1. 51.
    +18 -1
    buyuk bir inleme sesi cikardim, inanilmaz bir basagrim vardi, ve yine gun dogmadan uyanmistim. -amk ne gibim ruyaydi lan o oyle, diye

    soylenerek yatagimda dogruldum. tuhaftir, ne cikmak istiyordum yataktan, ne de yeniden uyumak. ancak birden aklima herzaman sahit

    olup da kimseyi inandiramadigim tuhafliklar geldi, hemen yatagimdan firlayip evde gezinmeye basladim, hersey normal gorunuyordu. yerde

    yatan kimse yoktu, bahceye ciktim. tuvalet kulubesi karanlikti. hemen coktum mekanima, pakedimi cikardim ama malesef bitmek bilmeyen

    paket sonunda bitmisti. amk dedim, sansimi gibeyim. keske ilyas bakkaldan iyi kotu bi sigara alaydim. tam o sirada amcam belirdi.

    -naber genc napiyosun burada bu saatte, dedi. cebinden bi samsun cikarip tutusturmaya basladi. -sacmasapan bi ruya gordum, ondan

    uyandim. asil sen napiyorsun amca, saat sabahin 5i dedim. -isimiz vardi oglum, dedi. baban rizayi yenice merkeze goturdu, dedi.

    -neden? dedim, bi de orada mi dovecekmis?? -babana ayip ediyorsun ama, dedi. adam ne bilsin rizanin zararsiz oldugunu, sana birsey

    yapacak sanmis, aranizda bir mesele var sanmis, ondan vurmus adama. elinde de tufegi gorunce.. simdi saglik ocagindalar, baban tedavi

    ettiriyor rizayi, pansuman falan yaptilar, biseyi yokmus o kadar zaten.. bir an durdu, sigarasindan acele bir duman cektikten sonra

    sozlerine devam etti: sahi sen ne yapiyordun o tufekle kocum?? cevap vermedim. surekli amcamin elindeki sigaraya bakiyordum. -rifat??

    bir an uyanmis gibi irkildim. -kus avliyordum amca dedim. -mezarlikta mi? amcam gulumsedi. -amcani da kus sandin sen galiba aslanim,

    dedi gulumsemesini artirarak. pakedinden 5-6 tane sigara cikarip uzatti. gozlerim mutluluktan faltasi gibi acilmis ve minnet dolu

    gozlerle amcama bakarken sozlerine devam etti: birincisi: tufegi soyle, sigaralari al. ikincisi: bir daha babanin sozunden

    cikmayacagina dair soz ver. -tamam amca, dedim. soz amk. tufek olayi da, mezarliktan tirstigim icin yanima aldim dedim. pek inanmis

    gibi gorunmese de bu hakikaten dogruydu. sigaralari verdi.. -eee, dedim? ucuncusu neydi peki? -ucuncusu de sana sigara verdigimi

    babana soyleme sakin iflahimi giber valla dedi. karsilikli gulustukten sonra iceri odasina yatmaya gitti.
    ···
  2. 52.
    +15 -4
    mahkeme salonu tikli tiklimdi.. umarsizca etrafima goz gezdirdim. annem, babam, akrabalar.. herkes salondaydi. kimsenin gozlerinin icine bakamiyordum, sanki bir suc islemisim gibi.. hani adama 40 kere

    deli deseler hakikaten delirirmis ya, benimki de o hesap iste, gercek bir suclu gibi basim onume egikti.. basim egikti ama islemedigim bir sucun pismanligindan degil, basima gelen bu talihsizliklerin

    dogurdugu bir yilginlikti benimkisi.. artik takmiyordum hicbirseyi, izlemiyordum olaylari, dinlemiyordum insanlari.. insanlar benim uzerimden bir karara varacaklar ve bana ne nasil yasamam gerektigini

    soyleyecekledi, ben de yapacaktim.. kulaklarimda tartisma sesleri, iddia makami savci ile yildiray abinin karsilikli atismalari.. yildiray abi garip adam diye dusundum. sen kalk izmirdeki rahatini boz,

    buralara kadar gel sirf koylunu kurtarmak icin. hem de hcbir karsilik beklemeden.. hani derler ya kul gibismadan hizir yetismezmis.. bizimki de o hesap, kendi anasini babasini savunur gibi savunuyordu

    beni. bir ara ben bile ikna oldum salondaki herkesin benim bir sucumun olmadigina inandiklarina.. derken hakimin o meshur, vakarli ve cumle sonuna koyulan nokta edasindaki kelimeleri duyuldu: "geregi

    dusunuldu.." mahkeme salonundaki herkes ayaga kalkti. -sanik sedat sagiroglu ve sanik mursel ergin'in, tutuksuz yargilanmalarina devam edilmek uzre saliverilmelerine, sanik rifat ergin'in tutuklu

    yargilanmasina devam edilmesine... bu ne anlama geliyordu? maphus mu kalacaktim? kac yil yedim, yemedim mi? bilmiyordum.. caresiz gozlerimi yildiray abiye dogrulttum, bana gozleriyle "rahat ol, metin ol"

    anlamlarina geldigini dusundugum bir iki hareket yapti. mahkeme cikisinda arabaya bindirildim, ancak bu sefer goturuldugum yer farkli bir yer idi, nezarethaneye giden yolun tam tersi istikametine giden

    yola dogru hareket edince anlamistim bunu..
    ···
  3. 53.
    +9 -10
    birden bir ıslık duyuldu köpek benden uzaklaşarak koşmaya başladı rahatlamıştım üstüm başım perişan bir halde tahtalıkdan çıkmıştım sokak bomboştu sadece rüzgarın sesi vardı.

    köyde dolanıp dururken bir sokağın girişinde daha önce gördüğüm beyaz elbiseli soluk benizli donuk bakışlı küçük kız vardı korkmadan ne olucaksa olsun diye üstüne koşmaya başladım kızda sokağa girdi

    bir sonraki sokağın başında görülüyordu kız yine koşmaya başladım ama yakalayamadım bir sonraki sokakta kızın yanında
    siyah köpek vardı ama köpekle kız oyun oynuyorlardı.

