PANPALARIM KATILIYORSUNUZ TAMAM DA YAŞIYOR MUSUNUZ ? Entrylerimi okuyan okuduğunu belli etmek için şuku atsa birilerinin gördüğünü anlayabilirim. Tam hız yazmaya devam, ilginiz için teşekkürler. Bu arada çok uzun soluklu bir hikaye olacak oradan oraya , şuradan buraya. 200 E yakın belki de fazla kişi katıldı hepsini not defterine kaydettim ki unutmayayım.
Hepiniz geçeceksiniz
ama bir şukuyuda esirgemeyin, doğaçlama olarak böyle bir hikaye yazıyorum hakkımı verin. Okuduğunuzu belli ederseniz daha da hevesle yazarım. Neyse iyice dilenci olmadan devam ediyorum.

Geçmişte neler oldu?
Ekşi imparatorluğunun batısında büyük isyanlar çıkmıştı, Şimdi ki imparatorumuz olan Serkan inci eşliğinde isyanlar kuvvetlenmiş ve yüz binlerce kişinin can verdiği kanlı bir savaşla Serkan, inci imparatorluğunu kurmuştu.
inci imparatorluğunun yükselişi hızlı olmuştu, ama ben en kötü devirlerine şahitlik ediyordum.

Uludağ Cumhuriyeti herkese barışçıl davranıp ülkesini yaşatmaya çalışıyordu.
Ekşi imparatorluğu ise inci isyanında büyük hasarlar almış, fakat şu an eskine göre kat kat güçlenmişti.
Bundan sonra olacak felaketlere karşı sadece emir kuluyduk.
Hikayemiz başlayana kadar...

Yine karanlık çöktüğünde imparatorluğun ( inci imparatorluğu) başkentinde favorim olan hana gitmiştim

( Panpalarım olayları anlatayım ki hikaye kısmına geçince ne ara bunları yaptılar demeyin, kafanız karışmasın, anlatacak çok olay kalmadı bundan sonra her olayı biz yaşayacağız)
Bu han, beni böyle karışık dönemlerinde gerek atmosferi gerek müzikleriyle beni huzurlu hissettiriyordu.

Her zaman ki yerimde bir sandalyeye oturdum. Bugün General aflafff imparator Serkanın emrettiği kendimce faydasız ama onlar için çok önemli olan emirleri anlattı. Serkan ortalık karıştıkça daha da sessizleşiyordu. imparatorun ne zaman ne yapacağı belli olmuyordu. Yıllar önce yaptığı son mantıklı hareket imparatorluktaki veletleri ıssız, bomboş bir kıta olan Kuzey Amerika ya sürgün etmişti.

Bunu yapmasıyla yükselişimiz hızlanmıştı.
Fakat bizi çöküşe geçiren hareketi ise Afrika kıtasını Barbarlara yani Anacılara bırakması olmuştu.
Hiç bir kılıç çarpışmadan kıtanın yarısından fazlasını Anancılara vermiştik

Yaklaşık 10 dakika bekledikten sonra eşyaları alıp çıktım. Pek sevmediğim biri olan General bikanakadar 5 asker ile birlikte bir kadının yanına yaklaştı. yenigelmedim sizin mi oğlunuz? Dedi general. Kadın titreyerek evet ne old-u ki?
Oğlunuz, anancılara karşı bir köyü savunurken vefat etmiştir dedi. Kadın için sanki zaman durmuştu, dona kaldı.
Bağırarak ağlamaya başladı ama öyle bir
bağırma ki metrelerce ötelerde ki kuşlar uçmaya başladı.
General bunu söyledikten sonra arkasına bakmadan gitti. Yanında ki askerler kadını sakinleştirmek istedi ama General uzatmayın gelin diye bağırdı.

Beyler başlık terk edildi galiba
Benim için başarılı bir deneme oldu. Keşke katılan 400 kişi şuku da atsaydı da bu kadar hızlı gitmeseydik
Hikayemiz yarım kaldı gibi görünüyor, çünkü herhalde başlık duvarla baş başa kaldı.
Katılıp, şukulayan buraya kadar okuyan herkese teşekkür ederim.

