1. 51.
    0
    abbas: herkese benden çay
    şakir: ben istemem
    abbas: peki şakire çay yok
    şakir: ne demek şakir
    abbas: adını mı değiştirdin
    şakir: sen bana nasıl şakir dersin lan kelek
    abbas: ne diyem mesela mahmut mu diyem? şakiiirrrrr
    şakir: şakir abi dayı ağa diyeceksin.
    abbas: o günler bitti şakirrrr...
    ···
  2. 52.
    0
    karakuleeeeeeeeeeeee
    ···
  3. 53.
    0
    -ben bozmadım abi sadece gibtim
    gemide filminin inanılmaz repliği aklıma geldikçe gülüyorum bazen
    ···
  4. 54.
    0
    hasan, hasan ilerliyor, hasan, hasan kaldırdı kafasını, hadi hasan at artık golü, hasan, hasan vurdu goooooooooool, ağları delen bi gol, hasan bu napacağı belli olmaz.
    ···
  5. 55.
    0
    - bu gece sabaha kadar ileri karakol nöbeti tutacaksın.
    - senin için herşeyi yaparım canım kumandanım benim.
    - keees. senin gibi askeri gebertmenin başka yolu yok. o düşmanın gözü kör olsun hala öldüremedi seni.
    - canım çok kabiliyetsiz herif bunlar.
    - ileri karakol nöbetinde mutlaka işini bitirecekler. mutlaka.
    - valla hiç sanmıyorum, ama genede siz bilirsiniz.
    - parola ne
    - parola ne?
    - man kafa
    - parola mankafa
    - hayır sersem, parola şafak
    - parola sersem şafak
    - şafak be salak şafak.
    - parola şafak be salak
    - hayır sade şafak
    - parola sade şafak
    - şaaafaaak! o kadar. parolayı bilmeyeni geçirmeyeceksin. anladınmı? kumandanın bilmese onuda gerçimeyeceksin.
    - aman efenim estağfurullah.
    - aptal, gerçimeyeceksin. unutma ben bile bilmesem benide geçirmeyeceksin. neydi parola?
    - neydi?
    - şafak ulan şafak.
    - evet şafak ulan şafak
    - çavuş al bu sersemi öğret parolayı dik nöbete.
    ···
  6. 56.
    0
    - ahhh
    - ohhhh
    ···
  7. 57.
    0
    bu parayla şey bile çekilmez ... niyet
    ···
  8. 58.
    0
    kibir en sevdigim gunahtir.
    ccc Seytanin Avukati Al Pacino Reyiz ccc
    ···
  9. 59.
    0
    deli kadir ulennn
    ···
  10. 60.
    0
    "hain kostok"
    ···
  11. 61.
    0
    ağalar beyler istanbul ne tarafta?
    ···
  12. 62.
    0
    -buraya gelirken kapının önünde zenci ölü yıkama dükkanı diye bi tabela gördünmü?
    -hayır
    -çünkü burası bir zenci ölü yıkama dükkanı değil seni aşşağlık serseri..
    ···
  13. 63.
    -1
    do you wanna be a superstar? haaa do you wanna ? ohhh shit look that ass... bendover bitch and dont touch me...

    back room facials - nazerena
    ···
  14. 64.
    0
    bu maskenin altında etten daha fazlası var.bu maskenin altında bir fikir var ve fikirlere kurşun işlemez.

    ccc v for vendetta ccc
    ···
  15. 65.
    0
    Godfather - you spend time watching the godfather?
    Guy - sure i do.
    Godfather - good, because a man that doesn't spend time watching the godfather can never be a real man.

    Bide tosun pasanin butun replikleri unutulmazdir
    ···
  16. 66.
    0
    @10 adam birinci nesil beyler taşşak yerde dağılın
    ···
  17. 67.
    0
    ““““““““““““““““““““““““““““““““““““““““““““““““““||_
    |__duruşuma inci, gibişime kızlar hasta_______||||||||“|““__
    |________________ _|||||||||||||||||||||||||||| |||_|_____|)
    !(@)“(@)““““!!!(@)(@)---(@)!(@)“(@)““““!!!(@)(@)---(@)““
    ···
  18. 68.
