1. 26.
    0
    özelden cia ne amuna goyim diyen arkadaşa burdan yazıyorum. cia insanların rehberlerindeki numarayı paylaşmasıyla oluşmuş bir telefon numarası veritabanı uygulaması.

    rehberini kim nasıl paylaştıysa öyle çıkıyor mesela benim numaramı aradığında kuzen burak diye çıkıyor adım bizim kuzenin rehberinden gitme.

    arayüzü de şöyle amk. neyse meseleye dönüyorum.

    http://www.imgim.com/image/iaf10kh.jpg/
    ···
  2. 27.
    0
    lan dinleyen binler nereye kayboldu
    ···
  3. 28.
    +1
    güvenlikçiyle aramızda birbirimize seslenecek kadar az mesafe kaldığında hayırdır bulamadın mı diye seslendi güvenlikçi, ben de elimi cep telefonumun olduğu cebimin üzerine koyarak şimdi aradım evde değilmiş dedim gülümseyerek ve adamın yanından yürüyüp gittim. ben ne yapıyorum lan diye düşünüyordum bir yandan da. olay kapanıp gitmişti neyin hırsı neyin siniriydi bu ? hem herifin evini bulmuştum da ne olmuştu ? bu düşünceler içinde siteden çıkarken, arkamı dönüp güvenlikçiyi kestim. bizim elemanın bloğun yanından süzülüp kaybolurken ben de yoluma devam ettim.
    ···
  4. 29.
    0
    bloktan çıktım. terlemiştim, bir sigara yaktım lan ben ne yapıyorum diye düşündüm bir an için. hani çizgi filmlerde karakterin sağ ve sol omuzlarında biri iyi biri de kötü olmak üzere iki melek belirir ya amk. aynen onu yaşıyordum ben de. bir tarafım gibtir et olay kapandı gitti neden büyütüyorsun ki derken diğer tarafım züppe binin biri, sana böyle davranmaya hakkı yoktu diyordu ısrarla ve bir şeyler yapmam için beni teşvik ediyordu.

    bu düşünceler içinde eve doğru yürümeye başladım. ne yapabilirdim ?

    ben de bilmiyordum. her şey spontane bir şekilde kafamda beliren düşünceler üzerine kuruluydu. asla plan yapmamıştım şimdiye dek, öylesine davranmıştım. ama bu aşamada artık bir plana ihtiyaç duyuyordum. belki de bana en çok yardımcı olan tek şey bolca vaktimin olmasıydı. bir noktadan sonra beni bu şeyin içine çekenin yalnızca bine gününü göstermek düşüncesi olmadığını anladım. tuhaf bir şekilde bu meselenin içindeki bir şeyler beni heyecanla çekiyordu. bilgisayar başına geçtim ve twitter hesabını açıp forsquare den yaptığı yer bildirimlerine baktım. sonrasında çakma bir hesap açıp adamı takip ettim.
    ···
  5. 30.
    0
    @77 gibtir git okuma o zaman
    ···
  6. 31.
    0
    cuma günüydü, yani elemanın evine gittiğimin ertesi günü. twitter elemanın hesabını incelerken bir anda foursquare den yer bildirimi yaptığını gördüm. "hakan ... and buse ... at Kıtır Birahane, Aperatif Mekanı ve Pub Park Caddesi (Alımcı Park Villaları), Ankara," yazıyordu. bir anda yataktan fırladım üstümü giyindim, başıma bir şapka taktım ve arabama binip kıtıra doğru gitmeye başladım. zaten bana 10 dakikalık yerdi. içeri girdim alt kata göz ucuyla baktım, yoktu. tam üst kata yönelecektim ki merdivenden inen bir garson abi yukarda yerimiz yok dedi. alt katın bir köşesi sigara içilen bölümdü. garsona bakıp abicim ben şimdilik böyle oturayım ama sigara beni rahatsız ediyor, alerjik astım var. yukarda yer boşalırsa haber verir misin dedim. eleman da tabi dedi. oturdum kendime bir tane efes 33cl istedim. biramın gelmesini beklemeden yukarı çıkıyordum ki garsonla göz göze geldik. lavabo yukarda di mi diye sordum, eleman başını sallayınca yukarı çıkmaya başladım.
    ···
  7. 32.
    -1
    basamakları çıkarken içimde bir şeylerin titrediğini hissediyordum. nedensiz de olsa korkunç şekilde heyecanlanmıştım. henüz son basamağa basarken onu gördüm. hatunun arkası dönüktü herif ise bana dönük vaziyette oturuyordu yüzü merdivene dönük şekilde oturuyordu. bir anda kalbimin çarpmaya başladığını hissettim tuvalet ile masaların olduğu bölümü ayıran duvarın arkasına girdim. daracık bir yerdi, duvara dayandım ellerimi yüzüme zütürüp ovuşturdum. gördüğüm kadarıyla masaların tamamıyla doluydu ama bir de bar bölümü vardı bu salak mekanın. hemen tekrar aşağı inip, masama oturdum. benim bira gelmişti, hemen kafama dikip garson bana doğru döndüğünde elimi kaldırdım. ya dedim, yukarda masalar dolu ama bar bölümü boş hem maç açık orda, oraya geçsem sorun olur mu sizin için diyordum ki ben lafımı bitirmeden tabi nasıl istersen abi dedi. biramı alıp merdivenleri tırmanmaya başladım.
    ···
  8. 33.
    0
    yukarı çıktım, elemanın oturduğu masaya hiç bakmadan bar masasına oturdum. elemanın teki bardakları silip, masaya diziyordu, göz ucuyla bana baktığını fark edince dikkat çekmemek için maçı izliyormuş gibi yaptım. eleman biraz arkamda oturuyordu. ama maçın sesi değil müziğin sesi açıktı. ahmet kaya dinleyen biri içi bu saçmalığı dinlemek zulümdü ama kulaklarımı kabartıp elemanı dinlemeye duymaya çalıştım. aslında bin yüksek sesle konuşuyordu ama müzik insanların sesini o kadar bastırıyordu ki aradan kulağıma değen kelimeler dışında bir şey duyamıyordum. bir ara müzik kesildi ve tam o anda telefonla konuştuğunu duydum. "saol abi saol. teşekkür ederim. şimdi biz de buseyle oraya geçecez, iyi iyi bişeyi yok. kalp krizi değil abi spazmmış. yok yok ciddi bir şey yok. e tabi 65 yaş... " diyordu ki müzik yeniden başladı.

