1. 1.
    +10 -67
    ricard dexer shawn dır neden mi ?

    Ülkedeki siyasi durumda, iktidardaki partinin güç kaybetmeden yeni dönemde de iktidar olacağına dair güçlü tahminler zihniyet olarak ülkenin geldiği durumu net olarak ortaya koymaktadır. Mesele AK Partinin başarılı olmasından öte muhalefet partilerinin dillendirdiği söylemlerin inanıcı bulamaması ve dünyadaki yükselen söylemlerin gerisinde kaldığı için gittikçe taraf kaybetmesidir. Dünya değişmenin eşiğine gelmiş ve yeni ideolojiler bu değişimle oluşurken, mevcut durumun devdıbını istemek, değişimin yönünden rahatsız olmak, bu durumdaki her söylemi daha da marjinalleştirecektir. Dünya siyasi haritasını karşımıza alıp koyduğumuzda, mağdur olan ve bu mağduriyetten yüksek derecede hayat standartlarını yükseltmiş ülkeleri rahatlıkla görebiliriz. Bu ülkelerin devlet olarak varlıkları ve siyasi yönden tanımları zengin ya da fakir olsun her birisinin oluşumunda Avrupa Aydınlanması ve bu ideolojinin ideal ya da güdük şekillenişleri vardır. Rönesans’la başlayan değişim sürecinde dünyanın gündemine her fikir girmiş, tartışılmış ve olabilecek şeklini almıştır. Kazananlar sömürenler, kaybedenlerde sömürülenler olmuştur.

    Değişim, insanın ve onun ait olduğu toplumsal yapıların değişmeyen doğası ise adaletsiz bir dünyada yeni arayışların olması doğaldır. Arayışın ne olduğu bir düşünceye, inanca ya da toplumsal bir olguya indirgenebilir. indirgemek sorunu çözmez. Çözümler ve durumu korumaya çalışan reaksiyonlar da şimdilik çare değildir. Olanı anlamaya çalışırsak belki de Aydınlanmanın gereği bir iş yapmaya çalışırız ki insan merkezli söylemleri ancak o zaman geliştirebiliriz.

    Bu zamanda inanıcı bulamayan, gün geçtikçe taraftar kaybeden siyasal söylemlerin tek kusuru kaba olacak ama emperyal taraflarının olmamasıdır. Hangi inanış bu tarafını kaybederse güç kaybeder ve yeni inanıcılar bulamaz. Dünyadaki medeniyet olmuş ve kitleleri devinime sürüklemiş ideolojilerin hepsi kalıcı oldularsa bu şekilde olmuş, savunucu olduklarından daha fazla saldırganlıklarıyla güç toplamışlardır. Çünkü koruyuculuk yenilginin, güçsüzlüğün, sıkıştırılmışlığın, aşağılanmanın türevlerinden başka bir şey değildir.

    Şimdiki siyasi iktidarın halkın desteğini alarak ve siyaseten yıpranmadan daha güçlü olarak iktidar olacağı beklentilerini bu gerçekten hareket ederek anlamak gerekir. Emperyal dünyaya Türkiye’deki her siyasal söylem kızmakta, tavır koymaktadır. Ancak bunlardan sadece bir parti saldırmakta ve onların sahip olduklarına göz dikmektedir. Ülkenin ekonomik ve askeri gücüne bakmadan, meydan okuyarak güçlü olunacağını göstermekte ve bunun üzerinden politikalar geliştirmektedir.

    En az üç çocuk isteminden tutun, bölgedeki bütün ülkelerle yeni siyasetler geliştirmesi, medeni dünyanın korkuları üzerinden islam Dünyasının liderliğine oynaması ve toplumsal mitleri harekete geçirerek bölgedeki halklarla sınırları ortadan kaldırıp ekonomik ilişkiler geliştirmesi vs. Bütün bunlar emperyal güç olmanın/olmak istemenin göstergeleridir. Bölgesindeki ülkelerin halklarına konuşan bir başbakan aslında bütün dünyaya emperyal savaş açmış demektir. Bu konumdaki hiçbir lider tarihin düştüğü notlara inanacaksak halkı tarafından yalnız bırakılmamış, entelektüellerinden tarladaki çiftçisine kadar insanlarının desteğini almıştır. Muhalifleri tarafından Hitlere benzetilmesinden, son Osmanlı Padişahı yakıştırmalarına kadar ki ithamları Başbakan’ın bu siyasetinden kaynaklanmaktadır. Dikkat edilirse benzer söylemler Turgut Özal, Necmettin Erbakan’da da vardı. Dünyanın güçlü devletlerinin politikalarına nispet güçlüyüm demek kazandırmıştır. Bu liderlerden tek çetin çıkan Recep Tayyip Erdoğan olmuştur. Güçlülüğüne muhafazakâr söylemi de ayrıca etki etmektedir. O açıdan bakıldığında da muhalif partilerin dindarlaşmayı anlayamaması ve kendi ideolojilerine uzak tutmaları ayrıca büyük ekgibliktir. Emperyal söylemlerin güç olurken başarabildiği, insanları ikna edecek yüksek ideallere sahip olmalarıdır. Bu idealler her zaman yıkıcıdır ve yıkıcı olduğu için özgürlükçüdür. insanlara öyle bir hayat yalanı/hayali sunar ki, bu umutlar nüfusu genç bir ülke için sıra dışı ve bütün dünya için tedirgin edicidir. Tedirgin ettikçe de ülkesinin sorunlarını çözer ve cazibesini artırır. Ülke içi sorunları başka türlü çözmekte siyaset bilimine en aykırı olanıdır. Dünyanın popüler liderlerinin yanında Türkiye Cumhuriyeti Devleti Başbakanı’nı görmek belki de halkı için bundan dolayı anlamlıdır.AK Parti’nin söylemini diğer partilerden farklı kılan ve cazip yapan budur. Sorunu ülkenin gerçeğinden değil nasıl çözüleceğinden gördüğü için kitleleri peşine takmaktadır. Muktedir bir Başbakan aynı zamanda vatandaşını da muktedir yapar. Siyasetteki Kasımpaşalılığı alışıla gelen siyasi duruşlara benzemediği için şimdilik benzersizdir. iktidara talip partilerde bu emperyal duruş ve kafa tutuş var mıdır? işte bunu başarabilirlerse ancak o zaman iktidar olmayı hak edebilirler.

    Ve bunu yapamadıkları için halkının desteğini alan ve geçmiş dönemlerde oldogu gibi bu dönemde de iktidar olmaya talip olan sayın BAŞBAKANIMIZ RECEP TAYYiP ERDOĞAN I tam destekle destekliyor muyuz daha iyi bir TÜRKiYE iCiN RECEP TAYYiP ERDOĞAN ALLAH YAR VE YARDIMCINIZ OLSUN
    Tümünü Göster
    ···
  2. 2.
    0
    up up up
    ···
  3. 3.
    0
    up up up
    ···