türbanlı fatihte sikilir

girersin semte usul ikindi vakti. merkezde mollalar, ışid bayrakları, islam için yüreğini veren genç mücahitlerin çığlıkları eşliğinde yavaşça ilerlersin. ellerinde afişler, şeyh hacı übeddin hazretlerinin sohbetine buyurmaz mıydınız genç kardeşim diyerek karşılar sizi 45 cm uzunluğunda sakallı padawan mollalar. onlara allah'ın seldıbını ilettikten sonra devam edersin yoluna. imam hatiplerden yükselen zil sesleriyle kendine gelirsin. artık yakındasındır. yaklaşırsın şeyh ali bağdadi özel kız yurdu tabelasına doğru. girişte seni 1.70 boylarında gözlüklü, deniz mavisi gözlerinin güzelliğini saklayamayan, siyah türbanı ve dar mavi pardesüsünün altından iri huri tomurcukları belli olan adeta cennet-i erbab bir islam kadını karşılar. yanınıza yaklaşıp allah'ın seldıbını vermesine izin vermeden yapışırsınız bir için su olan lokma dudaklara. dur napıyorsun imdat! diyemeden gözlerine bakarsın. iki vücuddan da fışkıran o imanlı şüheda kalmıştır sadece geride. çok geçmeden kendini cennetten bir parçaya ulaşmışçasına bırakır islam neferi türbanlı. daha aşşağı inersin o mavi pardesünün altında inleyeyen adeta fışkıran nur gamzesi göğüslere ulaşmaya çalışarak. çoktan uyarılmıştır türbanlının iri göğüsleri. uçlarını dillersin seri seri. orgazm olmuştur türbanlı daha o üstün mağbede ulaşmadan. şimdi sıra sendedir. soyarsın cima ettiğin huriyi, sadece türbanını bırakırsın altında. dar gül kokulu pembe amcığa ulaşmışsındır. hiç düşünmeden köklersin padişah mahsülünü taşıyan damarlı şahbaz yannanını. altında inleyen huri'ne bakarak kendinden geçersin adeta. gözlerinden iki damla yaş akarken helalim, daha hızlı helalim diye inler o cennet parçası kadın. çok geçmeden akıtırsın tüm rahmine hükümdar döllerini, adeta tarlasını işleyen bir çiftçi gibi. öpersin ıslak dudaklarından eşinin. artık o senin karındır, senin olmuştur. hiç düşünmeden koluna takar imam nikahını kılmak için camiye koşarsın.