    çılgın köpek gayet uysaldı korkutucu kız gitmiş şirin bir kız vardı. yavaş yavaş yanlarına yaklaşıyordum kıza sesleniyordum ama duymuyordu beni tam onlara dokununacağım anda içime bir ürperme geldi

    birden kendimi köy meydanında yerde yatarken buldum deli rıza beni uzaktan süzüyordu başım çatlamış gibi ağrıyordu ayağa kalktım ve onu durdurmak için koşmaya başladım deli rıza korkmuş bir şekilde mezarlığa doğru koşmaya başladı

    rızayı kovalıyordum mezarlığın içinde birden arkamdan itlendim ve yüz üstü yere düştüm baygındım gözümü açtığımda deli rıza yanımda bana bakıyordu deli rızanın elinde iki tasma vardı biri benim boynumdaydı biri kara köpeğin boynundaydı

    deli rıza tasmayı kendine doğru çekti kara köpek birden kara pipisini ağzıma soktu ağzıma giren pipi hızlıca sertleşmeye başladı köpek gibi domalmıştım kara köpek ağzıma soktukça havlıyordu birden

    donumun indiğini hissettim ağzım kara köpeğin gibini çıkardıkdan sonra arkama döndüm soğuk benizli beyaz elbiseli kız arı vız vız vız arı vız vız vız şarkısını söylüyerek ortamı daha da anormal bir hale getiriyordu

    deli rıza zütüme kürek sokmuştu bende çıldırmıştım ve kara köpeğin havlama sesleri köyü inletiyordu o günden beri her hafta böyle fantaziler yapıyoruz
    ···
  4. 54.
    +19
    -tekrar ediyorum abi, dedim. bicagi ne goren oldu, ne duyan. koynuma saklayivermistim. -neden peki neden? manyak misin oglum sen?? koyu duzenli olarak teroristler mi basiyor? semdinli mi lan orasi!

    memleketin en batisinda belinde tufek koynunda bicak texas cilik oynuyorsun.. e olacagi buydu.. dedi yildiray abi. -abi bir keresinde deli riza ustume saldirdi, babamla amcam da sahit, guvenli degildim

    tehli---\\ -tamam rifat uzatma. yildiray abi yine sozumu tamamlamama izin vermemisti. -bicak mevzuunu dusunme, ben ona bir kilif uydurdum. senin gotunu kurtarmak icin koyde tufekli, bicakli,

    emanetli gezmeye sebep bir tehlike aradim haftalarca. koydeki herkesle konustum, bugune dek oyle eskiyadir capulcudur birsey olmamis koyde ama bir kopek varmis.. \ birden midemde tuhaf bir bulanti

    hissettim. o gece kopegin beni kovaladigi lanet kabus gelmisti aklima. o ruyadan sonra, daha dogrusu o huur cocugu kopekle tanigibligimdan beri kopeklere karsi bir antipati kazanmistim. -beni dinliyor

    musun??? yildiray abi besinci sigarasini yakiyordu. -dalmisim abi afedersin.. \ -dinlemeyeceksen yollayayim seni? dedi hisimla. -abi ozur diledik ya, devam et sen.. \ -bu kopek zamaninda iki can

    almis, kuduz degilmis sanirsam ama zamaninda, koydeki bir bebegi, ve bir de senin yaslarindaki bir genci parcalayarak oldurmus.. \ mide bulantim son haddine ulasmisti, midemdeki asit bogazima dayanmis,

    beni kusmaya zorluyordu artik. -... ve isin garip yani, bu kopegi oldurememis bizim koyluler. hani o koruluk var ya bi tane kahvenin oraya dogru bitimi var.. \ guc bela -evet.. diyebildim. avukat

    yildiray devam etti" -iste oraya biyere yuvalamis, yavrularini bulup oldurmusler ama kendisini tum aramalarina ragmen bulamamislar. hala daha orada yasadigina inaniyorlar, dedi. hemen ardindan alayci bir

    tavirla guldu ve ekledi: -hos, bana kalsa coktan olmus gitmistir ama olmemesi oyle isimize geldi ki kocum, bilemezsin.\ sanirim bununla nereye varmaya calistigini anlamistim. yildiray abi anlamakta

    oldugum seyleri yuzume karsi tekrarlayarak tasdik etmis oldu: - mahkemede; bu tehlikeli kopegin olasi ani saldirilarindan0 korunmak icin kesici, delici veya herhangi bir silah kapsamina giren herhangi

    bir arac tasima gerekliliginin muhtarlik tarafindan alti cizilerek vurgulandigini ve salik verildigini soyleyecegiz. \ -fakat, dedim. bu dogru degil??? -oglum koyun muhtari amcan degil mi? ona da

    onaylatiriz, su an butun koy senin kurtulman icin seferber olmus durumda zaten. butun koy insanlari mahkemede kendilerinin de zaman zaman bicak tasidiklarini, bunun bizim koy icin normal bir davranis

    oldugunu soyleyecekler. bunlarin hepsi hakimi etkilemek ve senin en onemli seyden, bicak olayindan yirtman icin gerekli. ancak bicaktan yirtman yeterli olmayacaktir cunku ortada asilli, komplo oldugu

    henuz kanitlanmamis bir ihbar var. en azindan tutuklu degil, tutuksuz sekilde yargilanmaya devam etmeni saglamaya calisacagim, dedi altinci sigarasini sondururken..
    Tümünü Göster
    ···
  5. 55.
    +19
    -sacma... dedim. bir belgeyi emniyete ulastirmak basit bir ihbara bakar.. \\ burak asiri abartili bir kahkaha patlatti. oyle ki, bu kahkahalar iki kisilik sessiz bir ortam icin fazla rahatsiz ediciydi.

