURLAS: Düzen, işleyiş, ahenk

    KURMAN: Düzgün, düzenli, düzenleyici

    KURMUŞ: Planlı, düzenli, örgütlü

    KURT: Bağımsızlığına olan düşkünlüğü, evcilleşmeyen tek hayvan oluşu,
    mücadeleciliği, hareketliliği, gururlu ve zeki oluşu, özellikle de sosyal ve
    örgütçü oluşu ve daha bir çok özellikleriyle, Türklere benzeyen ve Türklerin de
    çok eskiden beri kutsayarak, sembolleştirdiği hayvan

    KURTAK: Kurulu, ayarlı

    KURTAR: Kurtarıcı

    KURTARAN: Kurtarıcı

    KURTGA: Tecrübeli, gün görmüş

    KURTUL: Haraç, vergi, cizye

    KURTULGU: 1- Vergi, haraç 2- Kurtuluş, istiklal

    KURTULMUŞ: Özgür, bağımsız, azade

    KURTUN: Batılı, batıdan

    KURUĞÇIN: Kurşun

    KURUK: Koru, park, koruluk

    KURULTAY: birl. Kurul/Tay Kongre, divan, oturum

    Gerek seçim, gerekse devlet için önemli kararların alındığı seçkinler meclisi

    KURUM: 1- Kuruluş, düzen, düzenleme 2- Çalım, jest, afi 3- Kaya parçası

    KURUT:1- Kurt 2- Kale burcu 3- Kurutulup, suyu alınmış peynir topağı

    KUSKUN: Atın kuyruğundan geçirilip, eyere bağlanan kayış

    KUŞ: Kuş

    KUŞÇAK: Kuşçu, kuş eğiticisi

    KUŞÇU: Kuş eğiticisi

    KUT: 1- Uğur, talih, baht 2- Tanrısal, mübarek 3- Can, ruh, dirilik, yaşam
    kaynağı, yaşam gücü 4- kader, yazgı 5- Erk, iktidar 6- Bereket, nasip

    KUTADGU: Kutsanmış, kutlu, değerli, yararlı

    KUTALAN: birl. Kut/Alan mübarek

    KUTALDI: birl. Kut/Aldı kutlu, mübarek

    KUTALMIŞ: birl. Kut/Almış kutlu, mübarek, kutsanmış

    KUTAMIŞ: Kutsamış, değer vermiş, mübarek eylemiş.

    KUTAN: 1- Dua, yakarış, niyaz 2- Bir avcı kuş 3- Saban, pulluk

    KUTAR: Kutsar, kutsayan, kut veren

    KUTAŞ: Kutlu, mübarek

    KUTAY: birl. Kut/Ay T... 1- Ateş parçası, ateş 2- Şamanist gelenekte,” Ateş
    Tanrısı” 3- ipek, ipekli kumaş 4- Tanrıça 5-Paha biçilmez, değerli

    T... ilhanlı hanlarından, Argun Han’ın evdeşi ve Keykatu Han’ın anası.

    KUTGARU: Buyruk, fermen

    KUTKU: Ağırbaşlı, alçak ,gönüllü

    KUTLU: 1- Mübarek, Tanrısal 2- Bahtiyar 3- Kabul görmüş, saygıdeğer

    KUTLUCA: Uğurlu, bahtı açık

    KUTLUĞ: Kutlu, mübarek

    KUTLUĞ iNANÇ: (Kutluk inanç) Kutlu/inanç

    KUTLUK: Kutlu

    KUTLUK : (Kutluğ) Kutlu, mübarek

    KUTSANDI: Kutlu, mübarek

    KUTUN: 1- Mesut, mutlu, nurlu 2- Mukaddes, kutsal

    KUTUNMUŞ: Kutlu, mübarek

    KUTUR: Kutlu, mübarek

    KUTUZ: birl. 1- Kut/Uz 2- Yaban öküzü

    KUVANÇ: Kıvanç, gurur, mutluluk, iftihar

    KUVANDUK: Kıvanç, mutluluk, iftihar, gurur verici

    KUVART: 1- Kurt 2- Dayanıklı, kavi, metin

    KUVAT: Sevinç, mutluluk

    KUVRAG: Toplum, toplumcu

    KUYAK: Zırh, demirağ

    KUYAN: Tavşan, bozkır tavşanı

    KUYAŞ: Güneş ışığı

    KUYDUNG: Beden, vücut

    KUYMU: Sevinç, neşe

    KUYTAK: Mahfuz, siper

    KUYTURKA: Bağış, ihsan, lütuf

    KUYULDAR: Saygıdeğer, saygıya layık

    KUYUM: Aksesuar, küpe, bilezik

    KUZ: Dağın, güneş görmeyen yamacı

    KUZAY: Kuzey yönü, güneşin az olduğu yer, Karanlık ve soğuk yer

    KUZLAK: Bebe, yavru

    KUZU: 1- Koyun yavrusu 2- Yavru, bebe

    KÜÇ: Güç, dirayet, kudret

    KÜÇKARA: birl. Küç/Kara (Acı kuvvet)

    KÜÇEM: 1- Güç, kudret 2- zorba

    KÜÇEY: Güçlü, gücü yeten

    KÜÇi: Güç, güçlük, zorluk

    KÜÇiN: An, kısa zaman parçası

    KÜÇKEY: Güçlü, zorlu

    KÜÇLÜK: Güç, güçlük, zorluk, kudret

    KÜÇÜK: Ufak, minyon

    KÜÇÜLÜ: Güçlü, zorlu

    KÜÇÜLÜK: Güçlük, güç, zorluk

    KÜÇÜM: Güç, kudret

    KÜKLER: Müneccim, yıldız falcısı

    KÜKREK: 1- Onur, gurur 2- Kükreyiş, kükreyen

    KÜL: 1- Ateş, ateşlilik, yakıcılık, yok edicilik 2- Yenilmezlik 3- Ulu, ünlü 4-
    Cesaret, gözü karalık 5-Göl, göl gibi geniş ve büyük

    KÜL TiGiN: birl. Kül/Tigin Birkaç anlam: 1- Ateş prensi 2, yenilmez prens 3- Ulu
    prens 4- Yok edici prens

    KÜLÇUR: Ululuk, yüksek mevki, saygıdeğerlik.