    tek anladığım şey burdan çıktıktan sonra eve gitmeyeceğiydi. bir süre daha oturduktan sonra, kalktım. hesabı ödemek üzere kasaya yöneldim. sadece bir tane bira içtiğimi söyledim ücreti ödedim. dışarı çıktım. bir sigara yakmıştım ki o an elemanın arabasını gördüm. ne yaptığımdan ben bile haberdar değildim. bir anda aklıma bir şey geldi, arabama gidip arka koltukta duran not defterimi aldım ve kalemimle "seni gibecem haberin olsun!" yazıp kağıdı kopardım. arabanın yanına gittim, sileceği kaldırdım. kağıdı koydum ve arabama doğru gidiyordum ki yazı yazan yüzünü görünen tarafa koyduğum aklıma geldi. arabaya doğru gidiyordum ki elemanın karının arabaya doğru geldiğini fark ettim.
    ···
  9. 34.
    +1
    evet sezon finali binler
    ···
  10. 35.
    0
    @122 şaka yaptık amk tamam yazıyorum şimdi
    ···
  11. 36.
    0
    @126 sen ne diyosun huur çocuğu hesabı ödemedim diye bişey mi dedim ben ?
    ···
  12. 37.
    0
    karı arabaya doğru geldi. kilidi açtı, sağ kapıyı açtı içeri oturdu ama eleman yoktu hala. sanırım hesap ödüyor diye düşündüm. içeri oturalı henüz birkaç saniye olmuştu ki tekrar kapıyı açtı öndeki kağıdı aldı çevresine bakıyordu ki bir anda arkamı döndüm. resmen tir tir titreyerek yürümeye başladım. elimde ne zamandır duran sigaramı ağzıma atıp bir nefes çekecektim ki söndüğünü fark ettim, tam o anda tekrar kapının açılıp kapandığını duyunca kafamı çevirip baktım hatun sanırım tekrar arabaya binmişti. hemen koşup arabama bindim, yol kenarında duran arabamın farlarını açmadan adamın arabasının durduğu gidiş yönüne doğru çevirdim. eleman geldi arabaya bindi birkaç dakika arabadan inip elindeki kağıtla tekrar içeri girdiğini gördüm. iki şansım vardı ya hemen tüyecektim ya da bir gibim olmayacağı düşüncesi ile beklemeye devam edecektim. ben beklemeyi seçtim adam bir süre sonra yanında iki garsonla geldi, garsonlardan birinin ellerini iki yana açtığında "biz ne bilelim abi" gibisinden bir şeyler söylediğini düşündüm. bekledim, eleman arabasına bindi. arabasını çalıştırdı ve devam etmeye başladı. vakit kaybetmeden ben de arabama bindim ve arkadan belli bir mesafe bırakarak takip etmeye başladım.
    ···
  13. 38.
    -1
    eleman arabasını sürdü, park caddesinden çıkıp ümitköye doğru sürmeye devam etti. zaman zaman aramıza birkaç araba girmesine izin vererek dikkat çekmemeye çalışıyodum, derken hekimköy villarının bulunduğu ara sokağa girdi hemen arkasından girdim ama yol çok boş diye kenara çektim. arabadan indim biraz ilerdeki sokaktan girdiğini gördüm. arabamı kilitleyim koşa koşa girdiği sokağın başına gittim. ilerde bir villanın önünde durduğunu gördüm. arabadan inip içeri girdiler. bir süre bekledim ve sonra arabaya doğru yavaş adımlarla yürümeye başladım. bir süre sonra arabasının arkasına gelip bir süre baktım. huur çocuğuuuuuuuu dedim yalnızca kendimin duyabileceği bir ses tonuyla. ardından aklıma bir fikir geldi arabama döndüm. biraz ilerde ümitköyün içindeki seraya gittim, kapıdan içeri girip yürüyordum ki eleman abi kapatıyoruz dedi.

