tarih : 13 Ocak 2016
Yer: istanbul

Herkesin sıradan bir gün dediği sabah saldırmışlardı. Televizyonlarda 11 Eylül ikiz kuleler saldırısından daha büyük bir saldırı olduğunu söylüyorlardı. Ölü sayısı bilinmiyordu tahminen 5.000 türk hayatını kaybetmişti. Boğaziçi ve Fatih sultan mehmet köprüsü çökmüştü. Ayasofya yıkılmış meydanlar canlı bombalarla dümdüz edilmişti. Herkes şoktaydı. Ve çok korkuyorlardı. Yetkililer açıklama yapmamıştı daha. istanbul ambulansların siren sesleriyle inliyordu. kim bilebilirdiki bugün ölüme uyandığını

Okuyacak varsa devam ederim

Yaralıların, cesetlerin enkazlar altından çıkarılması tam olarak 4 gün sürdü. Cumhurbaşkanı saldırıdan 2 gün sonra kameraların karşısına geçti. Başkomutan üniformasını giymişti. Saldırının ışıdin yaptığını söyledi ve ardından şunları söyledi

Türkiye Cumhuriyeti devleti bunu yapanların kökünü kurutana kadar devam edecek bir savaşa girmiştir. Yalnız ışıd değil. Bunu yaratan devletede savaş ilan ediyorum. Ey Kafir israil.Ey kafir amerika Sözüm sanadır.

israil Cumhurbaşkanı Netanyahu: Türkiye ortadoğunun normalleşmesindeki en büyük engeldir. Faşist ve katildir. Ermenilere, kürtlere soykırım yapan. Yahudilere soykırım yapılırken nazi yanlısı olan Türkiye'nin bu dünyada yeri yoktur. Kansa kan. Diye açıklama yapmıştı

ilk saldırı aşdoda düzenlendi. Savaş gemileri aşdod limanını ve çevresini füze yağmuruna tuttu. israilin hava savunma sistemi füzelerin %50 sini engelliyordu. Ama bu yetmiyordu

DINLIYOR MUSUNUZ

iran amerika çin iran ingililtere birbirlerine çoktan girmişti. 3.dünya savaşı kaçınılmazdı. Türkiye 65 tane f-16 yla ışıdın mevzilerini bombalama operasyonu başlatmıştı. 4 saatlik hava operasyonunun ardından 100.000 türk askeri Suriye'ye girdi. Tarihin bizden aldığı toprakları geri alma zamanıydı artık. Bölgedeki ışıd unsurları Türklere dayanamıyordu. Suriyeye gerçekten barış getiriyorlardı.

Devamı geliyor

Suriye'de bunlar olurken. israil de aşdod limanı harekatı şiddetini arttırıyordu. israil Amerika'dan aldığı f 35 leri sahneye çıkartmıştı. Her bakımdan f- 16 dan üstün olan f-35 türk jetlerini avlıyordu bunu engellemek amacıyla Akdenize savaş gemileri yığılmış karadan havaya füzelerle f-35 ler vurulmaya çalışıyordu. iki tarafta karaya asker çıkaramıyordu. Nasıl çıkarsınlar ki artık bu o eski savaşlara benzemez bi füze 100 askere bedel di. Türkiye eğer israilin içlerine girip o hava savunma sistemlerini devre dışı bırakamazsa türk askeri limana adım atamazdı. Jetlerin kalktığı havaalanlarını uzun menzilli füzelerle alırlarsa işgal kolaylıkla gerçekleşecekti.

Aşkelonda bulunan Demir kubbe adlı hava savunma sisteminin tamamlanması 8 yıl sürmüştü. Bu sistem 600 km lik alanı her türlü füzeden roketten koruyorudu ancak hepsini değil. Demir kubbe yi yok etmek için ankarada büyük bir strateji konuşuluyordu.bu sistemi yok etmek Türkiye'nin ve dünyanın en ölümcül askeri Birliği olan bordo berelilere düşüyordu. Bugüne kadar yetiştirilen en donanımlı 30 bordo bereli aşdod limanına çıkıcak kanalizasyon sistemini kullanarak kimseye görünmeden limanın içine girecek ve 20 km mesafedeki aşkelona gidecekti. Asker kıyafeti giymeyeceklerdi. israil vatandaşı gibi görüneceklerdi. Teçhizatlarını sırt çantalarında taşıcaklardı ve 5 li grup halinde gideceklerdi. Adeta hayalet gibi gören kimse bilmeyecek onların aslında azrail olduğunu.