    kulagimi yirtiyordu adeta. sinirlerim cok bozuktu ve burak en az benim kadar sinirleri bozuk gorunuyordu, kahkahalarinin rengi basta olmak uzere, ten rengine kadar, her yonuyle fazlasiyla belli ediyordu

    bunu. ayni zamanda kahkaha atmak, asiri tepkilerle gulmek, asiri tepki gostererek kizmak, karsisindakine soz hakki tanimadan bagirip cagirmaya baslamak, birden patlamak gibi tepkiler, koseye gibismanin

    tipik belirtileriydi. bu isi buragin cinayetin islemeden cozebilecegime inaniyordum artik. -pekala, dedi burak. yap oyleyse.. madem o kadar basit oldugunu dusunuyorsun.. haydi, durma! butun islerinin

    ustesinden kendin gel.. ama sunu unutma; bana ihtiyacin oldugu zaman, sana asla bir daha yardim etmeyecegim! \ arkasini donerek hizli adimlarla uzaklasmaya basladi. -dur! dedim arkasindan. -butun

    bunlari nereden bildigini soylemedin hala! /// burak yalnizca basini cevirerek bana suzercesine bakti, ardindan her zamanki alayci gulumsemesini takinarak: -bunu seninle paylasacagimi da nereden

    cikardin??? dedi ve yoluna devam etti. bir sure sonra da gozden kayboldu. hizli adimlarla odama ciktim. -aptal! dedim gulerek. -haritasini bende unuttu.. \\odama cikar cikmaz kapiyi cektim; hemen

    haritayi yataga yayarak katlari tek tek incelemeye basladim. muhasebe ikinci kattaydi. onkoloji bolumu ise besinci katta.. suan icin buragin babasiyla isim yoktu, ama yine de bi ara gidip gozlerimle

    gormek istiyordum adamcagizin ne halde oldugunu.. -ne bahtsiz insanlar var dunyada, diye dusundum. adamdaki sansa bak lan?? sen kalk en olumcul hastaliklarin birinden mucizevi bir sekilde kurtul, ondan

    sonra boyle hastanelerde kimyasallara maruz kal, hatta ustune bir de oglun bile olmeni istesin.. \\ tum hazirligimi bitirdikten sonra muhasebeye nasil girecegimi dusunmeye basladim fakat aklima

    hicbir yol gelmiyordu. tam o sirada kapim tiklandi: -girin! \ gelen hademe ekrem abiydi. -aksam yemegini getirdim delikanli.. dedi. -ahu hemsire yok mu?? \\ ekrem abi suratima "dalga mi geciyorsun

    lan it" dercesine yari sinirli, yari bon bon baktiktan sonra, tekerlekli yemek tepsimi uzerime ittirip yollayarak, odaya adimini bile atmadan kapiyi carparak cikti. hicbirsye bir anlam verememistim ama

    etrafimda anlam veremedigim olaylarin vuku bulmasina oyle alismistim ki, bu tur seylerin benim icin sorun mahiyetinde yer kaplamasi icin daha sekiz tane sinif atlamasi gerekiyordu. butun yemekleri

    yatagimda hizlica yedim. birden bire uyku bastirdi. tuhaf bir sekilde gozlerim kararip kararip geri eski haline donuyordu. inanilmaz bitkin hissediyordum. yavasca yataga suzuldum. atgozlugu yuzunden

    sadece ilerisini gorebilen atlar misali, tek gordugum sey odanin tavaniydi. gozlerimin kenarinda los, sari igiblar var gibiydi, fakat basimi cevirip bakacak takatim yoktu. denediysem de olmuyordu.

    ellerim, kollarim kaskati kesilmisti. parmagimi bile kimildatamiyordum. uyuyordum sanki, cunku tamamen uyur haldeydim, agzimdaki salyayi bile tutmaktan aciz haldeydim, ote yandan uyumadigima da

    emindim, cunku etrafta olan bitenlere karsi duyularim acikti. bilincim yerindeydi. daha ne olup bittigini anlamaya calisirken birden banyodan bir tikirti sesi geldi.
    Tümünü Göster
    ···
  6. 56.
    +13 -6
    geldim dıbınakoyim ya @1891 kurgu yok panpa neyse devam edeyim 1 entry girip duşa giricem geri dönünce bu gece bol bol yazarım.

    //evet biri silahı sırtıma dayamıştı. önümde koskocaman bir koridor solumda uyuyan güvenlik görevlisi arkamdaki kişi görebileceğim , bir ayna yada bir cam falan yoktu.o anda kafamdan binlerce düşünce geçiyor

    "ulan acaba arkama dönüp vursam mı ?" diye düşünmüyorda değildim , çünkü artık deli raporumda vardı en fazla ölücektim ama bu işleri çözmeden ölmek yok rıfat dedim kendi kendime , ben bunları kafamda düşünürken..

    arkamdaki kişi , silahı daha bir kuvvetli ittiriyor , ilerlemem için bana resmen fısıltı şeklinde küfürlü emirler veriyordu.bi ara bu olayın rüya olabileceğini düşündüm ama yaşadığım olayları sadece benim gördüğüm için güvenlik görevlisinin

    hemen uyanabilme olasılığı , bu tezimi çürüttü. artık başka çarem yoktu yavaş adımlarla ilerledim. arkamdaki kişinin nefesini ensemde hissedebiliyordum.5-10 metre yürüdükten sonra 2.kata çıkış merdivenlerinin önüne geldik.

    yavaş yavaş merdivenleri çıkmaya başladık. merdivenleri çıkarken aklımdan geçen düşünceler beni bitiriyor beni benden alıyordu. "lan acaba burak mı ?" dedim kendi kendime babasını öldürmediğim ve ona bağırıp kovduğum için

    böyle birşey yapabilirmiydi ? , ama yapmazdı. çünkü anneleri vefat etmiş , kardeşlerine kimin bakacağını düşünüp yapmazdı dedim kendi kendime.en nihayetinde 2.kata varmıştık. 2.katta plandaki gibi muhasebe ve 2-3 odası kapalı oda vardı.

