1. 1.
    +1 -1
    içleri dışları bir şerefsizlerin, pırlanta gibi çocuklar hepsi... Süpersiniz lan muallakler...
    ···
  1. 2.
    -1
    aha bi ekşici bin daha
    ···
  2. 3.
    -1
    @2 aha bende bundan bahsediyorum... zütteki vibroyu kamufile için kirli sakal bırakan muallakler yok bu muhitte...
    ···
  3. 4.
    0
    entry: aslında hiç göründükleri gibi değildirler. çok duygusaldırlar ama belli etmezler. romantik film izleyip ağlayabiliteleri yüksektir.

    meali: Ben doktorum.
    ···
  4. 5.
    0
    (bkz: silin laaaaaaaaaaaan)
    aslında :
    (bkz: gibin laaaaaaaaaaaan)

    örnekler çoğaltılabilir.. *
    ···
  5. 6.
    0
    baslik: taksimdeki japon misyoner

    entry: ben bunlarin koreli modellerinden yuzlercesine rastlamistim koredeyken. dunya kupasi maclarinin oynandigi stadlarin etrafinda ellerinde brosurlerle gelip yarim yamalak ingilizceleriyle incil soyledir isa boyledir diye propoganda yapmaya calisiyorlar ve de toplantilarimiza gelin, cay partimiz var falan gibi beyhude oneriler gelistiriyorlardi.

    yapmacik gulumsemeleri sinir bozucuydu. en sonunda bir gun bunlardan biri geldi ve do you speak english? dedi. evet yanitini alinca bana bir brosur uzatti. brosure baktim, eski ingilizceyle incil'den uzun bir paragraf yaziyordu uzerinde. bu saskin korelinin o ingilizceyi anlamasina imkan yoktu, hatta adama sen bu paragrafta ne yazdigini bana aciklayabilirsen derhal hristiyan olucam dedim, onu dahi anlamadi ve neyse ki uzaklasti.

    sonradan orada yasayan birkac elemandan ogrendik ki korede yeni nesilin buyuk cogunlugu, anne babalari budist olmasina ragmen hristiyanligi seciyormus. budist ebeveynler dinlerinin geregi buna hosgoruyle bakip itiraz etmiyorlarmis. bizde olsa hot diye yerine oturturlar adami diye de dusunmustum.

    benzer bir olay da amerikada basima gelmisti. bir gun bir kafede otururken bir de baktim bizim siniftan bir kiz karsimda. masama geldi ayni siniftayiz di mi, oturabilir miyim dedi ve oturdu. hos bir insan olmasi itibariyle kisa bir sevinc yasasam da, hemen sonra iki arkadasi daha masaya geldi (biri erkek), selam faslindan sonra konuyu dine getirdiler, ilgilenmem, benimsemem dedim, kiz ben alkoliktim beni isa kurtardi dedi, oburu uyusturucunun pencesinden incil sayesinde kurtuldum falan gibi hikayeler anlatti. iyi dedim gecmis olsun, sonra laf dondu dolasti toplantimiza gel diye tutturdular. istemem dedikce israr ettiler. sonunda iki kiz gitti, kalan cocuk toplantilar cok saglam geciyor, guzel ot var, hatunlar tas gibi, catir catir veriyorlar falan gibi gaz vermeye calisti. en sonunda telefon numarami verince rahatladi.

    ertesi gun kulaklarim cinladi mi hatirlamiyorum ama herhalde aramistir.

    meali:
    from the coast of gold, across the seven seas,
    i'm travelling on, far and wide,
    and now it seems, ay em meyking super karizma
    all the things sour times make me do, dey ar meyking mi sac e venkir*
    ···