Hemen başlayayım.

Bilmem farkındamısınız beyler ama şu yaz dizilerinin nerdeyse hepsi aşk kavrdıbını ele alıyor.
Yok inadına aşk,o aşk benim, çilek kokusu, kiralık aşk, ilişki durumum karışık, adı mutluluk vs. vs.

insan biraz düşününce neden sorusu aklına gelmiyor değil.
Peki ya neden ? Onuda söyleyeyim ; Özendirme ve Kazanç sağlama.

Özendirme deyince sizin aklınıza ilk gelen şey benimde aklıma geliyor. yok elbiseymiş, yok aşkmış, yok tatilmiş falan falan.

Peki ya ülkemizin böylesine zor zamanlarında böyle neden böyle bir yol haritası çizdiğini merak ediyormusunuz ?

Onunda nedeni çok basit: insanlarımız gerçeği görmesin, hep mutlu olsunlar. Ülke ne durumda umurlarında olmasınlar. dimi.

Birde yabancıların baktığı gözle bakalım. hemen ABD ye gidiyoruz ve filmlerine, dizilerine birkaç dakikalığına göz gezdiriyoruz. Agents of S.H.I.E.L.D. dizinsinden başlayalım. adamlar açık açık devlette neler yapıldığını söylüyor dimi.
Ben daha bizde öyle bir dizi görmedim. bi kurtlar vadisi var onunda ne tür bir saçmalık olduğunu hepiniz biliyorsunuz.

Böyle çok örnek var ama uzatmayalım hemen başka bir konuya geçelim.

Dizilerin nerdeyse hepsinin tatilde geçmesi: Doların 3 Tl yi bulduğu bu günlerde insanların tatile çıkması pekte kolay bir durum değil biliyoruz. Ama gelin görün ki bu diziler bize tatile gidin orda hayatınızın aşkını yaşayacksınız diyor. Tabi bizim mal ergenlerde ailelerini zor durumda bırakıp gitmek istiyorlar.

Peki ya neden tatilde çekiliyor bu filmler: Çok basit aslında bunun cevabıda ; Ülkemizde son zamanlarda yaşanan olaylardan dolayı turist çekemiyoruz. Bunu gören devlette hemen Türk insanın cebinden kazanç sağlamayı umuyor.
Hatta bilmem farkındamısınız ama şu yaz dizilerinin çoğunun sponsorları devlet tarafından desteklenen sponsorlar.

yorumda devam ediyorum.

insanlar zenginlere özendiriliyor. umut fakirin ekmeği. hoeahahaoeha

inadına aşk a laf yok

Beyler o değilde şu an soğuk savaş döneminde mağlup olmak üzereyiz farkında mısınız?? Ulan ergenlerin işi gücü ya futbol, ya karı kız ya da gibimsonik diziler ve şarkıcılar. dıbınakoyum gençliği zehirliyor bu o.ç medya yok şu futbolcu ya saldırmışlar diye haber çıkıyor hemen salaklar geçmiş olsun sonuna kadar yanındayız falan dıyolar. Ulan farkında mısın şehit oluyor ŞEHiT sizin işiniz gücünüz hayatınızda kazanamayacaginiz parayı 1 senede kazanan salak futbolcular veyahut gibimsonik dizilerde bu bunu gibcek mi acaba amk.Bi kitapta okumuştum uzun zaman önce zamanında Süleyman Demirel japon uzmanlardan gençler hakkında araştırma yapmasını istemiş gençlerin durumu hakkında. Sonuç Türk gençlerinde milli bilinç yok. Sonuna kadar haklılar lan. Uyanın artık UYANIN ulan Japonya'da bizim şanlı tarihimizin 100 de 1 i yok lan ama adamlar yediden yetmişe milli şuur içindeler ve ülkelerini dünya devleri arasına soktular. Ee şimdi la böyle konuşuyon ama bu yazıdan sonra 31 çekip bilgisayar oynuyacan amk diyenler olabilir ama yapmıyorum ister ınanın ister inanmayın. Bilinçlenelim beyler derslere önem verelim adam gibi yetışelim ve ülkenin başına adam gibi adamlar geçsin sacma sapan andavallar değil. Teknolojimizi geliştirelim, ekonomimizi geliştirelim lan. Belki bu entri hiç giblenmeyecek umrumda da değil zaten ama en azından sadece 1 kişi bile bilinçlense kârdır herkese iyi günler