    muhasebede kamera olabileceğini düşündüm kendi kendime. beni vurucak kişi veya tehdit edicek kişi bunu göz önüne alamazdı. bunun için tek yolu beni odalardan birine sokmaktı , ellerim yarı havada arkamdaki kişinin kalp ritimleriyle beraber yürümeye devam ettik.

    odanın kapısına vardığımızda duraksadım ki arkamdaki kişinin "durma lan , devam et !" sözüyle karşılaştım.lan acaba daha nereye gidecektik koridorunun sonuna varmıştık neredeyse derken koridorun sonunda uzaktan göremediğim bi odanın olduğunu farkettim.

    yavaş yavaş yürümeye devam ettik odanın kapısına vardığımında "aç kapıyı lan ! ilerle" diye söyleniyordu arkamdaki bende dediğini yaptım açtım. dışarıdan makine sesleri geliyordu.ama kafam karışıktı.her neyse bu düşüncülerle odanın kapısını açıp ilerledim.

    arkamdakinden komut beklemeksizin direk ışığa abandım çünkü içerde ne olduğu beni benden alıyordu.bir yandan makine sesleri bir yerden şıp şıp su sesi. ışığa bastığımda buranın hastane gereçleriyle dolu olduğu büyük bir oda ile karşılaştım.

    buraya bu hastane gereçleri getirilmiş ama sanki bi muayane gibi dizayn edilmişti. arkamdan "ilerle !"
    sesiyle ağır adımlarla ilerlemeye devam ettim. biraz gittiğimde makine sesi daha da artmıştı.

    hastalarının muayane perdeleri falan vardı her sedyenin yanında , hani amaç yandaki hastayı görmemek ya o şekil işte devam ettim artık yolun sonuna geliyordum.

    en sona 1 perde onun arkasında bi sedye ve artan makine seslerinin olduğunu farkettim.tam ben açıcakken boynumu eliyle eğip arkamdaki kişinin perdeyi açması bir oldu. kafamı hafifçe yukarı kaldırdım.

    ve şaşkınlıklar içerisinde kaldım , karşımdaki 50-60 yaşlarında bi deri bi kemik kalmış bi adamı buldum adamın gözleri faltaşı gibi açıktı. eliyle bana birşeyler göstermeye çalışıyordu.

    bu arada adamda biraz uzaklaştı adamın yüzüne tam bakma fırsatı olmasada saçlarının uzun olduğunu kestirdim. birden aklıma bu burak ve bu adamda burağın babası olabilirmi ? diye düşündüm fakat burak kısa saçlıydı.

    adamla ilgilenmeye başladım , adam bana eliyle gibini işaret ediyodu içimden ne diyo bu amk delisi demeye kalmadan adamın 20 cmlik yannanının hasta yatak örtüsünü delerek çıktığını gördüm adamın gibi kazık gibi kalkmıştı. adam gözleri faltaşı gibi açık ve yüzüne muallakmsi bi gülümseme gelmişti.

    o arada adama bu ne lan ? diye sorucakken adamı tanıdım. evet bu 20 dk önce gördüğüm ahu'nun sevgilisiydi. iyice şaşırmıştım. arkamı döndüm adam pis pis sırıtıyordu. " yala lan köpek ! " diye bağırdı. elinde silahı olması nedeniyle bende şaşkınlar içerisinde adamın yannanını yalamaya başladım.

    ardından elektrikler gitti ve kapı açılma sesleriyle irkildim.ama adamın 'hhıhı' diye pis pis gülüşünden anlamalı olmalıydım ki bu adamı tanıyan biriydi , ayak sesleri başladı ama bu sesler birden çok kişiye aitti.

    sesler gittikçe yaklaşıyor bendeki korku gerilim heyecan tavan yapıyordu bu aradada zevk almaya bakıyordum bu iş hoşuma bile gitmişti derkeen... elektrikler geldi.

    karşımda ahuyu ve burağı gördüm pis pis sırıtıyorlardı.lan demeye kalmadan ahu 30 cmlik takmayı beline takarak pantolonumu indirdi ve geçirmeye başladı derken burağın daha özel misafirimiz gelicek sesiyle kafam gene karıştı.

    meğerse bu ahunun sevgilisiyle , burak kardeşlermiş. burağın babasınında azgınlık hastalığı + felci varmış.tam olayları hafiften anlarken birden kapı açıldı ve içeri bastonla yürüyen bi adam girdi.

    evett bu adamı tanıyordum bu benim biricik hasan dedemdi. dedim kurtarsa kurtarsa beni bu kurtarır.
    ama tam öyle düşünürken "nihahaha" gülüşünü bastı ve 1 metrelik bastonu zütüme soktu.

    farklı pozisyonlarda bu saatlerce devam etti. işimiz bittikten sonra gene dağıldık ve hasan dede bana her gece muhasebe evlat ! diye seslendi ve dudağıma bi öpücük koydu.

    bende o kadar alışmıştım ki tamam dedeciğim deyip ona son bi sakso çektim.ve doğru odamın yolunu tuttum.

    işte panpalar gel zaman git zaman her gün muhasebeye gidip sözde belgeyi çalmaya gidiyorum.ha bide artık bizim gruba hilal hanımda katılıyor. yakında değişik fanteziler uygulayacağız.

    ben cok mutluyum.

    neyse birazdan duş alıp muhasebeye gideceğim 3-3.5 gibi gelirim ee malum hadi öpüldünüz.
    Tümünü Göster
    ···
  7. 57.
    +14 -4
    @11 panpa olay gercek daha baslamadim amk ne yalani amk dinlemeyekseniz gidecegim
    ···
  8. 58.
    +17 -1
    elim gibimde bekliyorum devam
    ···
  9. 59.
    +18
    ses versenize muallakler
    ···
  10. 60.
    +17 -1
    heyecanla yattigim yerden dogruldum ve kosarak odadan disari firladim. saatin kac oldugu hakkinda en ufak bir fikrim yoktu. ara odada yerde yatan kimse yoktu ama yerde battaniyeler vardi.

