/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +98 -7


    01.07.2025




    HiKAYE BiTMiÅžTiR TEÅžEKKÃœR EDERiM OKUYANLARA

    Eşsiz manzara sigarayla daha güzelleşmiş, kaçan huzurumu bir nebze olsun geri getirmişti.
    Güneşin batmasına yaklaşık 1 saat vardı.
    Mardin'de yaklaşık 1 hafta bekliyor ve diğer unsurlarında gelmesini bekliyorduk.
    BulunduÄŸum konumdan hareket ederek koÄŸuÅŸa hareket ettim.
    Duvarda yazan "Tim 1923" koğuş kısmına girdim.

    -"Oooo Mustafa TeÄŸmenim neredeydin?"
    -"Dışarıda kafa dinliyordum komutanım"
    -"Tim kısmına git yoklama al bak 1-2 saate çıkacağız"
    -"Emredersiniz komutanım"diyerek odadan çıktım.

    Tim koğuş kapısına yaklaşık 1 metre mesafedeyken içeriden sesler geliyordu.
    Kapıya yanaştım;sessizce kulak misafiri olmaya çalıştım.

    "Sarı Saçlarına Deli Gönlümü
    Bağlamışım Çözülmüyor Mihriban
    Ayrılıktan Zor Belleme Ölümü
    Görmeyince Sezilmiyor Mihriban"

    Anlaşılan tim yine efkar dağıtıyordu. içeriye girdiğim an saz sesiyle birlikte bütün ses kesildi.

    -"Beyler daha sonra yaparsın şu işi hemen bir yoklama almamız lazım"dedikten sonra devam ettim
    -"Murat buraya gel!"
    -"Emredin komutanım"
    -"Al şu yoklama kağıdını herkes adını, sicil numarasını ve imzasını atsın"
    -"Emredersiniz komutanım"

    Timimiz ben dahil 20 kiÅŸiden oluÅŸuyordu.
    Tim komutanı ben, yardımcım Astsubay Üstçavuş Aydın'dı.
    Geri kalan personelin rütbesi uzman çavuştu.

    Yoklama alınma esnasında time;
    "Hazır mısınız beyler?"diye sordum
    Hep bir ağızdan "hazırız komutanım!"diye onayladılar.

    "Gürkan Uzmanım?"
    "Emredin komutanım?"
    "Yoklama kağıdını bölük komutanına teslim edip geleceğim, sonra saz ile bize ortaya karışı yap"
    "Emredersiniz komutanım"tebessüm ederek

    Yaklaşık 25-30 bölüm olacak ilgi olursa devam
    ···
  2. 2.
    +23
    Bölük komutanın elime vermiş olduğu görev zarfını açtım ve okumaya başladım;
    "02.06.2025 tarihinde Suriye'nin Halep ilinde bölücü terör örgütünün
    bölgede olağan dışı hareketliliği tespit edilmiş olup yaklaşık 1200'e yakın
    silahlı militanın varlığı bölgede ki kaynaklardan teyit edilmiş olup sözde bölge komutanları
    olan Doktor Agir kod adlı kişinin tespit edildiği yerde imha edilmesi yüce milletimizin
    iyiğiliğine olup sizlere başarılar diliyoruz. Genel Kurmay Başkanlığı... "

    Mardin'de bulunduğumuz 1 haftada görevimizin ne olduğunu bölük komutanı
    dahil hiç kimse bilmiyordu.

    Zarfı ve kağıdı, kağıt kırpma makinesi koyduktan sonra bölük komutanın
    odasından çıkarak koğuşun yolunu tuttum.

    Timi;görevimiz hakkında brifing vermek için koğuşa değil de
    brifing salonuna çağırdım.

    "Evet beyler oturun şöyle;şimdi görevimiz hakkında biliyorsunuz ki bize
    herhangi bir bilgi verilmedi. Bize görevden bir kaç saat önce bilgi verileceği
    söylendi;şimdi ise o bilgiyi aldım"

    Masada ki su şişesinden bir yudum aldıktan sonra devam ettim;
    "Görevimiz Halepte bulunan;bundan yıllar önce bu vatanın yiğit çocuklarını
    haince şehit eden bölücü terör örgünün sözde Halep sorumlusunu öldürmek;
    bölge de yaklaşık 1200'e yakın silahlı militan var beyler kısa kesmek gerekirse
    gelmek istemeyen zorunda değil ve hiç bir adli işlem yapılmayacak;
    bu görev ölüme gitmek haberiniz olsun!"
    ···
    1. 1.
      0
      Eline sağlık kardeşim
      ···
  3. 3.
    +24 -1
    Aydın Astsubay söz alarak;
    "Komutanım be varım;ben yatakta ölmektense vatanım uğruna acı çekerek ölmeyi tercih ederim!"