Çok kişiye önermem bu tür başlık açmalarını çünkü bir yandan katılanları kayıt edip bir yandan doğaçlama yaparak hikaye yazmak kolay değil.
Belki başlık canlanırsa devam edebiliriz
Öbür türlü boşa kürek çekmeyeyim
Şimdilik bu kadar. Görüşmek üzere...

Baktım yine derin düşüncelere dalıyorum, uykum geliyor handan bir gecelik oda kiraladım ve kendimi yatağa attım.

Sabah olmuştu, ağır ağır yatağımdan kalkmıştım ki bize verilen emirler aklıma gelmişti, öğlen olmadan demirciye gidip yeni imparatorluk zırhlarını almam gerekti.
Hanı işletenin masasına para kesesini fırlatıp hızlıca dışarı çıktım.

At arabalarının her yeri toz dumana kattığı sokakta yürümeye başladım. Öğlen olmasına az kalmıştı ama en azından demirci yakındı. Demirci deliflokinin dükkanına varmıştım.
Halen onlarca asker zırh almayı bekliyordu. Koskoca imparatorluk bir zırhı dağıtamıyor muydu?
Neyse, acelem var deyip aradan girmeye çalıştım sıraya
ama yüksek rütbeli askerlerden mudslime uza dedi ve beni arkaya itti.
Para vermek için sıra bekliyorduk

ilk defa başka bir kıtaya gitmenin verdiği heyecan ve savaşta yer almanın coşkusu ile at arabasında etrafı izliyordum.
Azcık gözlerimi kapatayım dediğimde at arabasının sallanmalarıyla gözüm açılıyordu.
Öyle böyle derken, 1 günden fazla süren yolculuğun ardından ispanya Eyaletine gelmiştik.
At arabasından iner inmez yanımıza bağırarak gelen bir gazeteci çocuk yaklaştı.

Çocuk Ekşi imparatorluğunda isyanlar, Ekşi imparatorluğunda isyanlar!! imparatorluk Bölünmek üzere diye bağırıyordu.

Bunu duymamız ile tüm yorgunluğumuz gitti ve moralimiz yerimize gelmişti.
Çünkü inci imparatorluğunun en büyük sessiz düşmanı bölünüyordu.

Soylular , Askerler ve halk tüm imparatorluk olarak olanlara üzgünüz . Fakat Bunun bir suikast
olduğuna Veletistanı ikna edemedik . Veletistan bize resmi
olarak savaş ilan etmiştir . Onlar agresif davranırsa biz de
davranırız . Kardeşlerim , bizi hafife alanlar gazabımıza
uğrayacaktır , bundan emin olunuz !
Uzun zamandır sizin yorumunuz ile söylemem gerekirse Ülkeyi Çöküşe Sürüklüyordum
Bu yaptıklarım için inci imparatorluğu topraklarında
Soluklanan herkesten özür diliyorum.
inci imparatorluğu
tekrardan, Yükseliş Devrine girmiştir bunu da böyle bilsinler!

Diyerek sözlerini bitirdi imparator inci. Oldukça etkilenmiştim ben imparatoru pek sevmesem de; Sonuçta yaptıkları göz ardı edilemezdi. Ama yeni bir sayfa açıyormuş gibi konuşmuştu imparator.

Biraz geç olacak ama hepinize günaydın. Başlığa muhteşem bir ilgi gelmiş, beklediğimin de fazlasını gördüm. 400 E yakın kişi hikayeye katıldı. Şunları demek istiyorum

Hikayaye 1 kişinin daha katılması hikayeyi daha da uzatıyor. Yani sadece 40 kişiyle hikayemiz kısa olup bitebilirdi ama 400 kişi ile haftalarca bitmeyecek bir hikaye başlatmış olduk.
Önerilerinizi ve isteklerinizi dikkate alarak yazmaya çalışıyorum.
Sizden bir isteğim var. Katılanlardan 1 isteğim var, bu hikayenin kısa zamanda sözlüğün tozlu raflarına kaldırılmasını istemediğimden katılanlar şuku da verirse sevinirim.
Ben hikayeyi yazarsız bırakmayacağım, siz de şukusuz bırakmayın.
DEVAM EDiYORUZ...

