/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
  1. 1.
    +59 -3
    sözlükte uzun zamandır kaliteli hikayeler okuyamıyoruz. doğrusunu söylemek gerekirse eski kitleden de eser yok aslında.

    bu başlıkta okuyacaklarınızın imdb 9.5/10 olacağını iddia etmesem de en azından, tamamen hayal ürünü olan ali cabbar hikayesinden çok daha ilgi çekici olacağını düşünüyorum.

    her gün küfür yememek adına en başından söyleyeyim; çok yoğun olduğum için boş vakitlerimde dolduracağım uzun bir hikaye olacak.

    neyse daha fazla uzatmadan giriş yapıyorum...
    ---

    18/05/2011, sınava hazırlandığım senemde, derslerimin yoğun olduğu bir çarşamba günü, evden okula diye çıkmış ama bi sahil kayalıklarında elimde bira ve sigarayla tek başıma 18 yaşımı kutluyorum.

    cebimde bir mp3 çalar ve kulağımda son ses sevdiğim kızın, yıllar önce sınıftayken gitarla çalıp söylediği şarkı. "anlamazdın, anlamazdın kadere de inanmazdın."

    bir yandan yüzümü güneş yakarken, bir yandan denize bakmaya çalışıyorum. sonra bir an hayatı sorguluyorum.

    veremden dolayı hastanelerde geçen çocukluğum, bu yaşıma kadar yaşadığım hayal kırıklıkları, reddedilişlerim, ihanetine uğradığım dostlarım, halen unutamadığım o kız ve ailemin dahi hatırlamadığı yapayalnız doğum günüm...

    edit:

    hikaye bitmiştir.



    destek olan herkese teşekkürler...
    ···
  2. 2.
    +19
    sorguluyorum ve merak ediyorum, ne zaman bir çıkış yolu bulabileceğimi, ne zaman bir kişi için bile olsa değerli olacağımı, ne zaman hayatımın yoluna gireceğini...

    ne yapacağımı da bilmiyorum sadece boş boş oturmuş sigara üstüne sigara yakıyorum. canım acıyor, yüreğim kanıyor ancak ağlayamıyorum.

    çünkü yaşadıklarımın aksine hep bir umut var diye düşünüyorum. hayal ettiğim şeylere bir gün kavuşacağımı düşünüyorum. ne de olsa umut fakirin ekmeği...
    ···
  3. 3.
    +12
    Rezervasyon diyeyim, ama saat geç oldu sitede 5 kişi var amk.
    ···
  4. 4.
    +12

    final



    hasret, kafeden çıktıktan sonra tüm kafe bana bakıyordu. ben de garsonlara "yaşananlar için kusura bakmayın" diyip, şekerliği, masayı vs. topladım.

    sonrasında keyifli bir şekilde bi türk kahvesi istedim ve "acı olsun" dedim.

    keyifle kahvemi yudumlamaya başladım ve halen etrafımdaki çoğu kişi bana bakıyordu. ben de hiçbir şey yaşanmamış gibi kahvemi içip, sigara yakıp, telefona bakıyordum.

    yaşanan olay için tip kutusuna bahşiş bırakıp, hesabı ödeyip kafeden kalktım ve eve gittim. sonrasında içim soğumuş bir şekilde hayatımın en tatlı öğle uykusunu uyudum.

    o günden sonra ne benim hasretten, ne hasretin benden haberi oldu...

    ben atandım ve çok iyi bir öğretmen oldum. ömrümün geri kalan kısmını yalnızca mesleğime adadım ve çok donanımlı öğrenciler yetiştirdim.

    hedefim, atanıp sıradan bir memur olmak değildi. tek isteğim, ülkemizdeki sanata çok faydalı bireyler ve iyi ahlaka sahip çocuklar yetiştirmekti.