Bilmem beyler şununda farkındamısınız ama bütün bu ülkedeki gerçekleri söyleyen filmler yayından kaldırıldı. Beş kardeş, L&M,Kardeş Payı vs.vs.
Bunların kaldırlmasında ki en büyük amaç neydi hemen onuda söyleyeyim ;
Ülkemizde mizahi açıdan bir film bırakmamak. neden diye sorarsanız ;
Mizah demek gelişmek demektir bir anlamda. O filmleri izleyenler bilir ki o filmler sadece bir dizi olmakla kalmaz aynı zamanda bir öğretmendir.
insanlara gerçeği öğretir. hayatı öğretir, zorlukları ve onlarla nasıl başa çıkacağımızı öğretir. Kardeşliği sevgiyi hüzünü acıyı öğretir. Peki ya bunları öğretse dahi neden kaldırılıyor derseniz ;

Çünkü bunları öğrenen insan kaybetmeyi bilir. Herşeye inanmaz artık, her denileni sorgular. ya yanlışsa ya kaybedersek der.

Peki ya insanları müşteri olarak gören bir sistem bunları istermi ?

Cevabı Kesinlikle "HAYIR".

Amk fark etmiyor musunuz ? Zenginlerin hayatlarına özendirme söz konusu . Herkes daha iyisi için savaşıyor . Her zaman iyi zengin kötü zengin var ama hep iyi zengin kazanıyor . Yani göz boyamak için . Misal ağa hep cömert , bağışlayıcı değil mi ? Gerçekte oturduğu yerden kazanan , insanlardan geçinen bir asalak . Birde içine entrika koyunca mal milletimiz abaza striptiz izlermişçesine izliyor . Tabi halka sevdirilen bu oyunculuk nedir bilmeyen " karizmatik " şoroloları reklamlarda oynatıp sığır kitleyi kandırmak işin cabası .

Edit: Eksi veren arkadaş herhalde hem Trabzonlu olduğunu söyleyip hemde "Laz kızıyım ben" diyecek cehalete sahip bir senaryo yazarına sahip olan Inadına Aşk denen televizyon yayınını (dizi demeye utandım) severek ve ailecek izliyor.

bir başka konuya geçelim.
Bilmem farkettiniz mi ama bu filmlerin çoğunda ya kız yada erkek fakir oluyor. diğeride zengin.
Bir bakıma umut veriyorlar insana.
Ama neden ? Onunda nedeni çok basit ; insanlara fakirliği bir bakıma güzel göstermeye çalışıyorlar. Daha çok istemeyin, hayatınız zaten güzel diyorlar.
Bir bakıma biz zengin kalalım siz fakir kalın diyorlar.

Diğer bir konuya geçelim ;

Hemen başka bir konuya atlayalım. Yaş kitlesinin 5-16 yaş arası olan dizilerdeki öpüşme sahneleri.
Hadi bunu amerikada yaparsın kimse birşey demez. Hristiyanlık ve yahudilikde böyle bir günah yok.
Ama gel gelelim ki müslümanlığı savunarak bu ülkenin başına geçenler, bu yaştaki çocuklara bunları öğretiyor. Tabi bizim ergen ve altı olan neslimiz buna kanıyor.
Öpüşmenin iyi birşey olduğunu zannediyorlar şimdi onlar.