Türk ordusu Suriye'de kesin bir zafere doğru ilerliyordu. Suriye tam bir kan gölüne dönmüştü. Kara savaşı Suriye'de mümkündü ordu ışıdın kalesi rakkaya dayanmıştı. Asker 5.362 türk vatandaşını şehit eden teröristlere acımıyordu. Esir almak yasaktı. Işıdlılerin kafası kesiliyordu. Canlı canlı yakılıyordu. Bu deccalin askerlerini öldürmek adeta sevaptı. Ankarada Suriye için konuşan başkan: Suriye tamamıyla Türkiye Cumhuriyeti devletine bağlanmalı her türlü unsuru temizlememiz lazım. Esad'a şimdilik ben konuşuna kadar dokunamayın. Suriye harekatı başarılı olursa sıra Irak'a gelicek. Osmanlı imparatorluğunu yeniden tesis etmeliyiz ancak böyle orta doğuya barış gelir.
Diyordu başkan. Cumhurbaşkanı bu konuşmasından sonra eski dost şimdiki düşmanı olan Beşar esadı aradı ;

Cumhurbaşkanı: Eski dostum olarak senle konuşmak istiyorum

Esad: Dinliyorum

Cumhurbaşkanı: ordunu savaştan çek, askerlerine silahlarını bırakmayı emret. Ve kaçabildiğin kadar kaç yoksa sonun Kaddafi gibi olacak bunu biliyorsun

Esad: Kaddafi şimdi cennette. Onu yalnız bırakmasaydınız belki hala yaşıyor olurdu. Ama tabii neden Kaddafi yi koruyacaksın ki. O orta doğuda senden daha güçlüydü. Tabikide sessiz kalacaktın. Şimdi anlıyorum

Cumhurbaşkanı: sana 12 saat süre ya dediğimi yaparsın ya Kaddafi gibi ölürsün

Telefonlar sert bir şekilde kapandı. Bu savaşta herkes kendini haklı görüyordu. işte bu yüzden bu savaş çok acımasız olacaktı. Türkiye artık batının egemenliğine son vermek istiyordu. Soğuk savaştan beri dünya batının elindeydi. Artık dünyayı bu düzenden çıkarmak lazımdı çünkü batının hüküm sürdüğü bu dünyada müslümanlar ölüyordu ve aç bırakılıyor du

Demir kubbe operasyonu için bordo bereliler seçildi . Bu 30 kişi adeta vatanına aşık birer katildi. aralarındaki biri öne çıkıyordu. "binbaşı oğuz karaaslan". Bu asker amerikanın Irak'ta başına çuval geçirdiği iki bordo bereliden bitanesiydi, o gün kendinizi savunun emri gelmediği için bişey yapamamışlardı o günden bu yana içinde hırs vardı. Günlerce aç kalıp savaşa bilirdi. Bu tim çekiçti ve aradıkları tek şey çiviydi. Bordo bereli timi A400 M tipi uçakla havalandı. Limana girdiğinde ışıkları kapatarak kör uçuş yaptılar ve atla ikazı yandı. Paraşütleriyle saat 02,00 de limana indiler. 5 li gruplar halinde kanalizasyona girmeye başladılar artık onları 3 saatlik bi yürüyüş bekliyordu.

