/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +173 -12
    2 senedir başıma gelmeyen kalmadı...
    çekmediğim çile, görmediğim aşağılanma, yaşamadığım işkence yok gibi...

    halbuki ne kadar da güzel başlamıştı hikayemiz...
    uzatmayayım, direk başlayayyım anlatmaya...

    ben orta halli bir memurum abilerim... öyle çok da önemli işler yapmayan bir devlet dairesinde şef olarak çalışıyorum... mülayim ve sessiz bir mizaca sahibim... kız arkadaşım da aynı devlet dairesinin başka bir ünitesinde çalışıyor... ben yüksek okul mezunuyum, o avukat...

    serviste bir kaç naif esprim kulağına gelmiş herhalde... beni görünce gülümsemeye başladı bu aralarda... cesaretimi toplayıp gittim yanına oturdum bir akşam... sohbet muhabbet derken ne kadar çok ortak yanımız olduğunu keşfettik... güzel de kızdır sevgilim... e ben de fena sayılmam... arkadaş watsapp grubuna attığım selfieler falan hep beğeniyle karşılanır yaani...

    teklif ettim sevdiceğime... kabul etti tabi... gezmeye dolaşmaya başladık... her şey güzelken falan, buna arada gelmeye başladılar... insanlık halidir, muayyen günüdür felan dedim, ses etmedim...
    ne bileyim etmediğim o ses bir daha çıkmak için izin istemek zorunda kalacak...

    yazık ettim ben kendime yazıııılk
    ···
  2. 2.
    +62 -1
    efendim ilk kavgamı ayakkabı bağından çıktı...
    evet evet... ayakkabı bağından...
    benim ayakkabının bağı çözülmüş... dedim eğilem de bağlayam...
    domalıverdim yolun ortasında...
    "naapıyon sen ?" dedi.
    "gülümseyerek domalıyorum arkadan gelen koysun" dedim.

    gülmedi...

    gitti...

    arkasında koştum falan ama... kadıköy ... kalabalıkta kaybettim...
    arıyorum açmıyor...
    arıyorum meşgule atıyor...

    watsaapptan yazıyorum... çift tık oluyor... giblemiyor...
    deli gibi döndüm durdum kadıköyde...
    gece oldu ben de gittim eve...
    ertesi gün dairede yakaladım bunu...
    "niye gittin, ben naaptım sana dedim... "
    "şakan hiç komik değildi" dedi.
    "bunu söyleyebilirdin" dedim.
    "benim sana bundan sonra söyleyecek bişeyim yok" dedi.

    o an arızalı birisi olduğunu anladım... ama gerekeni yapamadım abiler ablalar...
    keşke yapsaydım...