Zaten son 2 yılda facebook ta 7-15 yaş arası gençlerimizin popi olup kızlarla sevigli olma çabası bu durumun doğruluğunu gözler önüne seriyor.

Müslümanım diyorsan böyle sahneler yaşatmayacaksın olay bu kadar net.

Hemen atlıyarak açık saçık giyinme olayına uçuyoruz.

Zaten artık hepiniz biliyorsunuz bunların nasıl giyindiğini, el kadar etek giyerek insanların karşısında kendilerini sergiliyorlar. tabi gençlerimizdede aynı yukarıda anlattığım partta ki durum açığa çıkıyor.

Bizi bir şekilde şuan tarihin gördüğü en lanet nesil yaptı bu televizyon dizileri, ama gelecek nesil bu 4te 3ü su olan dünyanın sonu olacak. Bizdende lanet nesil yetiştirmeye çalışıyorlar.
Bunlarda emin olun dünyadaki inançsız insan sayısını en az %700 artıracak.

Yukarda gördükleriniz sadece Türk televiyonları için geçerlidir.
Abd yavaş yavaş eskiye çevirmeye başladı insanları. Kaptan amerika olsun, Atlantis olsun, GOT olsun.

Hemen diğer bir konuya gelelim oyuncular konusu. ABD filmlerinin çoğunu biliyorsunuzdur zaten. öyle filmler varki çok sağlam ama oyuncuları nerdeyse yakışıklılıktan zerre nasip almamış. ama müthiş profesyoneller işlerinde.

Birde Türkiye'ye gelelim. en küçük kanalların yayınladığı bir filmde bile alınabilecek en yakışıklı oyuncu aranır. Onu öyle bir giydirirsin ki izleyiciler hayran kalır.

Hemen bir örnekle başlayalım. Hiç izlemedim izlemem, ama çevremde geçen konuşmalardan medcezir dizisiyle ilgili bir örnek vereyim.

Filmin yakışıklı oyuncusu kim ? tabi ki Çağatay Ulusoy dimi, tamam bu cepte. şimdi birde oynan oyunu bir göz önüne alalım.

Film zamanlarını hatırlıyorsunuz dimi. Biraz kış olduğu zamanlar.
Kesin çevrenizde sizde duymuşsunuzdur.
Yamanın botları olayını.
Herkes onu almak istedi. gördüm çevremde ki nerdeyse herkes almak istedi. Kendilerine hiç yakışmayacaklarını bildiği halde istediler oysaki.

Bu ne demek biliyormusunuz bir bakıma oyuncuların bizim üzerimizde bıraktığı etkilerdir.
O ne giyerse sizde ondan isterseniz.

Oysa o botlar piyasan kalkmıştır ve sizden ulaşamayacağınız birşeyi istemenizi istemişlerdi.

Gidin dünyanın diğer bütün ülkelerine bakın hangi elbiseyi ön planda yayına almışlar diye.
Hiçbir yerde göremeyeceksiniz. Çünkü Türkiyedeki dizi sektörünün dünya üzerinde eşi ve benzeri yoktur.

Şimdi kötü alışkanlıklara gelelim. Medcezirden bir sahne ile başlayalım. Diziyi izleyen insanların idolü olan Çağatay Ulusoy deniz kenarında bira içiyor. (aslında soğuk çay içiyor amk)
Şimdi size soruyorum idol aldığınız bir insanın yapmak istediklerini ,yapmak istemezmisiniz?
Şahsen ben isterim. Öylesine reyting alan bir dizide açık açık bira içilme sahnesini 5 dk göstermek le bizden ne yapmamızı istiyorlar ?
Tabi ki bizimde onun gibi bira içmemizi.

Ha şöylede diyebilirsiniz. yav hewal cugarayı sansürliyorlar o nedendir ?
Onunda cevabı çok basit ; Kendilerini masum göstermeye çalışıyorlar.

tamam farklı bir örneğe geçelim.