    KÜLE: 1- Güle , gülüş 2-Demet, bağ, deste

    KÜLEGEÇ: 1-Güleç, güler yüzlü 2-Name, melodi

    KÜLEGEN: Gülen, güler yüzlü
    Tümünü Göster
    ···
  6. 24.
    0
    KORGAVUŞ: Savunucu, müdafi

    KORIÇI: Korucu, koruyucu, bekçi, yasak bölgeleri bekleyen ve koruyan kişi

    KORIG: 1- Koru, ağaçlık, yeşil bölge 2- korunan, yasak bölge

    KORKMAZ: Korkusuz, cesur

    KORKUNÇ: Korkutucu, ürkütücü

    KORKUT: 1- Heybetli, korkutucu, korku salan

    KORUĞ: 1- koru, koruluk, ağaçlıklı bölge 2- Koruma bölgesi 3- Yasak bölge,
    askeri bölge

    KORUKÇU: Koruyucu, korucu, muhafız

    KOŞ: 1- Koç 2- Dizi, sıra, dize

    KOŞAK: 1- Koşulan, koşturan 2- Neşide, destansı şiir

    KOŞAR: 1- Emredici, buyurucu 2- Koşucu, çalışkan, hareketli 3- Dizen, düzenleyen

    KOŞMA: Ölçülü, uyaklı söz

    KOŞUK: 1- Yan yana, birlikte, yaren, dost 2- Koşma, şiir

    KOŞUL: Hüküm, şart

    KOŞULGAN: Koşul koyan, buyurucu

    KOŞUM: 1- Koçum 2- Bağlı, yan yana 3- Atın, eyer, kulan, üzengi vb.
    malzemelerinin tümü

    KOŞUN: 1- Asker, savaş birliği 2- Halk, ahali 3- Dizi, dize

    KOTKU: Alçak gönüllü, mütevazı

    KOY: 1- Koyun 2- Merhamet, acıma duygusu

    KOYLU: 1- Merhametli 2- istikamet, yön, yönünü bilen 3- Koyunlu

    KOYU: Merhamet

    KOYULDAR: 1- Merhametli 2- Hürmetli

    KOYULMUŞ: 1- Merhametli 2- Çalışkan

    KOYUNLU:Merhametli

    KOYURGA: 1- Hürmet, lütuf 2- Acıma duygusu, merhamet

    KOYURTANG: Özgürlük, Hürriyet

    KOZAN: Kozalak

    KOZALAK: Çam, selvi gibi ağaçların sert çiçeği

    KOZAN: Kazan

    KOZGAV: Kıyam, isyan, başkaldırma

    KÖPÜRGE: 1- Köprü, geçit 2- Savaş davulu

    KÖÇET: Filiz, sürgün

    KÖÇMEN: Göçmen, göçücü

    KÖDÜRGÜ: Kurban, adak

    KÖGMEN: (Gökmen) 1- Tanrısal, ilahi 2- Sayın, saygıdeğer 3- Gücünü Tanrıdan alan

    KÖĞÜZ: 1- Göksel, Tanrısal 2- Göğüs, sine

    KÖK: 1- Gök 2- Aile, soy

    KÖKDAŞ: Emsal, örnek

    KÖKEN: Göğen, gelen, 2- Köken, soy, aile

    KÖKiM: 1- Göğüm 2- Soyum, ailem

    KÖKLÜ: 1- Tanrıdan gelen 2- Soylu

    KÖKTEM: 1- Bahar 2- Gençlik 3- Deha, akıl

    KÖL: Göl mec. Ululuk, sonsuzluk, derinlik, bilgelik

    KÖLMÜK: Halk, ahali

    KÖLÜK: Yük hayvanı

    KÖMEK: 1- Yardım, arka, destek, inayet 2- Ahali, halk

    KÖMEN: 1- Hayal, düş 2- Irk, soy 3- Cevher, damar

    KÖMEY: Gerdan, döş

    KÖMÜÇ: Hazine, define

    KÖNG: (Könk) Cariye, odalık

    KÖNGÜL: Gönül, can

    KÖNiLiK : Adalet, doğruluk

    KÖNKAŞ: Künkaş, kenkeş, meşveret

    KÖNÜ: Adalet, doğruluk

    KÖNÜL : Gönül , can

    KÖP: Çok, gür, çokluk, bolluk

    KÖPTÜK: 1- Bereket, bolluk 2- Kalabalık

    KÖPÜK: Kabarcık, köpürcük, çoklu, artış

    KÖREGEN : Gören, görücü

    KÖREM: 1- Körpe, taze 2- Görgülü, terbiyeli

    KÖRGEN: Gören, görücü

    KÖRGÜZ: Görgülü, centilmen, beyefendi

    KÖRKE: Ağaçtan yapılmış tabak

    KÖRKEM: 1- Görkem, ihtişam 2- Hoş, güzel, latif

    KÖRKLÜĞ: Güzel, alımlı, cemile

    KÖRPE: Taze, cıvan

    KÖRÜ: (körüg) Gözcü, haberci, casus, gözlemci

    KÖRÜM: 1-Bakış, nazar, gözlem 2- Düş, rüya 3- Zeka, fehm

    KÖRÜMÇi: Astronom, rasat, gözlemci, yıldızları inceleyen kişi.

    KÖRÜMDÜK: Bakıcı, nezaretçi

    KÖRÜNÇ: 1- Görgü, muaşeret 2- Bakan, nazır

    KÖSEMEN: Tas artan koç.

    KÖŞÜK: Dilek, temenni

    KÖTÜZ: Kıymetli

    KÖVENÇ: 1- Güvenç, güvence, teminat 2- Azamet, gurur

    KÖVEZ: Afi, çalım, fiyakalı.

    KÖYMEN: 1- Yanıcı, yanık 2- Hayal

    KÖYMEZ: Yanmaz, ateş almaz.

    KÖZLÜK: At kuyruğundan yapılan, göz kamaşması ve göz ağrılarının tedavisinde
    kullanılan bir dokuma.

    KUANÇ: Kıvanç, sevinçli gurur

    KUANÇI: Kıvanç

    KUBAL: Gürz, demir topuz.

    KUBAN: Kapan

    KUBAT: Kapalı, gizli

    KUBAY: birl. Kubi/Ay

    Yakutların eski dönem “Temizlik Tanrıçası”

    KUBi: (Kubil) Gökyüzü, feza, sema. Mec. Başsızlık ve sonsuzluk.

