Ulusal Komünizm, Tatar Bolşevik Sultan Galiyev tarafından 1917 yılında ortaya atılmış Komünist teoridir.Diğer adı Galiyevizm'dir.islam, Turan Birliğine verilen önem ile Ülkücü teoriye benzese de Ekonomik modeli tamamen Marksist-Leninist temeller üzerine kuruludur.Devrimden önce ulusal ve milletsel bütünlüğün tamamlanmasını daha sonra Enternasyonalist Dünya anlayışına evrilmesini öngörür.Çünkü Galiyev'e göre en çok sömürülen toprak Türkistan'dır ve bu halk Enternasyonalizm'i benimsemekte zorluklar çeker yani adapte olamaz.Bu yüzden islam ve Turan fikirleriyle onları organize etmeli, adım adım enternasyonalizm aşılanmalı.Tabi bunlar islam yardımıyla yapılmalı çünkü Orta Asya'ya Laiklik adı altında Komünizm'i aşılayamassınız.Okuma yazma seviyeleri düşük oldukları için halk bunu Ateizm sanabilir.
Çoğu Komünist'e göre Enternasyonalizm'e aykırı bir düşünce olarak görülse de öyle değildir.Galiyevizm, bir yoldaşın ilk olarak kendi milletini düşünmesini ve onları Devrim için örgütlemesini amaç edinir.Yani Galiyev'e göre bir Rus'un, Alman veya Fransız işçileri örgütlemekte bir Alman veya Fransız kadar başarılı olamaz.Bu yüzdendir ki Enternasyonalist Dünya anlayışın yolunun ilk durağı Milliyetçilik ve dindir.
Nasyonal Sosyalizm'den farklı olarak Galiyevizm'de din, dil, ırk üstünlüğü yoktur.insanların hepsi eşittir ve fanatikleşmeden(yani ırkçılığa veya mikro milliyetçiliğe dönüşmeden) kendi milletinizi daha çok sevebilirsiniz.Galiyev'e göre millet aynı zamanda bir ailedir.
Galiyev diğer devrimcilere kıyasla bir Turan hayali vardır.Bütün Altay halklarını Komünizm sancağı altında toplamayı hayal etmiştir.
Mirsaid Sultan-Galiyev
Sultan Galiyev Rus iç Savaşı sırasında Beyaz Orduya karşı Kızıl Ordu için Tatar ve Türk devrimcileri organize etmiş ve bunları yönetmiştir.Moskova yürüşü gibi önemli olaylarda görev almış ve kahramanca savaşmıştır.Kolçak ve Faşist ordusu yenildiğinde Sultan-Galiyev Partinin en prestijli ve adı geçen devrimcilerinden bir tanesiydi.Lenin(a.s) vefat edip Marx'ın katına iştirak edene kadar konumunu ve yerini korudu.Türkiye Cumhuriyeti ile yapılan işbirlikleri genel olarak desteklemesi ile bilinir.Devrimci arkadaşlarından olan Mihail Frunze Taksim Anıtı'nda bulunan 2 Bolşevik'den bir tanesidir.
Bolşevik güçlerin ağırlığı hep Batı kanadına yoğunlaşması gerektiği fikrine karşı çıktı ve Bolşevik güçlerin sömürülmüş ve hala da sömürülen topraklardaki işçilerin özgür bırakılmasını böylece oraların zenginleşeceğini savundu.Bu fikirleri onu milliyetçi olarak damgalanmasına sebep oldu ve yaptıkları konuşmalar her zaman büyük yankı uyandırdı.KUTV(Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi) yöneticileri arasında 3 Türk'den biriydi(Diğerleri Nazım Hikmek ve Şevket Süreyya).
Fikirleri Stalin tarafından büyük muhalefet gördü.Özellikle SSCB'nin kurucu devletlerinin tartışıldığı kongrede Stalin'le hararetli bir tartışmaya girdi.
Kurucu Devletlerin Rusya, Beyaz Rusya, Ukrayna ve Kafkas Federasyonu olarak belirlenmesinden sonra şu ünlü konuşmayı yaptı:
"Tarihsel olarak Türkler, Ukraynalılardan kat be kat köklü bir millettir. Türklerin üzerinde yaşadığı yüzölçümü ve Türklerin nüfus yoğunluğu Ukraynalılarla karşılaştırılamayacak düzeydedir. Kurucu devlet olarak yalnız bahsi geçen dört ülke belirlenecekse, bu bir tek Türklerin özerkliğe sahip olmayacağı anldıbına gelecektir. Çarlık döneminde bile Türklerin daha çok hakkı vardı."
Stalin bu cümleleri Irkçı söylemler olarak nitelendirdi ve Galiyev geri dönülemez son sözlerini söyledi:
"iç cebimde parti kartı taşırken ben bu eşitsizliği hak eden biri değilim. Siz SSCB kurma fikrini bozmak yolundasınız, Yoldaş Stalin. Sizin teklif ettiklerinizin hepsi, Lenin'in önünde göz boyayarak anlatılmış bir ikiyüzlülükten ibaret!"
Bu sözler yüzünden tutuklandı ve duruşmada idamla yargılandı.Stalin
Bolşevik Devrimde yaptıkları hizmetler göz önünde bulundurularak iddıbına izin verilmemesini ve sadece parti üyeliğinin alınması kararını verince bütün itibarını ve adını kaybetti.Hiçbir dergi tarafından yazı işlerine alınmadı.Yayınladığı makalaler sebebiyle son kez tutuklandı ve 28 Ocak 1940 yılında Lefortovo Hapishanesi'nde kurşuna dizildi.