Türk milletinin en büyük gücü, kolay gaza gelmesidir.

Bu sayede nice zor günde bir araya geldik, bu sayede memleketimizi işgallerden koruduk.

Türk milletinin en büyük zaafı, kolay gaza gelmesidir.

Bu yüzden yurdumuz hiçbir vakit huzurlu bir yer olmadı. Bu topraklar hep isyanlarla, ayaklanmalarla çalkalandı.

Yılın ilk dakikalarında bir felaket yaşadık. Istanbul kana bulandı. Akabinde...

Bize bir resim gösterdiler. Bir yüz gösterdiler. Ve dediler ki:

- Işte bu adam, bir katliamcıdır.

Bunu ne zaman gösterdiler? Hükümetimiz, Uygur kardeşlerimizin katili Çin ile el sıkışırken gösterdiler.

Bunu ne zaman gösterdiler?
Hükümetimiz, Tatar yurdu Kırım'ı çalan Rusya ile el sıkışırken gösterdiler.

O fotoğrafı gördük. Ve önümüze gelen her Türkmeni, Özbeği dövmeye giriştik.

O fotoğrafı gördük. Ve Türkiye'de Uygur yemeği, Özbek yemeği satan ne kadar lokanta varsa boykot edildi.

Şimdi de yukarıdaki işkence fotoğrafına bakıp bayram ediyoruz.

EY TÜRK! Ant olsun ki sen henüz bir çocuksun. Iki bin senedir başına gelen musibetler büyütmemiş seni. Ders almamışsın.

Çinlilerin elini neden sıktın? Para için. Çin'le ortak olup, zenginliğe kavuşmaya heves ettiğin için. Kardeşine neden düşman kesildin? Sana, "kardeşin katil" dedikleri için.

Her duyduğuna inanma. Atan Bilge, Orhun abidelerine şu sözü boşuna mı kazıdı:

- (Devletin başına) Bilgisiz kağan oturmuştur, kötü kağan oturmuştur. Buyruğu da bilgisizmiş tabiî, kötü imiş tabiî. Önderler ve millet ahenksiz olduğu için, Çin milleti hilekâr ve sahtekâr olduğu için, küçük kardeş ve büyük kardeşi birbirine düşürdüğü için, Türk milleti yurdunu kaybetti.

Çin milletinin sözü tatlı, ipek kumaşı yumuşak imiş. Tatlı sözle, yumuşak ipek kumaşla aldatıp uzak milleti öylece yaklaştırırmış. Yaklaştırdıktan sonra, kötü şeyleri o zaman düşünürmüş.

(Çin'in) Tatlı sözüne, yumuşak ipek kumaşına aldanıp çok çok, Türk milleti, öldün; Türk milleti, öleceksin!