tarihi özet geçiyoruz beyler

1881:sarı saçlım mavi gözlüm iyi ki doğdun !!

m.ö 790.000'ler:ateşi buldum! galiba aynı zamanda yangını da buldum kaçın lan kaçın...

m.ö aynı zamanlar..

bazı insanlarda bacak arasında yarık buldum, adını am koydum, gelecek nesillere armaganımdır

1453:istanbul'u fethedemezsin dediler, gemileri karadan geçirdim olacak!

-1:bakireyim hamile kaldım dedim yedi salaklar halbuki kızlık zarım esnek

2009 : mhp nin 40. yılı !

1945 osbir için sabun lazımdı yahudileri yaktım küllerinden sabun doğurttum binlerin

@2 gene yerlerdeyiz tabi.

1912:yiyosa bunu da batırsana huur çocuu aysberg

truva olayı:bi am için ne güneşler batıyor amk o amı at yannanı ile gibmek lazım lan lan lan gomtanııım fikrim geldi

21 Aralık 2012 : kıyamet kopmadı

adem ve havva:karı her zaman karı işte amk

2002: on binlerce şehit ile kurulan cumhuriyetin satılışının başlangıç tarihi

3 kasım 2002 :benim gibi malı başbakan yaptılar

2048 zaman makinesi deneyinde dünya yanlışlıkla 2009 yılına geri dönü ve mhp nin 40. yılı!

2011: karı yanımda. ona rağmen 31 çekiyorum.

bin yılların getirdiği bir alışkanlık.

tarih bilmem kaç:

yarın kalkınca şöyle güzel bir şey icat ediyim de sevgilimle konuşurum

1983 . ulan keşke cenabetken kaldırmasaydım şu kupayı inşallah bi takluk çıkmaz (türkiye kupasını kaldıran fenerli)

part 1 : kurulum ve ilk adımlar

biri bişey yaptı. ( kimin parmağı var bu işte halen kimse bilmiyor )
büyük bir patlama
her bişey savruldu etrafa

savrulanlardan biri de bizim kavanoz zütlü dünya
yörüngesine oturunca soğumaya başladı
haliyle şekli falan da yuvarlaklaştı

depremler , volkanlar , sert iklimler derken...
denizde bir organizma.
semirdi ipne bir süre sonra.
artık parmak uçları mı buruştu nedir , çıkacam ben sudan dedi.
sudan çıktığı sahil kayalık falan tabi.
mecbur emekşeyerek çıktı garibim.
bir süre sonra ( yani diz kapakları pembeleşince ) yürürüm bundan sonra dıbınakoyim dedi.
iki ayak üzerine kalktı.
akrabaları günah olum falan dediler. kimisi emeklemeye devam etti kimisi de suya geri döndü.

bir süre sonra bizimki üşüdü.
kılları çıktı.
sonra sıcak bastı bir ara. ağdacı falan yok tabi. kılların kısmen dökülmesi binlerce yıl aldı.

sonra ağaçların arasında bir dilber.
sanki bir nur parçası
seviştiler içgüdüsel olarak.
sonra dişi olan atamız "tuz" dedi.
erkek atamızın yüreği "cızz" dedi.
başladı avlanmaya.
bir süre sonra av bitti.
aç kaldılar.
tam dişi olan atamız "ben anamın evine gidiyorum" diyecekti ki tarımı keşfetti bizim oğlan.

ekti biçti.
komşuları da ekti biçti.
sonra komşuların ekinleri ile kendi ekinleri karıştı.
kimi zaman karlı çıkan atamız kimi zaman zararlı çıktı.

"yeter dıbınakoyim git kendi tarlanı ek" dedi komşusuna. "zaten geçen benim karıyı da gibmişin"
işte tam o gün mülkiyet doğdu.

çoğaldılar.
bir süre sonra herkes birbirinin işine karışır oldu.
üretmek istemeyen tüketmek istedi.
tüketmek istemeyen depolamak istedi.
mülkiyet denilen şeyin belası sardı tüm ovaları.
o arada cinayeti ve savaşı icat etti bunlar.

kimin ne konuda ne kadar haklı olduğunu tespit edemiyorlardı.
krallar , beyler , efendiler türedi.
onlara güvendi bizimkiler.
sorunları çözüyor haksızlıkların önüne geçiyor ama arada kendi ücretini de alıyordu efendiler.

tekerleği buldular.
atı evcilleştiler. ve eşşeği ( arada gibenler falan oldu )
ineği evcilleştirdiler. sonra koyunu ve domuzu. ama döner ve hamburger için daha çok erkendi.

part 2 : god of war

atlar hızlı gidiyordu.
kimi atlar diperlerinden daha hızlı gidiyordu.
ama o kimi atlar kimilerine ait değildi.
çalmayı öğrendi bizimkiler.
çalacak şeyler azaldığında başka çalacak şeylerin olduğu yerlere gitmeli diye düşündüler.
gittiler de.
ama oradakiler mallarını vermek istemedi.
bizimkilerden biri elinde bir aletle gelmiş.
ipe taktığı çubuğu fırlattı.
hızla giden çubuk diğerinin döşüne saplanmaz mı.

bir ay geçmeden çubuk fırlatan adamlardan oluşan bir grup kurup hayvan avlamaya başladılar.
hayvan avundan arta kalan zamanlarda daha uzaklara daha kıymetli çeyler bulmaya gittiler.
gittikleri yerde kan döktüler. kadınları falan gibtiler işte... bilirsiniz...
savaşmayı öğrendi ipneler.

hergün elinde bişeyle gelen tipler vardı o dönem.
biri elinde öyle sert bir çubukla geldi ki parıl parıl.
kenarlarını da taşa sürtelemiş yavşak.
ne işe yaradığını göstereyim derken 12 kişi kesti amcık.
abbaaaoooo falan diyenler oldu.
kimisi de kesmem adam falan ben bunu yayvan yapar içinde menemen falan yaparım dedi.
kimi de döşüme döşerim sırh yaparım alayınıza girişirim dedi.
demiri icat etti totoroşlar.

sonra bir gün gene mucitlerden biri elinde parlak bişeyle geldi.
sarı bişey. ama parıl parıl parlıyo.
ne farkı var dıbınakoyim bunun diğerinden dedi biri.
ne biliyim dedi bizimkisi.
"biz şimdi buna diğerinden farklı dersek farklı olacak işte. raad ol sen deli gatirisi var bunun."
orada dolaşan kadınlar hemen kollarına kulaklarına falan taktılar bu sarı madeni.
düğün nişan yok tabi o zamanlar. daha çeyrek falan çıkmamış.
ama arada altını icat etti homosapienler.