    Ardından teker teker timde ki diğer Uzman Çavuşlar aynı şekilde
    "Biz varız komutanım"
    "Vatan sağ olsun komutanım"
    gibi cümlelerle o muazzam vatan sevgilerini bir kez daha kanıtladılar.

    "Beyler Allah yolumuzu açık etsin;unutmayın ki şehitlerimiz ile inşallah
    bir gün buluşacağız o gün bizim için kutlu gün!
    Şimdi herkes mühimmat odasına gidip hazırlansın"

    Elime HK USP tabancamı alıp silah kılıfıma zütürdüm, çelik yelek üstüne
    hücum yeleğini giydim ve şarjör ceplerine şarjörlerimi yerleştirdim.
    Ön cebime eşimin fotoğrafını ve annem ile babamın fotoğrafını koydum.
    Elime AK-12'yi alıp içtima alanına çıktım.
    ···
    1. 1.
      0
      AK-12 ne alaka be panpa. Yerli silahlar yapılmaya başlanmışken ileride Rusya'dan silah almak saçma olmamış mı sence ?
      ···
      1. 1.
        +1
        1)pnp haklısın fakat ileri de şangay beşlisine gireceğiz diye düşündüğüm için ak-12

        2)ne kadar yerli olsa da yine özenti silahlar
        3)Ak-12 bana göre en mükemmel modüler piyade silahı
        4)helal et hakkını
        ···
      2. 2.
        0
        şangay beşlisine alınmak için russyaya bir aralar az fink atmadık ama bizi gibsen almazlar ortada kaldık amk
        ···
    2. 2.
      0
      Çok yanlış düşünüyorsun bence. Yabancıların ürettiği her silah birbirinden farklıda bir biz özentiyiz sanki.

      buyrun alman yapimi stg-44:
      https://www.google.com/â€...4-rifles%252f%3b650%3b233

      bu da ak-47:
      https://www.google.com/â€...ki%252fak-47%3b2365%3b854

      bu da stg-44 hakkindaki wikipedia sayfasi:
      http://tr.wikipedia.org/wiki/stg_44

      eger usenmeyip wikipedia sayfasini okursan ak-47'nin stg-44'un tasarimindan buyuk olcude etkilendigini ancak mekanik sisteminin oldukca ozgun oldugunu ogrenirsiniz. gelelim mpt-76'ya. bir insan bu tufegin dayanikli, isabetli, ya da mekanik sisteminin ozgun olup olmadigini bilmeden sadece dis gorunusunden kolpa oldugu sonucuna variyorsa ya allame-i cihandir, ya da pek cok insanda var olan "bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma" durtusune yenik dusmustur.
      ···
      1. 1.
        0
        Pampa öncelikle şunu söyleyeyim MPT-76 nin tamamen FN Scar dan ozendigini belli ediyor.
        Özellik bakımından FN SCAR her türlü ezer orası ayrı fakat günümüzde her silah diğer silahların yapımından etkilenir.

        Ak-12 mi Mpt-76 ki deseler düşünmeden ak12 tercih ederim belki aşırı sekiyor fakat en konforlu silah bana göre ama sen yine kendin bilirsin
        ···
    3. 3.
      0
      Kardeşim benim Ak-12'ye bir şey söylediğim yok. Gerçekten güzel bir silah özellik bakımından.
      ···
    4. diÄŸerleri 1
  4. 4.
    +26


    Mardin-Nusaybin/Şehit Çelik hudut Karakolu 02.07.2025 saat:02.30



    içtima alanından personel taşıyıcıyla Şehit Çelik Hudut Karakoluna getirildik.
    80 kişilik bölük 4 er şekilde timlere ayrılmış bulunduğumuz hudut karakolunda
    helikopterin gelmesini bekliyoruz.

    Sigaramı son kez yaktım ve içimden eşimi, annemi ve babamı düşündüm ama aklım en çok
    doğacak olan biricik kızıma gitti.
    Doğumuna 2 ay gibi kısa bir süre kalmıştı;yüksek heyecan ile kızımı ellerime alacağım günü
    bekliyordum.

    Sigaramı içerken son kez bildiğim bütün duaları okudum;
    Uzaktan 4 tane ışık gördüm kapkaranlık gökyüzünde zaten sesleri hemen çıktı.
    Geliyorlardı Kara Şahinler.

    5 dakika sonra etraf helikopterin inmesinden dolayı toz toprak oldu,
    zaten sessiz gece büyük bir şekilde yarıldı.

    Helikopterin kapısı açıldı;ben hemen yanına geçtim ve binen timimde ki personelin
    sırtına vurarak hem sayım yaptım hem de cesaretlendirdim.

