1. 1.
    -1
    şimdi, şimdi bile öğrendiğimiz kalıplar ile sınırlı bir zaman dilimi olabilir,
    beynimizde doğumumuzdan beri dışarıdan maruz kaldığımız girdileri bir kenara bırakırsak,
    ve biraz daha derin düşünüp varoluşumuzu sorgularsak,
    her şeyin elektriksel olduğunu çok temiz bir şekilde görebiliriz.
    bir dünya düşünün ki bütün varoluş elektriksel bir düzlemde ve alabildiğine mutlakiyet üzerine kurulmuş.
    sizin maddesel düşünceleriniz bir o yana bir bu yana çarpıyor, aklınız sadece bulanıyor...
    ama sükunetle düşünüp hissettiğinizde elektriğin kartel olduğu yaradanın varoluş sistemini keşfediyorsunuz..
    fani dünyada kime göre karun siz değilsiniz veya milyarder olan x kime göre milyarder?
    sık boğazını ölsün e hiç olsun. ama aynı zamanda sen her şeysin.
    kim güç ki? ya da faktör ne ki?
    hadi bakalım...
    ···
  1. 2.
    0
    hadi amk
    ···
  2. 3.
    0
    am züt meme - am züt meme.

    nasıl olmuş mu?
    ···
  3. 4.
    0
    insanın en büyük yanılgısı göz organıdır.
    göz insanı bir çok dürtüsünden alıkoyar
    acımasız kanunları da, tabi olup boyunduruk altına girmeyi de insan gözüyle kabullenir
    bünyesinin kaldırabileceği şiddete insan gözleriyle korkup yenilebilir
    gözleriniz sizi kör ediyor..
    ···
  4. 5.
    0
    ben okumadım paramız yoktu bizim
    ···
  5. 6.
    0
    gençler sorgulayın varoluşunuzu..
    ···
  6. 7.
    +1
    bi dönemimde kendi fikirlerim ile felesefe yaptığım zaman buldğum düşünceyi kelimelere dökmüşsün :D etrafa acıklıyamamştm doğru kelimeleri bulamıyodum sen hepsine tercüme olmuşsun * bu düşünce fiziki hayata duyulan isteği en aşağa çekiyor ve insanı korkutan bi tarafı olduğunuda söliyebilirim acıkcası ben böle hissediyodum . bakış açısını çok farklı yerlere çeken bi düşünce ama aydınlanmak için edinilmesi gereken bi tecrübe olduğuna inanıyorum blkide yanılıyorum * okumak anlamak ayrı hissedince daha bi farklı *
    ···
  7. 8.
    +1
    sizi maddeci anlayış, en sığ biçimde bile ki bu magazin olarak adlettiğimiz durumdur o şekilde bile yiyebiliyor
    ki siz tanrı parçacığısınız, boynunuzu dik tutup başınızı kaldırdığınızda aklınızın dağlarını tuz buz edersiniz..
    ···
  8. 9.
    0
    biz amerikan filozofu josiah royce (1855-1916) ve fransız filozufu gabriel marcel (1889-1973) 'in sistemlerinde "bağlanma" ve "sadakat" kavramlarını ele almaya çalışacağız.

    bağlanma, taahhüt ifade eden bir söz ya da ahittir. bağlanmak herhangi bir iş hususunda taahhüt altına girebilmek, o işe bağlanabilmek demektir. sadakat ise en genel anlamıyla, samimi ve sağlam dostluk, içten bağlılık, "his ve duygulanımlarda sağlamlık, ihanet etmeme, hakikate uygunluk vs. anlamlarına gelmektedir." ancak royce ve marcel sistemlerinde bu kavramlara çok özel anlamlar yüklendiğini görmekteyiz. royce'a göre gerçekte özerk olabilmenin tek yolu bilinçli bir biçimde bağlanabilmek ve sadık olmaktır.

    marcel'e göre ise "sadakat, özgürlüğe açılan imkândır."
    ···
  9. 10.
    0
    @10 ters düz ettiğimizde başkaldırıp bu dünyanın kabul edilen gerçekliklerini hiçbir şey kalmıyor geriye bize omuz veren..
    ···
  10. 11.
    0
    ki ben müslümanım. bu çerçevede bile değerlendirsek 1500 yılda teknoloji ilerlemiş ama insanlık daha da geriye gitmiş..
    ···
  11. 12.
    +1
    bireyin sadık bağlılığını hakkeden bir nesnenin, yani davanın şu özelliklere sahip olması gerekir.

    -bir dava benim doğal ilgimi çekebilmeye muktedir olmalıdır.
    -dava benim ilgimi muhafaza edebilmeye muktedir olmalıdır.
    ···
  12. 13.
    +1
    ne diyon la sen degigib
    ···
  13. 14.
    0
    teknoloji kar eksenli ilerliyor. sanmayın insanlığın refağı için geliştirildiğini. 50-60 yıllık hayatınızla siz şirketlerin gibinde bile değilsiniz. sizden 100000 tane bir araya gelince kar elde edilebilecek bir çoğunluk oluyorsunuz. o zaman belki dürtüleriniz kontrol edilebilir. o da deney hayvanından daha fazla değer verilerek değil ha..sonuçta kobaysınız, kar hayatınızdan daha önemli.

    siz bu konjekturde varoluyorsunuz ve düşünüyorsunuz ben kimim? bir adım ötesi, bu soru çok önemli, geliyor..
    ne, ne?
    ciddiyim. ne, ne?
    ne bildiğiniz ne?
    ne, ne kadar ne ?
    tekrar bir reset...
    şimdi göz birincil organ kavrayışta..
    ve sizin gözünüze, gözünüze hitap eden kitle iletişim araçları..
    beyniniz bulanıyor bir yandan.
    tanrım ben acemiyim ama onlar yüzyıllık eksperler..
    yooo kimse acımıyor size..
    paradoks bu.
    ···
  14. 15.
    0
    nesneler dünyasına ait olan her problem, ona uygun teknikler kullanmak suretiyle çözülebilir. çözüm için doğru yolu takip eden herkes sonuca ulaşabilir. o halde problem egzistansiyel olmayan, gayrî şahsi bir yapıya sahiptir.
    ···
  15. 16.
    +1
    bu dünyada varız, hissedebiliyoruz. ama bu varoluşun kurallarıyla, yani bu varoluşta adlandırılan elektriksel tanımlamayla. gerisin geriye bana gerçeklik olarak neyi sunabilirsiniz?

    zaman bir saniyedir. yemin ediyorum bu böyle. siz saaatinize bakın, gibtir diin istediğinizi diyin.

    zaman şuurunun olmadığı doğumunla, hezeyanla karşılayacağın ölümün arasındaki 1 saniyeden başka bir şey değil.
    evren, insanoğlunun acınası çabasıyla ilerletilmeye çalışılsın ama bütün bu varoluşta her şey...
    sadece 1 saniye.
    varım... öldüm...
    arasında, 1 saniye.
    ···
  16. 17.
    0
    ahmed hulusi mi okuyon panpa? bi de senin favori filminin matrix triology olduğunu düşünüyorum. doğru yoldasın. ben de sana özlü bi söz söyleyeyim o zaman.
    birbirimizi sevdik, hep sevmekteyiz.
    ···
  17. 18.
    0
    @18 ne ahmed hulusi bilirim ne matrix.. beynim tek sermayem..
    ···
  18. 19.
    +1 -1
    http://imgim.com/rtqty1.jpg
    ···
  19. 20.
    0
    @19 o zaman oku ve izle panpa. aynı dili konuşuyorsunuz.
    ···