    yazık ettim ben kaderime...
    yazık
    ···
    1. 1.
      +1 -1
      hahahahahahahahaha lan haykırdım panpa kap şukunuu
      ···
    2. 2.
      +2 -1
      Panpa kusura bakma da o ne aq ben yanımdaki adama demiyom öyle bişey * )
      ···
    3. 3.
      0
      Panpa kusura bakma da o ne aq ben yanımdaki adama demiyom öyle bişey * )
      ···
    4. 4.
      +1
      Haketmişsin amk
      ···
    5. 5.
      +1
      Ne kadar vizyonsuz bir espiri aq
      ···
    6. 6.
      0
      OHA KRAL GERi DÖNMÜŞ REENKARNASYON HiKAYESiNi BiTiR ARTIK BE
      ···
      1. 1.
        0
        o hikaye tıkandı kardeş
        adam olmaz o
        ···
    7. diğerleri 4
  3. 3.
    +50 -3
    bi şekilde yine barıştık...
    fazla uzak duramadık birbirimizden...
    hafta sonu ormanlık alana falan gittik...
    ben arabayı parkettim... bu arabadan inerken kapıyı biraz sert açtı... yandaki bmw nin kapısına çotareeynk diye vurdu kapıyı... arabanın sahibi geldi oradan... benim manite hiçbirşey olmamış gibi döndü arkasını gitti... arabanın sahibi "insan bir özür diler" dedi...
    "ne özür diliycem be ... iki kişilik yere parketmişsin... sen özür dile herkesten" dedi.
    "abi kusura bakma... buyur bu benim telefonum... zararını tazmin edelim yarın" dedim...
    adam kibar çıktı... "biraz asabi galiba" dedi, manitayı göstererek... "sorma abi... babasını dün toprağa verdik" dedim... adam " tüh yaaa... başınız sağolsun... arabanın kıymeti yok.. boşver genç" dedi... eyvallah diyerek elini sıktım...
    sen misin adamın elini sıkan...
    anamı gibti manita...
    vay efendim "hem haklıymışız da niye biz özür diliyormuşuz"... vay a"rabasına sıçaymışız"... b"en ne ezik bir salak mışım... "
    dedim "kızım bak kırıcı oluyorsun... "
    "dur sana kırıcı nasıl olunur göstereyim" dedi... telefonunu çıkardı... polisi aradı... polise beni taciz ettiler diye ihbarda bulundu... kanım dondu... hareket edemedim... izledim yaptıklarını... basiretim bağlandı resmen...
    polisler de sanki pusuda bekliyo amk... anında damladılar... hem de 3 ekip arabasıyla... direk bizim yanımıza geldiler... o sırada arabasına dokundurduğumuz adam da bindi arabasına gidecek...
    benim manita bi bağırdı tepeden aşağı " kaçma huur çocuğuuuuuueeeeyyyyy" diye... ama sonunu çığlığa bağladı... lan herkes bize bakıyo... oradan bi tane atatürkçü teyze geldi... saçlar platin rengi oluyo ya hani... hah onlardan işte... o da gazlıyo bunu... bizimki kendini yerlere atıyo...
    bilemedim o an ne yapmam gerektiğini... koşmaya başladım ben de adamın arabasına doğru... polisin biri tuttu kolumdan... "ya birader bi dur" dedi...
    adamın arkasında bi de sirenleri falan açtılar... allahım... öliim dedim o saniyelerde... ya da sara krizi falan geçireyim...
    bizimki kendini yerlere atıyo... "ırz düşmanı... bana şeyini gösterdi yaaaa... " falan diyo...
    dedim ki gideyim şunu durdurayım...
    yanına gittim... "dedim ki biraz abartmıyor musun"
    "senin ben erkekliğine tüküreyim anlıyo musun... puuuu"
    aaa... bayağı tükürdü lan...
    kendi kendime dedim ki... şu ormanın derinliklerine doğru kaçiim... izimi kaybettireyim... bunu da burada bırakayım...
    olmadı gençler...
    yapamadım...

    çok yazık lan bana...
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +6
      Nerden çaldın lan doğru söyle
      ···
    2. 2.
      +2
      Oha amk
      ···
  4. 4.
    +51 -1
    polisin bi tekine dedim ki "amirim... bişey söyleyebilir miyim"
    daha ben lafa başlamadan polis girdi söze... "ya genç kardeşim... dert etme... dur bi yakalasınlar pekekenti... sen elini kana falan bulamaya kalkma... "
    "kan yok abi... niye bulayayım kana elimi... bi dakika dinlerseniz... " dedim.
    "bak burası istanbul" dedi polis... "bunlardan tonla var... şimdi biz onu karakola bi çekelim... anasından bacısından soğuturuz biz onu... yav hele bi dur... sakiinnnn sakiiinnn"
    "abi adamın bi suçu falan yok... çok da kibar adam... benim hatun deli"
    "nasıl yani" dedi polis...
    dedim " öyle işte... deli... "
    arabayı kovalayan polisler geldi 5 dakika sonra...
    adam arabanın içinde... elleri kelepçeli arkadan... ağzı burnu kıpkırmızı...
    dünya başıma yıkıldı...
    manitayı zor tutuyolar... allahım polislerin üstünden atlıyo leonidas gibi... zannedersin spartalı ... polisin arabasını tekmeliyo... zor tuttular...
    o cehapeli teyze var ya... o polis arabasının kapısını açtı... herife daldi... yoldu adamın saçlarını alenen... bi de elindeki saçları gösteriyo bana manyak... "teyzen yoldu evladım sen rahat ol" diyo...
    dedim teyze senin ben ananı gibiim...