    KUCAN: Göçen, göçer

    KUCAR: Göçer, göçücü

    KUÇAM: Deste, demet, bağ

    KUÇAR: Göçer, göçmen

    KUDA: Sihir, büyü

    KUDAGAÇI: Büyücü, doktor

    KUDAK: Kadak, katı, sert

    KUDEKAN: Buyruk, sert, emir, azar

    KUKUN:kıvılcım, ateş parçası

    KUKUŞ: 1- Gonca, gül 2- Şaka, latife

    KUL: Bağımlı, bağlı, köle mec. Bağlılık, sadakat

    KULA: 1- Kızıl ve karışımı renk, doru, bordo 2- Yelesi, ve kuyruğu kara, gövdesi
    kızıla çalan at 3-Yabani at 4- Gözü kara, atılgan

    KULAÇ: 1- Açıklık, mesafe 2- iki kol arasındaki ara

    KULAGU: 1- Yaratıcı, kılıcı, hükmedici 2- Kula gibi 3- Korkusuz, gözü kara

    KULAN: 1- Galip, utkan 2- Vahşi at 3- Yaban eşeği

    KULANŞI: 1- At terbiyecisi 2- Mugibişinas, müzisyen

    KULBAK: Merhametli, yardımsever

    KULDAM: Sadık kul

    KULGA: Güvercin

    KULGU: 1- Müfettiş, murakıp 2- Güvercin

    KULi: (kulıg) Cesur, gözü kara

    KULPU: 1- Kilit 2- kulluk, kulluk eden

    KULUGA: Güvercin

    KULUN: Tay, süt emen çağdaki at yavrusu

    KUMAÇ: Solgun, soluk

    KUMAK: 1- Yardım, kömek 2- Sevda, aşk

    KUMAN: 1- Solgun 2- Kumral, sarı ile kahverengi arası renk 3- Aman vermeyen,
    dirayetli

    KUMANDI: Mutlu, sevinçli

    KUMARAL: Kumral, buğday tenli

    KUMARGA: Kuşatma, muhasara

    KUMRAL: Buğday tenli

    KUL: 1- Koyun 2- Can, ruh 3- Uçurum 4- Adalet

    KUNAN: 1- iki yaşına gelmiş kısrak 2- Adaletli, adil

    KUNAR: Bereket, bolluk

    KUNARLI: Bereketli, münbit
    Tümünü Göster
    ···
  7. 23.
    0
    KIMIZ: Ekşi, mayhoş anldıbına gelen ve kısrak sütünden yapılan bir içki

    KIMNA: Sürekli, daima, her zaman

    KIN: 1- Silah muhafazası 2- Gayret, çalışma 3- Suç, cürüm, ayıp

    KINAGU: 1- Ceza, cezalandırma 2- Çalışma, aktivite

    KINAY: Aktif, çalışkan

    KINCAL: ince, narin, zayıf

    KINÇAK: Bıçak kılıfı

    KINGAL: ince, narin

    KINGIR: Metin, dayanıklı, sebatkar

    KINIK: 1- Gayret, gayretli, çalışkan 2- Muhterem, şerefli, hakim

    KIP: Baht, talih

    KIPÇAK: 1- Merkezde kaçmış, uzaklaşmış ve bir otoriteye bağlı bulunmayan 2-
    Çayırlık, geniş toprak, sahipsiz boş ve geniş arazi 3- Ağaç kovuğu 4- Bahtı açık,
    talihli

    KIR: 1- Kırmak... dan Kırış, kesiş, kırma, yarma eylemleri 2- Ak’a yakın kirli
    beyaz renk 3- mec. Olgunluk, tecrübe

    KIRAÇ: 1- Kırlaşmış, kıra çalan, kır gibi 2- Kırıcı, kırık, yarık 3- Verimsiz
    toprak, yaşlı toprak

    KIRAN: 1- Bozgun yapan, düşmanı yok eden 2- Dağ yamacı 3- Yön, kenar, kıyı

    KIRAY: 1- Genç, delikanlı 2- Kıran, kan dökücü, vurguncu

    KIRCA: Kıra çalan, ,kırlaşmış mec. Olgun, bilge

    KIRCI: 1- Kırıcı, sert mizaçlı 2- Kenar, uç, sahil

    KIRGI: 1- Kırım 2- Bir atmaca türü

    KIRGIL: Kırık, üzgün, kırgın

    KIRGIN: 1- Gönül kırgınlığı 2- Bozgun

    KIRGIZ: 1- Kırgıncı, bozguncu, geçimsiz 2- Kırk/Uz 3- Numune, örnek

    KIRICI: 1- Kıran, bölen, yaran mec. Sert mizaçlı, gönül kırıcı 2- Kenar, sahil

    KIRIK: Kırılmış, bölünmüş

    KIRIM: 1- Kırış, bozgun, katliam 2- Kırgınlık, küskünlük 3- Uç nokta, kenar

    KIRIY: Sahil, kenar

    KIRKIN: Bahşiş, hediye

    KIRKLI: Eski, Şamanist gelenekten, bazı değişiklikler yada dinsel motiflerin de
    eklenmesiyle,

    bugünlere kadar gelen bir inanca göre; gerçek anlamı “kırk ünlü ata ruhunun
    koruması altındaki kişi”

    KIRMAN: Kırma yeri, Kırman, harman

    KISIG: 1- Hapis, dar yer 2- Kısıtlı, bağımlı

    KISIGLU: Hapis, mahpus, kıstırılmış

    KISRIK: Utangaç, mahçup

    KISTAVUL: Acele, aceleci, telaşlı

    KIŞIL: Kışlık, kış için ayrılmış

    KIŞLAK: Kışın kalınan yer, ez, kışlık ev

    KITAY: 1- Çinliye benzeyen , Çinliye karışmış 2- Kutay

    KIVANÇ: Gurur, kıvanma, sevinme, öğünme, mutlu olma, kendine güvenerek ve
    öğünerek