    Yavaşça kalktan helikopterin cam kenarında oturmak ve sonsuzluğa uzanan
    karanlığa bakmak beni biraz ürküttü;helikopter teknisyenin
    bize telsizli kask vermesiyle ortamda şahane bir espri patladı;
    Aydın Astsubay Kara Pilot olan Yüzbaşı'ya
    "Komutanım önde ki helikopteri takip edin"

    Gülme sesleri telsiz ortamında rahatça duyuldu hatta
    diÄŸer helikopterdekiler de bu iÅŸe dahil oldu.
    ···
  5. 5.
    +25


    Suriye-Kamışlı/Türkmen Karargâhı saat 03.05




    Helikopter bizi bölük olarak aynı yere indirdi;Türkmen Karargâhında ki
    kandaşlarımız bizleri karşıladı; Karargâh komutanı Koçmurat bizi
    karargâh binasına zütürdü ve tim komutanları ve bölük komutanımız
    hep beraber bize verilmiş olan haritayı masanın üstüne koyup;Koçmurat'ı dinlemeye başladık.

    "Komutanım;bakın şuralar da bu PYD'nin kurmuş olduğu geçici kontrol noktaları var;
    biz sizleri şuradan zütürmeye çalışacağız fakat Halep girişinde yoğun güvenlik önlemleri
    var bu sebeple buradan sonrasını sizin tecrübeleriniz yapacak"
    "Sağ ol var ol;ne zaman çıkabilir ve kaç saat sürer varmamız?" dedi bölük komutanımız
    "Komutanım vallahi 420 km var buradan Halep'e sizi durmadan 4-5 saate oraya zütürürüz"

    içeriye gelen Türkmen askeri;tepside ki çerez tabağını, soğuk içeçekleri ve
    bisküvileri masaya bırakarak çıktı.
    "buyurun komutanım yemezseniz darılırım"dedi Koçmurat
    "bizim askerlere zütürün bunları"diye söyledi Bölük komutanımız
    "komutanım onlarada ikram edildi merak etmeyin ve yiyin sizler bizim aslanlarımızsınız"
    ···
  6. 6.
    +25 -3
    "Şimdi Emre Teğmen buradan, Yaşar Teğmen buradan, Alper Teğmen buradan ve mustafa Teğmen buradan intikal yapacaksınız zaten buluşma yeriniz aynı fakat farklı yollardan dikkat çekmemek için gideceksiniz;anlaşılmayan bir şey var mı?"

    "Yok komutanım"dedik tim komutanları olarak.
    "Emre senin tim adın Malazgirt 1071"
    "Yaşar senin tim adın istanbul 1453"
    "Alper senin tim adın Göktürk 552"
    "Mehmet senin timin adı Cumhuriyet 1923"
    "Bakın hepinizin tim adı aynı zamanda telsiz kodu birbirinize tim adıyla çağrı göndereceksiniz"

    Karargâh önünde askeri kamuflajları çıkarmak için soyunma kabini gibi
    bir şey oluşturuldu ve sırayla kamuflajlarımızı bu karargâha teslim ettik eğer
    görevden dönersek yine buradan alacaktık.

    Kamyonlara yavaşça binmeye başladık;
    "tut elimi Hasan"

    Elimi sıkıca kavradı ve kamyonun arkasına çektim Uzman Çavuş Hasan'ı
    son kişi binene kadar böyle devam ettikten sonra kamyonun baş kısmına
    sertçe vurduk ve kamyon yavaşça hareket etmeye başladı.

    Silahın namlusunu duvara sabitledikten sonra kamyon içinde ki yiğit adamlara baktım
    belki onları son kez bu operasyonda görüyordum belki bir gün sonra
    içimizden birisi veya birileri bu hayata gözünü yumacak öteki tarafa açacaktı.
    ···
  7. 7.
    +32
    Saat tam 17.30 da bölümleri atmaya başlayacağım direkte bitirmek istemiyorum 30 veya 40 bölüm olur diye düşünüyorum.

    Bu arada okuyan panpalarım görüşlerini yazarsa memnun olurum.

    Bütün vatansever kardeşlerime gelsin dinleyin aşık olacaksınız zaten;

    https://www.youtube.com/watch?v=KaVGjlAqSO0
    ···
    1. 1.
      0
      Knk sarkinin adinj yaziver simdi linki yazamicam bulayim
      ···
      1. 1.
        +1
        Mutlak seveceksin(Grup Volkan)
        Nihal Atsız şiirini bestelemişler
        ···
  8. 8.
    +23


    Suriye-Kamışlı/Haritada ki 1.Bölge saat 04.00




    Kamyonun durmasıyla ilk önce ellerimizi silahlara zütürdük;
    etrafta insan seslerini duyunca daha tedirginleÅŸtik;fakat
    elime haritamı alıp numaralandırılmış bölgelere bakınca 1.bölgeye geldiğimizi
    ve bu bölgede yaklaşık 150 ye yakın insan yerleşkesinin olduğunu anladım.