    velhasıl karakolluk olduk biz...
    malum... kendisi avukat... öbür adam da milletvekilinin kardeşi çıkmasın mı...
    ifademizi alıyolar... allahımmm... zannedersin adam srebrenitsa katlidıbını organize etmiş... nasıl suçluyo adamı... hem de kanundaki cezai karşılıkları ile birlikte... hakim idam eder kesin... o güzle bakıyo herkes...
    adamın milletvekili abisi geldi... polisler esas duruşa geçti tabi... bizimki ona da kafa tutuyo... devrim yapacak tutmasalar...
    milletvekili beni kenara çekti...
    dedi "olm bal sen akıllı birine benziyosun... eşine söyle benim kardeşim umreye hacca gitmiş adam... işletmesi var , fabikası var... kaç kişiye ekmek veren adam... olmaz öyle şey... şikayetinizi geri çekin... mevzu büyümesin... "
    dedim ki.. " sayın vekilim... ben bu kadınla evli falan değilim... kendisi kız arkadaşım olur... kardeşinizin hiçbir suçu yok... ben şahidim... ama beni bu kızdan kurtarın... "
    milletvekili tuttu yakamdan, iki oda öteye zütürüp attı polislerin önüne... "alın bunlar organize yaaa... şantajcı örgüt bunlar... alın atın içeri... sabaha kadar tehdit neymiş öğretin"

    attılarbeni nezarete... hatunu tutuyolar bekleme salonunda... yıkıyor karakolu tabi...
    sabaha kadar hiç uyumadım... belli bi yerden sonra bizim hatunun sesi kesildi... barodan gelip çıkarmışlar onu...
    eeeee... ben ?
    unuttular ya la beni...
    sabah savcı geldi karakola...
    pos bıyıklı sert bir adam...
    bi kağıt uzattılar önüme... okumaya dermanım yok... gözlerim görmüyo... yeni aldığım armani gözlük de uçmuş gitmiş o arbedede... bastım altına imzayı... oradan cezaevi aracına koydular beni... annemle babamı 1 hafta sonra falan gördüm...
    avukatım kim dersiniz...

    ahahahahhaa...

    yazık lan benim gençliğimeee...
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +2 -8
      Lan orosbu evladi teyzeye ne kufur ediyon aminakodumun evladi kadin olayin yalan oldugunu ne bilsin insanlik yapmis ama senin gibi itler anlamaz insanliktan falan yaziklar olsun senin gibilerine
      ···
      1. 1.
        +2 -1
        Lan dıbınakodumun çocuu adam o olayın şokuyla eder tabi küfür adam neye uğradığını şaşırmış amk
        ···
      2. 2.
        0
        Anani bi giberim birdaha yannan ihtiyaci duymaz kalk gibtir git surdan
        ···
    2. 2.
      +4 -1
      Teyze senin ben ananı skim Ahahahahagahahaha koptum amk
      ···
  5. 5.
    +59 -6
    tam 1 ay maltepe cezaevinde kaldım...
    sonra hakim tutuksuz yargılanmama karar verdi...
    mahkeme halden devam ediyodu...
    adamı darp eden polislerin davasıyla bizim davayı birleştirdiler... artık karakollardan daha da bi korkuyordum... polisler başlarına gelen bu talihsiz olayın sorumlusu olarak bizi görüyorlardı... benim manita avukat olduğu için temkinli yaklaşıyorlardı... ama her hafta imza atmaya gittiğim karakolda en az 3 saat bekletiliyordum... sanırım hakettiğimi düşünüyolardı...

    manita ile 1 ay boyunca hiç görüşmedik... mahkemede bir iki kez gördüm... o da uzaktan...
    haber falan da göndermiyodu.. avukatım oluyordu kendisi... ama hiç konuşmuyoduk.. ne yapıyo ne ediyo bilmiyodum...

    dava halen devam ediyor inanır mısınız...

    sonra manitayla barıştık yine...
    yurtdışına tatile gitmek istedi...
    kredi çektim...
    gittik...
    orada da kavga ettik... dönerken uçakta farklı yerlerde döndük...

    istanbula döndükten 1 hafta sonra gene barıştık...