    sevinme hali

    KIVAM: Olgunluk, yeterlilik

    KIVANDUK: Kıvançlı, mutlu

    KIVIK: Ara, fasıla

    KIVILCIM: Ateş parçası, şerare

    KIVLIK: Kıvanç ve mutluluk nedeni

    KIVRAK: 1- Kıvançlı 2- Hareketli, dayanıklı

    KIVRIM: Hare, iltiva

    KIYAK: 1- gaddar, acımasız 2- Kayak, kaydıraç 3- Çekicilik, cazibe

    KIYAL: imge

    KIYAN: 1- Dağdan hızla akan sel suyu 2- Gaddar, acımasız, kıyıcı

    KIYAT: Çekici, cazibeli

    KIYGA: Zeki, çok akıllı

    KIYGI: Zeka, deha

    KIYIK: 1- Zeka, dahi 2- Çekici 3- Kaçak, kapçak

    KIYIKSIZ: Kaçmaz, sözünden dönmez, düz

    KIYIN: 1- Akit, sözleşme, anlaşma 2- Güç, kudret, otorite

    KIYIŞKAN: 1- Sözünün eri, sözünde duran 2- Cesur, gözü pek

    KIYMAÇ: Gamze

    KIYNAK: 1- Ünlü, meşhur 2- pençe, kartal pençesi

    KIYUK: 1- Mutluluk 2- Geyik

    KIZARIK: 1- Kızıl, kızıllaşmış 2- kızgın

    KIZGAN: Kızgın, kızışmış

    KIZGIN: Kızıllaşmış, asabi

    KIZI: Şiddet, asabiyet, kızama, kızgınlık

    KIZIK: 1- Kızgın, asabi 2- Kısık, hapis

    KIZIL: 1- Kırmızı, al 2- Altın 3- Kızmış, kızarmış, kızgın

    KIZILALMA: birl. Kızıl/Elma

    Olgun, kızarık elma anlamı, bir sembol ve imgedir. Ülkü’yü motivasyonu içerir.
    Bazen,

    fethedilmesi gereken illeri ifade eder, çoğu kez ise bütün Türklerin, tek bayrak
    altında toplandığı devletin, “Birleşik Türk devletleri”nin imgesi

    KIZILGU: Kızarmış, kızgın

    T... Kırgızların, Mürdi oymağı, dip dedelerinden.

    KIZILHAN: birl. Kızıl/Han

    Şamanist gelenekte Tanrı sıfatlarından

    KIZILOTAĞ: birl. Kızıl/Otağ

    Kağan ya da Han’ların verdikleri, toy ve şölenlerde, kız çocuk sahiplerinin
    oturduğu, şeref tribünü

    KIZIMTAY: birl. Kızım/Tay (Kızmaktan kızgınlık) Tay

    KIZIRAK: (kızarık, kızrak) Nadir, ender rastlanan

    KiÇi: 1- Kişi, adam, insan 2- Küçük, minyon 3- Geçmiş, geçik, eski 4- Keçi

    KiÇiCiK: 1- Kişicik, insancık 2- Küçük, minyon

    KiÇiK: 1- Küçük, minyon, Geçik, geçmiş

    KiÇiN: Zincir

    KiÇKi: 1- Eski, kadim 2- Kişi, insan

    KiÇKiNE: (Giçgine) Geçkin, geçmiş kadim

    KiDGÜ: Giyim, giysi, elbise

    KiLÜKEN: Gülen, güleç, güleryüzlü, mütebessim

    KiNDiK: Orta, odak, merkez

    KiNEŞ: Şura, meşveret, kongre

    KiRiŞ: Sinirden ve bağırsaktan yapılan sicim. Ok yayı olarak da kullanılır.

    KiRTi: Doğruluk, gerçekçilik

    KiŞiLiK: Karakter, şahsiyet, insan olma özelliği

    KiŞKEN: (Kiçgen) 1- Küçük, minyon 2- Geçen, geçmiş

    KiÇKENTAY: birl. Kiçken/Tay ... minyon, minik

    KiYE: Kut, talih, ululuk

    KiYELi: Mübarek, saygıdeğer, ulu

    KiZEK: 1- Kegib 2- Nöbet 3- Seyran, gezinti

    KiZiR: 1- Keser, kesici 2- Gever, gezgin 3- Atılgan, cesur

    KOBRAT: (Kubrat) Derlemek, toparlamak, örgütlemek

    KOBU: (Kovu) Buket, demet

    KOBURCUK: Kabarcık, kabarık, kabadayı

    KOCA: 1- Ulu, saygıdeğer, hürmete layık 2- Bilgili, tecrübeli, görüp geçirmiş 3-
    Gösterişli, azametli 4- Mert, düz, koç gibi

    KOCABAŞ: birl. Koca/Baş ... Koruyucu, muhafız

    KOCAMAN: 1- Akıllı, bilge 2- iriyarı, cüsseli, heybetli

    KOÇ: Erkek koyun mec. Düz, mert, yüz yüze dövüşen, hilesiz, yiğit, dayanıklı,
    yılmaz

    KOÇA: 1- Koç gibi..2- Kibar, centilmen

    KOÇAK: Koç gibi, cesur yürekli

    KOÇAN: 1- Centilmen, kibar 2- Koşan, koşucu

    KOÇAŞ: Rehber, yol gösteren, önde giden

    KOÇGAR: (Kaçgar, kaşgar) 1- Koç başı 2- Koç gibi, koç yiğit

    KOÇi: Koç gibi, koç yürekli

    KOÇLUĞ:( Koçluk) Koç olacak kuzu

    KOÇO: Kibar, mert

    KOÇU: 1- Koç gibi 2- Kibar, centilmen

    KOÇUM: 1- Yiğit, mert 2- Koşum, koşma

    KOÇUN: Düz, hilesiz, temiz yürekli

    KOÇUGAR: Mert, yiğit, özü sözü bir

    KODAR: Mağrur

    KODAZ: Mağrur

    KOKLUĞ: Koku, parfüm

    KOKULUG: Koku, Parfüm

    KOKUM: Parfüm

    KOKUŞ: Dalları, ok yapımına elverişli bir ağaç türü

    KOLAN: 1- Hediye, bahşiş 2- Kollayan, koruyan 3- At, eşek, katır gibi
    hayvanların, eyerini

    bağlamaya yarayan kemer

    KOLBAG: Kadınların, aksesuar olarak bileklerine taktıkları, boncuklu halka

    KOLBAŞ: Askeri birlik başı, komutan, askeri koruyup kollayan kişi

    KOLBAY: Askeri danışman

    KOLCUK: Kolcu, muhafız, koruyucu

    KOLÇAK: Kolcu, koruyucu, kollayıcı

    KOLÇU: Muhafız, bekçi

    KOLDAGÜÇ: Hami, koruyucu, şefkatli, merhametli, yardımsever

    KOLDAŞ: 1- Silah arkadaşı 2- Arkadaş, birbirini kollayan

    KOLGAK: istek, heves, talep

    KOLGAY: Veliaht, şehzade (Kırım ve Kazan hanlıkları döneminde kullanılan bir
    aksesuar