    Arabanın durma sebebine gelince şoförün bakkal gibi bir yerden
    bizlere ve kendine soğuk içecek almasından kaynaklanıyordu.
    Bu arada kamyon arkasında da arada sırada koyu muhabbetler dönüyordu örneğin
    ÅŸimdiki gibi;

    -"Ya ibrahim bir şey soracam sana;ben kızlara karşı biraz utangacım,
    sende nişanlısın bilmeyen yok herkesin içinde yüzükle hafa atıyon bari şu kardeşine yardım ette
    yuva kurmasına vesile ol hani yengenin tanıdığı varsa hadi be..?"
    -"Hasan bi gibtir git koyun can derdinde kasap et derdinde"
    -"Tamam la tamam kızma amk"

    Tabi ibrahim ettiği küfürün verdiği utanç ile bana baktı ama ben
    "Samimiyiz olum ne olacak"der bakışıyla rahatlattım.

    Bu arada konuya balıklama giren Uygar Uzman gülerek;
    "Hehehe bu arada ibo yenge sana tripliymiÅŸ"
    intikam gülüşü yapan Hasan hunharca eğleniyordu;
    "Ya amk yok öyle bir şey"
    "Ya hehe tamam o zaman Fatma yalan mı söylüyor?"
    "Ya şu Fatma çenesini tutsa şaşarım, yanlış anlaşılma var o yüzden tripli"

    Tabi bu sefer kamyonun arkasında kahkaha tufanı koptu
    ibrahim ise biraz bozulmuÅŸ gibi olsada biliyordu
    aramızdaki o mutlak bağı!
    ···
  9. 9.
    +20


    Suriye-Halep sınırı saat 06.00




    Kayalara yaslanmış güneşin doğuşunu izlerken sigara yakayım dedim.
    bomboş yolun köşesine çekmiş olan kamyondan inmiş ve 10 dk zahmetten sonra
    tim ile birlikte güneşin doğuşunu daha mükemmel bir manzarayla izlemeye koyulmuştuk.

    Hemen hemen bu saatler yani saat 06 dan 09 a kadar PYD devriye gezdiği için
    hiç öyle bir riske girmeden 3 saat boyunca beklemeye koyulduk.
    Yanıma gelen Hasan;
    -"Komutanım siz kaç yılından mezun oldunuz harp okulundan?"
    -"2022 hayırdır?"
    -"Demek 3 yıldır ordudasınız komutanım pardon 7 yıldır?"
    -"Evet dile kolay 7 gerçi 4 yılı laylaylom ile geçti ama olsun sen kaç yıldır ordudasın?"
    -"4 yıl oldu galiba komutanım"
    -"Memleket ne-re-s.."demeden
    uzaklardan silah sesleri gelmeye başladı.

    Hemen kayalara mevzi alıp, içimizden 5 kişiyi kamyona silahlarımızı almaya gönderdim.
    Dürbün ile seslerin geldiği yere bakmaya başladım.
    Köyden ziyade mezra gibi br yerde iki grup birbirleriyle çatışmaya girmişti.
    Çatışma bölgesinde herhangi bir flama görmeye çalıştım fakat göremedim.

    Bilmediğimiz iki grup birbiriyle çatışıyordu;işin kötü tarafı
    belki Türkmen kardeşlerimiz ile PYD ya da herhangi bir grup çatışıyor olabilirdi.
    Git gide şiddetleşen çatışma da sürekli iki gruba adam takviyesi geliyordu.

    En iyisi buradan gitmekti galiba? diye düşündüm içimden ve bir yere sızma yapar gibi
    bütün tim ili birlikte kamyona doğru yavaşça hareket ettik.
    Kamyona bindikten sonra kapıları kapatıp silahlarımızın emniyetini açtık her ihtimale karşı.
    Kamyonun motor sesi dışarıda ki silah seslerini azıcık bastırdı ve yavaşça hareket etmeye başladık.
    ···
  10. 10.
    +20


    Suriye-Halep/14.Bölge Sınırı-saat 08.30




    "Cumhuriyet 1923 konuÅŸuyor;konum bilgisi verin tamam"
    "Malazgirt 1071 konuşuyor;Şuan bölge 11 deyiz tamam"
    "istanbul 1452 konuşuyor;Şuan bölge 21 deyiz tamam"
    "Göktürk 552 konuşuyor;Şuan bölge 25 teyiz tamam"
    "Cumhuriyet 1923 konuşuyor;Şuan bölge 14 deyiz tamam"

    Telsizi;telsiz cebime koyduktan sonra sanki sonsuzmuş gibi uzanan Halep sınırına baktım.
    Ses, seda yoktu arada sırada derinlerden gelen silah sesleri hariç.

    "Merkez konuÅŸuyor;Cuhmuriyet 1923 bulunduÄŸunuz konumda bekleyin"
    Telsizimi tekrar çıkartıp "anlaşıldı"dedim.