Aşdod limanı savaşında havada büyük bir hezimet yaşadık. F 35 ler jetlerimizi sinek gibi avlıyordu. üstünlük kurmamız için bordo berelilerin başarılı olması şarttı. Denizde ise adeta 2. Bir Pearl Harbor savaşı vardı. Türkiye nin ne yazıkkı bir demir kubbesi yoktu. Malatya daki hava savunma sistemi israile saldırıdan önce devre dışı bırakılmıştı çünkü o sistem zamanında israil i korumak için konulmuştu. Türkiyenin her yerine füze düşüyordu vatandaş evinden çıkmıyordu ama stratejik üsler havaalanları düşüyordu. Bordo bereliler başarılı olursa onlarda savunmasız kalacak ve direkt işgal başlıcaktı

iran ve Rusya gemilerini Akdenize Türkiyeye yardım için çoktan yollamıştı. Amerikan, ingiliz donanması Akdenize ilerliyordu. Artık bu Doğu ile batının savaşı olmuştu. Artık 3.dünya savaşı başlamış tı.

Tim aşkelona varmıştı. Demir kubbe sistemi askeri bi tesis olan yaron tesisindeydi. Binbaşı oğuz planı anlatmaya başladı: tesis 800 m2 den oluşuyor. Sistem yerin 3 kat altında, susturucularınızı takın ve temiz savaşın cesetleri ortalıkda bırakmayın odalara sıkıştırın. Fatih(oğuzdan sonra gelen en önemli bordo bereli. Irakta başına çuval geçirilmesine izin vermemişti emre itaat etmeyip savunacaktı ama oğuzu dinledi) Fatih sen güvenliği ele geçireceksin ve vurduklarının öldüğüne emin olacaksın yanına 4 kişi al bi terslik olursa bana bildir. - Emredersiniz. Saatlerinizi ayarlayın 1 saatimiz var. Allah yardımcımız olsun.

Tim yaronu kuşattı. Girişi koruyan 4 asker vardı ve giriş kapısının 2 yanında makineli mevzisi.ve Onları kullanan 2 asker. içeri girmek için ankaradan emir bekliyorlardı. Öncelikle tesisin elektiriğinin kesilmesi lazımdı yoksa kameralar görürdü bu düşünülmüştü önceden. Tesis hacklendi ancak tesis 1 saatte 1 durum normal mesajı gönderiyordu 1 saat sonra gönderilmeyecekti ve anlayacaklardı bi terslik olduğunu o yüzden 1 saatde operasyonun tamamlanması lazımdı. ve ankara dan emir geldi Çok temiz bi 6 atışla giriştekiler etkisiz hale getirildi. Hızlıca içeri girdiler daha fark edilmemişler di fatihin ekibi güvenliğe koşmaya başladı kapıyı kırıp içeri girdiler. Fatihten oğuza
- güvenlik tamam -.

Oğuzun timi sisteme doğru gidiyordu. Ancak tesisde 130 askeri personel, 80 teknisyen vardı
Tesisi koruyanlar şayetat 13 den di.( israil özel kuvvetleri. Mavi Marmara baskınını yapan özel servis) çatışmalar şiddetlenmeye başladı. Özel kuvvetler her katı savunup mevzi almışlardı. Koridorlar ağır makinelilerle korunuyordu. Gece görüş gözlükleri şayetat 13den bazıları takabilmişti takamayanlar avlanmıştı çoktan. Tim -1. Katı ele geçirdi 2 asker şehit oldu -2. Kata ineceklerdi tam o anda şoka uğradılar elektrikler geri gelmişti.

Oğuz: elektrikler geri geldi. Neler oluyor fatih

Fatih: burda bizden başka kimse yok. Tekrar ediyorum. Burda bizden başka kimse yok.

Oğuz: Ankara'yı bilgilendir. Allah kahretsin destek gelebilir birisi geldiğimizi biliyor. Tetikte olun

Fatih: tetikteyiz

Dışardan sesler geliyordu. Helikopter sesiydi bu

Fatih: destek geliyor. Tekrar ediyorum destek geliyor. Çok sayıda helikopter sesi var tamam.

Oğuz: Allâh kahretsin. Beceriksiz hackerlar yüzünden düştüğümüz duruma bak. Elektriği kim geri getirdi fatih

Fatih: Ankarada hacklenmiş. Muhtemelen siber savaşı kaybettik.