    KOLKA: 1- Kolgu, kol takısı 2- Refika, hanım, eş

    KOLTAG: Arka, himaye, destek

    KOLUÇ: Kolcu, kolbaşı, komutan

    KOLUNÇUĞ: Yakarış, niyaz

    KOMAN: (Kaman, kuman) 1- Yurduna yabancı sokmayan 2- Aman vermeyen 3- Kumral

    KOMAS: Komayan, bırakmayan, aman vermeyen

    KOMUK: 1- Kabuk, ağaç kabuğu 2- Hazine, define

    KOMUR: Cesur, gözüpek

    KON: 1- Yurt, vatan 2- Konak, yerleşim, mekan

    KONAÇ: Aşiyan

    KONAG: 1- Konuk, misafir 2- Konuk ağırlanan ev

    KONALGA: 1- Konuk yeri, baş köşe 2- Menzil, konulacak, varılacak yer

    KONAT: 1- Cana yakın, munis, sokulgan 2- konuk ağırlayıcı, konuksever

    3- Birlikte göç eden oba birliği

    KONCA: 1- Armağan, bahşiş 2, Gül

    KONÇUK: 1-Aşina, tanıdık 2- Konuk

    KONÇUY: Kağan kızı, prenses, soylu kız

    KONDU: Yerleşik, yerli

    KONDUR: Konuksever, cömert

    KONGAR: 1- Koyu kırmızı renkteki at 2- Kızıla yakın renk tonu

    KONIK: Can, ruh, yaşam

    KONŞUK: 1- Konşu, komşu 2- Yerleşim yeri 3- konuşma, laf

    KONUK: 1- Misafir 2- Can, ruh 3- Varılacak yer, menzil

    KONUL: 1-Kerevetlerin altındaki, yük konan boşluk, yüklük

    KONULGA: 1- Konuk yeri, baş köşe 2- Konuğa verilen yemek, değerli yemek

    KONUR: 1- Yakışıklı, civan 2- Gururlu, onurlu, mağrur 3- Kara ve kızıl karışımı
    renk,

    at rengi, doru at

    KONUŞ: 1- Yerleşim, karargah 2- Menzil, varılacak yer

    KOPAN: 1- Galip, utkan 2- Ulu, yüksek

    KOPTURU: Saygı duruşu, tören duruşu

    KOPU: Kop, çok, çokluk

    KOPUN: Çoklu, bereket, bütünlük

    KOPUZ: Saz, bağlama (Kop_Uz)

    KOR: 1- Öz, maya, asıl 2- Ateş parçası, ateş

    KORBA: Filiz

    KORCU: Korucu

    KORGAN: Korunan yer, kale, kurgan
    Tümünü Göster
    ···
  8. 22.
    0
    KAYIR: 1- Kayırma, hamilik, destek 2- Heybet, gösteriş 3- Azim, kararlılık

    KAYIRGAŞ: 1- Deste, demet 2- Kayırıcı, koruyucu

    KAYIRMIŞ: Kayıran, kayırıcı, destekçi

    KAYIRŞI: 1- içli, merhametli 2- Karşı, muhalif, hizip

    KAYITGAN: Dik başlı, boyun eğmeyen

    KAYITMAS: Adil, adaletli

    KAYMAS: Adaletli, düzenli

    KAYNAK: Pınar, göze

    KAYNAR: 1- Pınar, göze 2- Ateşli, kızgın

    KAYNARCA: 1- Kaynak, pınar, menbaa 2- Ilıca, banyo

    KAYRA: Yardım, inayet

    KAYRAL: Yardım, destek

    KAYRALDIĞ: 1- Destekli, torpilli 2- Eli açık, cömert

    KAYRIM: Arka, destek, inayet

    KAYRU: Geri, arka, destek

    KAYTAG: Aldatıcı, adaletsiz, hilebaz

    KAYTBAY: Adil, adaletli, hakkaniyetli

    KAYTMAZ: Adil

    KAYTUN: Yardımsever

    KAYURTAR: Kurtarıcı, yardımsever

    KAZAK: 1- merkezden uzak kalan 2- Otoriteye bağlı olmayan, başına buyruk 3-
    Gezgin

    KAZAN: 1- Kazanç, kazanım, birikim, artı değer, bolluk 2- Kızan, kızgın

    KAZANCUK: 1- Kazanç, kar, getiri 2- Yemek kazanı, tencere

    KAZANÇ: Gelir, kar, artı değer, getiri

    KAZGAN: Kazan, kazanç

    KAZILIK: 1- Kazık 2- Kazma aleti 3- Kızgın, celalli

    KAZIRGAN: Şamanist gelenekte, kötü ruhların, doğruluğa gelmesi için, geçici bir
    süre için kaldığı ateş çukuru. Bir nevi cehennem

    KAZU: Nimet, kazanç

    KAZUK: (Kozu, Kazık) 1- Kazma 2- Kazık, sırık

    KEBEK: Kabuk, ağaç kabuğu

    KEBENÇ: itimat, güven, hoşnutluk

    KEBENÇÜ: Hoşnut, bahtiyar

    KEÇiG: 1- Geçit, köprü 2- Mutlu, sevinçli

    KEÇiKLiĞ: Mutlu, sevinçli

    KEÇiR: Bağışlayıcı, affedici

    KEÇÜRGEN: Bağışlayıcı, affedici

    KEDiMLiG: 1- Zırh, demir ağ 2- Giyimlik, giysi

    KEKMEN: Olgun, ergin, ermiş

    KELEŞ: Alımlı, yakışıklı, cıvan

    KELEZTi: Hayal, serap

    KELGiN: Gelgin, suyu kabaran ırmak

    KELiŞTÜ: Olgunluk, gelişim, suhulet

    KELTEÇi: Gelici, gelecek olan, halef

    KEMEÇ: Asker, askeri görevli

    KENÇEK: (Gençık, Genç)

    KENÇLiYÜ: Oğuz beylerinin, özellikle güz kurultayların dan sonraki toy ve
    şölenlerde, kendi mallarını yağmalatıp, halka dağıtılması için kurdukları büyük
    sofra. Yağma sofrası

