1. 81.
    0
    @45 kanıt göster
    ···
  2. 80.
    0
    allah yok diyelim ki var yakacak beni o zaman gibimde değil anladın mı
    kibrin vücuda gelmiş halisin sen. varlığının değersizliğinden bihabersin. hiç toprak olmayacakmış gibi yaşayanlar kimsenin yolundan gitmediklerini söyleseler de şeytanın yolundan giderler.
    ···
  3. 79.
    0
    @77 bilimden bi habersin amk. güneşin de yörüngesi vardır. sen sabit mi zannediyorsun güneşi? bütün samanyolu galaksisi dönmektedir. evren sürekli hareket halindedir ve zamanı bu hareket yaratır.

    bana araştırmaktan bahsediyorsun. en basit bilgiden yoksunsun. yapma bunu lütfen. ayrıca bana güneşin dünyanın etrafında döndüğü ayeti tamı tdıbına getir lütfen.
    ···
  4. 78.
    0
    @75 biliyorum. o mumyayı sergiliyorlar. peki sen kızıldenizin dibinde tekerlek izleri ve eşyalar bulduklarını biliyor musun? araştırdım ve öğrendiklerim bunlar.

    'ilk ayette meal olarak “Yeri de yaydık, genişlettik” şeklinde ifade edilen kelimenin Arapça aslı “MEDEDNÂHA”dır Bu kelimenin aslı “MEDDE” olup uzatmak manasına gelir. Bunun düz olması manasıyla bir ilgisi yoktur. Çünkü düz bir sathın uzatılması olduğu gibi, yuvarlak bir zeminin de uzatılabilirliği söz konusudur. Onun için meallerde bu kelimeye “yeri uzattık, genişlettik” şeklinde mana verilmiştir. Bu ayetteki “uzunluk-genişlik” tasviri, yerküresinin zemin sathı itibariyle insanlara ve diğer canlılara yetecek kadar geniş bir alana sahip olduğunu açıklamaya yöneliktir. '

    bu kısım için cevabını aldığın halde neden 'yayıp(düzleştirip) uzatıyorsun'?
    ···
  5. 77.
    0
    @74 saçma yorumlar demişsin ancak nerede saçmaladığımı tam anlayamadım.

    güneşin aya ulaşamayışı yörüngesinden dolayıdır çok doğru. elbette ayın, hatta tüm gezegenlerin bir yörüngesi vardır ve yörüngelerinde belirli hızlarda ilerliyorlardır. ama güneş yıldızdır. bir gezegenin etrafında dönmez evrende bir yörüngede döner. Benim itirazım orda çok farklıydı. kuranda anlatılan dünyanın güneşin etrafında değil, güneşin ve ayın dünyanın etrafında döndüğüdür. benim itirazım bunadır.

    ayrıca ne kaybedeceğim konusuna gelince, eğer sen inanıyor ama yine de inanınca ne kaybedeceksiniz ben eğer allah yoksa bir şey kaybetmeyeceğim şeklinde düşünüyorsan büyük huur çocuğusun. Elini taşın altına hayatının hiç bir döneminde koymamış, ezilmiş bir kesmin acınası temsilcilerinden olacaksın. Ben kararlarımın sonuna kadar arkasında oldum hayatımın her döneminde. Böyle de ölürüm. Allah yok, diyelim ki var? Yakacak beni o zaman. gibimde değil anladın mı? sen daha allahın var olduğuna kesin olarak inanmıyorsan bu söylediklerin ancak senin ne kadar büyük bir kumarbaz olduğunu ortaya çıkarır. pascal der ki bu soru aslında allahın bile dolduramadığı boşluktan kaynaklanır. bunu da bil.

    edit: şakirt huur çocukları konuyu anlamamış, güneşin yörüngesi yoktur derken gezegenin çevresinde dolaşmaz diye tabir ettim anlamadı mallar amk.
    ···
  6. 76.
    0
    allah yoksa alıs verıs mağazalarındakı kapıları kım döndürüyor putperest bin !1!!1
    ···
  7. 75.
    0
    @72 sana çok açık ve net bir şey söyleyim, islam dininin ve hatta tüm dinlerin en büyük yapı taşlarından biridir sözde mucizeler. bu yapıtaşı ay'ı ikiye yarmaktan tut da, kızıldenizin ikiye ayrılmasına kadar gitmektedir. ay'ın ikiye bölündüğü var da her yerde tekrar birleştiği niye yok allasen? kızıldenizin de safsata olduğu yakın gelecekte firavun olduğu iddia edilen kişinin aslında firavun olmadığı ortaya çıkarılmıştır. hadi bunu da geçtim adamı kızıldenizde bulduklarını iddia ettiler. Biliyorsun. Üstelik bilmiyorsan da araştırmalı ve öğrenmelisin.