Oğuz: fatih orayı savun sana emrediyorum o desteği bizim arkamıza sokma. O desteği yok edin yoksa burdan çıkamayız

Fatih: Anlaşıldı. 5 kişiyiz burda, hızlı olun

FiNAL SERiSiNE GiRiYORUM BURDAMISINIZ

Tim sistemin bulunduğu odaya girdi. Patlayıcıları yerleştirmeye başladı

Oğuz: fatih rapor ver

Fatih: ---

Oğuz: fatih rapor ver

Fatih: savunduk.

Oğuz: fatih neler oldu orda cevap ver

Fatih: hakkını helal et

Oğuz: fatih

Fatih :---

Oğuz: helal olsun kardeşim, helal olsun

Oğuz timi toparladı. Fatih ve ekibi şehit oldu. Çok kalabalık bir grup bize doğru geliyor. Çatışamaya hazır olun. Patlayıcılar yerleştirilmişti. Şimdi geriye dışarı çıkıp tesisi havaya uçurmak kalmıştı. Çıkmaları için düşmanları etkisiz hale getirmeleri lazımdı şarjörleri azalmıştı. Destek kuvvetleri gelmişti ve çok kalabalıktı oğuzun takımından 23 kişi kalmıştı karşıda ise 100 tane şayetat 13 askeri cephane az asker az, oğuz bu çatışmanın nasıl sonlanacağını biliyordu. Ama korkmuyordu. Ölüm onu korkutmuyordu

BURDAMISINIZ

Çatışma. Atılan bir el bombası ile başladı 1 asker şehit düştü. içeri duman atmaya başladılar ve içeri sızdılar. Orda askerimizin sıktığı her bir kurşun tarihti. Öldürülen her bir düşman zaferin ta kendisiydi. Tim yavaş yavaş düşüyordu oğuzun şarjörü bitmişti bi tek el bombası vardı. Bide yerleştirdikleri patlayıcıların tetiği.
Timden sağ kalan 5 kişiydi. Düşman her halükarda üstündü. Oğuz derin bir nefes çekerek

- Tim toparlan. Dedi. Elindeki tetiği göstererek şu cümleleri dedi. Hadi çıkalım burdan... Peygamberimizin yanına gidelim.

Sağ kalanlar silahlarını bıraktı. Ve Emredersiniz dedi.

Hep bir ağızdan: ALLAHU EKBER. ALLAHU EKBER.. ALLAHU EKBER...

işte o gün orta Doğuda uzun zamandır olmayan bir şey oldu. ilk kez Allahu Ekber kelimesini doğru kişiler söyledi...

Demir kubbe devre dışı bırakılmıştı. Artık israil savunmasız kalmıştı. 30 bordo bereli kendi tarihlerine ve ırkının tarihine yakışır bir şekilde işini gayet iyi yapmıştı. Savaşın seyrini değiştirdiler. Artık israil savunmasız kalmıştı füzeler israil havaalanlarını vuruyordu. 1. Ve 2. Ordu israile denizden ve karadan takviye ile çıkmıştı. israilin işgali başlamıştı. Dünyadaki kanser hücresi olan siyonizm ve masonluk bu ikisine büyük bir başkaldırı idi. Artık israilde günler sürecek bir Savaş başlamıştı. Ancak dünyayı çok büyük bir süpriz bekliyordu. Korkunç bir süpriz.

israilde bunlar olurken suriye de ordu ışıdın kalesi rakkayı çoktan almıştı bilanço umulan bir rakamdı. 350 asker şehit. Ancak artık ışıd diye bir şey kalmamıştı. Esada gelince Esad ordusuna silah bırak emri vermişti. Çünkü kendisi de biliyordu baş edemeyeceğini. Suriye artık Türk toprağıydı. Lakin bu böyle kalacakmıydı. Suriye çıkar dolu bi ülkeydi. Kimse rahat rahat yar etmezdi Suriye yi

TO BE CONTINUE