sozluk formati

barda kızın biri yanıma gelip oturdu. baya da çirkindi. onun yanında yakışıklı hissettim kendimi. kız "nasılsın" gibi saçma sorularla konuşmaya başladı. pek oralı olmaya çalışmasam da 10 cm uzağınızda ki birine nasıl yokmuş gibi davranabilirsiniz? bende davranamıyordum o şekilde.
-ne yapıyorsun hayatta? okul falan var mı?
+yok.
-boşver. biz okuyoruz da noluyor.
+okumak iyidir.
-yok ya her gün sabah kalk hazırlan filan.
+herşey iş aramaktan daha iyidir.
-iş bulunur ya sorun değil. adın ne senin.
+arjantinli.
-benim ki..
+gerek yok seninkine ben kalkayım.

kızın yanından kalkıp bardan dışarı çıktım sabah sıcak olan hava şimdi buz kesmişti. vücudumu kasa kasa gecenin karanlığında ilerlemeye başladım. sokak lambaları da yanıp yanıp sönmekle meşguldü.

yatmak için bir köşe aramaya başladım. aslında apartmanların içi falan iyi olurdu yatmak için ama kapıları bir türlü açılmıyordu. uykum ciddi şekilde bastırınca parkın birine girdim. çardağın birine uzanıp yatmaya başladım.

çantamda kazak alıp kafama geçirmiştim. inanılmaz bir soğuk değildi söz konusu olan ama yine de üşüyordunuz. köpeklerin havlaması yaprakların çıtırdaması, herşey ürkütüyordu insanı. her çıtırtıda kafayı kaldırıyordum. en son kafayı bir kez daha kaldırıp bu sondu dedim. uyandığımda sabahtı.

şanslıydım ki kimse ne çantayı ne de az kalan paramı almamıştı. uyandığımda vücudumu hareket ettiremiyordum. soğuktan çürümüştüm. güneşin ışıkları yavaş yavaş ısıtmaya başlamıştı bedenimi. çardaktan kalkıp kendime geldiğimde yarım saat geçmişti.

börekçiye gidip kıymalı börek ve çayla doyurdum karnımı. pastanenin sahibi kokumdan olacak ki kuşkuyla baktı bana. para vermeyeceğimi düşünmüş olmalıydı.

sokağa çıkıp oturdum bir kuytuya etrafı izledim. izle izle bir tak olduğu yoktu. kalkıp tekrar yürümeye başladım.
param da suyunu çekmek üzereydi bu sırada. etrafta dolaşırken bazı adamların yaz sezonu antalya'ya gideceklerinden bahsettiklerini duydum. rahat iş bulunduğunu iyi para kazanılacağından bahsediyorlardı. o ana antalya'ya gitmeyi kafama koydum koymasına param yoktu. parayı nereden bulabileceğimi düşünmeye başladım.

Olm sedayla kavak yelleri izledigine gore ilk gosterimi 2007 yili. Sen tas catlasa su an 24sun vay amk

nasıl kurtulcan lan bu durumdan harbi merak ediyorum panpam.iyi hikaye

şimdi sıçtın dıbına koyim ya 40 lira parası olan adam bara girip portakal suyu içer mi dingil.

dıbına kodugum salagı bardakı cırkın kızın parasını yerdın belkı ne caz cuz yapıyon kıza sankı trılyonları var binin

hızllı ol lan bin

2 adam sert bir şekilde uyandırdı beni . ne oluyor lan demek istedim ama kelimeler ağzımdam çıkmıyordu . korktum bu kadar yaşanan dan sonra nedense korktum . adam kaldırdı beni param olup olmadığını sordu . kafamı salladım sağa sola . yok demek için sonra diğer adam ceplerime bakıp kalan paramı aldı. engel olmaya çalıştım .

sonra adam sessiz ol deyip pantolonumu aşağı indirdi ve zütümü okşamaya başladı diğeri de kocaman yannanını çıkarmıştı biri ağzıma diğeri zütüme sokup çıkarmaya başladılar. önce istemedim ama sonra haz duymaya başladım ve işte beni zengin yapacak mesleği bulmuştum .

(spoiler olacak ama diyeyim. antalya fırsat bakımından istanbul'a diz çöktürür malafatı verip yalatır. ha ben fırsatları tak etmekte sınır tanımam o ayrı mesele)

parayı nereden bulacağını düşünüyorsunda düşünmekle olmuyor. düşün düşün ancak beyin kıvrımlarına tecavüz ediyorsun. düşünceyle para üretemiyorsun.

para bulmak bir yana am'a böbreğini verecek kadar kafayı yemiş biri olarak bir yandan da biriyle yatsam mı diyorum. bir 20 kağıda biriyle beraber olabilirim. antalya meselesi ise elimi kolumu bağlıyor.

