/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +50 -4
    Panpalar ilk yazdığım hikayeyi okumadan buna başlayacaklar için önerim, önce ilk 2 hikayeyi okumalarıdır. Zira olay örgüsünü kavramaları daha kolay olacaktır.
    ilk ve ikinci hikayeyi okuyacak olanlar burdan itibaren okumayı bırakmalıdır, Spoiler içerir.

    Okuyacak olanlar için ilk hikaye;
    1)- (bkz: lise hayatımı geri istiyorum lan)
    2)- (bkz: kaybettiklerimi nasıl geri kazandım anlatıyorum)

    Sözlükte başlığı takip eden panpalarımın bazıları ile gerek pmden görüştüğümüz, gerek real olarak tanıştığım kişiler oldu. Desteklerinizden ötürü saolun.

    Aslında amacım burda kaderi benimle parelel olan panpalarıma bir umut ışığı olmak istemiştim. Ancak sonra bunun iyi bir fikir olmadığını düşünerek sonrasını mayısta askere gideceğimden dolayı bir an önce yazmaya karar verdim.

    Hikaye ile alakalı gelen bütün soruları cevapladım, devdıbını yazmamı isteyen panpalarımda oldu, önce yazmak istememiştim ama, insanlar umut etmeyi bir başkasının hayatı ile öğrenmemeli. Benim vermeye çalıştığım umut ışığını kendi hayatlarında kendileri bulmaları gerektiğinin kanaatine vardım.

    Bilindiği üzere diğer hikaye en son hayatımın yarısı olmuş kadıköy sokaklarının tozunu şeyda ile attırırken sona ermişti. Mutlu olduğumu, herşeyin yolunda gittiği izlenimini bırakmıştım. Ancak o kısmı külliyen yalandı. Hiçte herşey öyle dört dörtlük devam etmedi.

    Hikaye aralarında yine flashfoward'lar vereceğim. Rezerveleri alın 15 dakikaya seri partlar halinde yazmaya başlıyorum.

    Edit : Hikaye bitmiştir panpalar, okuyan herkese teşekkürler. Bütün inci sözlük ailesine buradan selam olsun. Sağlıcakla kalın.
    ···
  2. 2.
    +25 -1
    arkadaşlar hikayeyi kesinlikle yarıda bırakmayacağım ancak okuyanlar başlığa bi şuku atarsa sevinirim, okuyan yoksa çok detaya girmeden kısa bir sürede sonuca bağlayıp bitireceğim. prim diyenler olabilir, prim için yazsam ciks içeriği eklerim bol bol başlığada bir erotik resim atar primime bakarım. ancak o kadar satır yazı yazdım, ortada bir emek var okuyan olmayınca benimde yazma şevkim kaçıyor işin açıkcası.
    ···
  3. 3.
    +22
    (bkz: Part 9)

    Dur bekle diyerek seslendim bernanın arkasından. Defol git diyerek koşar adım uzaklaşmaya çalıştı ancak yakaladım kolundan ve kendime çevirdim. Tamam özür dilerim benim aptallığım diyerek sakinleştirmeye çalıştım. "ne özürü thefucking az önce sen bana ne ima etmeye çalıştığının farkında mısın" diyerek çıkıştı. Biraz dil döktükten sonra nihayet yumuşadı. Nasıl yapacağız, nasıl olacak korkuyorum ben çocuğu aldırmaktan diyordu.

    Sana söz ben yanında olacağım, herşeyi ayarlayacağım korkma berna diyebildim sadece. Sonuç olarak bir kadın ile erkek düşünceleri aynı olmuyor. Aynı zamanda o masaya yatacak olanda ben olmadığım için çok fazla derdim tasam yoktu aslında açıkcası. Bir kaç telefon trafiğinden sonra özel bir hastanenin evrakta sahtecilik yaparak kürtaj yaptığını öğrendim. Berna yanımda ağlıyordu ancak elden gelebilecek birşey yoktu.
    ···
  4. 4.
    +20 -1
    (bkz: Part 8)