    KENDÜZ: Nefs, can, ruh

    KENEŞ: istişare, müşavere

    LENGEŞ: Keneş

    KENGEŞLÜ: Danışık, anlaşık, dayanışmalı

    KENDiL: Gönül, gönüllü, temiz yürekli

    KENi: (Kuni) Adaletli, adil, dengeli

    KEPKE: Örnek, numune

    KEPTiK: 1- Latif, şakacı 2- Eşit, müsavi

    KERAMUN: Karaman, esmer tenli

    KERAYET: Sahil, kıyı, plaj

    KEREGÜ: Ev, çadır, barınak

    KEREKLi: Gerekli, elzem, ihtiyaç

    KEREKTÜ: ihtiyaç, lüzum, zaruret

    KEREKÜLÜG: Çadırlı, göçebe

    KERELTi: Tanıklık, şehadet

    KEREN: Ulu, kebir, kadir

    KEREŞ: Kiriş, yay kirişi

    KERi: 1- Eski, kadim, geride kalan 2- Germekten, gerilmiş, gergin

    KERiNÇSiZ: Eşsiz, emsalsiz

    KERKi: Balta, nacak

    KERKiT: Nacak

    KERTÜK: (Kertik) 1- Ağaca bıçakla çizilen çizgi 2- yapay, suni

    KESEN: 1- keskin, kesici 2- Bölüm, ara

    KESi: Keskin, kesen, kesici, sert

    KEgib: Kesi, keskin

    KESKiN: 1- Sert mizaçlı, asabi 2- Uç, ekstrem 3- Kesici

    KEŞiKÇE: 1- Muhafız, koruyucu 2- Defa, sıra, adet

    KEŞiKÇi: 1- Israrlı 2- Nöbetçi

    KET: 1- Darbe 2- Yılmaz, azimli, kararlı

    KETÇiK: Darbecik

    KETE: Ulu, büyük

    KEYiK: Baht, mutluluk

    KEZEGEN: Gezgin, çapkın

    KEZGEN: Gezgin, çapkın

    KEZGiÇ: Gezgin

    KEZiK: Cesaret, atılganlık, cüret

    KEZiR: (Kizir, keser) Cesur, cüretkar

    KIBI: Keşif, buluş

    KICIR: Öç duygusu, intikam

    KICURGAN: Gösterişli, mağrur

    KIDIK: Gedik, güdük

    KIĞILCIM: Kıvılcım, şerare

    KIĞITDUK: Davet, ikram

    KILAĞI: Kılıç ve bıçakların bilendikten sonra ağız kısmında meydana gelen çizgi

    KILAĞUZ: Kılavuz, rehber

    KILAVUN: Düğün hediyesi

    KILDI: 1- Yaratıcı, yapıcı 2- Etken, amil

    KILGI: 1- istem, irade 2- Yaratılmış, kılınmış

    KILICI:Yaratıcı, yapıcı, halik, kadim

    KILIÇ: (Kıl-Uç) Silah

    KILIG: 1- yaradılış, huy, karakter 2- Beceri, iş, yapıcılık

    KILIGLI: 1- iyi huylu, ahlaklı, görgülü 2- Becerikli, çalışkan, işgüzar

    KILIN: 1- Huy, yaradılış 2- Naz, işve

    KILINÇ:Kılınış, huy, karakter

    KILIVAN: Hediye, bahşiş, ödül

    KILUÇ: Kılıç

    KIMAÇA: Engel, mania

    KIMAR: Komar, homar, yakışıklı, cezb edici

    KIMIRTU: Kıpırdanış, devinim, jest
    Tümünü Göster
    ···
  9. 21.
    0
    KARAHAN: birl. Kara/Han

    1- Türk mitolojisinde “Tanrılar Tanrısı” 2-Devletlerinde, soylu

    olmayıp, kara budundan (halktan) biri olarak devlet kuran kişilerin takındığı
    unvanlardan

    KARAK: 1- Kara/Ak 2- Gözbebeği 3- Bakış, nazar

    KARAKÇI: 1- Gözlemci, bakıcı 2- Karakeçi

    KARAKIRK: birl. Kara/Kırk (..Kırk sayısı da, üç ve dokuz gibi, Türklerin uğurlu
    sayılarındandır.)

    KARAKITAY: birl. Kara/Kıtay (Çinliye benzeyen, Çinlilerle kanı karışıp, melez
    olmuş)

    KARAKOL: birl. 1- Kara el 2- Gözetleme yeri, gözetim alanı

    KARAKUŞ: birl. Kara/Kuş (Mizan Yıldızı)

    KARAKÜNE: Kara gün

    KARAL: Vade, müddet

    KARAMIŞ: Bakmış, görmüş, açık göz

    KARAMAN: 1- Kara tenli 2- Yiğit, gözü kara

    KARANÇI: Bakıcı, gözlemci

    KARAOTAĞ: birl. Kara/Otağ

    Eski dönem, toy ve şölenlerde, çocuğu olmayan beylerin oturduğu kısım, tribün
    (... oğlu olanlar,Ak otağa, kızı olanlar kızıl otağa, konuk edilirlerdi.)

    KARAOZAN: birl. Kara/ozan (halk ozanı)

    KARASAGU: ağıt, mersiye

    KARASÜYÜK: birl. Kara/Süyük (kemik) (avam, halktan)

    KARAŞAMAN: birl. Kara/Şaman

    T... Şamanist gelenekte, kötü ruhlarla uğraşan şamanlar

    KARAŞIN: Esmer, karaya çalan

    KARAUL: Bakış, gözlem yeri (Karakol sözcüğü buradan gelir)

    KARAÜREK: birl. Kara/Yürek Cesur, korkusuz

    KARAV: Bakış, nazar, bakan

    KARAVUL: (Karaul) 1- Gözcü, keşif kolu 2- Muhafız

    KARAY: yardımcı, yararlı, yardımsever

    KARAYIŞ: bakış, bakan

    KARAYiR: birl. Kara/Yer (kara toprak)

    KARÇAK: 1- Pençe 2- Büst, yarım heykel

    KARÇIGA: Bir şahin türü

    KARDAŞ: Kardeş, kardeş yakınlığı

    KARGI: Mızrak

    KARGIN: Meşbu

    KARGUY: 1- Bir atmaca türü 2- Gözetleme kulesi, dağ başlarına yapılan yüksek
    yapı

    KARIK: Karışık, melez

    KARIKSIZ: Saf, temiz, karışık olmayan

    KARIMIŞ: karışık, karışmış

    KARINÇIK: Bakış, nazar, göz kaçamağı

    KARINDAŞ: 1- Kardeş, kardeşlik 2- Kız kardeş, bacı (Kazak ve Kırgızlarda)

    KARLIGAN: karlar eriyince açan bir dağ çiçeği

    KARLIK: Karlı arazi, karlı dağ

    KARLU: Karlı, kar almış

    KARLUGAÇ: Kar çiçeği

    KARMAS: Karıştırmaz (Soyunu, neslini)

    KARŞI: Karşıt, zıt

    KARŞIT: Karşı

    Türk mitolojisinde, Ülgen’in yedi oğlundan biri ve Temizlik Tanrısı

    KARTAL: iri kanatlı avcı kuş (Karatal)