Hepinizi tebrik ederim diye söze girdi General.
Bu vatan hainlerinin icabına biz bakacağız.
Eline bir liste aldı ve ismini saydıklarım yanıma gelsin dedi.
revealling , diwisaou , dudleyz, 420quickscoper, simenzss yani ben ve 50 den fazla askerin ismini okudu.
Siz, çok uzaklara, Güney Amerika kıtasına gidecek ve Veletistanın diğer kıtadaki şehirlere, kalelere göre daha güçsüz kalanların kuşatmasına katılacaksınız dedi.

Buradan ispanya eyaletine gidecek, ve orada on binlerce askerle buluşup kuşatmaya gideceksiniz.
Bundan sonra
savunma değil saldırı görevine geçiyorsunuz. Anlaşıldı mı diye sordu General.
Hep bir ağızdan Anlaşıldı diye bağırdık.
Generalin başarılar demesiyle çok yıpranacağımız ama ip ile çektiğim kuşatmaya katılmak için
at arabasında yerlerimizi alıp
yolculuğa başladık...

Evet bu gecelik bu kadar. Hikaye hızlı bir yükselişe geçti ve yaklaşık 150 si iyi 100 ü kötü olmayı tercih eden hikayeye katıldı. Okuduğunuz için teşekkür ederim, bu emeği şukusuz bırakmayın.
(bkz: simenzss) başlığında açtığım tüm hikayelerin bkzsını verdim, isteyen diğer hikayelere göz atabilir, takipte kalın iYi GECELER
Bu arada size 2 sorum var

Hikaye, senaryo nasıl gidiyor, yazabiliyor muyum ?
Var mı bir öneriniz ?

Bir anlık istek ile yolumu değiştirdim ve onları takip etmeye başladım. Keşke böyle bir aptallık yapmasaydım...
Yolun karanlık köşelerinde sim siyah giysiler ile bekleyen adamlar vardı. General bikanakadar, sim siyah giyinmiş
apcmc ile konuşmaya başladı. apcmc generale bir not verdi ve hiç bir şey olmamış gibi devam ettiler. Kötü bir olay olacaktı.
Karanlıkların içinde ki siyah giysililer bir şey planlamış gibi birbirlerine işaretler yapıyor, öyle hareket ediyorlardı. Ben ise sadece izliyordum.

imparator incinin 20 yaşında ki çocuğu gialorosso96 saray bahçesinde kılıçlar ile çalışıyordu.Bir anda bir ıslık ile Siyah giysili adamlar ve General
koşmaya başladı.

Edit: Hepinize sıra gelecek, din adamı olana da, at hırsızı olana da bir entrymde rastlayacağız. ilginiz için teşekkür ederim doğaçlama yazıyorum o yüzden bir kaç eksiğim ve saçmaladığım yerler olabilir, kusurma bakmayın. Başlangıcı yapmak biraz zordu bir bölümden sonra su gibi akarak gideceğiz.

Her şeyi teker teker anlattıktan sonra dedektif devletin başı büyük dertte
bunlar iyi örgütlenmiş büyük bir kuruluşa benziyor dedi. Hain Generale ne
olacak diye sorunca yakalandığı an idam edilecek dedi .
Dedektifin gitmesi ile saat 11 e kadar uyudum. Uyandıktan sonra dışarı çıkacaktım ki trigonometikus yanıma geldi ve neler varmış da haberimiz yokmuş dedi.
Ne oldu?
Hain general, kendisinin ifşalandığını bilmiyordu ve geri dönünce idam edildi. idam edilmeden önemli itiraflar yaptı.
Senin o gece gördüğün siyah giysili adamlar
Veletistanın bir örgütü.
Uzun zaman önce bu örgüt imparatorluğun içine sızdı ve çok iyi de yerleştiler

