1. 1.
    +1
    gibiş çok çok az, ilginizi çekmez sizin ama anlatacam. kimseye anlatmadım bu güne kadar, içimde kalmasın. beni bulup soran olursa da uydurdum derim, buranın güzelliği de bu.
    ···
  2. 2.
    +1
    göcekliyim ben binler. daha doğrusu orada doğmuşum, babamın kökeni başka. ama doğduğum yeri memleketim sayıyorum, severim ben göceği. orda büyüdüm. 2 abim, bir ablam var, en küçüğüm ben. bir büyüğümle de 6 yaş fark var aramda.
    rahmetli babamın bir lokantası vardı orda. baya güzel işlerdi. oranın müşterileri hep zengindir. küçük bir yerdi ama bizimle beraber 4-5 aileyi doyururdu. hoşsohbet bir adamdı babam, o yüzden lokantası baya tutulurdu.
    ama ben orta sonda falanken babamı kaybettik. sonra abilerim bir süre lokantayı idare etmeye çalıştılar ama beceremediler. sonra devretmek zorunda kaldık. gelen parayla da herkes farklı bir yol çizdi kendine. göcekte bi annemle ben kaldık. bir süre sonra biz de zorluk çekmeye başladık, hazıra dağ dayanmaz derler. bir yandan çalışıp bir yandan okudum. çalışma derken öyle düzenli bir iş düşünmeyin. tamirat, boya, badana ıvır zıvır. bir de yazları teknelerde miçoluk yapıyordum. en sevdiğim iş de oydu.
    ···
  3. 3.
    +1
    ikinci yaz, ikinci tekne işimde bir adamla tanıştım. esasında bu hikaye de daha çok o adamla ilgili. adam, marinadaki büyük yatlardan birinde kalıyordu. baya taşaklı bir kalantorun teknesiydi. herkes mafya falan derdi o adama, insanlar uzak dururlardı ondan. zaten yılda bir iki kere gelirdi göceğe, onda da ortalık ayağa kalkardı, lüks siyah arabalar bir sürü, takım elbiseli korumalar falan. o zamanlar merak da var, bu herif gerçekten mafya mı, ne iş yapar merak ediyorum, teknede kalan adamı kafalayayım, muhabbet edeyim dedim.
    ···
  4. 4.
    +1
    pek konuşmayı seven bir adam değildi. muhabbet açmaya çalıştığımda kısa kısa cevaplar verir, başından savmaya çalışırdı. yine de bazı şeyler öğrenebildim hakkında. 23-24 yaşlarında gösteriyordu ama söylediğine göre 12 sene hapis yatmış, çıkmış, hapiste tanıştığı bir adam sayesinde bu işe girmiş. o hesapla en az 32-33 olmalıydı herhalde. teknenin bakımını, temizliğini yapar, kalan zamanda da yan gelip yatar, kitap okurdu. okuduğu kitaplar da çoğunlukla yabancı dildeydi, daha çok yunanca olmak üzere ingilizce, rusça, fransızca falan. bu adam 12 sene hapis yatmış, nerde öğrenmiş bu kadar dili diye merak ediyordum ama sorduğumda boşver deyip geçiştirdi. niye hapis yattığını sordum, cinayet ve adam yaralama dedi, detayına girmedi.
    patronunu da hiç tanımıyordu. hapisteki arkadaşı direkt getirmiş, koymuş bunu tekneye. patron kimdir, nedir, ne iş yapar, bilmem dedi. gibimde de değil dedi. burası güzel, tam istediğim gibi, kafa dinliyorum, karışanım edenim yok diyordu.
    ···
  5. 5.