    Tema
    https://www.youtube.com/watch?v=w8UyAkHAilI

    Eve geçtiğimde şeyda mutfakta birşeyler hazırlıyordu. Hoşgeldin diyerek boynuma sarılıp yanağımdan öptü. Hoşbulduk dedim sarılmasına ve öpücüğüne karşılık vermeden salona doğru yürüdüm. Sonrasında yemek hazırladığını aç olup olmadığımı sordu, birşey yemeyeceğim diyerek yanıtladım. Koltuğa uzandım ne yapacağımı düşünüyordum. Şeyda "neyin var kötü birşey mi oldu" dedi. Yok birşey diyerek geçiştirdim. içtiğim biralarında etkisiyle bir ağırlık çökmüştü üstüme, şeydaya benı uyandırmamasını koltukta uyuyacağımı söyledim, kısa bir süre sonra sızmışım.

    Enteresandır ki rüyamda o gece bernayı görmüştüm, üzerinde bembeyaz bir elbise vardı ama etek kısmında kan izleri vardı ve ağlıyordu. Aramızda geçen diyalogları hatırlamıyorum rüyadan uyanınca insan unutur ya bazen, aynen o hesap. Gözlerimi açtığımda sabah sekize geliyordu saat, kalkıp bir duş aldım. Duştan çıktığımda şeyda uyanmış üzerini giyinmişti, üzerimi giyindim birlikte ofise geçtik. biraz vakit öldürdükten sonra şeydaya benim çıkmam lazım sen idare edersin burayı diyerek çıktım. Bernayı aradım, 1 saat sonra starbucksta buluşmak üzere sözleştik. Ben erkenden gidip oturdum ve bernayı beklemeye başladım. Bir süre sonra kapıda berna göründü, görmez olsaydım eskiden bir saç modeli vardı onun çok beğenirdim, saçlarını yine öyle yaptırmıştı o gün. Önden kahkül bıraktırıp arkasını topuz yaptırmış, ve o saç modelini onda ne kadar sevdiğimi biliyordu.

    Eski günler geçti onu o an öyle görünce gözümün önünden bakakaldım sadece. Geldi ve oturdu yanıma. Bakışlarımı sertleştirip, "sen ne yapmaya çalışıyorsun ya?" dedim. "Noldu ki, naptım" diyerek yanıtladı. "O saçlarını neden öyle yaptırdın" dedim. Beğenmedin mi diyerek başını önüne eğdi ve elleriyle topuzunu açmaya başladı. Başını kaldırıp özür diledi. Herneyse diyerek geçiştirdim. Sonrasında asıl konuya girdim, "berna lafı eveleyip gevelemeyeceğim, çocuğu aldırmalıyız. Ben bugün bir araştırma yapayım aldırabileceğimiz neresi varsa bir an önce halledelim" dedim. Berna üzgün bir ses tonuyla, peki dedi sadece. Yüzüne baktım, "sana karşı dürüst olacağım berna, o çocuk benim çocuğum mu gerçekten?" dedim. Yüzüme baktı, sol gözünden bir yaş süzüldü "Allah belanı versin" diyip kalktı masadan hızlı adımlarla çıktı mekandan. Hemen hesabı ödeyip peşinden çıktım bende.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +1
      Kardes hikayenim başından beri takip ediyorum inanmıştım. Taaa ki starbucksta hesabi kalkarken ödedim deyinceye kadar
      ···
      1. 1.
        +1
        dostum, her bir mekana oturduğumuzda kalkarken, hesabı ödeyip çıktık yada çıktım yazdığımada dikkat ettin mi bilmiyorum starbucks'ın self service olduğunu biliyorum, marka yada yer ayırt etmeksizin her mekandan kalkışımızda "hesabı ödeyip çıktım" cümlesini görebilirsin". totalde üç farklı başlıkta 103 parttan oluşan bir hikaye yazdım. Sürekli bir açık arayıp bu detaya takıldıysan problem değil dostum, ister inan istersen inanma azizim istediğine inanmakta özgürsün, kal sağlıcakla.
        ···
  5. 5.
    +18
    (bkz: Part 26 FINAL)

    Final müziği okurken dinlemeniz şiddetle tavsiyedir.
    https://www.youtube.com/watch?v=RqoIWnV8k9c

    Doktor "nesi oluyorsunuz" diye sordu. nişanlısıyım dedim. Beyfendi nasıl söyleyeceğimibilmiyorum ama berna hanım hamileymiş sanırım ve çocuğu kurtaramadık. iç kanaması vardı şimdilik durdurduk. Ancak tekrarlaması durumunda bünye kaldıramayabilir ve hastayı kaybedebiliriz. izin verin biz ilgilenelim duruma göre tekrar ameliyata alacağız. Üzgünüm" dedi.