    bu sefer rekora koşup tam 1 ay hiç küsmedik birbirimize...
    beni ailesiyle tanıştırmaya karar verdi...
    bunların sapancada yazlığı var...
    atladım gittim...
    geç saatlere kadar balkonda oturduk... babası falan naif adam aslında... ablası falan var... normal insanlar yaani...
    herkes uyuduktan sonra bi kere öpiim dedim...
    gece saat 4 te falan balkonda gibti ecdadımı...
    babam içeride uyuyo, sen beni ve ailemi ne sanıyosun diye ağzıma sıçtı... neymiş, babası gavat mıymış...
    estafrullah... ama 6 aydır sevgiliyiz, bi öpücük yaaa, bi öpücük...
    dedim kendi kendim, dik dur olum... ezdirme kendini...
    dedim "ben gidiyorum"
    "gibtirgit " dedi...
    düştüm gece yarısı yollara... sabah saat 4 falan...
    sokakta köpekler kovaladı, yolumu kaybettim, otobüs bulamadım, otostop çektim... istanbula döndüğümde saat 11 falandı...

    yattım uyudum...
    uyandım... bi baktım 56 tane cevapsız arama... dönmedim amk cevapsızlara... merak etsin dıbınakoduum dedim...
    kapı çaldı o ara... annem açtı... "buyur kızım" dedi.
    fırladım yataktan...
    bi baktım bu ayakkabılarını çıkarıyo...
    şok oldum...
    girdi bu salona...
    annem şok, ben şok...
    oturdu baş köşeye... çıkardı sigarasını yaktı... hiçbişey söylemiyo ama... öylece izliyoruz hatunu...
    kül tablasını tuttu, çekti önüne, silkeledi sigarasını... geriye yaslandı...
    "bu çocuğu siz mi dolduruyonuz" dedi.
    "sen kimsin kızım" dedi annem...
    "esas sen kimsin beee" diye bi parladı bu... cam kül tablasını fırlattı anneme doğru...
    fırladım masanın üzerinden... dedim "naapıyosun sen yhaaa"
    "bana bak oğlum... benimsin anlıyor musun... beniiim... yakarım... evinizi barkınızı siz iindeyken yakarım... DUYUYO MUSUN BENiiiiiEEE"
    annem ağladı... "kızım bak ben kalp hastasıyım... yapma etme... derdin ne bilmiyorum... bu oğlan sana bi kötülük ettiyse cezasını ben vereyim... "

    ettim anne ettim...
    ben kendi kendime ettim...
    30 kere ayrılıp, 31 kere barışarak kendime ettim ne ettiysem...

    yazık senin oğluna ... yazık
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +1
      devam üstad
      ···
    2. 2.
      +1
      Devam devam
      ···
    3. 3.
      +1
      Dev dıb
      ···
    4. 4.
      0
      Devammmm
      ···
    5. 5.
      +1
      ya aq devam etsene lan
      ···
    6. 6.
      -3
      yazsana ümstad
      ···
      1. 1.
        +1

        UMSTAD DiYEN AGZiNiN YAYiNi gibTiGiM ANNESi MiLF LiSELi huurCOCUGU

        ···
      2. 2.
        0
        ne liselisii huurnun fırlattığı
        ···
      3. 3.
        0
        hadi liseli olsam sanane huurnun çocuğu ne küfür ediyosun
        ···
      4. diğerleri 1
    7. 7.
      0
      Aga valla devam et la
      ···
    8. 8.
      0
      çok kral adamsın ama biraz da hızlı yaz gözünü seveyim moruk
      ···
    9. 9.
      0
      Devam et lan
      ···
    10. 10.
      0
      Senin ben bacını gibiyim amk
      Güzel yazıyosun bu arada devam et
      ···
    11. 11.
      0
      Hadi loo
      ···
    12. 12.
      0
      Ustad devam
      ···
    13. 13.
      0
      Kardea yazcan mi amk
      ···
    14. 14.
      0
      Aga bee yemin ediyorum ağlayasım geldi
      ···
    15. 15.
      0
      Hadiiiiiiii
      ···
    16. diğerleri 13
  6. 6.
    +16
    kapıyı çarptı gitti... balkondan baktım... uzaktan parmağını salladı... ağzını okudum "ananı gibicem" dedi...

    annem halen ağlıyordu... "abine söyleyeceğim... oğlum sen neye bulaştın... bu nasıl kız... "
    "anne ... vallahi ben de bilmiyorum... bu .. bu bir anda canavara dönüşüyo... söz... bitiricem... bu kaarını bende beklemiyordum... "
    " oğlum bu kız mıydı uğruna cezaevinde yattığın... bu muydu mahkemelerde sürükleyen seni... allahım benim günahım neydi... kaybol gözün görmesin seni... rahmetli babanın kemikleri sızlıyor şu anda... kaybol kaybbboooll"