    Ön cebimde ki eşimin fotoğrafını çıkardım;acaba o güzel yüzünü bir daha görmek
    bana nasip olur mu? sordum bunu kendime;cevap netti zaman gösterecek!
    Gitmeden önce ABD'ye askeri ateşeliğe gidiyorum diye yalan söylemiştim;
    Suriye'ye gideceÄŸimi zaten bilmiyordum ama ÅŸiddetli bir yere gideceÄŸimi biliyordum.
    Buna rağmen onu korkutmamak için ve sağlığı için yalan söyledim.

    Geçtim çöl rengi olan toprağa oturdum;fotoğrafa doya doya baktım ki
    ne kadar baksam doyamayacaktım.
    Bazen en güzel şeyin aşk kelimesinin önüne gelen kelime ayrı bir güzel olduğunu düşünmek ile geçiyor.
    Vatan Aşkı, Allah Aşkı, Bayrak aşkı.

    Mutlak seveceksen vatan diyorum sonra karım diyorum.
    Sigara bağımlısı olmama rağmen bu kritik göreve başladığımdan beri
    ve sigarayı deli gibi tüketiyordum.

    Gözümün önüne geldi birden devrem Gökhan...
    Henüz Teğmendi;mezuniyetin sonrasında o onuru ve gururu yaşayamadan
    görevinin ilk haftasında Şırnak'ta girdiği bir çatışma da şehit olmuştu.

    Daha niceler vardı şehitler aleminde;rahatsız etmek istemem!
    ···
  11. 11.
    +20


    Bir dost!




    Derin düşünceler içinde bekliyorken uzaktan üç araçlık bir konvoyun
    bulunduğumuz bir noktaya geldiğini gördüm.

    "herkes silahlarını alsın ve mevzi lensin!"
    bir koşuşturma sonrası herkes en küçük mevzi fırsatını bile değerlendirmiş bir biçimde
    konvoyu izliyor ve eğer silah çekerlerse tereddütsüz öldürmeyi planlıyorduk.

    Yaklaşık 5 dk sonra araçtan eli silahlı 5 kişi indi ve
    "1923 Cumhuriyet timi mi?"diye bağırdı en önde ki

    "Evet siz kimsiniz?"
    "Bir dost!"
    "Hangi dost?"
    "Oğuz boylarından!"

    Time dönerek;
    "Silahları indirin"

    Ardından mevzi aldığım yerden kalkarak kişilerin bulunduğu yere doğru hareket ettim.
    Elini uzatan adama karşılık verdim;
    "Hoş geldiniz komutanım"
    "HoÅŸ bulduk"
    "Sizi zütürmek ile görevlendirildik"
    "Nereye?"
    "Halep'in iç mahallelerinden bir mahallede sizlere bina ayarladık fakat güvenli merak etmeyin"
    "Nereden bileceÄŸiz?"
    "Orası talan oldu zaten her gün PYD devriye atıyor bir tek oraya atmıyor şimdi bana güveniyor musunuz?

    Aracın kapısını açan eleman "uzatma bin"mesajını vermişti.
    Tim kamyona ben ise araca bindim ve en öndeki silahlı araç eşliğinde
    gideceÄŸimiz yere hareketlendik

    "Komutanım her gün çatışma çıkar o yüzden bünyeniz alışsın" devam etti;
    "Size PYD nin hareket saatlerini binada vereceğiz, size bir oda ayırdık zaten
    yemekleriniz günü birlik lezzetli, telsiz odası var oradan konuşabilirsiniz"

    Ben ise filmle kaplanmış camdan dışarıya bakıp harap olmuş bu kente bakıyordum.
    ···
  12. 12.
    +15
    Beyler hikaye 30 taş çatlasın 40 bölüm olacak ben de akşam saat 21.00'a kadar yazıp duracağım ki hem sizleri bekletmeyeyim hem de ne kadar bölüm yazacağım bakacağım sizin için 10 dk içinde 3 bölüm daha atıp; akşam 21.00'ı beklemenizi rica edeceğim.

    Okuyan arkadaşlar görüşlerini yazarsa benim için iyi olur; buda benden size gelsin

    https://www.youtube.com/watch?v=6sWQ8DfnJBM
    ···
  13. 13.
    +16 -1


    Bekleme de kalın saat: 21.00




    Sessiz mahalle;harap olmuş evlerin verdiği görüntüyle daha korkutucu olmuştu.
    Binaya girerken yıkık merdivenleri birer birer atlıyorduk.
    Burnumuza gelen hafif küf kokusu ise bazı silah arkadaşlarımı rahatsız etmişti.

    yaklaşık 5 dk sonra adeta gizli sığınak gibi bir yere çıktık;hepimiz şaşırmıştık.
    "Buyurun komutanım"
    Kapı açılır açılmaz duvarlara konulan meşalelerin ışığıyla gözümüz
    rahatsız oldu bir iki dakika sonra duruma alışabildik.

    içerisi küf kokmuyor fakat güzel de kokmuyordu.
    Koridorlardan geçerken;bazı yerlerde insan sesleri geliyordu merakımdam
    "Bu sesler ne?"
    "Komutanım burada bu mahallenin vatandaşlarıda yaşıyor;ses onlara ait"

    Sonunda kalacağımız yere varmıştık.
    Kapı açılır açılmaz sığınaktan çıkmış ve daha kaliteli bir yere gelmiştik.
    Yaklaşık 5 oda bulunan yerde;1 oda telsiz odası şeklinde diğer oda
    yemekhaneye benzer şekilde yapılmış bir oda planlama merkezi olarak diğer
    iki oda ise timin yatacağı yer olarak ayarlanmıştı.