    Ki bu işin mucize tarafıydı.

    diğer taraftan dil bilgisi konusuna gelirsek; yahu bu kutsal kitap. ne diyorsa odur değil mi? eğer ki yoruma açık yazarsan, herkes bir tarafa çeker ve kargaşa olur. yani bu kargaşayı ben insan halimle ön görüyorken, koskocaaaa yaradaannnn(!) düşünemedi mi?
    ···
  8. 74.
    0
    @6 bunların saçma yorumlar olduğunu söyleyeyim ateistsen panpa, saygı duyarım.
    ancak en basitinden güneşin aya ulaşamayışı yörüngedendir zaten, güneşin çekim kuvvetinden oluşur yörünge, he illa benim tanrım yok diyen varsa aranızda agnoistik falan olun. Madem bu kadar zekice düşündüğünüzü iddaa ediyorsunuz inanınca ne kaybedeceksiniz onu da düşünün bakalım, inanmamanın ne saçma olduğunu düşünebilecek misiniz? Saygı duyarım ama yanlışı düzeltmeye çaba harcarım.
    ···
  9. 73.
    0
    bu ve bunun gibi, daha pek çok dilde eşseesli sözcükler mevcut. o sözcüğü kullanmak nasıl kitabı çürütür ki? yani bir düşün,
    600'lü yılların arabistanında kaç kelime yaymak manasına geliyordu?
    ···
  10. 72.
    0
    @71 çelişmek? yaymak kelimesi düzleştirmekle aynı fonetiğe sahipse bunun neresi çelişki? kaz kelimesi 2 anlama sahip mi? yani türkçe bir kutsal kitap olsa ve onu bilmeyen başka milletlere yayılsa, bir kısım insanlar o kaz kazmak anlamında, diğerleri (senin gibi) hayır hayvan olan kaz manasında din uydurma swh swh yazacaklar.
    senden alıntı yaptım. şeklindeki mûcize üretme çabalar bunu yazmadın mı? mucize değil zaten. sen niye mucize üretme çabası olduğunu söylüyorsun ki
    ?
    ···
  11. 71.
    0
    @69 dünyanın yuvarlak olmasının yazılması mucize değildir. yazılsaydı mucize olabilirdi. ama maalesef ki o dönemde düz olarak kabul edilmiştir.

    @70 bir eylemin birden fazla anldıbının olması elbetteki normal. ama sen kutsal bir kitap yazıyorsan söylediklerinle dünyadakiler çelişmeyecek. çeliştiğinde din toplumların afyonu olur ancak.
    ···
  12. 70.
    0
    @68 doğu dilleri batı dilleri gibi direkt mana yerine bir 'arka mana' kullanır. bunu biliyorsun. normal değil mi 1 eylemin 1'den fazla manası olması.
    ···
  13. 69.
    0
    @65 " Bizi mucize göndermekten alıkoyan, ancak, öncekilerin onları yalanlamış olmalarıdır... " isra:59

    diyerek, mûcize gösterilmeyeceğine dâir kesin ve net beyânına rağmen; Arapçada bir kelimenin dört-beş farklı anlamından bil-istifâde, teknolojik gelişmelere göre vaziyet alıp âyetleri hâlden hâle sokarak, 'Bak gördünüz mü, Kur'an bunu 1400 sene evvel söylemiş' şeklindeki 'Mûcize' üretme çabaları, acaba hangi sâikle arz-ı endâm eyliyor olabilir ?