    çıktım evden... sahillerde salak salak dolaştım... sevgililere baktım... ne kadar iyi davranıyorlar birbirlerine... neden böyle normal bir kız arkadaşım yok ki benim... ben mi bir yerde hata yapıyorum acaba... kendimi saydıramadım öyle ya ...

    aradım hanımefendiyi... telefonu "efendim birtanem" diye açmaz mı...
    "efendini de bitaneni de giberim lan senin" dedim...
    tık diye telefon kapandı... tek kelime etmedi...
    bir daha aradım... çaldı çalı açmadı...
    bir daha aradım... meşgule attı...
    bir daha aradım... ulaşılamadı...

    eve geldim...
    yattım uyudum...
    sabah uyanıp giyinip çıktım...
    bakkala girip kısa marlboro aldım... bakkal " seni az önce biri sordu oğlum... takım elbiseli bir adam... pek tekin gelmedi... eve dön istersen... adam bi garipti diyim ben sana"
    "müteaahhitin adamıdır o" dedim... "bizim evi müteaahhite vercez ya"
    çıktım bakkaldan... köşeyi döndüm.. siyah bir minibüs kesti önümü... kapı açıldı... " gir birader" dedi içerideki adam... "ne alaka" dedim... "gir giberim senin ecdadını... GiR LANNN"
    geriye doğru bi adım attım... arkadan biri girdi koluma.. itti beni arabanın içine... ayağım arabanın basamağına takıldı... yüzü kapaklama uçtum koltuğa... kafamı kaldırdığımda burnumun üstüne yerleştirdi goril... gözlerimde yıldızlar dolaştı... yıldırımlar sevişti... bayılmışım... ayıldığımda otobana çıkmıştık bile... burnuma iki tane peçete sokmuşlar... ağzım sıkmış yanlardan biri... öpücük atar gibi bir yüz ifadesiyle gidiyorum elelamin arabasında... "abi... aaabi... ne yaptım size... nedir konu... " dedim...
    arka koltukta oturan abi konuştu dişerini sıkarak...
    "sen benim bacıma naaptın lan itoğlu it ?"
    "kime nesrin'e mi"
    "nesrin'e evet... naaptın lan sen benim bacıma... atayım mı lan senin leşini ormana... ha ?"
    "abi naapmışım ben yaa... inan bana hiçbirşey yapmadım... arkadaşız biz sadece... esas senin kardeşin beni hayatımı mahfetti... ruh hastası senin kardeşin"
    öne doğru seslendi abi... çık şu çıkıştan... orman yoluna doğru... fazlalıklardan kurtulacan aga... ben hep böyle yaptım hayatımda... çok birikmiş gereksiz insanlar istanbulda... doğal süreçlere katkımız olsun... azaltalım nüfusu... "
    "abi bak... yemin ediyorum benim bi suçum yok... senin kardeşin kavga etmeyi yaşam biçimi haline getirmiş... sorunların tamamı onun eseri... " dedim ve hafif geriye doğru dönmeye çalıştım... sert bişeyle kafama vurdular... yine kıvılcımlar, şimşekler falan... ayıldığımda yol kenarında bariyerlere oturmuş halde buldum kendimi... minibüsün gidişi tozlu ve patinajlı oldu... telefonum çaldı o an... açtım...
    "efendim nesrin"
    "aşkım iyi misin?"
    "değilim nesrin... abin ve adamları beni kaçırıp darp ettiler... nerede olduğumu bile bilmiyorum şu an"
    "yaaaa... inanamıyorum abime yaaaa... aşkım... duymuş ilişkimizi... biraz mafyatiktir kendisi... ama salağın tekidir... akşam ağzına sıçarım ben onun... sen nerdesin ?"
    "poyrazköy falan herhalde... ya da riva tarafları herhalde... ileride tabela var... polisi arayacam ben... nerde olduğumun pek önemi yok... seni ve abini hayatımdan çıkarıcam... uzaklaştırma kararı çıkarıcam görürsün... alayaınızın ecdadını gibicem... görürsünüz" dedim ve telefonu direk yüzüne kapattım...