    "Ne diyorsun sen doktor, yaşat onu. bu kadın yaşayacak onu da kaybetmeyeceğim yaşatacaksınız" diyerek sinir krizi geçiriyordum. Ellerim ve ayaklarımda titremeler karıncalanmalar hissediyordum. Hemşirelerden biri. Sakinleştirici vurmuştu o an. Uyandığımda hastanenin bir odasında yatıyordum hava kararmıştı. Kalktım ayağa, bernanın iç kanamasının tekrar başladığını ameliyata alındığını söyledi hemşire. üst katında bir terası vardı hastanenin oraya çıktım, bir sigara yaktım ağlıyordum.

    Kafamı göğe doğru kaldırdım, "varsın dimi lan biliyorum varsın, duyuyorsan beni artık müdahale et birşeylere, düzelt şu olanları. kurtar sevdiğim kadını, gerekirse al benim canımı ama onu kurtar yaşat onu. Eğer bir karşılık olacaksa karşılığı diyeti benim canım olsun yaşat onu" diyordum. Gözlerimden akan yaşlara engel olamıyordum tutamıyordum kendimi. Umut'u doğmadan kaybetmiştim. Annesini'de kaybetmem an meselesiydi. Yaşamasını Umut ediyordum sadece çok zor geliyordu, eriyordum.

    içeri girip ameliyathanenin önünde beklemeye başlamıştım, iki saat kadar sonra doktor içeriden çıktı, suratının asıklığından anlamıştım. Gözlerimden yaşlar tekrar akmaya başladı, "ne olur deme doktor, öldü deme! "Malesef hastayı kaybettik."
    Bir yıldırım çaksa üstüme yaksa bütün bedenimi, yağmurlu bir havada sıradan bir sokak serserisi saplasaydı bıçağı böğrüme, Bir kaza kurşunu bulsaydı alnımın ortasını ölmek istiyordum.
    Bernayı, umutumu, son umudumuda kaybetmiştim.

    Şuan şu satırları yazarken bile gözlerim doldu. Mutlu sonlar hikayelere mahsustur panpalar, gerçek hayatta hiçbirşey o hikayelerdeki gibi güzel olmuyor yada öyle bitmiyor. O günden beridir en ufak şey için bile umut etmeyi kestim. Umut benim hayatımda küçükken oturduğumuz mahalledeki binin birinden öteye gidemiyor artık. Baştada belirttiğim gibi, ilk hikayede sizlere bir umut ışığı olmak istemiştim ve en mutlu noktasında bırakmıştım. Ancak sizler o umudu kendi hayatınızda arayarak bulmalısınız dostlar, sağlıcakla kalın.

    21.02.2017
    Serhat.
    Tümünü Göster
    ···
    1. 1.
      +1 -1
      vay aq , abi çok ağlattın beni be 2-3 günde tüm hikayelerini okudum , ahh abi ahhh içim yanıyor
      ···
  6. 6.
    +17
    (bkz: Part 5)

    Tema
    https://www.youtube.com/watch?v=bjZz8gE3dbQ

    Şeyda berna ile hiç tanışmamıştı, geçmişimle ilgili sorular sorduğunda sadece basit cevaplar vererek geçiştiriyordum hep. Bir akşam ofis çıkışı şeyda merve ile birlikte kız kıza alışverişe çıkacaklarını söyledi pek üstelemedim. Bende biraz oyalandıktan sonra eve doğru yola koyuldum. merdivenlerden çıktım ki kapıda bekleyen biri vardı.

    Bekleyen kişi bernaydı, ağlıyordu. "Ne işin var burada?" dedim ilk olarak. thefucking sana anlatmam gereken birşey var ne olur kovma beni dedi. 5 saniye kadar düşündükten sonra pekala ama burada olmaz çıkalım dedim. Kadıköy moda tarafında milwall diye bir mekan var bilenler bilir oraya geçtik. Masaya oturduk, ne içeceğini sormadan iki tane bira söyledim direk. ve anlat bakalım dedim.