    +1
    bir gün ben çalıştığım yerde takılırken bu yanıma geldi. bizim tekne denize açılacak, bi kişi lazım, sen gelir misin dedi. dur bi dedim, patrona söyleyeyim. adam gitme, o herifler belalı, başına bela alırsın dedi ama dinlemedim. bastım çıktım ordan, takıldım mehmet'in peşine. o adamın adı mehmet'ti, söylemeyi unutmuşum.
    gidiyoruz tekneye, baktım uzaktan bir hareketlilik var. teknenin başı kalabalık. patronun oğlu gelmiş arkadaşlarıyla. kızlı erkekli bir grup. korumalar falan, o gün biz denize açıldık. kaptanla beraber üç mürettebat, 3 erkek 3 kız zengin pici, 4 tane de silahlı adam. koylarda gezdik durduk. ben hizmet ediyorum millete, işte yemek hazırla, odaları topla falan, mehmet teknenin işlerini yapıyor, yine kendi halinde kimseye bulaşmıyor. böyle bir hafta dolaştık.
    yalnız ne alemler döndü ortalıkta. bunlar odalarına kapanıyorlar, dumanlar çıkıyor odadan, kafaları çekiyorlar, sonra ahlar ohlar, gibiş gırla.
    ···
  6. 6.
    +1
    korumalarla muhabbet etmeye çalışıyorum, adamlar pek oralı olmadı ilk bir iki gün. sonra yavaş yavaş içki muhabbeti falan derken ikisiyle samimiyeti kurdum. meğerse hakkımdaki her şeyi biliyorlarmış herifler, araştırmışlar gelmeden önce. öyle yoldan geçeni çevirip hadi gel sen bizle çalış demiyorlarmış. patron nedir, kimdir dedim, baya taşaklı bir mafyaymış adam gerçekten. açık açık söylemediler ama her yol varmış adamda. oğlu da baba parasıyla gününü gün eden tipik zengin biniymiş. silahı beline takıp artistlik yaparmış her yerde. bir keresinde dövmüşler bu çocuğu, dövenler bir hafta sonra uçmuşlar, kayıp. kimse bulamamış adamlar, ne ölüsünü ne dirisini. ona güvenip iyice azmış bu.
    neyse, mehmet'i sordum, onu araştırdınız mı dedim, pek konuşmuyor dedim. onu bilmiyoruz, o patrondan torpilli dediler. hapisteki arkadaşım dediği adam meğerse babanın sağ kollarından birisiymiş, 5 sene birlikte yatmışlar, adam bu çocuğu çok sevmiş, artık içerde nasıl bir muhabbet döndüyse, çıktığı gibi yanına almış.
    neyse, bir hafta böyle geçti, sonra bu patronun oğlunun - ismi erdem - misafirleri gittiler, sadece bi arkadaşıyla birlikte 4 koruması kaldı.
    patronun oğlunun ismi de bi garip, her türlü pisliği yiyen adam oğluna erdem ismini takmış.
    ···
  7. 7.
    0
    biz bodruma geçtik bu ikisiyle. bunlar geceleri barlara, diskolara gitmeye başladılar korumalarıyla beraber, biz de uyuyorduk teknede kaptanla ve mehmet'le. bunlar sabaha karşı gelirlerdi genellikle, onlar uyurken biz açılıyorduk, civardaki koylara, adalara gidiyorduk. uyanırlardı, bir iki saat yüzerlerdi, sonra gece yine bodrum. arada karı da getiriyorlardı, genellikle paralı asker.
    bir keresinde iki kişi 5 tane karı getirdiler. yalnız karılar leş, belli, ortam malı. iyice çekmişler kafaları, dumanlı, gel lan mehmet dediler, sen onca sene hapis yattın, özlemişsindir. mehmet hiç sesini çıkarmadı, döndü arkasını gitti. arkasından küfür falan etti erdem, mehmet de zaten kıl olmuş bunlara, sesini çıkarmıyor, bize de bir şey demiyor ama yüzünden belli, bir an önce gibtir olup gitseler diye bekliyor.
    sonra bana sardı bunlar, gel lan dibo dedi erdem - dibo o zamanki lakabım. seni milli edeceğiz dedi. ben çekiniyorum tabi, yok sağolun falan dedim, ısrar ediyor. karıyı gönderdi yanıma, kırk yaşında falan var karı, göbeği çıkmış, makyajı akmış falan, çorabı kaçık, leş gibi içki kokuyor. midem bulandı, tamam hiç skorumuz yok ama gibimizin de bir şerefi var, ilk gibişi böyle bir leşle yaşamak da istemiyorum. ama korumalardan samimi olduğum, ibrahim, çekti beni kenara, oğlum bak dedi, dediğini yapmazsan bu adam sana takar, tersi çok kötüdür, geç şöyle odaya, ister yap ister yapma ama çıkıp yaptım diyceksin dedi. peki ibrahim abi dedim.