    cildirmak isten degil diye dusundum panik halinde, fakat buna ayiracak vaktim yoktu. derhal bahceye ciktim. karsida kulubenin isigi hala yaniyordu.

    once oraya gitmeli miyim yoksa bana inanmayan amcami mi uyandirmaliyim karar veremiyordum. en kotu karar kararsizliktan iyidir diye dusundum ve kulubeye dogru kosmaya basladim.

    fakat kostukca icimdeki korku artiyordu. yine gelmisti o tuhaf usume. kulubeye varmaya az kalmisti. hava hala karanlikti, igib cayir cayir yaniyor ve her zamankinden daha da belli ediyordu kendini.

    iceride biri olmak zorundaydi. korkularim beni esir almisti, daha fazla yaklasamiyordum, cunku neyle karsilasacagimi bilmiyordum. o anda aklima odunluga girmek geldi.

    dedem kesecegi kadar odunu kestikten sonra kullanacagi odunlari ve baltayi her ihtimale karsi ambara kilitlerdi, hemen kostum, ambarin kapisini zorladim, acilmiyordu.

    butun gucumle tekmeler savurmaya basladim. sonunda kapinin kilidi takildigi yerinden cikmisti. iceri girer girmez baltayi kucakladim fakat tam disari cikacakken kapinin kapali oldugunu farkettim.

    zorladigim halde acamacim. kapinin dandik kilidi uzerime kapanmis olmaliydi. sanki butun dunya o lanet kulubeye ulasamamam icin el ele vermis gibiydi. ama bunlarin bir onemi yoktu.

    elimdeki baltayayla gerekirse ambarin tahta kapisini parcalayip cikacaktim bir sekilde. tam baltami kaldirdim ki, tahtalarin arasindan bahcede tuhaf birseyin yurudugunu farkettim.
    ···
    1. 1.
      0
      rezzz141
      ···
  11. 61.
    +18
    o gece kaybettiğin yarım sigaran
    ···
    1. 1.
      +2
      hagibtir bin nasıl anladın lan al şukella ekmeğe sürersin
      ···
  12. 62.
    +17 -1
    iki genc kiz ip atliyorlardi. birisi esmer, boylu poslu ve hos bir kizdi, digeri ise sarisin, alimli sayilabilecek biriydi ve

    inanilmaz derecede sedefe benziyordu. sedef gibi altin sarisi saclari vardi. dudaklari kipkirmiziydi, koylu kizindan sehirli kizina

    yontulmaya calisilmis gibi bir goruntusu vardi. kizlar oyunlarina eglenerek devam ediyorlardi. birden kerpicten bozma evin

    penceresinden bir kadin seslendi: kizlar! kizzz! haydi yemege! ama bir dakika, bu kadini ve kizlari daha once gormemis olmama ragmen

    bu ev bana biyerlerden tanidik geliyordu. hatta bu pencere.. o kadar tanidik gelmisti ki, gidip iceri giresim gelmisti. -geldik ana

    geldik! iki kiz birden iceri girdi. olayi daha yakindan seyretmek istiyordum. o tanidik pencereden iceri suzuldum ve kizlarin yemeye

    basladigi boreklere dikkat kesildim. bir dakika! dedim kendi kendime. bu borekler, bu kap.. bunlari ben firlatmistim buraya, burasi..

    derken icerden(mutfaktan) tanimadigim kadinin sesi yeniden duyuldu: kizim soyle serfine aksam yemege de kalsin. serfin kim lan dedim

    birden? esmer olan mi? -kizim! kime diyorum? elvinnn! esmer kiz yerinden kalkti. annesinin yanina kostu. birden ben de mutfakta

    oldugmu farkettim. genc ve guzel elvin annesinin kulagina birseyler fisildiyordu. arkami dondum. sarisin olan ve sedefe benzeyen genc

    serfin; donuk donuk gozlerimin icine bakiyordu. yerden yukardaydim ve bir an beni gordugunu sandim fakat kenara cekilince onunde

    durdugum portreye bakmakta oldugunu farkettim. tam portredeki resme bakmak icin dondugum sirada kafami yatagimin yanindaki karyola

    carparak uyandim.
    ···
  13. 63.
    +16 -2
    yine yalnizligimla basbasaydim simdi. acaba riza koye ne zaman donerdi? amk bi kafa yedi yamuldu herif. babam da ne kalin kafaliymis

    diye dusundum. nedensizce ofkeliydim ona, bir cuval inciri berbat etti amk. uzun marlborodan sonra tadi saman gibi gelmekte olan

    samsunu butun cigerlerime cekmeye calisirken sabah ezani okunmaya basladi. -aha, dedim amk simdi dedem kalkar namaza. ufaktan

    sivisayim buradan. havanin da ufaktan ufaga aydinlanir gibi olmasindan cesaret alarak koyun ana patikasinda yurumeye basladim.

    sigara bulunca keyfim yerine gelmisti, o garip ruyayi dusundum yeniden.. ruyalar garipti gercekten.. cunku uyanana kadar insan

    gordugu ruyanin ruya oldugunu anlamiyordu, o anki ruya sacma bilen olsa, butun hayatin oluveriyordu. eger ruyanda olmek uzere isen

    hakikaten olmek uzere olan bir insan gibi panik yapiyordun, fakat uyandiktan sonra o onemli anlari zar zor hatirliyordun.

    iste bu cok ilgincti ve o zaman da ilginc gelmisti bana. bu dusuncelerle yolda yururken birden durdum. 10 metre kadar uzagimda,

    bu sefer cok daha yakinimda bulunan o iri kiyim kapkara kopek tam karsimdaydi. hayvan ne havliyor, ne de hareket ediyordu.