    diyen amcık hoşafı, dünyanın yuvarlak olmasının yazılması mucize mi? hz. meryem heykelinin kanlı gözyaşları dökmesi mucize olabilir. ama bunun neresi mucize?
    ···
  14. 68.
    0
    @67 işte anlayamadığın şey şu panpa, bu adamlar zamanında böyle yuvarlak cümleler kurarak yoruma açık bırakmıştır ayetleri. orada öyle anlatılması onun doğruluğunu ıspatlamaz, o yorumdur anlıyor musun? ben temelden bahsediyorum yukarıda, temel olarak ne mana ediyorsa onu söyledim. şöyle ya da böyle yorum katmıyorum. ama bana okutturduğun şey tamamiyle yorumdur.
    ···
  15. 67.
    0
    @65 o kadar yazıp kendini yormasaydın keşke
    http://www.sorularlaislam...ne-golge-dusurmez-mi.html
    ···
  16. 66.
    0
    bu arada @45'deki yazıma şunu eklememişim:
    evrim teorisi charles darwin ile başlamamıştır, hatta herhangi bir dinsiz insan ile başlamamıştır, tam tersi, bir müslüman olan ibn-i haldun tarafından ilk ortaya atıldığı söylenmektedir, hatta mevlana'nın falan bile evrim ile alakalı sözleri vardır, önce maden idim, sonra bitki idim, sonra hayvan idim, şimdi insan oldum mu ne öyle birşey
    ···
  17. 65.
    0
    @45 muallaknin evladı bak buraya kuranda ne diyo Ve ilel ardı keyfe sutıhat.
    "Yeryüzüne bakmıyorlar mı, nasıl yayılmıştır!" Gâşiye:20 Diyanet çevirisi

    Yirmi küsûr meal inceledim.
    Gâşiye:20 de geçen 'sutıhat' kelimesi, 'yayıp-döşedi' şeklinde çevrilmiş.
    Halbuki, kelimenin Türkçe anlamı ' satıh yapılmış, düzleştirilmiş" şeklinde.
    http://www.kurancasozluk.com/
    Bu siteye girip ilgili alana 'sutihat' yazarak, kendiniz de kontrol edebilirsiniz.

    Kuranmeali.org adlı sitede, âyette bulunan kelimelerin Türkçe karşılıkları da şöyle.

    1. ve ilâ el ardı : ve arza, yeryüzüne
    2. keyfe : nasıl
    3. sutıhat : satıh yapılmış, düzleştirilmiş

    Aynı âyet kurantefsir.org adlı sitede aşağıdaki şekilde kıvırmadan çevrilmiş
    88 / GAŞiYE - 20

    Ve ilel ardı keyfe sutıhat.
    Ve yeryüzüne, nasıl düzleştirilmiş (bakmıyorlar mı)?

    Sutıhat kelimesinini Türkçe anlamı 'satıh yapımış/düzleştirilmiş' olarak veriliyor.
    Arapça satıh kelimesi;

    1- Düz. Bir şeyin dış yüzü, üstü.
    2- Evin damı.
    3- Yayıp döşemek.
    4- Genişlik.

    O zaman neden yirmi küsûr mealde ilgili kelime 'yayıp-döşedi' diye verilir ?
    Bakınız Nâziat 30 şöyle der.

    "Bundan sonra da yeryüzünü döşedi."

    1. ve el arda : ve arz, yeryüzü
    2. ba'de : sonra
    3. zâlike : bu
    4. dehâ-hâ : onu yayıp döşedi

    Görüleceği üzere 'Dehâ-ha' kelimesi 'yayıp-döşemek' olarak çevriliyor.
    Yâni ilgili kelimenin ilk/esas anlamı bu.
    'Sutıhat' ise 'Düzleştirmek' mânâsında.

    islâm, 'Cahiliye' Araplarının elleriyle yaptıkları putlara tapmaları sebebiyle onları eleştirmiyor mu ?
    Ey mealciler; siz dünyayı yaratan 'Alemlerin Rabbı Allah'dan fazla mı biliyorsunuz ki, O'nun 'düzleştirdi' dediği yeri 'yayıp döşedi' diye çeviri cambazlığı ile farklı anlamlandırıyorsunuz.
    Mâlûm Kur'an'ın yazıldığı dönem ortaçağdır ve o dönemde insanlar dünyayı düz olarak biliyorlar.
    Eğer bu telâşınız bir 'açık kapama' ameliyesi ise, Kur'andaki hatâları kapatmaya çabalarken; mantık olarak elleriyle put yapıp sonra da bu putlara tapan müşriklerle aynı şeyi yapmış olmuyor musunuz ?

