/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +18 -2
    Prof.Dr.Ali Kafkasyalı'dan alıntıdır.
    Hikaye biraz uzun ama okumaya değer bi hikaye zaman ayırıp okuyun derim.

    Türk Ordusu 37 yıldır Rus ve Ermeni
    işgali altında bulunan Kars Ardahan
    Artvin ve Batum şehirlerini Rus ve Ermeni zülmünden kurtarmak için sefere kalkar. Yıllardan beridir Ermeni ve Rusların baskı ve zülmü yüzünden canlarına yeten ve tahammül edemez duruma gelen bazı Türk gençleri ise Rusların ve Ermenilerin tehdit ve takibine aldırmaksızın silahsız olarak köylerinden ayrılır. Türk ordusuna katılamak için yollara düşerler.Bu gençlerden biride Ahmet Turan'dır. Ahmet Turan Kars'ın Derecik köyündendir,2 yıllık evli ve bir kızı vardır.O da annesi babası ve eşiyle vedalaşıp bir gece köyünden ayrılır. Türk Ordusu aralık ayının son günlerinde Aşkale tarafından Allahu-Ekber dağına yönelir.Çok zorluklarla çıktıkları dağın üzerinde tipiye tutulurlar
    ···
  2. 2.
    +7
    Ordunun büyük bi bölümü donarak şehit olur. Sağ kalan askerlerden birisi Ahmet Turandır. Hatta bir kaç askeride donmaktan o kurtarır. Komutanı o geceki gayretlerinden dolayı onu çok beğenir. Büyük kayıplar veren Türk ordusu Erzurum'a çekilir. Kısa süre sonlar destek birliklerinin bir kaçı Irak cephesine gönderilir. Ahmet Turan'da bu birliklerin içinde komutanının yaveri olarak Irak cephesindedir.Ne yazıkki Türk ordusu bu cephede de arapların ihanetine uğrar.Ve Türk ordusu araplar tarafından arkadan vurulur. Amansız çatışmalarda Ahmet Turan bacağından yaralanır.
    iyi bir tedavi görmez. Yaraları iyileşir ama bacak kemiğinin eğri tutması sebebiyle ayağı garip bir görünüm alır. Ahmet Turan birçok arkadaşını kaybeder, birçok arkadaşı sakat kalır, kendi gibi. Nice arkadaşı atılan bombaların altında kalıp şehit olur. Kendisi sonradan bir kere daha yaralanır. Siperdeyken kafasına hedeflenen kurşun sakat bacağına saplanır.Bir şarapnel parçasıda burnunu ve çenesini dağıtır. Topallayarak yürümektedir, gün gelir savaş biter. Ahmet Turan ise memleketi Kars'a yola çıkar. Fakat köyüne geldiği zaman ermeniler tarafından köyün yakılmış ve yıkılmış olduğunu görür. Karısının kızının annesinin ve babasının öldüğü anlayan Ahmet Turanın eli ayağı çözülür,ve olduğu yere düşer, ağlamaya başlar.
    ···
  3. 3.
    +7
    Ardından komutanı aklına gelir ve komutanının yanına gitmek için istanbula doğru yola çıkar. Aylar sonra istanbula varır. Komutanın adresi avrupa yakasındadır. Avrupa yakasına geçmek için vapura biner. Perişan haldedir, vücudu ve ruh halinin durumu ülkesi gibidir. Saçı sakalı birbirine karışmış, avukları çökmüş çenesinin eğrili ve yüzündeki derin yara izleri çehresini garip bir görünüme sokmuştur. Ayağının topallığı ise yürek yakmaktadır. Karşı tarafta bir kaç kadın ve yetişkin kız oturmaktadır. Bunlar Ahmet Turanı seyretmektedirler. Onun 7 yıldır sırtından çıkaramadığı parça parça olmuş paltosuna şalvarının uyumsuz çarpık yamalarına yüzünün yamukluğuna ve eğik bükük topal ayağına bakıp durmaktadırlar. Aralarındaki dış görünüşü ve tavırlarıyla yabancıyı andıran bakımlı ve alımlı bir kız Ahmet Turan'a bakıp bakıp güler. Ahmet Turan bu duruma çok üzülür, kahrolur.Yıllardır onlar için savaştığı insanlardan ilgi sevgi beklerken böyle bir tavırla karşılaşması onu perişan eder. Kalkıp oradan uzaklaşır güvertenin en kenarından bir dereye tutulup denizi ve uzakları seyre dalar. Kendisine karşı yapılan bu harekete bir anlam veremez. Aklına bir arkadaşının geçende anlattıkları gelir. işgal kuvvetleri komutanı Fransız generali istanbula girerken bazı istanbullu kızlar kadınlar Fransız ve ingiliz askerlerine çiçekler atmış, onlara pasta börek ikram etmişler. Acaba bu kadın ve kızlar onlardan mı diye aklından geçirir.Şaşkın vaziyettedir vatanında kendisini garip hissetmektedir. Herkese küsmüş gibi kimsenin yüzüne bakamaz. Vapurdan inip epey uzaklaştıktan sonra herkese sora sora komutanının evine varır
    ···
  4. 4.
    +5
    Panpalar burdaysanız ses verin
    ···
  5. 5.
    +8
    Kucaklaşırlar, gözyaşlarını birbirine karışır. Ahmet Turan çocuk gibi ağlamaktadır. Komutanına sarılıp hıçkıra hıçkıra iç çeke çeke dakikalarca ağlar. Başından geçeni anlatır.O sırada komutanın arkadaşlarından Mehmed Naim Bey'in oğlu askeri tıbbi öğrencisi Hüseyin Nihal oradadır. Olayı seyretmekte ve anlatılanları dinlemektedir. Hüseyin Nihal bu kahraman ve Türk gazisine yapılan densizliğe çok üzülür.Ve gençlik heyecanınıda katarak Ahmet Turanın ağzından o arsız kıza bu şiirle cevap verir.

    Şiirin bir kısmı;
    Ey saçları alagarson kegib hanım kız!
    Gülme öyle bana bakıp sen arsız arsız!
    Bacağımla alay etme pek topal diye.
    Bir sorsana o topallık nerden hediye ?
    Sen Şişli'de dans ederken her gece, gündüz
    Biz ötede ne ovalar, çaylar, ne dümdüz
    yaylaları geçtik, karlı dağları aştık;
    Siz salonda dansederken bizler savaştık.

    Şiirle ilgili şarkı;
    https://youtu.be/2EIpMnZ33dk

    Atsızdan dolayı işi başka yerlere taşımayalım panpalar sadece hikaye yönünden bakalım işe
    ···