    ···
  8. 8.
    +1
    karıyla geçtik odaya, oturduk yatağa. abla dedim, ben istemiyorum, yapamayacağım. ne ablası dedi bana, saçımı okşamaya başladı, kulağımı dilledi. abla yapma falan diyorum, dinlemiyor, elini attı benim alete şortun üstünden okşuyor. ister istemez bir hareketlenme oldu bende. sonra memelerini falan açtı, sarkık markık ama dimdik oldu gibim. sonra prezervatif falan çıkardı çantasından, orda o karıyla milli oldum. yaparken düşünmüyorsun ama sonrasında çok pişmanlık duydum o geceden.
    5 dakika ara, geliyorum.
    ···
  9. 9.
    0
    bir gece bu iki adam bir tane karıyla geldiler tekneye ama ne karı. bir içim su, vücut dipdiri, yüz bebek gibi. meğerse mankenmiş zaten. ama kafa nasıl dumanlı kızın, ayakta zor duruyor. sabaha karşı üç müydü, dört müydü ne, bunlar tekneye gelip kaldırdılar bizi, hemen açılın dediler. gecenin o vakti demir aldık, gidiyoruz. bunlar bir odaya geçtiler, korumalarda da bir gerginlik, eller her an tetikte. kaçar gibi bastık gittik, açıktaki bir adanın yakınlarına demirledik.
    sabah erdem'le arkadaşı ismail odadan çıktılar, yüzler gülüyor, belli, gibmişler karıyı evire çevire. kahvaltıya oturdular, git içeri ortalığı temizle, sonra da kahvaltı zütür ebru ablana dediler.
    peki dedim, aldım alet edevatı, tıklattım kapıyı, ses yok. bir iki daha tıklattım, ses olmayınca hafiften açıp baktım, kız uyuyor ölü gibi. kapattım kapıyı çıktım yukarı, abi dedim, ebru hanım uyuyor sanırım.
    boşver, gir sen yap temizliğini dediler. peki dedim, girdim içeri, temizliğe başladım, şöyle bir baktım kıza, üstü beline kadar örtülü, memeler ortada. daş gibi memeler, dimdik. artık silikon mu var ne var bilmiyorum, gördüğüm en daş memeler.
    ···
  10. 10.
    0
    öyle memeleri seyrede seyrede temizliği yaptım. bir yandan da lan açıp alt tarafa da baksam mı diye içimden geçirmedim değil hani ama yapmadım. cesaret edemedim, dışarda silahlı adamlar var.
    temizliği bitirdim, çıktım, sonra bir tepsiye kahvaltı tabağı hazırladım, portakal suyu koydum, zütürdüm kamaraya sehpanın üstüne bıraktım, çıktım. erdemle arkadaşı yüzdüler falan denizde, kızdan ses çıkmadı iki saat, sonra erdem dönüp kamaraya girdi, biz güvertede oturuyoruz, mehmet de yerleri siliyor, içerden bağrışmalar gelmeye başladı. korumalar hemen koşturdular falan, sonra erdem yukarı çıktı, kaşı kanıyor. küfrediyor bir yandan ebru'ya. kızı içeri kilitleyip çıkmışlar onun da sesi geliyor aşağıdan, çığlıklar, küfürler. meğerse kız kendi rızasıyla gelmemiş gemiye, resmen uyuşturucuyu dayayıp kaçırmışlar.
    ···
  11. 11.
    0
    kız odada kilitli kaldı. bir süre sonra sesi de kesildi. yalnız erdemle ismail'in zütü üç buçuk atmaya başladı o arada.
    gece bi tak yedi bunlar, kızı kaçırıp tecavüz ettiler, şimdi ne yapacağız diye düşünüyorlar. kendi aralarında konuşuyorlar, duyuyorum, atalım matalım lafları geçiyor, bizle geldiğini gördüler falan diyorlar, hani kimseni görmediğinden emin olsalar kızı öldürüp atacaklar. ben de korktum dıbına koyim, benim öteki gemideki patron gitme başına bela alırsın demişti, dinlemedim diye kafamı vuruyorum duvarlara.