    Yıllar önce samanyolu tv de izlediğim bir programda konuşan akademisyen, 'islam ulemâsı, ortaçağın hâkim kültürü nedeniyle, Dünya'nın düz olduğuna dâir, Kur'andan delil getirme çabası içindeydiler' demişti. Muhtemelen bu âyeti 'delil' olarak gösteriyorlardı.

    islam peygamberinden sadır olmayan ve müşrikler,

    "Sen de ancak bizim gibi bir beşersin. Eğer doğru söyleyenlerden isen, haydi bize bir âyet (mucize) getir." şuara:154

    deyince Kur'anın,

    " Bizi mucize göndermekten alıkoyan, ancak, öncekilerin onları yalanlamış olmalarıdır... " isra:59

    diyerek, mûcize gösterilmeyeceğine dâir kesin ve net beyânına rağmen; Arapçada bir kelimenin dört-beş farklı anlamından bil-istifâde, teknolojik gelişmelere göre vaziyet alıp âyetleri hâlden hâle sokarak, 'Bak gördünüz mü, Kur'an bunu 1400 sene evvel söylemiş' şeklindeki 'Mûcize' üretme çabaları, acaba hangi sâikle arz-ı endâm eyliyor olabilir ?

    Bakınız Elmalılı hamdi YAZIR, Zâriyat: 47'yi nasıl çevirmiş!

    "Biz göğü kudretimizle bina ettik. Hiç şüphesiz biz, çok genişlik ve kudret sahibiyiz."

    Fakat daha sonra uzayın oluşumuna dâir araştırmalarda 'Bing-Bang' teorisi ön plâna çıkınca, aynı âyet şöyle çevrilir.

    "Göğü gücümüzle biz kurduk ve onu biz genişletmekteyiz." Zâriyat: 47; Edip YÜKSEL çevirisi

    Benim Kutsal kitap mantığı ile alâkalı düşüncen şudur.
    Eğer herşeyin sâhibi, bir kâdir-i mutlak güç varsa ve bize akıl verip yaratmışsa; biz, o akılla zaten dünyayı da uzayı da inceliyor/anlayabiliyoruz. 1400 sene önce kimselerin anlayamayacağı; ancak teknolojik gelişmle şimdi anlaşılabilen cümlelerin kitapta yer almasının mantığı ne olabilir ?

    Tüm mükevvenâtın sahibinin bir 'gövde gösterisi'ne ihtiyâcı mı var ?
    Diyelimki biz, şimdiki imkânlarla bunları gördük, mutmain olduk.
    1400 sene öncekiler de peygamberi görüp iman etti.
    E, arada kalanlar ?

    Bir ressam bile, yaptığı her resmin başında durup, 'Bakın ben bu resmi şöyle yaptım/böyle yaptım' diye ahkâm kesmez. Kendi reklâmını yapmaz. Açtığı sergiye gelenlerin, yapılanları algılamasını/kavramasını bekler.

    Problem; bir yaratıcı var mı yok mu sorusunda.
    Hâlen insanların cevap aradıkları ve bir türlü ortak bir noktada buluşamadıkları, ortaklaşa 'cevâb' veremedikleri soru bu.

    Bir Tanrı var ise ve insanlarla elçiler/kitaplar yoluyla bağlantı kurmuşsa, bizler için yapacağı en büyük yardım, kendisini farketmemize yarayacak genel Tanrısal prensipler vâzetmesidir.

    Yani Tanrı kitabı bir çeşit 'Anayasa' kitabı olmalıdır!...

    Tanrı'nın ayrı ayrı; 'Cezâ hukûku/Borçlar hukûku/Miras hukûku/Trafik kuralları' gibi alt başlıklarla uğraşmasına gerek var mıdır ?
    Tümünü Göster
    ···
  18. 64.
    0
    @58 bırAk yerli einstein toplanmiş he gitsinler
    ···
  19. 63.
    0
    @61 o soru sorulduğu zaman belki de evren ile alakalı ayetler daha inmemişti, zaten o hadisin sahih olduğu bile kesin değil, bir müslüman hadislerden önce kuran'a güvenir, hadisler kuran ile çelişiyorsa, o hadis uydurma bir hadistir
    ···
  20. 62.
    0
    @45 taktir ettim şuku
    ···