Türk dizilerinin çoğunda yakışıklı adamda dövme vardır dimi.
ve bu dövmeyi de açık açık en az bölüm başı 10 kere gösterirler dimi.

Peki ya idol aldığın kişinin dövesinden sende yaptırmak istermisin ?
Kesinlikle istersin dimi. * )

Buda bu dizilerin ayyaş bir gelecek oluşturması içindir.

bu yaz aylarında ki dizilerde öne çıkan bir başka olay ise kızlar için kapışma ;
Normalde olması gereken nedir önce onu söyleyeyim : sevdiğin kız bir sevgili yapmışsa sevgini içine gömersin ve ayrılana kadarda terbiyesizlik olmasın diye aşkını itiraf etmezsin.

Ama gelin görün ki bu yaz dizileri bize aşkınızın peşinden gidin gerekirse kavga edin hava atın para harcayın der. bu şekilde hem kendilerine kazanç sağlarlar, hemde gelişmenizi okumanızı engelleyip üstüne birde sizi üzürler.

Buda onların gelişmiş bir başka oyunudur.

pnp bizim ülkemizde devleti ifşa eden bi dizi olsa anında yayından kaldırılır.Bu arada
Fakire sukretmeyi öğret ki zengini yadirgamasin

Bir başka konuya geçelim senarist olayına. Bana sorsanız bu ülkedeki en iyi 2 senarist kim diye tereddüt dahi etmeden Burak Aksak (L&M senaristi) ve Selçuk Aydemir(Kardeş Payı, Düğün Dernek) derim. Ama gelin görün ki şuan şu iki müthiş yeteneğin yazdığı bir dizi yaz sezonu boyunca oynanmadı. Böylesine hayalgücü geniş iki yeteneğin dizilerini izlemeyip, gidip 5 kuruş etmeyen taktan senaristlerin dizilerini izlememizin sebebini açıklayayımmı size ?

"Tek sebebi devletten korkan kanallar". Kardeş payı reyting düşüklüğünden dolayı bitmedi gidip bakın o araların reytinglerine, göndermeler çoğladı iki tane ceza yedi kanal devletten uyarı aldı hemen kaldırdılar güzelim diziyi.

işte tüm olayımız bu devlet.

Admalar doğruyu söylememizi istemiyorlar. Misal açın haberleri. Herhangi bir ekonomi kanalı olsun ne yazar ? çok basit ; Yunanlarda kriz !! yazar.

Ama gidip şöyle bişey yazmaz ; Yunanlarda etin kilosu Türkiyede ki etin kilosunda %60 daha ucuz diye.

Neden mi : Çünkü devlet ve sistem heryerdedir sadece diziyle kalmaz aynı zamanda medyanın tamdıbını ele geçerir.

tamam ben dizilerle devam edeyim.

Bir bakıma bize yavşaklığı güzel gösteriyor bu diziler.

Nasıl diyeyim ya kavak yelleri diye bir dizi vardı bilmem hatırlarmısınız ?
Annemler izliyor diye birkaç hafta izlemek zorunda kalmıştım ister istemez.

O dizide ne oluyordu iki yakın arkadaş birbirlerinin sevgililerini elinden alıyordu ve çok normal karşılanıyordu.

Ha birde Aşk-ı memnu var. Onu anlatmıyorum bile,

bu dizilerin bizi ne denli pisliğin içine bulaştırdığının farkında değilmisiniz lan. gerçekten bak.

bir insanın amcasının karısına bakması normal birşey mi amk ?
sen birde utanmadan dizi yapıyorsun ?

Bu şekilde son 4 yıldaki inançsız insanların sayısının ne kadar arttığına bakın. Durum gerçekten içler acısı.

hemen yeni bir konu açalım.

Aslında biz dizilerle kültürümüzü kaybettik.