( Hikayemiz asıl şimdi başlıyor)
Tüm askerler generalle gitti biri hariç, iucario ` adlı acemi asker kadını sakinleştirmeye çalışıyordu. Onun yanına gidip sen Generalinin yanına git ben ilgilenirim dedim. icuraio vicdanlı bir askere benziyordu. Kadının yakınları gelmesiyle bana teşekkür ettiler ve yoluma ettim. imparatorluğun başkent şehrinin tepesinde Serkan incinin sarayı, imparatorluk meclisinin olduğu ve askerlerin kaldığı binanın olduğu büyük bir alan vardı. Ben de oraya gidiyordum.
Hava da kararmıştı zaten. Fakat felaketi başlatacak 4 kişi yanımdan geçti

emma dumont pearl up General bikanakadar ve sondrosky Kimsenin dışarıda olmadığı bu karanlıkta imparatorun sarayına doğru gidiyordu

Büyük sloganlar alkışlar atılıyordu . Bu savaş ya bize ya da onlara yıkım getirecekti .

Konuşmadan sonra General weva beni ve başka 100 e yakın askeri daha yanına çağırdı. Yanına gider gitmez direk konuya geldi

Sizin görevinizi belirledik, savaş cephelerine, kale ve şehir kuşatmalarına gitmeden önce yapmanız gereken bir iş var. Anadolu eyaletinde ki Malatya şehrine gideceksiniz. ( bir istek üzerine Malatya yapıyorum)
Aldığımız bilgilere göre
laz ziya silinemez isimli birisi Veletistan generallerinden biriyle anlaşmış ve Malatya'da ufak bir örgütlenme başlatmış. Biz savaştayken hedefleri tüm Anadolu eyaletine yayılacak bir isyan.
Siz bundan haberiniz yokmuş gibi Malatya'ya gideceksiniz ve oradaki askerler ile örgütü temizleyeceksiniz.
Şimdi, hızlıca yola çıkmaya hazırlanın.

Ben bir kuşatmaya gitmeyi daha çok isterdim ama bu da en az kuşatma kadar önemli bir görev. Yola çıkmak için son hazırlıklarımı yaptım.

Edit: Suikast yapan örgütün adını siyahlılar mı liseliler mi diye sormuştum, liseliler seçildi. Dakikalardır entry girmiyorum çünkü katılanları bilgisayardaki not defterine kaydediyorum. iyileri ayrı kötüleri ayrı tarafa biraz zor. Bir yandan da ne yazacağımı düşünüyorum. ilginiz için sağ olun ama anlayışlı olursanız sevinirim hikaye yazmak kolay değil, böyle bir şey yazmak ise hiç kolay değil. Okuyun yeter, memnunum ben.

Veletistan başkanı oracıkta öldürülmüştü. Veletistan askeri görünümlü dassaktakisagtop kılıcını çekti ve inci imparatorluğu askerine sapladı. O andan itibaren kimin kime vurduğunu ayıramıyordum, çok büyük bir kaos ortamı oluşturulmuştu.

iki ülke arasında savaş çıkarmak için kusursuz bir plan yapılmıştı. Ama bizim imparatorumuz halen uyuyordu. Ülkesini de uyutuyordu..

Kılıcım yanımdaydı ama zırhımı almamıştım, çünkü güvenliği sağlamak için görev yapmayacaktım.
Hızlıca zırhımı almaya var gücümle koştum. Sokaklar bomboştu askerler olay yerine gidiyor, siviller evlerine saklanmıştılar.

Zırhımı alıp hızlıca dışarı çıktım, karşımda siyah pelerinli, siyah botlu, siyah maskeli ve eldivenli biri vardı. Adı Dexie bana baktı ve senin hikayen burada bitiyor dedi. Dexie aniden belinden bir hançer
çıkardı ve bana doğru fırlattı. Hançer omzuma isabet etti ve Dexie nin tekmesi ile yere düştüm.

