türkolog olarak meraklarınızı

@1 kardeş sana iki sorum var. birincisi "ahi" kelimesi arapça kardeş manasına gelen "ahı" dan mı gelmektedir yoksa türkçe "akı" olan cömertten mi gelmektedir? zira fransız alimi j.deny ahilerin (misafir-perverliği gibi) isimlerini de bu türk an'anesine bağlamaktadır.

(kaynak: türk cihan hakimiyeti mefkuresi tarihi - prof. dr. osman turan)

@20 macarlar bizi kardeş olarak görüp görmedikleri gibimde değil. avrupa hunları ve çuvaşlar karamanoğullarından önce oradaydılar ve farkettiysen güzel kardeşim macaristan=hungary yani Hun-Gary Hun Bölgesi anldıbına gelir. Günümüz ışığında aydınlatabildiğimiz sadece balkanlara o dönemde gönderilen karamanoğullarıdır.

@22 kardeş zorladın ve notlarıma bakmam gerekti.11yy da karahanlılar döneminde kaşgarlı mahmud'un yazdığı güncel yazımı-divani lugatit türk-te geçmiştir araplara türkçeyi öğretmek üzere yazılmıştır. Türkçemizin özelliğinden kaynaklıdır belki bilirsin r leşme ve l leşme olayı gibi yani r nin z l nin ise ş olma durumu. çuvaşcada par türkçede buz örneğini verenbilirim. ahi akıdan gelme olasığı %99 dur büyük ünlü uyumu dil evrimleştikçe ortadan kalmaktadır sadece yapısal özellikler ile nerden geldiğini bilebiliriz. k harfide günümüze h harfi olarak geçmektedir. arapçadaki sadece bir rastlantıdır.

reserved

@24 sağolasın panpa. bir sorum daha var müsade edersen. yine aynı kaynakta hoca miri toprak rejimini oğuz geleneğine dayandırmaktadır. yani der ki her ne kadar göcebe bir toplum olsak da yine de belli ölçüde zirai üretim ve meracılık varmış ve beyler bunu kendi bünyesindeki ailelere dağıtırmış. en büyük ve bereketli yeri kendi alırmış ve yeni bir aile kurulduğu vakit o kendine ayırdığı büyük parçadan yer verirmiş. tabi mülk edinmeden oluyor bu dağılım. halbuki buna benzer rejim hz ömer zamanında da vardı. şimdi peki bizim yaptığımız toprak rejiminin kaynağı tam olarak nedir? bunu bi özetleyebilir misin?

@26 bir sigara molası rica ediyorum.

@27 ne demek kardeş. bu arada bi sorum daha olacak bundan sonra.

şah ismailin azerilerle bağlantısı varmıydı panpa bilmiyorum.
not:azeriyim

@26 ilk başta göçebe demiyoruz konar-göçer diyoruz çünkü göçebelikte at olmazsa olmaz unsur değildir. asya coğrafyasında konar-göçer olarak yaşayan türkler yanlarında sadece büyükbaş yerine küçükbaş hayvanlar taşımışlardır ki hızları düşmesin diye. bunun yanında zirai olarak uzun süre beklememeleri gerek işler yapmışlardır. çünkü çin gibi bir devletin yanında ki şuan ki amerikayı 100 ile çarpın işte size o dönemlerdeki çinin gücü. yalnız güzel kardeşim bizim yaptığımız derken hangi dönemi kastettiğini anlamadım. yada sigara anlama gücümü azaltıyor *

yahu işte 10.,11. yüzyıl. bizden kastım selçuklu ve sonrasında osmanlı. muhtemelen bu müesseseler birbirlerine kaynaklık ediyorlar işte ben selçukludan daha önceye sardığımızdaki kaynağı merak ediyorum.

@29 kardeşim safevi devletine bakarsan azerbaycan ile ilişkili olduğunu göreceksin

türklüğün ve türkçenin bilenen en eski tarihi kaç yıldır.

Tümen Yabgu, Mete Kağan'ın Çin kaynaklarında geçen ismimi yoksa Mete Kağan'ın babasının ismimi hocam?

@33 olum google diye bişi var ya. dur şurada bi derin muhabbet yapacaz atlama hemen.

@34 http://tr.wikipedia.org/wiki/yabgu al ve gibtirgit. beğenmediysen başka kaynkalara bak.

@21 o zaman türk değiller.

"ben türklerin ve kürtlerin bin yıldır beraber yaşadıkları safsatasına hiç inanmadım. aynı coğrafyada yada aynı sokakta yaşamak beraber yaşamak anldıbına gelmiyor benim için. hep söylenen bişey var ya “biz gençken arkadaşlarımızın kürt yada ermeni olduğunu bilmezdik, gül gibi geçinirdik…” diye… sanırım sorun burada başlıyor, o arkadaş kürt yada ermeni olduğunu gizlemiş, sen de bunu hiç deşmemişsin. türkçeyi yanlış kullanmasını yöresel sanmışsın, hatta onun kürt olduğunu bilsen bile sorunları olup olmadığını hiç önemsememişsin. oysa beraber yaşamak böyle şeyleri gerektirir." ahmet nesin

@35 tmm la tmm hep sen sor zaten

@38 panpa ayıp ettin üzüldüm dediğine sen de sor ne demek ama hani kolay bulabileceğimiz şeyleri sormayalım daha derin olsun istiyorum muhabbet ondan dedim. özür dilerim kırdıysam.

@31 biraz geç oldu ama tam bilgi vermek için araştırdım. Kaşgarlı Mahmud'un eserine baktım. Ülüş sistemi olarak belirtilmiş. ülüş sistemi oğuzlarda et payı olarak ifade edilirken karahanlılar döneminde siyasi bir hale bürünmüş ve toprak payı olarak varolmuş. kafam allak bullak oldu bunu hocama sorucam. ekgibliğimi farkettirdiğin için sağol.

@40 estağfirullah. verdiğim kaynak öyle dayandırdığı için sordum. bir kaç kişiye daha sordum tartışmalı diye cevap verdiler. senin de yorumunu merak ettim.