    KARUÇ: 1- Karış, karışık 2- Kara uç

    KARYAĞDI: birl. Kar/Yağdı (... Doğumu, kar yağdığı sırada olan)

    KASAR: 1- Keser 2- kasıntı, afili 3- Fırtına

    KASMIŞ: Afili, fiyakalı, kasıntı

    KAŞ: Kaş, korkusuzluk, cesaret

    KAŞGAR: Cesur, üstün vasıflı

    KAŞKA: 1- Yiğitlik, mertlik 2- Üstün vasıflılık 3- Dayanıklılık, metanet

    KAŞUK: Dayanıklı, metin

    KATAK: Katı, sert

    KATAN: 1- Sert, katı 2- Saplayan, (Kargı, ok) 3- Ekleyen, artıran

    KATGI (katkı): 1- Katı, sert, haşin 2- Yarar, yararlılık 3- Neşe, şenlik

    KATGIÇ: Katı, sert, dayanıklı, haşin

    KATI: sert, dayanıklı, haşin, güvenli, adamakıllı, etraf

    KATLICAK: Katıca, sertçe,şiddetli

    KATIGU: Çalışkan, gayretli, azimli

    KATIĞDI: Çok katı, şiddetli, kuvvetli

    KATIK: 1- Katı, sert, güçlük, şiddet 2- Katılan, katılım 3- Ekmek, yemek

    KATILGAN: Dayanıklı, metin, sert

    KATILIK: Güçlük, sertlik, dayanıklılık, haşinlik

    KATIRAK: Katıca, haşince

    KATIYEL: birl. Katı/Yel (Kuru rüzgar)

    KATIZ: 1- Ağaç kabuğu 2- Tarçın

    KATLAV: Zırh, siper

    KATLIG: Katılık, sertlik

    KATMIŞ: 1- Saplamış 2- Katılaşmış 3- Eklemiş

    KATUN: (Hatun) imparatoriçe, Kağan eşlerine verilen bir unvan. (Kadın sözcüğü
    buradan gelir)

    KAVAN: Kovucu, defedici

    KAVÇIN: Konuk, kısa süreli misafir

    KAVŞIT: 1- Kavuşma, vuslat, kavuşulan yer

    KAVURT: 1- Kurt 2- Haşmet, ihtişam 3- Dayanıklılık, kalıcılık

    KAVUŞ: 1- Menzil, kavuşulacak yer 2- Buluşma, buluşma yeri

    KAY: 1- Tipi, kar fırtınası 2- Masal, hikaye

    KAYA: Taş bloğu mec. 1- Sertlik, sağlamlık, yıkılmazlık, dayanıklılık 2- ihsan,
    inayet

    KAYAK: Kayık, sandal

    KAYALAK: 1- Kayık, sandal 2- kaya, kayalık

    KAYAN: 1- Çığ, çığ kümesi 2- Sel, sel suyu

    KAYAR: 1- Sel, sel suyu 2- Gurur, onur

    KAYAŞ: Hısım, akraba, kavim kardeş

    KAYÇI: Masalcı, destancı

    KAYDU: 1- Katı, sert, şiddetli 2- Kaygı, hüzün 3- Sel, sel suyu

    KAYGAÇ: Kayık, sandal

    KAYGAŞ: Mucize, olağanüstülük

    KAYGIN: 1- Üzgün, kaygılı 2- isyankar, isyan halinde

    KAYGU: Kaygı, endişe, titizlik

    KAYGULU: Kaygılı, mahzun

    KAYGUN: Mahzun, üzgün, müteessir

    KAYGUSUZ: Vurdumduymaz, gailesiz, umursamaz

    KAYI: 1- Sel 2- Kar fırtınası 3- Muhkem, iyi korunan
    Tümünü Göster
    ···
  10. 20.
    0
    al amk.

    KAAN:(Kagan) Kagan sözcüğünün Moğol ağzındaki söylenişi

    KABA: Büyük, iri, şişkin

    KABAK: 1- Kapalı, kabuklu 2- Kabarık

    KABAL: Kapalı, zindan, mahpus

    KABAMIŞ: Kapalı, güçlü, mahfuz

    KABAN: 1- Kapan, kapıcı 2- Kabarık, asi, isyankar 3- Dik yokuş

    KABAR: 1- Kabarık, asi, kabadayı 2- Kapan

    KABARTU: Şişik, kabarık, kabarcık

    KABIŞ: Kavuş, kavuşma, birleşme, toplanma

    KACIR: Kaçır, kaçırıcı, korkutucu, ürkütücü

    KAÇ: (Kaçı, kaş) Kaçan, koşan

    KAÇAĞLI: Kaçaklı, kaçıcı, koşucu

    KAÇAN: 1- koşan, kaçan 2- Vakit, saat, vade

    KAÇGAR: (Koçgar, kaşgar) 1- Koç gibi, koç yiğit 2- koç başı

    KAÇIR: Kaçıran, kaçırtıcı

    KAÇIRA: (Kaçır) 1- Kaçıran, ürküten 2- Çalışkan, aktif

    KAÇMAS: 1- Kaçmaz, ürkmez, korkmaz 2- Evcil, munis

    KAÇUT: 1- Savaş, dövüş 2- Kısa mızrak, kargı

    KADAGAN: Buyruk, ser, emir, komut

    KADAK: (Katak, Katık) 1- Katı, sert 2- Mıh, çivi 3- Armağan, hediye

    KADAŞ: Arkadaş, yaren, yakın

    KADIR: (Katır) mec. Güçlü, dayanıklı, metin, inatçı

    KADIRCA: Katır gibi

    KAGI : (KAKI) Öfke, şiddet

    KAĞAN: imparator, hanların hanı

    KAĞANLI(G) : imparatorluk, imparatorluğa mensup olma

    KAĞBA: Koruyucu, muhafız

    KAKIĞAN: Öfkeli, gözü kara

    KAKINÇ: 1- Kılıç ve kargı hamlesi 2- ihtar, ikaz 3- Hiddet, öfke

    KAKIZ: Gözü pek, hiddetli

    KAKŞA: Seri, aceleci, hızlı

    KAKUMAKLU: Gazaplı, şiddetli

    KAL: Ulu, saygıdeğer, hatırı sayılır

    KALABA: 1- Ulu, saygıdeğer 2- Sayıca çok, kalabalık, bolluk

    KALAKLI: Ulu, yüksekte

    KALANÇA: Bakiye, arta kalan, artık

    KALÇAV: Şakacı, nüktedan

    KALDUN: Kalan, artan, bakiye

    KALGAN: (Kalkan) Ok, kargı, kılıç gibi savaş aletlerine karşı koruma sağlayan
    siperlik