    -Bak thefucking nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum (gözlerinden yaşlar süzüldü o an) artık beni istemediğini biliyorum ama ama...
    -aması ne berna, biz diye birşey var zannediyordum ben ancak yokmuş, hiç olmamış ki. Beni o zaman ahmete tercih edip bırakıp gitmeseydin belki olabilirdi, ama yokmuş.
    -hamileyim ben (hıçkırarak ağlamaya başladı)

    Kafam allak bullak oldu o an, Nutkum tutuldu lan insanın boğazının düğümlenmesi ne demekmiş o gün öğrendim ciddi anlamda. Sadece "nasıl ya" diyebildim o anda. Çocuğun evet benden olma ihtimali vardı ancak ya başkasındansa diye düşünmektende kendimi alıkoyamadım. Ancak berna beni her ne kadar yüz üstü bırakıp gitmiş falanda olsa, hemen gidip bir başkasıyla cinsel anlamda birlikte olacak biri değildi. Yinede hiçbirşeyden emin olamıyordum.
    ···
  7. 7.
    +14 -1
    panpalar okuyanlar kendini belli ederse sevinirim dağa taşa anlatmayalım.
    ···
  8. 8.
    +14 -1
    (bkz: Part 2)

    Tema
    https://www.youtube.com/watch?v=dDzbfoRtqME

    işlerimi yoluna koymuştum, şeyda ile harika giden bir ilişkimiz vardı. Gözlerine her baktığımda hayatın ta kendisini görüyordum. Bernayı artık unutmuştum tamamen. Daha doğrusu ben öyle zannediyordum.

    Hayattan zevk alıyordum artık, şeyda bana taşınmıştı beraber yaşıyor, beraber çalışıyor beraber eğleniyorduk. Şeyda benim hayatımda bir milat olmuştu. Evlenmeyi bile düşünüyordum ancak önümde hala 3 yıldır tecil ettirdiğim askerliğim vardı. Onu aradan çıkarmadan evlenmek istemiyordum.

    Bernadan ayrılalı 2 ay kadar olmuştu. Bir gün Akşam saatlerinde bilmediğim bir numara arıyordu, açtım. Efendim? dedim ancak ses yoktu. "Kimsin?" dedim, yine cevap yoktu ancak karşı tarafta bir nefes alış-veriş sesi duyuyordum.

    Sonrasında kapandı. Tekrar ben aradığımda ulaşılamıyordu.
    ···
    1. 1.
      0
      Sanirim orontez dinliyorsun
      ···
  9. 9.
    +14 -1
    (bkz: Part 11)

    Kafamın içinde binbir türlü şey dönüyordu. Sahile geçtim bomboş gözlerle izliyordum yine şehri. ilerden önceki akşam tanıştığım kadir abi göründü, beni görünce gülümsedi ve gelip yanıma oturdu. Bugün nasılsın bakalım genç adam değişen pek birşey olmamış anladığım kadarıyla dedi.

    Nedendir bilinmez ama o an ona anlatma gereksinimi duydum kendimde ve içinde bulunduğum durumdan bahsedip herşeyi anlattım, uzun süre hiçbirşey söylemeden dinledi beni. Sonra ayağa kalkıp gel benimle evlat dedi. Nereye gidiyoruz dedim, gidince öğrenirsin diyerek yanıtladı.
    ···
  10. 10.
    +13 -1
    (bkz: Part 19)

    Yıkım olmuştu o an benim için. Ağlamak istedim, bağırmak yakmak yıkmak istedim herşeyi. Ancak yapabileceğim birşey yoktu. Dolmuş gözlerle kalktım ayağa güç bela. Çıktım evden bomboş dolaştım sokaklarda, birlikte gittiğimiz yerlere tek başıma gittim bu kez yürüdüğümüz kaldırımlarda yürüdüm tek başıma. Akşamı etmiştim yarın kürtaj için hastaneye gidecektik ancak içimdeki bu sızı durmuyordu. Teselliyi yine kadir abinin evine gitmekte buldum. hergün onun yanına gitmeye başlamıştım nedenini bende bilmiyordum ama iyi geliyordu ihtiyar ile konuşmak.