    "Aydın sen kendinle birlikte 10 kişiyi al şu odaya geçin dinlenin geri kalan da diğer odaya geçip dinlensin"
    "Emredersiniz komutanım"

    Arkamı dönüp giderken Aydın'ın "Sen gel Hasan sen gel sen sen ... " dediğini duydum.
    ···
  14. 14.
    +14


    Kahramanlık!




    Planlama odasında bulunan Televizyonu açmış;Türk kanallarına bakıyordum.
    Bir tartışma programında "türk futbolcular kahramandır"diye bir sohbet geçiyordu.
    iki-üç saat boyunca cevabı basit bir şey için hem dünyalar kadar para kazanıyor hem de millete rezil oluyorlardı halbu ki Nihal Atsız'ın cevabı çok netti;

    "Kahramanlık ne yalnız bir yükseliş demektir,
    Ne de yıldızlar gibi parlayıp sönmemektir.
    Ölmezliği düşünmek boşuna bir emektir;
    Kahramanlık; saldırıp bir daha dönmemektir. "

    Bunları düşünürken yine bilinmez karanlıklardan silah sesleri yükseliyordu.
    Biz ise hareket emri için burada belki 1 saat belki gün, hafta veya ay kalacaktık.

    "Girebilir miyim komutanım?"
    arkamı döndüğümde arabada ki adamı gördüm;
    "Tabi buyur?"
    "Komutanım Doktor Agir'den biraz bahsetmek isterim müsadenizle?"
    "Ne demek müsade buyurun tabi ben de merak ediyorum bu kansızı?"
    "Şimdi kendisi 60 yaşında yalan olmasın zeki ve lider ruhlu birisi;şerefsiz olsa da
    bu iki özelliğini kıskandığımı belirtmek isterim, Diyarbakır'lı, Ankara Tıp 1989 mezunu.
    Kardeşi 1999 da dağa çıkıyor ve aynı yıl gebertiliyor bu da intikam için dağa çıkıyor.
    Doktor olduğu için bunu kampa veriyorlar;gel zaman git zaman askeri olarak da
    yine bu Suriye iç savaşında iki üç başarı elde edince örgütün yöneticileri tarafından
    Halep yönetim komutanı ilan ediliyor sözde.
    Eğer bu şerefsiz öldürülürse Halep büyük ihtimal düşer"

    Yarım saniye sessizliğin ardından merakımdan;
    "Bu adam ölürse neden Halep biter?"

    Çıkış kapısına yöneldi ve bir tebessüm atarak;
    "Yakında anlarsın"

    Pat, kapıyı kapattı ve ben odada tek başıma bunu düşünmeye başladım.
    ···
  15. 15.
    +13


    Doktor Agit




    Oda da ki telsiz ve yanında ki cihaz bölgede ki belli mesafeye kadar
    bütün telsizlerin frekansını tespit edip;konuşmaları aktarıyordu.

    "Bütün PYD birimleri Doktor Agit konuşacak hepiniz telsiz başına"

    Sırtımı duvara yaslamış uykumun gelmesini bekleyen ben yerimden aniden fırladım ve
    telsizin başına geçip merakla dinlemeye koyuldum;

    yaklaşık iki dk sonra;
    "Beyler;aldığımız bilgilere göre Türkiye sınırından bir grup asker ne zaman olduğu bilmediğimiz bir saatte topraklarımıza girmiş olup;ne amaçla girdikleri bilinmiyor!
    Sizden ricam ve size emrim o askerleri canlı bir şekilde huzurumda istiyorum;onları getirenlere
    para ve terfi ödülü vardır bilginize! iyi nöbetler dileğiyle Bernedin Birako Azadiye Ji Destxwe "
    (Bernedin Birako Azadiye Ji Destxwe=Bırakmayın Kardeşler Özgürlüğü Elinizden)

    Kurmuş olduğu son cümle Kürtçe olduğu için anlayamadım;bilmekte istemiyordum açıkcası.
    Adamın sesi bile tiksindirici derece de kalındı.
    Fakat işin kötü tarafı bizleri görmüşlerdi;nerede olduğumuz ne için geldiğimizi bilmemeleri
    içimi biraz rahatlasa da her an bu iki kritik sorunun cevabı bulunabilirdi.