    neticede başardım. öğrencilerim, hep beni sevdi, saydı ve örnek aldı. 40 kişilik sınıflarda, müziğe hiç alakası olmayan çocuklara bile müziği sevdirdim.

    evliliği 30 yaşına erteledim ve kadınlardan yıllarca uzak durdum. yalnızca yılda birkaç kez takılıp geçtim.

    hasretten ise hiçbir haberim olmadı ve merak da etmedim. tek bildiğim şey, beni asla unutamayacak olmasıydı.

    artık o çomar kafasıyla köyden bir hasan, hüseyinle evlenip bir ömür çocuk mu bakmıştır, ya da ona değer vermeyip, her fırsatta aldatıp bide kendisine razı edecek birisiyle mi hayatına devam etmiştir, umrumda değil. merak dahi etmedim. çünkü merak, bir güçsüzlüktür.

    elbet bir gün ben, hasret gibisinden onlarca bulacaktım. ancak o tüm dünyayı arasa benim gibisinden bir tane bulamayacaktı...

    son

    ···
    1. 1.
      +6
      vay amk tam 4'te atar diyip uyumamistim iyi ki de uyumamisim. ama son bi entrika daha dondurmustur seni kazanmak için diyordum, hayret tekte pes etmiş kız.
      ···
  5. 5.
    +11
    bir yıl içinde yaşadığım onlarca travma sonrasında pgibolojik destek almaya karar verdim. bir süre ilaçlara alışma süreci geçirdikten sonra istediğim bölümü kazanmak için bir dershaneye yazılmak istedim.

    babam yeni emekli olmuştu ve çalışmaya devam ediyordu. bir de hiç beklemediğimiz bir kurumdan aile maddi desteği almaya başlamıştık. ev dededen kalma olduğu için kira da vermiyorduk ve bu yüzden maddi olarak baya bi rahat etmeye başlayacaktık.

    bir sene önce olsa ailem dershane fikrine yüksek ihtimalle çok sert tepki verecekti ama maddi açıdan endişeleri azaldığı için ilk başta karşı gelseler de bir şekilde kabullendiler.

    yıllardır gitar çalıyor, şarkı söylüyor ve müziği seviyordum. bu işi neden profesyonel anlamda yapamayım ki diye düşündüm ve konservatuara hazırlanmaya başladım.

    bir hedef koydum ve artık elimde kalan tek şey bu hedefti. hiçbir şeyi elde edemesemde sevdiğim işi yapmayı hayal ettim ve tutunacak bu son dalıma sıkı sıkı sarılmaya başladım...
    ···
  6. 6.
    +12 -1
    kısa bir süre sonra tam bir şeyler yoluna girecek diye düşünürken, okul bitmesine yakın hem de ösysye az bir süre kaldığında, ailemin maddi sorunları nedeniyle antalyada bir otele çalışmaya gitmek zorunda kalıyorum.

    sezonluk iş olduğu için izin günüm yok, hafta sonu tatilim yok, bayram tatilim yok, resmi tatilim yok ve günde 12 saat.

    küçük bir personel odasında 6 kişi kalıyoruz ve oradaki her işe yetişmeye çalışıyorum. uyku haricinde kendime ayırabileceğim 2-3 saatte de sınava hazırlanmaya çalışıyorum.

    ösys günü sınavdan dolayı sadece 2 günlüğüne memleketime gidip gelebilmek için izin alıyorum ve bu aylar boyunca aldığım tek izin. mezuniyetime bile katılamıyorum.

    sınava girip 2 gün sonrasında işimin başına dönüp heyecanla sınav sonucumu bekliyorum...
    ···
    1. 1.
      +3
      ananı zütünden gibeyim onu izle feridun gibiş varsa da ben okumam
      ···
  7. 7.
    +10
    açıkçası öyle bir mizacı vardı ki terslenmeyi beklerken bi anda ufak bi tebessümle "merhaba ben de hasret" demesi beni çok şaşırttı. elimi uzattım ve elimi sıktı. sonrasında aramızda şöyle bir diyalog geçti.