    ···
  12. 12.
    0
    bir şeyler zütür, yesin dediler yine. ben bir sandviç yaptım, indim aşağı, tir tir titriyorum. kapının kilidini açtım, kafamı uzattım, bir baktım, bir şey uçuyor kafama doğru. abla yapma etme derken içeri girdim, nasıl sövüyor bana, üstüme saldırdı, sandviçi attım, kaçtım. vicdan azabı çekiyorum ama yapacak da bir şeyim yok.
    bu ikisi kızla konuşmaya çalıştılar bir iki, sanırım para falan teklif etmişler, ama kız çıldırmış resmen. tabi haklı.
    neyse, akşam oldu, bu iki kafadar içmeye başladılar, sünger gibi çekiyorlar. kafaları iyi oldu, erdem gibecem diyip kızın yanına inmeye karar verdi. sen de gel benle diye korumalardan birisini de yanına çağırdı. bunlar aşağı indiler, biz dışarda merakla bekliyoruz. yine bağrışmalar, çığlıklar derken paldır küldür yuvarlanma, tokat, tekme sesleri falan gelmeye başladı. bunlar aşağıda kızı dövüyorlar, belli. şöyle bir mehmet'e çarptı gözüm, herif barut gibi. anladım, bu bir şey yapacak.
    ···
  13. 13.
    0
    mehmet yerinden kalktı, hızlı hızlı merdivene doğru yürümeye başladı. hoop nereye diye seslendi adamlardan biri arkasından bu tınmadı. merdivenlerden indi. dışardaki üç koruma da peşinden. bi tek ben kaldım güvertede. bir de bu adamlar giderlerken ellerini silahlarına da attılar, tak yoluna gitmeyeyim diye geçtim, siper aldım bir köşeye, kafamı hafiften kaldırdım bakıyorum. pata küte bir sesler falan derken bi silah patladı, on onbeş saniye sonra bir daha, soktum kafamı nefes bile almıyorum.
    ···
  14. 14.
    0
    bilmiyorum artık ne kadar sürdü boğuşma, belki bir dakika, belki beş dakika. sonra sesler kesildi, biraz. kafamı çıkardım, baktım ötede ismail de yatmış bir yere o da korkak korkak bakıyor. demin peşlerinden inmek için yerinden kalkmıştı ama herhalde korkup geri dönmüş. sonra doğruldu bu yerinden, yine merdivenin başına doğru korkak korkak gidiyor, bir baktım mehmet çıktı içerden yıldırım gibi, yapıştı bunun boğazına bir kafa gömdü, ismail'in suratı iptal.
    ···
  15. 15.
    0
    ismail dediğim erdem'in arkadaşı, az önce söylemedim herhalde onun ismini. neyse. mehmet çıktı güverteye, ebru da peşinden. kaptan da gürültü patırtıya uyanmış, çıktı dışarı. ne oluyor falan derken mehmet gitti, sürat motorunu hazırladı. gel dedi, bana yardım et. birlikte botu indirdik suya, sonra bu aşağı indi, tek tek adamları sırtına aldı, hepsini bota koydu. bunların suratlar kan revan içinde, kendilerinden geçmişler, kimisi baygın, kimisi ayık ama bitkin vaziyette. en son indi, erdem'i de aldı sırtına. erdem kendinde ama şokta. mehmet sanki yetmiş kiloluk herifi değil de tüy almış sırtına, öyle rahat taşıyor bunu. attı onu da zodyak'a. mehmet, ebru, ben bir de kaptan kaldık yatta. gibtirin gidin dedi bunlara ne haliniz varsa görün. yürü kaptan dedi, gidiyoruz.
    ben bakakaldım öyle, herif tek başına altı kişiyi dövdü, üstelik dördü silahlı, paket edip attı gemiden aşağı.
    ···
  16. 16.