Yok panpişş, yok aşkitom, yok laykladım, şapşik gibi kelimelerin çoğu böyle dizilerden geldi.
Bilmem hatırlarmısınız birkaç kere şansa denk gelmiştim pis7li diye bir dizi vardı. Orda zengin bir tane kız vardı konuşmayı bilmeyen hani yanında 2 tane kızla gezen.
Ha işte o kız bizim kültürümüzü mahvedenlerden biri bak. Yada ona öyle konuş diyen senarist.

Konuşma tarzını farkettiyseniz o kızdan sonra birsürü ergen benimsedi. ve öyle konuşmaya başladı.

Çoğu dizide aynı bu şekil kelimeler ortaya çıktı. Kelimeler ortaya çıktıkça kültürümüz yozlaştı. Bundan 5 sene sonra emin olun velhasıl kelam gibi müthiş kelimeleri kullanan çok az kişi olacak.

Bu dizilerle bize ne dediler hep yayıncılar.
MEDENiYET!!
Yav kardeşim Kültüründen olduktan sonra ne anlamı kalırki medeniyetin.

Son zamanlarda farkettiğim diğer bir olayda konuşma şekilleri ; nasıl diyim yani hani acil aşk aranıyordu dizinin adı galiba orda bir tane bayan var kızıl saçlı. ha işte o.
konuşma tarzı çok garip geliyor bana şahsen. nasıl diyeyim insanı, (bunu söylemek zorundayım) zevke getiriyor desem yanlış olmaz. (birazda gıcık ediyor)

ha işte bakın şimdiden alın rezervleri en fazla 5 ay sonra bu ülkenin tüm kezbanları öyle konuşmaya çalışacak.
Buda dizi sektörünün başımıza getirdiği lanet olaylardan biri olacak.

Hemen magazine de atlayalım. geçen bir haber okudum adı mutluluk dizisindeki iki başrol evleniyormuş. ve diğer başrol yardımcısı arkadaşlarda sevgililermiş.
Bunlar ne söyleyeyim mi ; bundan bi 6 7 sene öncesine kadar insanları kandırdığı sistemin aynısıdır. Ya bir ünlü çocuk sahiplenir magazinin ilk sayfasına oturur. ardından 5 gün sonra albüm çıkarır. trend satar. Yada iki ünlü evlenir aynı sinema filminde oynar o filmde full satar.

Olayları bu.

Ama neden bunu yapıyorlar.

Misal açtınız televizyonu karşınızda aynı bu haberi gördünüz ne yaparsınız ? ben yalan söylemeyim merak ederim.

Birde evde akşama kadar oturan annelerimiz ve kardeşlerimizi düşünün hemen o filmi izlemezler mi ?
Ben bile izlemek için istek duyarken onlar nasıl duymasın.

Böylelikle ne oluyor biliyormusunuz bu bizim çok zeki Türk dizi medyamız bizi birden bire farklı bir tarafa yönlediriyor. bizi onları izlemek zorunda bırakıyor bir bakıma.

Ve kolayca reyting kasıyorlar.

Bakın size bunun tam tersinde bir örnek vereyimmi . Kemal Kurulçay ismini kaçınız nerden hatırlıyorsunuz. Çoğunuz tanımaz bu ismi ama yazın bi googleye resmine bakın ne kadar tanıyormuşuz aslında. ama bu adamın magazinle ilgisi yok sadece tek yaptığı işi başka hiç bir şey değil.

Magazin olmasaydı Türk dizileride olmazdı. Onlara şunu yap dersiniz yaparlar.
Sizlere söylerler ve sizde cahilliğinizden olsa gerek hemen inanırsınız.

Panpa öyle ergenler özensin diye o yaş kitlesini vuran diziler genelde şarkılarda aynı şekilde adamlar işi bilip salak ergenlere yükleniyolar yapcak bişey yok

Rezervullah

dıbına koyim yine moralim bozuldu varya hiç iyi değil bu gidişat.