Dexie ben yerdeyken
sana bir itiraf yapacağım dedi
Zaten bu bilgiyi başkalarına
ulaştıramayacaksın . Liselilerin başkanı benim , biz veletistan
için değil kendi örgütümüz için çalışıyoruz dedi ve diğer hançeri ile
bana doğru yürümeye başladı .
Bu kadar güçsüz müydüm ben ? Kalkanımı Liselilerin başkanının yüzüne
fırlattım ve kılıcım ile bir hamle yapmaya çalıştım ama Liselilerin başkanının hafife
alınacak biri olmadığını o anda anlamıştım çünkü arkasından gelen oku bile tutmuştu.

fedai23, imparatorluğa bağlı bir okçu

iki ülke arası görüşmenin olacağı yere doğru gidiyordum . Aslında ben de bir askerim ama rütbem acemi olmadığı için emirleri çok takmıyordum . Zaten 10 generalden 5 i hain diye düşünüyorum .
Veletistan başkanı görüşmenin yapılacağı binanın önüne varmış, at arabasından indiriliyordu. Dikkatimi çeken ise her yerin un çuvalı dolu olmasıydı?

pearl up ve gaara13 ün birbirlerine el işaretleri yapması ile yine bir felaket başlıyordu.
( Bu suikastten sonra yakın bir zamanda suikast olmayacak, sıkmasın sizi)
rezalanbay , hazretikirbac, paydaybro ve 15 tane liseli çatılardan aşağı un çuvallarını patlatarak etrafta sis dumanı oluşturdular.
Göz gözü görmez olmuştu Ardından yüzlerce bağırış sesi duydum.

Sis kaybolmaya başlayınca felaketi görmüştüm.
Veletistan başkanı siyahlılar tarafından suikaste uğramıştı.

Bu olay tüm tarihin akışını değiştirecekti

Aralarından siyah giysili bir suikastçı Tullius hançerini çıkardı ve gialorosso96'nın kafasına fırlattı.
inci imparatorunun çocuğuna suikast düzenlenmişti. Ardından General bikanakadar çocuğu kurtarırmış, korurmuş gibi yaptı ve muhafızların gelmesiyle siyah giysili adamların peşine düştü.
Ve ben bu kan dondurucu olaya şahitlik etmiştim. imparatorluk hainlerin gazabına uğruyordu.
Peki bu siyah giysililer kimdi?

Gördüklerim karşısında dona kalmıştım yardım edin diye bağırdım. Sarayda ki diğer muhafızlar da olayın olduğu yere doğru gelirken ben de imparatorun çocuğunun kan kaybını durdurmaya çalışıyordum.
Hekimler geldi ve Hızlıca müdahale edilmek için zütürüldü gialorosso96

O gece gözüme uyku girmemişti, sabah dokuza kadar uyumamıştım, tam gözlerim kapanıyordu ki bir dedektif yanıma geldi ve dün olanları anlat dedi

tıngır tıngır yavaş bir yolculuk yapmak için bindik at arabasına.
( Yolculuk kısmını geçiyorum)
1 Günden fazla süren yolculuğun ardından
Malatya şehri yakınında ben ve 100 asker indi.
Saat sabah 7 yi çeyrek geçiyordu.
Malatya şehrinde ki tek general olan siliqyiyenzenci1 bizim yanımıza gelerek
şu an sokaklarda kimseler yok, şehirdeki askerlerde evlere baskınlar için hazır dedi ve
herkesi bölerek pozisyon almamız gereken yerleri gösterdi.

Bende kılıcımı çektim ve yavaşça bir eve doğru ilerledim
250 Den fazla asker şehirdeki örgütün evlerini çevrelemişti. Ve Generalin başlayın diye bağırmasıyla tüm şehir inledi
Ardından kapılar teker teker kırılmaya başlandı.

Benim yanımda 10 asker vardı , tiireks kapıyı kırdı ve hepimiz evin içine daldık. içeride 6 kişi uyuyor, 2 kişi ise isyanda kullanacakları için ekipmanlarını hazırlıyorlardı

Örgütün adı Siyahlılarmış ama biz Liseliler diyeceğiz. trigonometikus'a biz bunların memleketiyle kılıç kılıca mı çarpışacağız yoksa devletin içine sızanlarla mı savaşacağız? Dedim
trigonometikus iki türlü de savaşmak zorundayız yoksa ne imparatorluk ne de biz kalırız dedi.

Çok doğru bir cevap vermişti, işimiz zordu ama zorundaydık .
Hain generale suikastde yardım eden bir çok kişi yakalanmıştı
inci imparatorluğun ana generali megandree dışarıda konuşma yapıyordu