son zamanlarda dikkatimi oldukça çeken husustur. canım sıkılınca ekseriyetle melankolik ve duygusal müzikler dinlemekle birlikte bazen hızlı ritimli ve eğlenceli türkçe pop şarkılarını dinlerim. bu sayede hareketlenir, hayata karşı daha neşeli yaklaşırım. çoğunuz da yaşarsınız bunu eminim. dert ve sıkıntılarınızı o an unutarak şarkının akışına kapılır, anı yaşarsınız. fakat ben şarkıları genelde klibiyle birlikte dinlerim ve klipteki sahnelerden anlam çıkarırım. bu anlam da illa kimsenin göremeyeceği gizli bir hayat sırrı olmak zorunda değil yani, rus kızlarının güzel olduğu sonucu da çıkabilir bazı kliplerden. ne bileyim ortamda kız varsa çarptığında her yeri dağıtmamak için kitap, defter benzeri şeyleri yanında taşımamayı veya bara gitmenin güzel olduğu kadar pahalı da olduğu fikrini çıkarabiliriz kliplerden.

neyse, ben bu bahsettiğim coşkulu türkçe pop şarkılarının kliplerine bakarken bir tane aranjör görüyorum. hani şu söz ve bestenin yapımından hariç olarak şarkıyı düzenleyen abi var ya, işte o. görmemde hiçbir sorun yok aslında, o adama da klipte bir rol verilmiş ve ekmek parasına oynuyor klipte. fakat bu aranjörlerin klipteki davranışları bir garip geliyor bana. rollerini abartıyorlarmış ve ciddiyete kaçıyorlarmış gibi bir izlenim ediniyorum bu hareketli türkçe pop şarkılarının aranjörlerini klipte izlerken. sanki böyle insanlığın gelişiminde kullanılacak yeni bir element keşfetme uğraşındalar ve kılı kırk yararak işlerini hatasız biçimde bitirme kaygıları var. ama aynı zamanda birliktelik ve dostluk mesajı da veriyor gibiler. şarkıyı söyleyen kadınla sarmaş dolaş, sıkı fıkı hâller, kadın şarkıyı söylerken aranjörün yüzünde beliren "bravo, öğrettiğim gibi" ifadesi... ama odaklanma ve ciddiyet de asla kaybolmuyor. bir hata yapsalar kendilerine iki tokat atıp hayıflanacak gibiler.

ben şarkıcının şarkıyı söyleme şeklinden çok bunların hareketlerine takılıyorum, onları değerlendiriyorum. içlerinden birine denk gelirsem de sormak istiyorum, nedir kardeşim senin bu ciddiyetle karışık enerjin? olm sen zaten görevini yapmışsın en başta. şarkıyı güzelce düzenlemişsin. senin işin bitmiş artık, senlik bir şey yok ki. gerisini solist kadına bırak. ha, illa rol verdilerse de öyle çok zorlama kendini, abartma. o hareketleri yapmazsan seni müzik mafyası klip çıkışında keleşle mi vuracak anlamıyorum ki. elleriyle önündeki ekipmanı hararetli hararetli oraya buraya çevirip durmalar, izleyiciyi coşmaya zorlayan jest ve mimikler, oradan oraya zıplamalar, nakarata girilmesine 3 saniye kala parmakla 3-2-1 yapmalar, klip sonunda yumruk işareti yapıp yumruğu ekrana vurarak güç gösterisine girmeler... kardeşim senin havan kime? almışsın yanına güzel kızı, eğlenin tabii delicesine. biz? bize kalan koca bir hiç. o kız benim yanımda olsa saygıdan takım elbise giyip kravat takıp önümü iliklerim yahu ben. hareketlere bak...