    "Cumhuriyet 1923 konuşuyor ACiL çağrısıyla bütün birimler hatta girsin!"
    Yaklaşık 2 dakika sonra;
    "502 Dinlemede"
    "1071 dinlemede"
    "1453 dinlemede"
    "Merkez dinlemede"

    "Doktor Agit'in az önce telsizden Halep'te ki bütün PYD birimlerine çağrı yaptı;
    Suriye'de olduÄŸumuzu biliyorlar!!!"

    "Nasıl? kim tarafından?"
    "Bilmiyorum merkez;tek bildiğim sadece nerede olduğumuzu ve ne için burada olduğumuzu bilmiyorlar!"
    "Harekat ertelenmeyecek tam tersi erkene çekilecek dinlenmenize bakın!"

    Sessizlik çöktü aniden;acaba Yaşar teğmen, Alper teğmen ve Emre teğmen ne yapıyordu!
    ···
  16. 16.
    +16


    Okuyanların gözlerine sağlık teşekkür ediyorum beyler saat 21.00 da görüşmek üzere;ben o ara hikayeyi tamamlamaya çalışacağım.



    Efkarlandım o yüzden şu şarkıyı sizlere armağan ediyorum;



    https://www.youtube.com/watch?v=flYLXFMwiSc
    ···
    1. 1.
      0
      bir atsız bir selda bağcan garip
      ···
      1. 1.
        +1
        Kardeş kim söylerse söylesin şarkı güzelse benim için bitmiştir bir tek
        Ahmet Kaya'yı dinlemem orası ayrı : /
        ···
      2. 2.
        +1 -1
        bende ahmet kaya yok zaten şerefsiz it de onun dışında var bir kaç kişi daha
        ···
  17. 17.
    +15


    Dinleyin Geceler 03.07.2025 saat:01.15




    Huzurum kaçmıştı;buna da şükür diyerek televizyonun radyo kısmına girerek;
    Türksat frekansını yükleyerek Türk Radyosu açtım;
    (https://www.youtube.com/watch?v=KM_Qgro0_L4 ) (dinleyin tavsiye ederim)
    "Dinleyin geceler, duyun sesimi,
    Benden daha yalnız değilsiniz ki
    Nedir bu karanlık, nedir bu sessizlik
    Benden dertli deÄŸilsiniz ki
    Benden dertli deÄŸilsiniz ki "
    ...
    ...
    ..

    Sesini biraz daha açtım ve koltuğu geriye doğru gerdim sadece camdan dışarıya baktım
    içim ise sadecelerle değil acabalar ile doluydu!

    Kapının açılmasını fark etsem de hareket etmedim;Aydın'dı içeriye giren
    oturdu ve sigarasını yaktı bana döndü ve;
    "Komutanım müsaadenizle Müslüm baba söylüyorsa sigara şarttır"
    "Bana da ikram et o zaman"

    Aldığım sigarayı yaktıktan sonra sadece düşündüm durdum;üstümüzde ki baskı
    çok fazlaydı ki ben 25 yaşında annemin gözünde daha çocuk birisiydim;
    ben de korkuyordum korkmayan insan insan deÄŸildir hele ki bu durumda!

    Ordu da rütbeli olarak 3 yıl görev aldığım süre boyunca 3-4 kez çatışmalara girmiştim fakat
    her çatışma yeni bir tecrübe demekti.

    Bu göreve gönüllü olmamın sebebi; devrem Gökhan ve nice şehitlerin kanını yerde bırakmamak içindi.Nice yiğitleri bu vatana feda ettik sıra bize geldiyse bizde feda edecektik bu bize FARZDI.
    ···
  18. 18.
    +10


    Bu parça sana gelsin Aydın




    Müslüm babadan sonra araya reklam girmesini fırsat bilerek;
    "Aydın bu sırada ki şarkı sana gelsin"
    "Gelsin komutanım"dedi tebessüm ederek.

    Ardından çalan parçayla daldık uzaklara ben şehit verdiğimiz yiğitlere gittim;
    Aydın belki hayatına,belki sevdiğine belki de vatanı vatan yapanlara benim gibi;
    (https://www.youtube.com/watch?v=bBoiRo-gvjc) (bunu da dinleyin)
    "Ne Çileler Çektim Ben Bu Yollarda
    Meçhule Sürüldüm Yine Ölmedim
    Ne Kanlar Kaybettim Åžu Meydanlarda
    Sırtımdan Vuruldum Yine Ölmedim"

    Şarkı devam ederken Aydın bana baktı ve;
    "Sizce başaracak mıyız komutanım?"
    Ben emin olmasam da eminmiÅŸ gibi;
    "Tabi oğlum biz bunun için eğitim almadık mı?"
    "Aldık komutanım"
    "Eee o zaman gerisi Allah'a kalmış"
    "Haklısınız komutanım"

    Ölüme ile yatıp kalkan bizler;ölümü yine ensemizde hissediyor ve şunu soruyorduk meraktan;
    "Acaba ne olacak, kimi kaybedeceÄŸiz?"