    ulan yazık bana beeee
    hakkaten... yazık...
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +1
      Lan dudugunu otturdugum simdi mi yaziyon
      ···
  7. 7.
    +17
    polisi aradım... yerimi tarif ettim... az yürü dediler... 100 metre ileride yol ağzındaki lastikçinin orada oturdum taşın üstüne... bi sigara içtim ki polisler geldi... karakola gittik... olanları birbir anlattım... plaka istediler... veremedim... nesrinin adresini istediler... veremedim... tutanak tuttular, imzaladım... dayımlara haber ettim o arada... gelip aldılar beni karakoldan...
    dayımla benim aramda pek yaş farkı yoktur... arkadaş gibiyizdir... anlattım birbir yaşadıklarımı... seni memlekete kaçıralım dedi... "e memuriyetim?" dedim... "rapor alırsın" dedi... "tamam" dedim... sonraki günlerde nesrin'le hiç görüşmedik... raporu aldım, dayımla beraber bindik arabaya, bastık Sivas'a... büyük amca var bizim köyde... onun evinde bir oda ayarladılar bana... büyük amca eski kulağı kegiblerden... "amlarına korum ben onların" dedi duvardaki keleşi göstererek... hem gururlandım, hem utandım o an... istanbulda kötü yola düşüp, memlekete dönen huur gibi hissettim kendimi... telefonu falan değiştir dediler... son bir watsappa bakayım dedim... nesrin fotoğraf atmış... FOSSIL marka bir saat almış bana... fotoğrafın altına da "özledim" diye yazmış dıbınakodumun gerizekalısı...
    günler çayırda bayırda geçti gitti... annemle abim geldi... başka yere tayinim çıktı o arada... malatya'nın bir ilçesi... tası tarağı toplar gideriz dedi annem... olur dedim...

    yazık ettim güzelim gençliğime
    yazık
    ···
    1. 1.
      0
      Yaz devam
      ···
    2. 2.
      +3
      Lan konuşma özürlü ulan yannan kafalı ne diye her entrynin sonuna yazik oldu cok yazik yaziyon kendi salakligina düşmüşsün bu duruma beter ol aminakpudugun seni
      ···
    3. 3.
      0
      devam et hadi lan
      ···
    4. diğerleri 1
  8. 8.
    +15 -1
    malatyanın ( ismi bende saklı) bir ilçesinde adliye katibi olarak göreve başladım... nesrinden kopalı 6 ay falan olmuştu... kendini her türlü snal mecradan da engellemiştim zaten... bildiğin izimi kaybettirdim...

    beni bir hemşire ile tanıştırdılar... nasıl mülayim bir kız... namazında niyazında felan... aileler de birbirini tanıdı... kaynaştık nitekim... adını koyalım şu işin dediler... nişan yaptık aile arasında... aslan gibi kayınçolarım falan var... kanka gibiyiz falan...
    öyle mesutum ki...