    Evine gittim elimde bir poşet birayla yiyecek birşeyler hazırlamaya çalışıyordu kendi kendine. Yine her zamanki tebessümüyle karşıladı beni. Birlikte yemeğini yedikten sonra içip muhabbet etmeye başlamıştık. Yine onun tesellileri iyi geliyordu bana. Giderken bırakmış olduğu kağıt parçasını uzattım ihtiyara, içinden okudu ve yüzüme baktı. Belkide onun dediği gibi yapmalısın evlat dedi. Bilmiyordum o an kafamın içinde onlarca düşünce vardı.

    Gecenin ilerleyen saatlerine doğru kalktım evime doğru yola koyuldum. Eve girdiğimde, bomboş gelmişti evin içi bana. Şeydaya ne derece alıştığımı o an anlamıştım. onun olmadığı o eve girmek bile istemiyordum ancak sarhoştum yapacak birşey yoktu. Birlikte uyuduğumuz yatağa yattım kokusu hala yatakta duruyordu. Kokusunu içime çekerek sızmışım.
    ···
  11. 11.
    +12 -1
    arkadaşlar duvara anlatıyorum gibi hissediyorum yeminle.
    ···
  12. 12.
    +12 -1
    (bkz: Part 12)

    15-20 dakika kadar yürüdükten sonra müstakil tek katlı küçükte bahçesi olan bir eve geldik. Belinde asılı olan anahtarları çıkartıp, bir tanesini kilide sokup kapıyı açtı. Gel evlat hoşgeldin evime dedi yüzünde tebessümle. içeri girdim, biraz etrafı inceledim, kocaman bir kitaplığı vardı ihtiyarın ağzına kadar kitaplarla dolu.

    Buraya neden geldik diye sordum, iki dakika beklememi söyleyip çıktı odadan çok geçmeden, elinde birkaç eski resimle geldi tekrar yanıma. Fotoğrafları uzattı, yıllar önce çekilmiş olduğu besbelliydi, genç haliyle, yanında bir kadının olduğu bir fotoğraftı. Dönüp yüzüne baktım, eşin mi diyecektim ki benden önce davrandı.

    O benim hayatta ulaşamayacağım tek şeydi, ama hiç pes etmedim, başıma ne badireler geldiysede hepsi vız geldi. Onu savaştım ve kazandım. Diğer resime baktığımda 5-6 yaşlarında bir çocuğun resmi vardı, ihtiyar yine benden önce davranmıştı. Oda benim oğlum, hayatta bağlı yaşadığım iki güzel şeyden sadece fotoğrafları kaldı elimde dedi.

    Şimdi nerdeler diye sorduğumda, karımla ayrıldık, oğlumda onunla yaşıyor. Uzun zaman oldu görmeyeli, zaten beni görmekten pekte haz etmiyor dedi. Neden ama, uğruna o kadar savaştığın birşeyden nasıl böyle kolay vaz geçebildin, bak birde üstğne çocuğunuz varmış onu görmeden nasıl dursbiliyorsun dedim.
    ···
  13. 13.
    +11
    (bkz: Part7)

    Tema
    https://www.youtube.com/watch?v=ROCPia5Pia4

    Devam etti; bak evlat ben çok insan tanıdım, kimisi zenginlikten şikayet ederken, kimisi yokluktan şikayet ediyordu. Kimisi ilgisizlikten şikayet ederken, kimisi aşırı ilgiden bunalıp intiharın eşiğinde olan insanlardı. Nasıl bir hayatın olursa olsun, önce hayatı benimseyeceksin. Sence bizi biz yapan şey kadınlar mı, para mı yada okuduğumuz kitaplar mı dedi.

    Cevap vermemi beklemeden devam etti, "hiçbiri değil evlat, aradığın şeyi kadınlarda bulamazsın, para ile satın alamazsın, kitaplarda okuyamazsın. Aradığın şey içindedir onu bulup gün yüzüne çıkarabilmektir mesele" diye ekledi. Sahilde şarap içen bir ayyaşa göre bilgin bir adama benziyordu bu ihtiyar. Herşey kaderin bir oyunu o halde bize dedim. "Kader değil tesadüflerdir evlat, kader senin yaşama şeklindir, anı yaşarken ağlamak yada gülmek kader değildir. Önünde seçenekler vardır seçim senindir, kaderin değil. Sen seçimini yaptıktan sonra kaderini yaşamaya başlarsın" dedi.