öğlen yemeğinde martı şov yaptıktan sonra tekrar sokaklara dönüyorum. bir film karakteri olsaydım çoktan önüme fırsat sunulmuştu ama gerçekler yüzünüze çarpıyordu. fırsat denilen kavram istanbul'da yerde 5 lira bulmakla eşanlamlıydı. fırsatın olduğu falan yoktu. ya siz birini giber fırsat yaratırdınız ya da fırsatı beklerken tinercinin biri bıçağı takar ve uyndırırdı sizi bu rüyadan.

hızlı yaz bin

rezerve

yürürken gün gece oluyordu. siz tekrar kabusa uyanıyordunuz. parayı düzenli kullanmak konusunda özürlüydüm. açlık düşüncesi bile ağlamam için yeterliydi. bu yüzden karnımda en ufak bir hareketlenme olduğunda yemek yiyordum. bu yüzden de para suyunu çekmeye başlamıştı.

birine kapağı atabilirim düşüncesiyle yine barın birine girdim. istanbul'da genç biriyseniz ve maddi anlamda çöküşteyseniz sizi barlar ve o sokaklar kurtarırdı ancak. elbette o kurtarma bir sürelikti ama en azından sokakta kalmazdınız. bu yüzden barda birileriyle tanışmak ümidiyle konuşulanlara kulak kabarttım.

ortaokuldan ve liseden dostoyevski ve türevi bir kaç yazar hakkında bilgim var ama kimsenin edebiyattan konuştuğu yok. varsa yoksa metallica, led zeppelinden iyi pink floyd şunu domaltır. öküze bak led zeppelinle metallica'yı kıyaslıyor. ulan gavatın oğlu onların gibleti aynı mı?

bu adamlardan bana ekmek çıkmayacağını anlayınca mecburen dümeni kırdım. melankolik şekilde masaların birinde oturan kızın yanına oturdum. inanılmaz bir güzelliği yoktu ama güzel sayılırdı. zaten ben inanılmaz güzel birinin yanına oturma cesaretini göstermem. ama derseniz başka şey yap üzerine atlarım.

anlat kard zevkle ve merakla okuyorum her entryni itinayla şukuluyorum eğer hala durumun kötüyse gel yardım ediyim amk :(

kızın önünde birası bitmişti. yüzüme bile bakmıyordu.
-istersen bira alabilirim sana, dedim. benim kuulluğum bu kadardır.
yüzüme bakıp gülümsedi.
+senin cebinde kendi içebileceğin kadar para bile yok gibi.
-evet yok . ama sana bir tane alabilecek kadar var.
+iyi al o zaman.
iyi güzel de ya sadece parayı harcadığımla kalırsam? ben bu bira parasıyla 3 martı döner alırdım.
birayı alıp kızın önüne koydum. şişeyi kaldırıp selam verdi. aleyküm selam bacım samimiyetiyle gülümsedim. o değilde kız her bakışınızda daha da güzelleşiyordu. 10 dakika kadar düzenli bakarsam kız beni çok fazla derecede aşacak kıvama gelecekti. bu yüzden olabildiğince asgari düzeyde bakıyordum suratına.

-ee neden bana bu birayı aldın?
+iç diye.
-kimse sadece içmesi için bira almaz.
+istersen feci şekilde dürüst olabilirim.
-iyi feci şekilde dürüst ol.
+evden kovuldum ve sokakta kalıyorum. belki beni evinde biraz misafir edersin diye yanına gelip konuşmaya başladım.
önce kısık bir kahkaha attı. ardından yüzümde ki donuk ifadeyi görünce gülmekten vazgeçti.
-galiba ciddisin.
+kesinlikle ciddiyim.
-bu arada berbat kokuyorsun bunu söylememiştim.
+biliyorum. beni biraz misafir edecek misin?
-iyi. ne diyeyim. zaten tek başıma kalıyorum. ama evim berbattı. 2 göz odası var. sonra gördüğün muameleye darılma.
+sorun olmaz.
-olsaydı bir de?

helehelehelelelelel

lan bu kızı da gibersen yeminle varımı yoğumu fakirlere dağıtıp istanbula giderim lan bu nedir arkadaş hayır ben de istanbulda kaldım bi ara ama 31 çekmekten elim nasır tuttu amk hiçö kafama am falan yağmadı amk

özet: anlat panpa dinliyorum

açacağın başlığa sokam senin, dıbına yannanımı soktuğum, artık daha sakinim.

evet babam annen ile evli panpa

@1188 erkek kezbanıysan yapcak bısey yok