    sadece ama sadece gozlerimin icine bakiyordu. hayatimda ilk defa bir hayvanin gozlerinin icine bu kadar bakmistim. hayatimda bugune

    kadar gordugum en ciddi insandan daha ciddi gorunuyordu ve sanki bir eskiya gibi, bir alacakli gibi sanki orada oylece durmuyormus

    da, onumu kesmek icin bekliyormus gibi bir goruntusu vardi. ellerim bir an tufegi aradi ama onu dun gece peder beye kaptirdigimi

    nihayet hatirladim. tam kacmaya baslayacakken, yakinimizda bulunan camiden namaz sonrasi okunan tesbihat ve zikir sesleri duyulmaya

    basladi. karsimda bulunan hayvan hicbirsey yapmadan arkasini donup sakin fakat hizli adimlarla gitmeye basladi. ben bu olayi fazla

    umursamamistim, cunku bir kopekten en fazla ne kadar korkulursa ondan da o kadar korkmustum. dedim ya, diger turlu efsanelere hicbir

    zaman inanmayan, inananla da dalga gecen karakterde biriydim.
    ···
  14. 64.
    +17 -1
    kogustaki herkesle gibifiki olmustum. yeri geliyor yerleri supuruyor, yeri geliyor caylari tazeliyor, yeri geliyor bulagiblari yikiyordum. tuhaftir ama hapishanede guzel bir duzen yakalamistim. eski

    hallerimden daha mutlu oldugumu hissediyordum. sanirim beni bu kivama hayat getirmisti. her gece hasan dedenin verdigi dualari okuyor, ve hic ruya gormuyordum. herseyin yoluna girdigine inaniyordum. bir

    sabah gardiyanin sesi duyuldu: - genc adam, ziyaretcin var. inanilmaz mutlulugum yuzume yansimisti. hemen yerimden firladim. -haydi bakalim rastgelsin! nidalari yukseldi. beni dusunen, beni unutmayan

    birileri vardi.. bu duyguyu maphushaneye dusmeyen hickimse ama hickimse bilmiyordu, bilemezdi.. ziyaretci odasina getirildim, icerideki yildiray abiydi. yuregimi kaplayan sevinc duygusu, iki dakika sonra

    yerini mutsuzluga birakacakti cunku haberler kotuydu. -rifat, oglum o bicagi ne tak yemeye soktun bi tarafina anlamiyorum ki! yildiray abi hic ustune vazife olmadigi halde beni kurtarmaya calisiyor,

    basarmak istiyordu. basarisizligi kabullenemiyordu. -ulan devletin actigi davadan yirtsan hadi bi sekilde, kadin da gibayetci olmus. hem de sadece senden!\ vay ulan.. dedim. vay anasini.. ne kadar da

    nefret burumus icini.. halbuki ben ne yapmistim bu kadina bu kadar? anlamiyordum.. -neyse, dedi yildiray abi. bozma moralini. simdi ben bir sekilde bu kadina gibayetini geri aldirmaya calisacagim, hic

    olmadi gidip--- bir an durdu. iyice egildi ve fisiltiyla konusmaya basladi: -ulan hic olmadi gider deli raporu aldiririm kariya. -kadina deli raporu mu aldiracaksin!! bunu gercekten yapar misin? dedim.

    -gerekirse evet, dedi. -kafayi mi yedin abi? -ulan, dedi. sanki yalan mi? kari zaten yarim akilli amk delisi, tek yapacagim sey gidip bunu yasal olarak gostermek. sen simdi bunlari dusunme, icerde rahat

    misin? -rahatim abi sagol. bana cok iyi bakiyorlar, dedim. -merak etme kocum, su an hukuki olarak bir ceza almadin, sadece yarilanma surecin devam ediyor, sucustu yapildigi sirada hareketlerinin ve

    amacinin tehlikeli safhalarda olabilecegi goz onunde bulunduruldugundan dolayi da burada tutuluyorsun, hepsi bu.\ yildiray abi su sisesinden derin bir yudum aldiktan sonra sesini gurlestirdi ve

    ciddiyetine ciddiyet katarak: seni buradan ne olursa olsun cikaracagim kocum! aklinda bulunsun! dedi. -eyvallah! dedim.
    ···
  15. 65.
    +17 -1
    gozlerimi actigimda vakit seher vaktinden biraz evvelceydi. hava aydinlanmak uzereydi. odada veya baska herhangi biri yoktu. "lan tuvalete nasil gidicem" dedim, kollarimdan

    biri yatagin demir borusuna kelepceli vaziyetteyken.. birden bir "cit!" sesi duydum. kolumdaki kelepce aciliverdi. hemen yerimden kalktim. kapiyi usulca actim, nobet bekleyen

    kimse yoktu. koridorlar karanlikti, -nasil igib yanmaz amk hastanesinde, dedim. usulca yurumeye basladim. attigim her adim deli gibi yanki yapiyordu. o kadar sessiz ve bos

    gorunuyordu ki heryer. lambalari nasil yakacagimi bilmiyordum. hastane pencerelerinden sizan ciliz igib zifiri karanligi los hale getirebiliyordu ancak. usulca merdivenlerden

    assagi indim. assagi katin da ust kattan bir farki yoktu. pencereden disari bakayim bari dedim. disarda bembeyaz bir giysi giymis, otururken elindeki cubukla yeri eseleyen ve

    basi onune egik oldugu icin yuzu gozukmeyen biri haric, kimsecikler yoktu. uzun olan saclari nedeniyle yuzu gorunmeyen bu beyaz elbiseli kimse, elindeki cubukla zemindeki

    kumlara carpi isareti ciziyordu. isin daha da garibi, bu kisinin oturdugu yerde normal sartlar altinda 3 katli, yuvarlak bir bahce havuzu olmasi gerekiyordu. hastanenin

    bahcesinde teknolojiden eser yoktu, her yer cimlikti. bizim askerlerin arabasi da yoktu ortalikta. sasirmistim. istikametimi hastane cikisi olarak belirledikten sonra

    adimlarimi hizlandirdim. neler olup bittigini anlamak istiyordum. en alt kata indim. butun bilgisayarlar acik oldugu halde danismada hic kimse yoktu. heryer tek kelimeyle

    bombostu. -amk ne bicim hastane lan burasi, dedim kendi kendime. -acil de kapali mi acaba??? yok artik?? \ hizli adimlarla gitmeyi bir kenara birakip kosmaya basladim.