    KALGAY: Veliaht, şehzade

    KALIN: 1- Sert, dayanıklı 2- Mal, servet, varlık 3- Çeyiz 4- Yararlılık, fayda

    KALINGU: (Kalın) Kalıng, güçlü, dayanıklı

    KALISIZ: Şüphesiz, kararlı

    KALMUK: Güç gösterisi, güçlülük, kabadayılık

    KAM: Şamanist gelenekte, ulu kişi (Hekimlik, filozofluk, büyücülük, duacılık
    dahil olmak üzere, oba ya da oymakların, her türlü sorunuyla ilgilenen kişi)

    KAMALAG: Sedir ağacı

    KAMAN: 1- Kuman, kumanlı 2- Gözü kara, cesur, aman vermeyen

    KAMAŞIG: Melez, karışmış

    KAMAZ: Sarsıcı, sallayıcı, ürkütücü

    KAMÇI: Kırbaç

    KAMDU: Para yerine geçen eşya, emanet

    KAMŞAT: Şaşırtıcı, ürkütücü

    KAMU(Ğ): 1- Bütün, tam, hep 2- Halk, ahali 3- Destek, dayanışma

    KAN: 1- Soy, sop, kaynak, can, canlılık, soyluluk 2- Damarlardaki sıvı 3- Kağan,
    han

    KANAT: 1- Tüy, telek 2- Taraf, yön, cenah

    KANCI: 1- Kan güden soylu 2- Kanıcı, kanmış, inanıcı

    KANDI: inançlı, kanık

    KANDUK: (Kanduk) Kandı, kanık

    KANDUKYURT: birl. Kanduk/Yurt Gurbet

    KANG: (Kang, kan) Kan, soy, ata

    KANGgib: 1- Kardeş gibi.. kardeş yakınlığında 2- Üvey kardeş

    KAYNAK: (Kanak) mec. Soylu

    KANIĞ: 1- Kanmış, kanık 2- Sevinç, neşe

    KANIK: 1- Kanma, inanma, kabul, ermek 2- Sevinç, neşe

    KANIŞ: Kandırış, cilve, işve

    KANITGAN: Şevk veren, kan kaynatan

    KANK: 1- Kan, soy 2- Ata, baba

    KANKLI: Soylu, soyu sopu belli, kanlı

    KANLI: Soylu

    KANTIK: 1- Kandırıcı, işveli 2- Uzakta, gurbette olan

    KANYUMAZ: birl. Kan/Yumaz (Yumak, yıkamak... dan)

    KAPALAN: Kaplan

    KAPAR: 1- Akıl, can, ruh 2- Kalkan, zırh 3- Kapan, tuzak

    KAPGAN: 1- Kanlı, soylu 2- Kalkan, zırh 3- Algan, fatih 4- Kaplan 5- Kapan,
    tuzak

    KAPGIŞAY: Saf, sade, halis

    KAPKIR: Hassas, imtizaçlı

    KAPLAN: Kapan, kedigillerden bir yırtıcı hayvan

    KAPURTU: Kabartı, kabarık, kabadayı

    KAR: Kar tanesi

    KARA: Siyah renk, ak’ın karşıtı Ancak... Bu sözcükte de Türkçe ad ve sıfatlar
    arasında özel bir yere sahiptir. Çünkü birçok mecaz anlamı içinde barındırması
    ilgi çekicidir. Birçok birleşik adın, başında ya da sonunda
    kullanılabildiğinden, çeşitli anlam değişiklikleri de ortaya çıkabilmektedir. Bu
    yüzden, içerdiği tüm anlamları açıklamakta yarar vardır. Bu durum, ayrıca
    Türklerin, sosyal yaşamlarında, renklere ne derece önem verip, ne derece zengin
    anlamlarla bezediğinin de önemli ipuçlarını verecektir. Örneğin: Ak:Temizlik,
    güzellik, soyluluk, merkez. Gök(mavi): Kutsallık, özgürlük, Kızıl(kırmızı):
    Dikkat, özen, tedbir, değişiklik, devrim, şiddet. Yeşil: Doğum, tazelik, huzur,
    sükun anlamlarını içinde barındırmaktadır. Renklerle yönler de anlatılabilir.
    Ak: güney, Kızıl: Doğu, Sarı: Batı, Kara: Kuzey yönlerini anlatır. Kara’nın
    öteki anlamlarına gelince:

    1- Güç, şiddet

    2- Olağanüstülük, harikuladelik

    3- Ululuk, büyüklük, ulaşılmazlık

    4- Cesaret, atılganlık, yiğitlik

    5- Yas, keder, üzüntü, ölüm

    6- Fakirlik, sıradanlık, (soylu olmamak)

    7- Kötülük, bela, uğursuzluk

    8- Esmer ten, yanık ten

    9- Aşırı soğuk, kış

    KARAALMAZ: birl. Kara/Almaz.. Namuslu

    KARABAŞ: birl. Kara/Baş 1- Evlatlık 2- Kul, köle

    KARABATAK: birl. Kara/Batak... Bir deniz kuşu

    KARACA: 1- Karaya çalan, esmer 2- Gözü kara, cesur, şiddetli 3- Bir ceylan türü

    4- Halktan soylu olmayan

    KARACIK: 1- Esmer, kar tenli 2- Gözbebeği

    KARAÇIL: Kumral, karaya çalan

    KARAGA: Karga, kuzgun

    KARAĞLI: 1- Yaslı, matemli 2- Bakışları etkileyici
    Tümünü Göster
    ···
  11. 19.
    0
    muallaklere bak amk tahminde bulunuyorlar

    n'apacaksınız olm bunun göd kapsini ?
    ···
  12. 18.
    0
    kereste
    ···
  13. 17.
    0
    kapçukk ?
    ···
  14. 16.
    0
    kestane
    ···
  15. 15.
    0
    kerhane
    ···
  16. 14.
    0
    karabük
    ···
  17. 13.
    0
    sen benim soyadımı bil ben sana direkt zütümü vereyim.
    ···
  18. 12.
    0
    @11 keşke entry-nick den devdıbını getirmeseymişin amk
    ···
  19. 11.
    0
    @1 entry-nick

    lan ben senin zütünü napıyım amk züt görmek istersem google ye züt fotoları yazarım yannan
    ···
  20. 10.
    0
    kekikçi
    ···