/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +3
    yer: londra.
    tarihi belirsiz bir mayıs günü.

    akşam olmak üzereydi, hava henüz kararmamış ve yağmur seri halde çiseliyor, kapalı havaların daha sık görüldüğü normal bir mayıs günü. sıkıntıdan evde oturmaktan patlamak üzere olan gabriel, yürüyüş yapmaya karar verdi. gabriel ruh hastasıyla manyaklık arasında nasıl bir kişiliğe sahip olduğunu çevresindekilerin de çözemediği ortalama boylarda ilginç bir insandı. üstünü giyindi, şemsiyesini alacak gibi oldu ama son anda almaktan vazgeçti ve dışarı çıktı. dışarda arada bir çakan şimşeklerin görüntüsüyle aydınlanan sokaklarda üstüne yağmur çiselerken sakin sakin yürüyüp etrafına bakıyordu. o sırada çiftleşen iki köpek gördü, "bu ne romantizm amk" dedi içinden ve yürümeye devam etti. yağmur sağanak bir hal almaya başlamıştı, etrafta evine gitmek için koşturan insanların kalabalıklığı gabriel'ın dikkatini çekti, halbuki bu çok normal bir şeydi ama gabriel sıkıntılı biri olduğundan bu durum ona ilginç gelmişti, "koşsanız da yürüseniz de aynı yağmuru yiyorsunuz amk salakları" dedi içinden, sakin sakin yürümeye devam ederken. gabriel gitgide ıslanıyordu, sonunda kıçına kadar ıslanmaya başlayınca aklı başına geldi, kuytu bir yer bulmalıydı veya bir mekana girip bir şeyler içmeliydi. tam bunları düşünürken bir adım önüne doğru aniden bir yıldırım düştü.
    "anaasgibim noluyo lan" dedi, küfür ağzından çıkmıştı ve korkudan içe doğru sıçtığı da dışardan bakılınca anlaşılabiliyordu.
    etraf birden aydınlandı ve gök yüzünden belli belirsiz bir ses yankılandı. gabriel etrafa baktığında insanların hala koşuşturmaca içinde olduğunu görüyordu, gök yüzünden gelen sesi kendisinden başka gibleyen yok gibiydi. aynı sesi tekrar duydu ama ne olduğunu tam anlayamıyordu. gabriel iki işi aynı anda yapabilecek zekada biri değildi, bu yüzden durdu ve sesi anlamaya odaklandı:

    - anamı karıştırma laaaan. anamı karıştırmaaaaa!

    gabriel duyduğu şeye inanmaya çalışıyordu fakat inanılır gibi değildi.

    - sana diyorum ulan zütveren! anamı karıştırma dedim sana!

    mesele ilginçleşmeye başlamıştı, gök yüzünden gelen bir ses, hem trip atıyor, hem küfür ediyordu. gabriel tırsmıştı:

    + bbb... bana mı dedin?
    - sana dedim, sana! burada senden başka zütveren mi var!
    + ayıp oluyor ama, ben sana ne yaptım?
    - az önce önüne bir işaret gönderdim ve sen küfrederek bana karşılık vermeyi tercih ettin!
    + o istemdışı bir ttteepkiydi, üzgünüm. ayrıca sen de kimsin?
    - ben şimşek lorduyum, bütün şimşekler ve yıldırımlar benden sorulur!
    + aman ne güzel. şimdi sorunumuzu hallettiysek gidebilir miyim?
    - o kadar basit değil, sana bir görev veriyorum, yapabilirsen gidebilirsin.
    + ya yapmazsam?
    - çakarım.
    + pppeki. görev nedir?
    - az önce yürürken çiftleşen köpekleri görmüştün değil mi?
    + e.. evet?
    - şu ilerde şemsiye satan adamı görüyor musun?
    + ee.. evet??
    - ondan bir şemsiye alacaksın ve çiftleşen köpeklerin üstünde tutacaksın, onların çiftleşmesi bitene kadar ıslanmalarına engel olacaksın.
    + taşak mı geçiyorsun lan?
    - veya istersen şimdi işini bitirebilirim?
    + yyyok öyle demek istemedim. tamam yapacağım.

    gabriel kıçına rahat batmasının pişmanlığını yaşıyordu. şemsiye satan adamdan bir adet şemsiye aldı ve geldiği yoldan geri gönderek çiftleşen köpekleri aramaya başladı. biraz daha geride olmalıydılar. sonunda çiftleşen köpekleri buldu ama başka bir sorun daha olduğunu farketti, ayrı ayrı 2 çiftleşen köpekler vardı!

    "lanet olsun bir şemsiyem var, ayrı ayrı çiftleşen 4 köpek var. hangisine tutacağım bu şemsiyeyi lan?"

    gökyüzünden sert ve tok bir ses duyuldu:

    hangisi daha sert çakıyorsa şemsiyeyi ona tuuutt, ona tuuuutt!

    gabriel zütü kurtarma endişesi içinde söyleneni yaptı ve en sert çiftleşen köpek çiftinin üstünde şemsiyeyi tuttu. ilk dakikalarda köpekler küfreder gibi hırlasa da sonrasında alıştılar ve çiftleşmeye devam ettiler. çiftleşen diğer köpeklerin işi erken bitmişti ve ganriel'a sarmaya başladılar. diğer köpeklerden dişi olanı gabriel'a saldırmaya çalışıyor, erkek olanı da gabriel'ın üstüne tırmanmış ve çiftleşme pozisyonunda ileri geri yapıyordu. bunca sıkıntıyla beraber şemsiyeyi tutamamaya başladı ve dengesi her bozulduğu anda şiddetli gök gürültüsüyle beraber etraf aydınlanıyordu. mesaj belliydi, çiftleşen köpeklerin işleri bitene kadar ıslanmamaması gerekiyordu. diğer köpeklerden erkek olanı gabriel'ın bacağına boşaldı ve uzaklaşmaya başladı, dişi olanıysa havlamaya devam etti fakat saldırmadı. şemsiyesini tuttuğu köpeklerin çiftleşmesi 45 dakika sürdü, gabriel'ın her yeri ıslak haldeydi ve it gibi titremeye başladı. gökyüzünden o korkunç ses yine duyuldu:

    - aferin gabriel, özgürlüğünü hakettin!

    gabriel koşa koşa evine gitti, ıslak elbiselerini çıkardı, kurulandı ve yerine yeni kuru elbiseler giydi. kendisine bir kahve yaptı, kanepesine uzandı ve televizyonu açtı.
    televizyondaki bütün kanallarda akşam haberleri vardı, gabriel uzun zamandır trlevizyonda haberleri izlemiyordu fakat kanallar arasında geçiş yaparken bir haber dikkatini çekti:
    "sağanak yağmur altında 45 dakika boyunca çiftleşen köpeklere şemsiye tutan genç, görenleri hayrete düşürdü."
    gabriel, haberi dikkatle izlemeye başladı. muhtemelen etraftaki mekanlardan birinden çekilen videolu haberde, yağmur altında çiftleşen köpeklerin ıslanmaması için onlara şemsiye tutmaya çalışan ve o sırada bacağı başka bir köpek tarafından gibilen bir adet ruh hastasının görüntüleri vardı.
    gabriel çevresi tarafından zaten normal olduğu düşünülmeyen bir insandı, artık bu düşünceyi çevresiyle beraber milyonlarca insan paylaşıyordu.
    Tümünü Göster
    ···
  2. 2.
    +1
    REZervuar köpekleri
    ···