    hastane kapisina varir varmaz bahceye bakmak istedim ancak bahce oteki tarafta kalmisti. kapidan cikip bahcenin obur tarafina dolasmam gerekiyordu. elimi kapiya uzattim:

    kilitliydi. -oha lan noluyo! dedim saskinlik icerisinde. once bi sagima soluma baktim, sonra kapiyi tekmelemeye basladim fakat ise yaramiyordu. kapinin camini kirmaya karar

    verdim. beni goren biri var mi diye arkama baktim once. sonra tekmelemek icin onumu dondum ve doner donmez kapinin hemen onunde bembeyaz giyinmis bir kadin elini cama koymus

    bana bakiyordu. o cirkin suratli kizin buyumus hali gibiydi. hastanenin dort bir yaninda son ses alarm calmaya basladi. arkama bakmadan kaciyordum simdi, zemin kattan birinci

    kata cikar cikmaz alarm sesleri, ses rengini koruyarak bebek aglamasi seslerine donustu. butun gucumle odama kosuyordum, tek arzum odama ulasmakti. bunun icin sadece bir kat

    daha cikmam gerekiyordu. birinci kati ikinci kata baglayan merdivenleri ikiser ucer atladim. hemen odami ariyordum. odamin numarasi "103"tu. 91, 93, 95, 97... diger odalar yan

    koridordaydi. hemen diger koridora saptim, 98, 100, 102.. tek numarali odalar ciflerin karsisinda olmaliydi. 99, 101... 101 numaradan sonra gelen odanin numarasi sokulmustu.

    kapisina tahtalar carpi isareti seklinda cakilmis, muhurlenmisti.. caresiz koridorun sonundaki pencereye kadar kostum. artik kosacak, kacacak bir yer kalmamisti. pencereden

    assagi baktigimda, butun bahcede koyunlarin otlamakta oldugunu gordum. kahverengi coban kopegi, ve az once yere birseyler cizen kiz koyunlarini guduyordu simdi. basini usulca

    kaldirdi ve en basindan beri o pencerede oldugumu biliyormus gibi, her zamanki gibi basini yana yatirarak bana bakti.
    Tümünü Göster
    ···
  16. 66.
    +10 -8
    geldim panpalar devam ediyorum.

    evet , haritanın hatasını bulmuştum bodrum katta olması gereken morg orada değildi ilk baş şaşırdım böyle bişeyin olması imkansızdı adeta //

    ardından haritayı tekrar incelemeye başladım ve haritada morgun 5.katta olduğunu gördüm evet artık , o kata gitmeliydim. burağın babasını öldürmek için değil muhasebeyi bulup , kağıdı çalmak için uğraşmalıydım ama morgun neden orda olduğunu merak ediyordum bu yüzden hemen hırkamı giydim ve yola koyuldum

    merdivenlerden yavaşça çıkmaya başladım ama her kattan , gelen çığlık sesleri kulaklarımı yırtarcasına rahatsız ediyor , miğdemi bulandırıyordu.en sonunda 5.kata varmıştım.

    nefesimi tuttum ve koridorda yürümeye başladım , sessiz ve hızlı adımlarla koridoru kolaçan ediyordum. evet daha önce bodrum katta gördüğüm morg buradaydı. şaşırdım ulan bu nasıl şey dedim ve morga zütüm yemesede girdim.

    morga girdim , içeride ekrem abi vardı ulan dedim bunun işi ne ? delikanlı bu saatte burda ne işin var diye sordu. yok abi şeyy, yalan uydurmaya kalkıcakken sözümü kesti demek sende öğrendin ! - tam neyi demeye kalkıcakken gel burda dedi. beni morgun arkasına zütürdü.

    ve buz tutmuş bi morg bölümünün kapısını açtı , sedyeyi çekti. aman tanrım ! olamaz sedyede insan yerine köyde kötü görünen kuduz köpek vardı nefesim kesilmişti.

    ardından bloklar halinde bütün morg bölümleri açıldı. ve sedyeler dışarı çıktı. tüm ölü vücutları ayağa kalktılar bu arada ekrem abide bıyıkaltından gülüyordu.

    ve bütün bloklar açıldı. içinden kimlermi çıkmadı ? , elvininden tut , mürseline kadar , istanbuldaki aşkımdan tut , mürsele kadar herkes evet tüm herkes (sadece ailem yoktu) ben gerilmiştim hepsi gülerek üzerime geliyorlardı kiii

    ekrem abi beni tuttu ben noluyo lan ? yardım edin diye bağırmak istedim fakat elvin koşarak 30 cmlik yannanını ağzıma vermişti bile ardından burağı görür gibi oldum zütüme girmek için adete sabırsızlanıyordu ve başardı onunda 20 cmlik aletini içimde hissediyordum

    bunu başta rüya sanmıştım ama değildi hatta beni hasan dede bile gibmişti. artık güneş doğuyordu ölüler tekrar sedyelerine girdiler. ekrem abi hariç oda bu olanları unutma her akşam buraya gel kevaşe dedi.

    bende gülerek tamam dedim. o gün bugündür geceleri 5.kattan çıkmıyorum. aslında benzin istasyonunda pompacıyım demiştim ya hikayeyi anlatırken bi orada yalan söyledim benzin istasyonu (hastane) beni pompalıyorlar.