    Bir süre muhabbetten sonra ayaklandı, hayatta yaptığın hiç birşeyden pişmanlık duyma evlat, onları artık değiştiremezsin. Ancak yapmak isteyipte yapamadığın, yapmaktan korktuğun şeyler için hala zamanın var, birgün keşke dememek için onları yap ve bir daha arkana bakma" dedi ve yürümeye başladı. ismin ne diye bağırdım arkasından, kadir dedi. Eyvallah kadir abi diyip biramdan bir yudum daha aldım bir süre sonra eve doğru yola koyuldum.
    ···
  14. 14.
    +11
    (bkz: Part 16)

    Söylediklerini düşündüm, ve empati yaptım. Şeyda için gerçekten ağır bir durumdu bu. Evet yokluğuyla kahrolabilirdim ancak varlığıyla, bana öfke dolu bakışları ve kindarlığı ile yanımda olmasıda beni perişan edebilirdi. Kadir abinin dediği gibi herşeyi oluruna bırakmak mantıklı gelmişti. Bir kaç öğüt daha verdi bana kendince.

    Onunla konuşunca içim bir nebze olsun rahatlamıştı. Oturduğum yerden kalktım ve kadir abiye sarıldım, iyiki varsın be ihtiyar son bir kaç gündür olanları düşününce iyi olan tek şey seni tanımak olmuş diyerek elimi uzattım. Erken düşünme evlat, beni tanıdığın için üzüleceğin günlerde olabilir dedi.

    Ne ima ettiğini anlayamamıştım. Kötü anlamdamı, iyi anlamda mı birşey söylemişti, çelişkide kaldım ancak çok fazlada üstelemedim. Bir kaç işim var abi ben kalkayım varmı benden bir isteğin dedim. Yine gel evlat, yine gel diyerek uğurladı beni.

    Eve doğru yürümeye başladım, kapıyı açtım şeyda mutfakta kahvaltı yapıyordu. suratı asıktı ama hoşgeldin dedi herşeye rağmen. Yüzüm yoktu birşey söylemeye üstüne gitmekte dün akşamki konuyu açmakta istemedim hiç. Hoşbulduk canım diyerek yanağından öptüm.
    ···
  15. 15.
    +11
    (bkz: Part 13)

    "Peki ya sen, sen nasıl doğmamış çocuğunu öldürmeyi göze alabiliyorsun evlat" dedi. Cevap veremedim o ise devam etti. Cevabı olmayan sorular bunlar, aslında seni buraya getirme sebebim bunları konuşmak değil. Sevdim seni mert bir delikanlıya benziyorsun, arada bana eşlik et diye getirdim seni diyerek eskimiş vitrininin kapağını açıp kenardan bir şarap çıkardı. sonrasında kalkıp ikide bardak getirip şarabı bardaklara doldurdu.

    "henüz görmediğimiz yarınlara" diyerek bardağını benımkıne tokuşturdu ve bir yudum aldı. Benimde kanım ısınmıştı aslında bu ihtiyara. yarınlara diyerek kaldırdım bende bardağı birkaç yudum içtim. Bir süre muhabbet ettik, şarabında vermiş olduğu tatlı kafayla anlıkta olsa silmiştim bütün kafamdakileri..

    Saat ilerliyordu, Abi ben kalkayım artık ama söz gelicem yine dedim. Sen gelmesende yerin belli zaten ben seni bulurum dedi. Eyvallah diyerek çıktım evinden. Kendi evime doğru yola koyuldum. Şeyda evdeydi, eve girdim hafif sarhoşlukta vardı, şeyda anlamış olacak ki, kahve yapayım mı sana dedi. Gerek yok canım diyerek içeri geçtim. peşimden geldi ve senin neyin var thefucking diye sordu. Yok birşeyim iyiyim dedim. Kötü birşey mi oldu iki gündür bi tuhaflık var sende anlatmayacak mısın dedi. Yok birşey uzatma işte diye karşılık verdim.