    neyse...
    adalet bakanlığının seminerleri falan olur antalyada... ekip olarak biz de atladık otobüslere gittik antalyaya... otele yerleştik... kayıttı, program tanıtımıydı falan derken, benim ismin anons edildi hoparlörlerden... danışmaya gitmem isteniyordu...
    koştur koştur gittim resepsiyona...
    güzel bir kız " sizi müşteri ilişkileri odasında misafir edebilirmiyiz... sadece birkaç dakika... "
    "olur " dedim ne diycem amk...
    odanın kapısına kadar geldik... içeride birileri konuşuyor... kapıdan girmeden önce köşeden birinin ayağını gördüm... bacak bacak üstüne atmış... siyah bir pantolon, 42 veya 43 numaraa yüksek topuklu bir ayakkabı... tüm tüylerim diken diken oldu... durdum... giremedim kapıdan... arkamı döndüm... uzun bir koridor... koşsam ?... şu kapılardan birine dalsam... ya kilitliyse o kapılar... karşıki camlara kadar depar atsam sonra uçsam o camdan... kaçıncı kattı ki burası... saniyede 50 soru sordum kendime cevapları ile birlikte...
    gel oğlum gel dedi içeriden biri... adalet bakanı müsteşarı bu... bir iki toplantıdan tanıyorum kendisini... allahımmmm... memuriyetim... emeklerim...
    girdim kapıdan... hiç yüzüne bakmadım... ama nasıl da bakmak istedim o an...
    "bak burada eski bir tanıdığın var... " dedi müsteşar...
    " affınıza sığınıyorum efendim... benim bu odadaki tek tanıdığım sizsiniz " dedim.
    kalktı adamcağız ayağa... kemerini falan düzelterek döndü masanın köşesini...
    "eski çamlar bardak oldu evladım... siz aynı kurum altında çalışan iki profesyonelsiniz... en azından bir merhaba de canım"
    " merhabam bende kalsın efendim... müsadenizi istirham ederim"
    konuştu hanımefendi o an... sesi beynimde kurşun gibi girdi... şakaklarımı parçalayıp çıktı...
    " efendim... haklıdır kendisi... ben de olsam merhaba falan demezdim eski sevgiliye"
    döndüm yüzüne baktım...
    yine bıyıkları gelmiş, favorileri iyice uzamış, alnındaki saçlar ile kalın kaşları arasında iki tel boşluk ya var, ya yok... kilo da almış domuz gibi... ağzının kenarında da mısır tanesi duruyo sarı sarı... allahım bu nasıl bir yaratık...
    "müsadenizle" diyip çıktım odadan...
    arkamdan müsteşarın belli belirsiz fısıltıya yakın bir sesle " tamam ben halledecem kızım... az bekle... " dediğini duydum...
    odama çıktım... dedim çantayı toplayıp kaçayım buradan... giberim memuriyetini de adalet bakanlığının vereceği parayı da, kariyerini de... tam o sırada kapı çaldı... açtım... koskoca müsteşar kapımda... önümü ilikledim... " çağırtsaydınız efendim... buyrun... emrinizdeyim" dedim... "tamam... emrimdeysen, akşam restaurantta şu kızla başbaşa bir yemek ye" dedi...
    " ama efendim... ben nişanlıyım... iki ay sonra düğünüm var"
    " yav biliyorum evladım... bu kızcağız yaptığına ettiğine pişman... helallik alacak senden... vallahi başka bir niyeti yok... "
    " helal ettim efendim ben haklarımı... hiç gerek yok... af buyrun... istirham ederim"
    " olur olur... sen akşama yanına gelecekleri masana buyur et beş dakika... başka birşeye de lüzum yok... hadi bakalım... selametle."
    " selametle efendim" dedim... ama içimde bir huzursuzluk...
    allahım yaaaa...
    neden ben yaaa..

    yazık değil mi benim emeklerime...

    yazık
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      0
      Devammmm
      ···
    2. 2.
      0
      Sen bu kıza güzel dememiş miydin aq
      ···
    3. 3.
      0
      Eline sağlık biladerim sardı devam
      ···
    4. 4.
      0
      Güzel yazıyorsun reisdevam
      ···
    5. 5.
      0
      Anani avradini gibiyim devam et lan
      ···
    6. 6.
      0
      Anani avradini gibiyim devam et lan
      ···
    7. 7.
      0
      kanka yazsana lannn çok güzel gidiyor amk
      ···
    8. diğerleri 5
  9. 9.
    +4
    giydim beyaz gömleğimi, çektim ruganlarımı, aldım telefonu sessize, indim restauranta...

    arkadaşlar el etti... müsade isteyip yürüdüm öteye...
    doldurdum tabağımı açık büfeden, oturdum en köe masaya...
    gözlerim o spastiği arıyo ama ...
    daha tabağa iki çatal daldırdım ki, ensemde bitiverdi salak...
    "iyi akşamlar, oturabilir miyim" dedi.
    buyrun dedim.
    "çok resmisiniz bu akşam" dedi. dudağına kırmızının koyusu bir ruj sürmüş. yanakları fondöten üstü, allık üstü, fondöten üstü, pudra üstü allık... kız değil reklam panosu sanki.