    artık çok mutluyum.

    hikayede burda biter
    Tümünü Göster
    ···
  17. 67.
    +16 -2
    tuvalete gelmisken uzun uzun bi isedikten sonra sagimi solumu toparladim. suratimdaki bandanalari cikardim, elimi yuzumu yikayip biraz gevsemeye calistim. saniyeler dakika gibi geliyor, zaman bir turlu

    gecmek bilmiyordu. isin daha da kotu yani, kapinin herhangi bir cam platformu bulunmadigi icin, disarida olup bitenleri siluetvari bile olsa goremiyordum. derken cok gecmeden telefonum titresmeye

    basladi. heyecan icinde telefonuma baktim, kuzenin cagrisi oldugunu dusunmustum ama degildi. telefonum bilinmeyen bir numara tarafindan araniyordu. telefonu cevaplandirdim: -alo?? \ fakat karsi

    taraftan yanit gelmiyordu. yeniden seslendim: -alo! \ telefonun obur ucunden yalnizca usul bir aglama sesi duyuluyordu. beni arayan kisi her kimse, telefonun obur ucunda sessiz sessiz agliyordu. -alo?

    kimsiniz! \ karsidaki kisi, yanit vermedigi gibi ne aglamayi kesiyordu, ne de telefonu kapatiyordu. bir sure sonra ben kapattim. -lan deli midir nedir amk.. \ cok degil, iki dakika sonra yeniden

    bilinmeyen numara tarafindan telefonum araniyordu. telefonu yine cevaplandirdim: yine ayni aglama sesleri, sanki cok uzaktan geliyormus gibi duyuluyordu. -lan kimsin sen! dedim hiddetle. uzun zamandir

    hic bu kadar celallenmemistim. amk ibenedeki keyfe bak hem ariyor, hem konusmuyor, hem kapatmiyor. yeniden suratina kapattim. arayan kisi her kimse, tekrar tekrar ariyor, ben de tekrar tekrar suratina

    kapiyordum. kuzenle son konusmamizin uzerinden 25 dakika gecmisti. simdiye kadar mutlaka gelmis ve sansini denemis olmaliydi. basarili olduysa cagri atmasi, eger basaramasa bile mutlaka arayip soylemesi

    gerekmez miydi bu zamana kadar? lan bi dakika! dedim. ya cagri attiysa fakat bilinmeyen numaranin hattimi mesgul etmesi yuzunden ulasamadiysa??? o an daha fazla beklemenin anlamsiz oldugunu, en azindan

    bu sekilde tuvalette eli kolu bagli oturarak hicbirseyi cozemedigimi dusundum. bandajlari, sargi bezlerini tekerlekli sandalyenin uzerine attim ve hepsini orada biraktim. kapiyi usulca aralayarak disari

    goz attim: disarida hickimse yoktu. buna guvenemeyerek, beni arayan bilinmeyen numarayi yeniden mesgule dusurdum ve hemen kuzeni aradim fakat kuzenin de telefonu mesgul caliyordu. -fessupanallah.. dedim.

    -neyse artik, her is olacagina varirmis, ne olacaksa olsun, dedim ve kapiyi hizlica acarak var gucumle kendimi disari attim.
    ···
  18. 68.
    +16 -1
    lan dedim noluyor amk arkami dondum, kostura kostura evin kapisina geri dondum, deli gibi yerlerde izmarit aramaya basladim ama yoktu. butun bahceyi delirmis gibi kosuyordum, hisirtimdan cikan seslerden olacak ki agildaki hayvanlardan homurtular duymaya basladim. sinirlerim iyice bozuldu amk, kostura kostura odama gittim. odama gecis yapabilmek icin once buyuk odadan yani dedemle nenemin yattigi odadan gecmem gerektigini biliyordum ama bu sefer yerde yatanlara dikkat etmeden, yanlislikla bir iki yerlerine basarak gittim odama. hemen yatagima girdim. amk ne taktan bir yere donmus burasi diye dusundum. benim catlak pencere camindan kulubenin sarimsi isigi cok ciliz bir sekilde farkediliyordu. kulube gorunmuyordu ama isigi siziyordu. birkac saniye boyunca isiga odaklandim ama igib birden sondu.
    ···
  19. 69.
    +16 -1
    kalabalik bir ugultu sesi geliyordu. daha cok duduk sesi gibiydi ama tiz degildi. zar zor duyuluyordu, sanki bir senlik ugultusu gibiydi ama muzik desen degil, ensturman desen hicbirine benzemiyor, amk ne oldugunu anlayamadim, her ne ise sanirim motorun sesi bu dedim. isin garip yani, ses kuzenlerin gittigi yonden degil, bizim geldigimiz yonden geliyordu. kararsiz kaldim, ne yapacagimi bilmiyordum. ben de sesin oldugu tarafa gitmeye karar verdim.
    ···
  20. 70.
    +15 -2
    sedefle koyunlari ahira yerlestirdikten sonra cilvelesmeden ayrildik. malum amk koy yeri, laf olur soz olur ama onu bir gun sessiz bir yere goturme fikri kafama cok yatmisti. yarin aksam uygun musun dedim? olmaz. dedi. gorurler, ancak sabaha karsi cikabilirim. tamam dedim. nereden alayim seni dedim, koy kahvesinin arkasinda kucuk bir koru var, oranin bitiminde dedi. anlastik. evin yolunu tuttum. kuzenlerle butun gece batak oynayip eglendikten sonra yatma vakti geldi. dedemle nenem karyolalarina yattilar. yerde halidan baska birsey yoktu. dedeme sordum: yahu siz neden burada yatiyorsunuz? nerede yatalim evladim dedi/ ee siz karyolada yatiyorsaniz yerde yatan kim? halida neden battaniye yastik falan yok? oglum, yerde yatan kimse yok ama sen istersen yatabilirsin dedi.
    ···