    Ama tavırlarımdan muhtemelen anlamıştı. Çocuğum olacakmış onu aldırıcam diyecek halimde yoktu sonuçta. Pek yalan söyleme lüksümde olmuyordu heryerde beraber olduğumuz için.
    ···
  16. 16.
    +11
    (bkz: Part 18)

    Tema
    https://www.youtube.com/watch?v=g0i2PqUZcFY

    Ertesi sabah biraz geç uyanmıştım. Yanıbaşımdaki sehpanın üzerindeki kağıdı görünce neler olup bittiğini o uyku sersemliğiyle okumadan anlamıştım bile. Şeyda beni yine bırakıp terk etmişti. Elime kağıt parçasını alıp okumaya başladım. Yazanlar şu şekildeydi;

    Sana kızmıyorum, sana nefret duymuyorum thefucking. gidiyorum, gidiyorum çünkü sırf benimle olman için doğmamış masum bir çocuğun ölmesini istemiyorum. Evlen o kızla, mağdur bırakma, ben hayatım boyunca başımı defalarca birçok şey için eğdim. Ona başını eğdirtip utandırma. Sen her ne kadar beni sevdiğini düşünsende bana aşık değilsin. Sakın yanlış anlama, sen bunun farkında değilsin çünkü kaç gece uyurken onun ismini sayıkladığını duydum. Belli etmedim sana, belki birgün banada ona baktığı gibi bakar, benide onu sevdiği gibi sever diye düşünerek sabrettim. Ben seni kendime bir umut merdiveni olarak görmüştüm, bir çıkış yoluydun benim için. Ama ben o merdivenden aydınlığa çıkacağım diye masum bir çocuk ölmeyecek. Şimdi o umuttan vazgeçerken senden tek isteğim, o umut çocuğunuza isim olsun. şimdi gidiyorum, birdaha dönmemek üzere gidiyorum. Seni hep sevdim hoşçakal.
    ···
    1. 1.
      +1
      :(((((((((((((((((((((((( offf offfff abi yaaa ciğerim söküldü be abi benimkiler de dert miymiş dedirttin bana ağlıyorum :(
      ···
  17. 17.
    +11
    (bkz: Part 3)

    Tema
    https://www.youtube.com/watch?v=-wrpt4t9mRg

    Çok fazla önemsemedim kimin aradığını. Aslında önemsememin sebebi o dönem yaptığımız bu çağrı merkezi işinin fazlalaşmasıydı. Piyasada internet üzerinden açtıkları saçma sapan bir online alış-veriş sitesi ile aldıkları vergi levhaları sayesinde online satış adı altında bu işi yapan çok fazla kişi olmuştu.

    Hatta adamlar devlete yaptıkları dolandırıcılıktan ötürü yalan yanlış fatura kesip vergi bile ödüyorlardı, yani insanlar bu işi kafalarını kullanarak kurumsallaştırmıştı, avukatları dahi vardı kimilerinin.

    Doğal olarak rakip sayısı fazlalaşmıştı. Arada tehdit telefonları almaya başlamıştım, bu da onlardan biridir diye kafama takmadım. Şeyda başıma birşey gelecek diye korktuğundan, artık bu işleri bırakmamız gerektiğini söylüyordu. Yeni bir sayfa açıp düzgün bir işte çalışalım diye ikna etmeye çalışıyordu beni.

    Bir kere taka batınca çıkması çok zor oluyor panpalar.
    ···
  18. 18.
    +10 -1
    (bkz: Part 22)

    Yanımızdaki ufaklık küçük adımlarla ailesinin yanına geçmişti. Bernanın elinden tutup gel seni bir yere zütüreceğim dedim. Mekandan çıktık kadir abinin evine zütürdüm. Berna evin önüne geldiğimizde, burası nerese, ne yapacağız burada diye sorular sorup duruyordu. Kapıyı çaldıktan sonra karşımızda kadir abi vardı yine. Bak sana kimi getirdim abi, berna bu kadir abi diyerek tanıştırdım. Bernanın şaşkınlığı yüzünden okunuyordu.

    içeri geçtik biraz muhabbet ettikten sonra. sizin adınıza çok sevindim evlat, sen doğru olanı yaptın inan bana dedi. içeri gidip elinde yine o eski fotoğraflar ile geldi. Oğlunun olduğu fotoğrafı göstererek bu benim oğlum tugay, onu ne kadar görmek istesemde, o beni görmek istemiyor. Sizin elinizde bir şansınız var. eğer yiğenim şanslıysa anne ve babasıyla hep birlikte yaşayacak dedi.
    Gözleri dolmuştu.