    direk mevzuya girmeye karar verdim.
    "benden ne istiyorsun... hayatımı mahvettin... neden ben... ve daha önemlisi neden böyle yapıyorsun... "
    "seviyorum" dedi pis pis gülümseyerek.
    "sevme... istemiyorum seni ben... nişanlıyım, evlenecem artık... hayatımdan çık git" dedim sinirli bir şekilde...
    tam o sırada masaya servis yapan garson bunu önüne bir çatal, bir bıçak koydu. bu salak bıçağı sol yanından alıp tam önüne koydu... arkasına yaslandı... bir parmağıyla bıçağın keskin tarafını okşamaya başladı...
    "bu bıçakla boğazını keserim biliyorsun... yaparım... öldüremem belki... ama canını yakarım... " dedi...
    "bak kızım... senin ecdadını giberim... seni elimden kimse alamaz... nasıl bir belasın lan sen... kanunmuş, adaletmiş, kimse durduramaz beni... burada bağırta bağırta öldürürüm seni."
    elini bıçaktan çekti... ama halen pis pis gülümsüyordu... masadaki çantasına uzandı eli... çıtçıtı açtı... tam o sırada, aniden ve gürültülü bir şekilde masayı üzerine ittirdim... bardaklar devrildi, tabaklar ve yemekler yerlere saçıldı... bir eli masanın altında kaldığı için tek eliyle savunmaya çalıştı kendini... ama kulağına yumruğu geçirmiş ve boğazına sarılmıştım bile... masanın üzerindeydim... oturduğu sandalye arkaya devrilince koca memelerinin üstüne oturdum öküz gibi... etrafta çığlık atanlar falan oldu... biri bi koluma yapıştı, başka biri boynuma... alamadılar elimden... gözleri kocaman açılmıştı salağın... nefes alamadığından emin olmak için daha da kuvvetli sıktım gırtlağını... tam gözleri geriye doğru dönmeye başlamıştı ki aldılar elimden...
    bu öksürmeye falan başladı... beni biraz uzaklaştırdılar... "tamam, tamam sakinim" diyerek ellerimi havaya kaldırdım... arkadaşlarımdan biri dağılan yakamı falan düzeltiyordu... bunu ayağa kaldırdılar... "şikayetçiyim... bittin olum sen... bittin sen" diye bağırmaya başladı... müsteşar bey yine kemerini ve gçbeğini düzelterek yaklaşıyordu... ikinci hamleyi yapmak için fırsat kolluyordum... beni dışarı çıkarmaya gelen garsonların arasından sıyrılıp gözünün üstüne sağlam bir yumruğu oturttum... o kadar güzel oturdu ki yumruğum, yumruğumun dış kısmının hafif ıslandığını hissettim... gözünün patlamış olduğunu sanıp sevindiğimi bile söyleyebilirim...
    aldığı yumruğun etkisiyle saçları uçuştu... sol taraftaki sandalyelerin arasına doğru yıkıldı... daha da kalkamadı... düşerken kısa eteğinin altından zütü başı da saçıldı ortaya... yattığı yerde böğrüne bir tekme yakışır diye düşündüm... tam serbest vuruş yapacaktım ki burnumun üstüne yerleştirdi birisi... gerisini hatırlamıyorum zaten... ordan sonrası bende de yok...
    Tümünü Göster
    ···
  10. 10.
    +10
    ayıldığımda bahçede bir sandalyede oturuyordum... burnumda pamuk falan vardı... arkadaşlar başımda " iyi misin" diye soruyorlardı...
    "yaşıyo mu o salak" dedim.
    "yaşıyo" dediler.
    "o zaman ben öldüm" dedim.
    "ulan ne adamsın" dedi ahmet abi. "kadın dövülür mü?"
    "şeytan abi o... şeytan... dıbınakoycam onun... "
    "ya birader.. niye saldırıyorsun kıza... bi şekilde anlaşırdınız... ola olmuş... evlenirsiniz... bir süre sonra alışırsınız birbirinize... he o taku yemeden önce düşünecektin aslanım"
    "ne taku... ne evliliği abi... ne anlatıyorsun sen ?"
    "olum kız hamileymiş... iyi ki atamadın o tekmeyi... bi de cinayetle yargılanırdın vallaa"
    beni bi gülme aldı tam o anda... önce burnumdan tıssladım... pamuklar düştü... sonra hıh yaptım... tam kahkaha atacaktım ki ağzıma kan doldu... ciğerime gitti... öksürmeye başladım... sonra kahkahaya hakkını verdim...
    "neymiş neymiş... hamilemiymiş... ne diyorsun yaaa... babası kim bu çocuğun ?"
    "sen değil misin olum" dedi ahmet abi ciddi ciddi...
    ben halen gülüyordum... artık aklımda tek bir kelime dönüyordu...
    öldürmeliyim...
    öldüreceğim...
    öldürmem lazım...
    ···
    1. 1.
      +1
      Yazsana be dayı
      ···
  11. 11.
    0
    Ahahahha... Kendi yazdıklarıma kahkaha attım amk.. dur burayı bı hortlatayim...
    ···