    Biz Türk genciyiz;dinlediğimiz şarkılarla bazen uzaklara bazen yakınlara bazen yarına bazen geçmişe
    gideriz;bazen halimize üzülür bazen hallere üzülürüz...
    işte radyoda çalan şarkılar zütürdü bizi geçmişlere ve geleceklere sevdiklerimize ve seveceklerimize!
    ···
  19. 19.
    +13


    Günaydın komutanım saat:06.00




    Telsiz odasında sızmış olmak;belim tutulmuş olması doğru orantılı
    Yerimden rahatsız olduğum için gözlerim açıldı ve kolumu kaldırıp saate
    bakınca;06.00 olduğunu gördüm.

    Telsiz nöbetçisi Hasan hemen yanı başımda bulunan masa da bana bakarak;
    "Günaydın komutanım"dedi
    "Günaydın Hasan;var mı bir gelişme?"
    "Ne yazık ki yok komutanım"
    "Merkezden var mı?"
    "Acil veya önemli bir şey yok komutanım, sadece durum raporu istediler gönderdim"
    "Sağ ol aslanım nöbet bitince git dinlen yorucu bir gün ola bilir"
    "Tamam komutanım"

    Aklım Doktor Agit'in Halep içi neden bu kadar önemli olduğuna gitmişti fakat adamın dediği gibi
    zamanla cevabını alacaktım.
    Güzel bir kahvaltıdan sonra su sorunu olsa da duş almaya gittim.

    Binanın balkon kısmına çıktım ve manzaraya bakmaya başladım;
    sniper durumuna karşı balkona kurşun geçirmez cam takmışlardı.
    Balkonda Halep'in çevresine bakarken;Hasan koşarak geldi;
    "Komutanım acil çağrıyla telsizde bekliyorlar"

    Koşar adım telsiz odasına doğru yol aldık vardığımızda;
    "Cumhuriyet 1923 dinlemede?"
    "Merkez konuşuyor PYD unsurlarında görülmemiş bir hareketlilik var;tahminimiz 2 yönde
    ya Dr.Agit bir yere gidiyor ya da bölgede bulunan unsurlarımızdan birisi tespit edildi.
    Sizden isteğimiz tam teçhizat halde bulunduğunuz yerde beklemeniz.
    Her ihtimale karşı!"

    Telsiz görüşmesi bitince hemen herkesi;uyardım ve tam teçhizatlı, silahların emniyeti
    açık bir şekilde bizim bulunduğumuz yerin giriş kapısı ve etrafına nöbetçiler diktim.
    Aynı zamanda keskin nişancı için duvarı;silahın namlusunun girebileceği şekilde ve
    dürbünün alanı görebileceği şekilde deldirdim beklemeye başladık.
    ···
  20. 20.
    +11


    Olağan dışı bir şey yok!




    "Olağan dışı bir şey yok komutanım"
    "Anlaşıldı yine de dikkatli olun"
    "Anlaşıldı komutanım"
    Aydın ön kapı tarafını tutuyordu ve arada sırada telsiz ile durum güncellemesi yapıyordu.

    Aynı zamanda bizi karşılayan dost adam yanıma geldi ve;
    "Ne oluyor komutanım ne bu güvenlik tedbirleri?"
    "Merkez;Acil koduyla tedbir almamızı istedi bizde alıyoruz"
    "Komutanım millet tedirgin olmaya başladı!"
    "Tedirgin olunacak bir ÅŸey yok"
    "Tamam bari ön kapıyı tutmayın"
    "Lan bana bak puşt herif;burada askerlerin komutanı benim ben onlardan
    emir almıyorum seni tanımadığım halde bana emir veriyorsun;söyle millete
    tedirgin olunacak bir ÅŸey yok tedbir nedir bilmez misiniz?"

    adam neye uğradığını şaşırmış bir şekilde bulunduğu bölgeye geri gitti.
    Ben sinirli olduğum için ilk önce bir şey his etmedim daha sonra pişman oldum.
    Aynı zamanda tedbir devam ediyordu bu akşama kadar devam edecek akşam ise
    nöbetçi sayısını arttırarak tekrar güvenliği sağlayacaktık.

    Telsizin anonsundan yaklaşık 2 saat sonra tekrar çağrı yapıldı;
    "PYD unsurları geri çekildi hareketsizler rahatlaya bilirsiniz!"

    Ben şaşırdım ne oldu da bunlar birden durdu?
    Güvenliği elden bırakmamak için;nöbetçi sayısını arttırmak tek çareydi.
    akşam vakti idera eden bir yemek ile kaybettiğimiz enerjiyi toparladık.

    Nöbetçi dağılımını şu şekilde yaptık;
    -Bulunduğumuz binaya giriş ve çıkış aynı kapıdan olduğu için 2 nöbetçi
    -Telsiz odasına 2 nöbetçi
    -Koridora 2 nöbetçi
    ···