    ya bir tane saksı alacaktım dedim, birine süpriz yapacam da diye ekledim gülümseyerek. eleman şöyle bir baktı sonra yanıbaşında duran plastikleri göstererek bunlar var abi dedi. ben de metal olanı yok mu dedim, eleman da metal saksı mı olur abi dedi gülerek. bir süre durduktan sonra bak şunlar var dedi. elime aldım, bildiğin taş gibi bir şeydi. küçücük bir şeydi ama ağırdı, fiyatını sordum 60 dedi 50'ye aldım. hemen arabama atladım, ümitköyün çıkışındaki benzinliğe gittim. benzinliğin içine girdim, pombacıya bir arkadaşımın benzini bittiğinden yolda kaldığını, bir bidon benzin ayarlayıp ayarlayamayacaklarını sordum. akiiiiffffff diye seslendi pompacı ordan bi tane benzin bidonu getirsene diye bağırdı. benzini doldurdu ve abi bak kapağını takarak huni olarak kullanabilirsin dedi. teşekkür ettim, benzinlikteki markete girerek 4 tane gazete aldım.
    ···
  14. 39.
    0
    @162 mesele hiçbir zaman para değildi dostum. adamın tampon dağılsa da parasını öderdim. sen olayı anlamamışsın yat uyu bence.
    ···
  15. 40.
    -1
    @168 parayı çıkarmayı gerektirecek bir mevzu olsa çıkarırdım. işsizim diye ağlamamın ekonomik kaygıdan olduğunu söylediğimi hatırlamıyorum ?
    ···
  16. 41.
    -1
    @173 böyle bir yasak var mı inan bilmiyorum. varsa da uyulmuyor mesele bu.
    ···
  17. 42.
    -1
    @180 değil
    ···
  18. 43.
    -2
    @180 ayrıca kıtır ümitköyde de değil, çayyolu tarafında
    ···
  19. 44.
    -1
    @187 tuvalet hep yukardaydı panpa. aşağıda tuvalet var mı bilmiyorum. iyi düşün bak beni burda yalancı çıkarma. tuvalet yukarda kıtırda
    ···
  20. 45.
    -1
    bir süre devam ettikten sonra boş bir yere gidip arabamdan indim. saksının altına biraz benzin koydum, alttan akmaya başladı. hay dıbına koyum dedim kendime. gazete kağıtlarınnın birini saksının altına koyup iyi altını sardım sonra gazeteleri tek tek çıkarıp saksının içine tıkıştırdım. fazla gelen kağıtlar gecenin karanlığında uçuşmaya başlamıştı. benzini üzerine döktüm, kağıtları iyice benzinle ıslattım. saksıyı alıp arabamın sağ koltuğunun altına koydum ve tekrar şöför mahaline geçtim. bir süre gidip elemanın gittiği yere yakın bir yere gidip arabamı park ettim. arabadan atkımı alıp yüzümü yalnızca gözlerim gözükecek şekilde gizledim. arabanın biraz yakınına geldiğimde saksıyı yere koydum yakmak için eğilecektim ki, birilerinin beni görebileceği endişesine kapıldım ve tekrar arabama döndüm. burada yakmayı düşündüm ancak yaktıktan sonra saksı ısınırsa nasıl taşıyacağım diye düşündüğümden tekrar saksıyı alıp arabanın yanına gittim. bmwnin arka tamponunun altına koydum elimde bir kağıt parçasını yaktım ve saksının içine atıp atmamayı düşündüm. tam içine atacaktım ki saçmalama burak saçmalama dedim kendi kendime. kağıdı kenarda bir yere attım rüzgarda uçarak yolun ortasına doğru gitti ve söndü.

    tekrar arabama doğru yürüyordum, tam o anda giberim lan bu kadar şey boşuna mıydı dedim kendi kendime. git ve başladığın işi bitir dedim ve tekrar elemanın arabaya doğru yürümeye başladım.
    ···