    Uzun uzun sohbet ettikten sonra kalktık. Berna ile biraz vakit geçirdik, sonrasında onu evine bıraktım kendimde evime geçtim. Aradan günler geçiyordu, mutluyduk herşey güzel gidiyordu. Berna ile nişan için planlar yapıyorduk, daha istememiştik ama berna ailesine konuyu açmış, babası gelsinler tanışalım uygunsa olur diye yanıt vermişti bernaya. kadir abiyle baba oğul gibi olmuştuk. Günler ilerliyordu.
    ···
  19. 19.
    +10
    (bkz: Part 4)

    Tema
    https://www.youtube.com/watch?v=ZxGXEKo8Mu8

    Bende bir raddeden sonra artık bu işi bırakıp, kafam rahat şekilde askerliğimi bitirdikten sonra şeyda ile evlenmenin hayallerini kuruyordum. Bir akşam yine kanımızı dökerek 1453'te aldığımız bu ayyaş şehrin, en aşşağılık başkenti kadıköy meyhanelerinden birinde tek başıma biramı yudumluyordum.

    Telefonum çalmıştı açtım. "efendim" diye yanıtladım. Arayan numaraya dikkat etmedim hiç. "nasılsın" dedi ağlamaklı bir ses tonuyla, arayan berna idi.

    -Berna?
    -benim thefucking
    -yollarımızı ayırdığımızı düşünüyordum neden beni arıyorsun hala?
    -özlüyorum seninle konuşmam gereken birşey var.
    -konuşacak birşeyimiz kalmadı bizim. Sen iyi gelmiyorsun bana berna, lütfen zorlaştırma
    -peki

    Aradan geçen 2 aydan sonra sesini duymak, kabullenmek istemesem bile beni mutlu etmişti, ancak geriye dönüş yoktu. Çıkarmıştım hayatımdan, tekrar o noktaya dönemezdim.
    ···
  20. 20.
    +9 -1
    (bkz: Part 20)

    Ertesi sabah telefonun sesiyle uyandım arayan berna idi, telefonu açtım;

    -efendim
    -günaydın kaç gibi gideceğiz
    -randevu saat 2'de ama biraz vakit geçirelim dersen 1 saat sonra alabilirim seni
    -iyi olur thefucking
    -Pekala bir saat sonra kapıdan alırım seni
    -anlaştık.

    Telefonu kapattıktan sonra duşa girip hazırlandım. içim parçalanıyordu ama bugün dik durmam gerekiyordu. En azından bernaya destek olmak, korkusunu bir nebze olsun azaltmak için.
    Bir saat sonra bernaların evinin önündeydim. Arabaya bindi ve günaydın dedi, somurtmuş bir surat ifadesiyle. Günaydın diyerek yanıtladım.

    Kahvaltı yapmak için bir cafeye geçtik. Kahvaltımızı yaparken yanda, bir aile oturuyordu. Tahmini 3-4 yaşlarda emeklemekten yürümeye yeni terfi etmiş bir çocukları vardı yanlarında. Çocuk ortada geziyor düşüyor kalkıyor kendince eğleniyordu. Kendimi onu izlerken buldum. Bana bakıp güldü ufaklık, sonrasında yanıma doğru geldi elimi tuttu "abbii abbiii" gibi birşeyler söylüyordu.. tahminen annesi olduğunu düşündüğüm bayan oğlum gel rahatsız etme abinleri dedi, Tebessüm ederek sorun değil abla dedim tutup boş olan sandalyeye oturttum çocuğu. Biraz huysuzda birşeydi oturmak istemiyordu pek. Berna yüzüme bakıp, "bilerek mi yapıyorsun dedi" Cevap vermedim.

    Bir süre çocukla ilgilenip oynadıktan sonra, aslında onunla oynarken kendim ondan daha çok eğlendiğimi fark ettim. ismin ne bakayım senin diye sordum, önce cevap vermedi. ikinci kez sordum gülerek. umut dedi. yüzüm düşmüştü o anda.
    ···