    0
    abi sen ne yaptın ya dedim buna. ebru da geçti bir köşeye ağlıyor için için. kaptan da diyor ki, hayır, hiç bir yere gidemeyiz. mehmet yapıştı boğazına küfrediyor, lan diyor ya dediğimi yapacan ya da kopartırım boğazını.
    adam en son tamam ulan dedi, gidelim ama yaşatmazlar seni. gibtirsinler dedi bu, bas git göceğe.
    bu arada erdem çalıştırdı sürat motorunu, aşağıdan bağırıyor, öldün lan sen diyor mehmet'e, çevirdi motoru, bastı gitti.
    tekneden indirmezler seni göcekte dedi kaptan. sen git hele dedi mehmet, düşünürüz bir çaresini, bunlar geçtiler ikisi birden dümene, konuşuyorlar. ben de ebru'nun yanına gittim, içeri geç abla istersen dedim, burası soğuk. geçmem oraya dedi, yine hüngür hüngür ağlamaya başladı. gittim su getirdim, bir de üstüne bir battaniye verdim, güvertedeki koltukta otururken uyuya kaldı.
    ···
  17. 17.
    0
    yatta takip sistemi varmış, nerde olduğunu anında görebiliyorlarmış. kaptan o yüzden indirmezler seni gemiden demiş. göcek uzan tabi olduğumuz yere, biz gidene kadar adamlar on kere giderlerdi oraya. didime doğru gittik biz de. oralarda bir yerlerde yattan indik. ben uzak durmak istiyorum olaylardan, bir an önce evime gitmek istiyorum. cebimde üç beş kuruş para var, sabah olur olmaz bulacağım ilk arabayla evime gitmek istiyorum. kız polise gidelim falan diyor, polise gitsem ifade versem mafya anamı giber.
    ilk iş annemi aradım ben de, anne dedim, git bir komşuda bir yerlerde kal, evden çık. gidebilirsen ankaraya halamın yanına git, bir süre uzaklaş ordan dedim.
    ···
  18. 18.
    0
    kadın korktu çok, gecenin bi yarısı arıyorum, git diyorum evden. normal tabi, anında fıymış o da. ne anasının gözü.
    ben de eve dönsem mi dönmesem mi kararsız kaldım. kaçsam, adamların gözünde suçlu olacam, gitsem başıma ne geleceğini bilmiyorum. iyisi mi ben erdem'in merhametine sığınayım dedim, sonuçta az biraz hukukumuz var, koynuma karı soktu. derim benim bir alakam yok, korktum derim. o gece ıssız bir yerde takıldık. ne yapacaksın dedim mehmet'e. parası varmış mehmet'in, yatta sağda solda bulduğu paraları toplamış, sabah ilk iş bu kızı evine bırakacağım, sonra da kaybolacağım ortadan dedi. artık kız polise mi gider, saklanır mı kendi bileceği iş dedi. sen de nasıl istiyorsan öyle yap dedi.
    ···
  19. 19.
    0
    sabah ayrıldık, ben bir iki aktarmayla döndüm evime. tahmin ettiğim gibi beni bekleyen adamlar vardı kapıda. abi dedim, ben de sizi arayacaktım dedim. konuşma lan dediler, soktular bir arabaya doğru istanbul'a. yedi sekiz saat hiç konuşmadılar. abi dedim, benim bir alakam yok dedim, nereye gidiyoruz dedim, sus konuşma çakacam ağzının ortasına dediler. çiş bile yapmadan istanbul'da bir çiftlik evine gittik, polonezköy taraflarında bir yer.
    ···
  20. 20.
    +1
    girdik eve, kiler gibi bi yere attılar beni, iki tane adam bir dövdüler, bir dövdüler anlatamam. anamı bellediler. ben diyorum ki benim alakam yok, dinlemiyorlar. sonra tuttular kolumdan, büyük patrona zütürdüler beni, erdem de yanında.
    ulaşabilir misin lan o mehmet'e dedi erdem, abi valla bilmiyorum, ben sabah ayrıldım, evime döndüm dedim. bir alakam yok dedim, beni zorladı falan dedim. o herifin cesedi ayağımın altına düşene kadar burda kalacaksın dedi bana. sonra beni bir odaya koydular, bir baktım, ebru da orda. onu da baya bir dövmüşler, kendinden geçmiş, ağzı burnu kan içinde, yatakta uzanmış öylece yatıyor.
    ···