    0
    Bendeki nasıl hafızaysa anasını satıyım bırak film repligini oyuncuları bile unutuyorum. Kedi canımı benim utandım sımdı kendimden
    ···
  19. 69.
    0
    'bu kaltakla aynı mahallede büyüdük. mevlanakapı da. babası zabıtaydı. alkolik hasta bi adamdı rahmetli, erkenden de gitti zaten. bu anasıyla yoksul, perişan. bizim tuzumuz kuruydu, hacı babam yapmış bi şeyler. bi de zagor vardı. bizim eski evin kiracısının oğlu. babası filimciydi yeşilçamda. cepçilik, arpacılık, her yol vardı itte. ama sevimli, yakışıklı oğlandı. bizimkine aşık etmiş kendini. ben efendi oğlanım, okul mokul takılıyorum o zamanlar. öylece büyüdük gittik işte. ne tak varsa? hep askerliği beklerdim. dört sene kaldı, üç sene kaldı. sonunda o da geldi gittik. bizde de herkes bunu bekliyormuş; gelir gelmez yapıştılar yakama. ev düzüldü, kız bulundu, çeyiz falan filan... nikahlandık. iki taksi bi dükkan verdi peder. dükkanda koltuk moltuk satardım. bi gün bu huur çıkageldi. hiç unutmam, görür görmez cız etti içim. böyle basma bi etek dizine kadar, çorap yok, üstünde açık bi bluz, saçlar maçlar... pırlanta anlayacağın. şunun bunun fiyatını sordu, dalga geçti benimle. kanıma girdi o gün. tabii taktım ben bunu kafaya. ertesi gün bi soruşturma. dediklerine göre yemeyen kalmamış mahallede. ama asıl zagor a kegibmiş. zagor da kaftiden içerde o sıra. bi gün, süslenmiş püslenmiş; zırt geçti dükkanın önünden. yazıldım peşine. tuhafiyeciye gitti, pastaneden çıktı; minibüs otobüs, geldik sağmalcılar a ; benim içimde bi sıkıntı. işi anladım tabii: zagor u ziyarete gidiyo. bi tuhaf oldum, bini de kıskandım. uzatmayalım çaresiz evlendik ötekiyle. o ara zagor içerden çıktı. sonra bi duyduk; kaçmış bunlar. altı ay mı bi sene mi; kayıp. hep rüyalarıma girerdi huur. o gün dükkana gelişini hiç unutamadım. benimkine bile dokunamaz oldum. sonra bi daha duyduk ki iki kişiyi deşmiş zagor: biri polis, ikisinin de gırtlağını kesmiş. karakolda beş gün beş gece işkence buna. arkadaşlarının öcünü alıyorlar. kaltağa da öyle... önce öldü dediler zagor a, sonra komalık. ankara da oluyor bunnar. bizimki bi gün çıkageldi mahalleye. zagor içerde, en iyisinden müebbet. bi sabah dükkana geldim, baktım bu oturuyo. önce tanıyamadım. anlayınca içim cız etti. cız etti de ne? tornaya değmiş gibi oldu. çökmüş, zayıflamış, bembeyaz bi surat. ama bu sefer başka güzel huur. oranın şarkıları gibi. kalktı böyle, dimdik konuşmaya başladı. dedi para lazım, çok para. zagor a avukat tutacakmış. ilerde öderim dedi. esnafız ya bizde, nasıl? diye sormuş bulunduk. huurluk yaparım dedi, istersen metresin olurum. içime bişey oturdu ağlamaya başladım, ama ne ağlamak... işte o gün bu günden beri bu huuryla tam yirmi yıl geçti. uzatmayalım, zagor a müebbet verdiler. ama rahat durmaz ki bin! ha birini şişledi, ha firara teşebbüs; o şehir senin bu şehir benim, cezaevlerini gezip duruyo. huur da peşinden. sonunda dayanamadım: ben de onun peşinden. önce dükkan gitti, ardından taksiler. karı terk etti, peder kapıları kapadı. yunus gibi aşk uğruna düştük yollara. iş bilmem, zanaat yok. bu durmuyo hiç. ilk yıllar ufak kahpeliklere başladı, sonra alıştı. gözünü yumup yatıyo milletin altına. gel dönelim diye çok yalvardım. evlenelim, pederi kandırırım, zagor a bakarız: yok. kancık köpek gibi izini sürüyo itin. naptı buna anlamadım. kaç defa dönüp gittim istanbul a. yeminler ettim. doktorlar, hocalar kar etmedi. her seferinde yine peşinde buldum kendimi. bi keresinde döndüm, biriyle evlenmiş bu, hamile. beni abisiyim diye yutturduk herife. nedense rahatladım, oh dedim, kurtuluyorum. bu da akıllanmış görünüyo. yüzü gözü düzelmiş, çocuk diyo başka bişe demiyo. sinop ta oluyo bunnar. ben de döndüm istanbul a. doğumuna yakın, zagor bi isyana karışıyor gene. hemen paketleyip diyarbakır cezaevine postalıyorlar. çok geçmeden bizimki depreşiyo gene; o haliyle kalk git sen diyarbakır a, üç gün ortadan kaybol... herif kafayı yiyo tabii. dönünce bi dayak buna: eşek sudan gelinceye kadar. kızın sakatlığı bu yüzden. sonra çocuğu doğuruyo. uzun zaman anlaşılmamış. ortaya çıkınca bi gece esrarı çekip takıyo herife bıçağı. çocuğu da alıp vın diyarbakır a, zagor un peşine. allahtan herif delikanlı çıkıyo da şikayet etmiyo. ben o ara istanbul da taksiden yolumu buluyorum. epey bi zaman böyle geçti. yine her gece rüyalarımda bu. zagor un diyarbakır cezaevinde olduğunu duymuştum o sıra. bi gece bi büyükle eve geldim. hepsini içtim. zurnayım tabi. bi ara gözümü açıp baktım: karlı dağlar geçiyo. bi daa açtım, başımda bi çocuk, kalk abi, diyarbakır a geldik diyo. baktım, sahiden diyarbakır dayım. bi soruşturma. kale mahallesi vardır oranın, bi gecekonduda buldum, malımı bilmez miyim? görünce hiç şaşırmadı. hiç bişe demedik. o gece oturup düşündüm. oğlum bekir dedim kendi kendime, yolu yok çekeceksin. isyan etmenin faydası yok, kaderin böyle, yol belli, eğ başını, usul usul yürü şimdi. o gün bugün usul usul yürüyorum işte.
    Tümünü Göster
    ···
  20. 70.
    0
    bak beyim, sana iki çift lafım var.
    koskoca adamsın. paran var, pulun var, herseyin var.
    binlerce kişi calışıyor emrinde. yakışır mı sana ekmekle oynamak?
    yakışır mı bunca günahsızı, çoluğu çocuğu,
    karda kışta sokağa atmak, aç bırakmak? ama nasıl yakışmasın!
    sen değil misin öz kızına bile acımayan,
    bir damlacık saadeti çok gören. anlamıyor musun beyim,
    bu çocuklar birbirini seviyor. ama ben boşuna konuşuyorum.
    sevgiyi tanımayan adama, sevgiyi öğretmeye çalışıyorum.
    hıh, sen, büyük patron, milyarder,
    fabrikalar sahibi saim bey! sen mi büyüksün?
    hayır, ben büyüğüm! ben, yaşar usta!
    sen benim yanımda bir hiçsin, anlıyor musun,
    bir hiç! gözümde pul kadar bile değerin yok.
    ama şunu iyi bil, ne oğluma ne de gelinime hiçbir şey yapamayacaksın.
    yıkamayacaksın, dağıtamayacaksın, mağlup edemeyeceksin bizi.
    çünkü biz birbirimizr parayla pulla değil, sevgiyle bağlıyız.
    bizler birbirimizi seviyoruz. biz bir aileyiz.
    biz güzel bir aileyiz. bunu yıkmaya senin gücün yeter mi sanıyorsun?
    dokunma artık aileme! dokunma çocuklarıma! dokunma oğluma!
    dokunma gelinime! eğer onların kılına zarar gelirse,
    ben, ömründe bir karıncayı bile incitmemiş olan ben,
    yaşar usta, hiç düşünmeden çeker vururum seni! anlıyor musun,
    vururum ve dönüp arkama bakmam bile.
    ···