    x: derste hoca sorunca dikkatimi çekti ben de konservatuara hazırlanıyorum da merak ettim acaba şu an nasıl bir yol izliyorsun?

    hasret: ya açıkçası benim henüz eğitimim yok sadece bi ara keman kursuna gitmiştim o kadar. şu an yeni yeni başlıyorum.

    x: hmm anladım ya ben de aslında bu sene hazırlanmaya karar verdim ama yıllardır gitarla uğraştığım için biraz teori kısmına da hakimim. eğer aklına takılan bir şey olursa sorabilirsin.

    hasret: olur olur teşekkür ederim.

    dedi ve en güzel yerindeyken hoca sınıfa girdi tekrar sırama oturdum...
    ···
  8. 8.
    +9
    ayağa kalkıp masadaki bardakları ve şekerliği vs. devirerek "sen benimle dalga mı geçiyorsun?\" diye bağırdı.

    kafede herkes bize bakıyordu ve ben hiçbir şey olmamış gibi yeni bi sigara yakmış, pişkin pişkin hiç istifimi bozmadan onun çıldırmasını seyrederek oturuyordum.

    "bide otel ayarlayacakmış, sen benimle alay mı ediyorsun?" diye bağırıp çağırıyordu kafenin ortasında.

    garsonlar vs. ne oldu diye merak edip başımıza toplanmıştı. ama hasret öyle bir sinirliydi ki gözü hiçbir şeyi görmüyordu.

    bana "konuşsanaaaaa, bana bi cevap ver!!!" diye bağırıp duruyordu ve ben hiç istifimi bozmadan sessizce oturup sigaramı çekip yüzüne yüzüne doğru üflüyordum.

    "ya bana bi cevap ver" diye çıldırıyordu ve ben sakince hiçbir şey olmamış gibi "sakin ol, ne oldu, neye sinirlendin bu kadar?" dedim.

    "ya dalga mı geçiyorsun ne demek neye sinirlendim?" dedi ve saydırmaya başladı: "sen nasıl bir insansın, resmen benimle dalga geçiyorsun, ne yapmaya çalışıyorsun?" diye bağırıp "cevap versene!!!" diye kafayı yiyordu.

    ben "ne diyim?" "sakin ol" diyerek sakinçe oturmaya devam ediyordum...

    hasretle beraber olduğumuz zamanlar yıllarca hep aramızda arkadaşlarımın dedikodusunu yaparken, "eğer sen olmasaydın ben de muhtemelen üniversite hayatımda arkadaşlarım gibi hep farklı kızlarla takılırdım." derdim zamanında.

    o da telefondakini sıradan takılmalık bir kız sanmış olacak ki, çantasını aldı ve kafeden çıkarken bana "o huurlarla mutlu ol" diye bağırdı.

    ben de tam arkasına döndüğünde "merak etme, tek mutlu olamadığım huur sendin." dedim ve gözlerini açıp, ellerini yüzüne zütürüp şok etkisiyle bana bakarak çığlık atıp ağlayarak kafeyi terk etti.

    bide tam kapıdan çıkarken arkasından dalga geçer gibi "dikkatli git." diye seslendim...
    ···
    1. 1.
      +3
      Ulan şimdi kendime geldim, mükemmel ag
      ···
  9. 9.
    +9
    ayrılırken bana dediği "yaşayacağım varsa da yaşayıp görürüm" cümlesini öyle bir burnundan getirecektim ki...

    bir insanın canını yakmak istiyorsanız ona yapacağınız en kötü şey hiç umursamıyormuş gibi davranmaktır. isteseydim "ben sana zamanında demedim mi? sen bana nankörlük etmedin mi?" şeklinde konuşabilirdim.

    ama bu şekilde konuşursam halen ona karşı bir şeyler hissettiğimi belli etmiş olurdum ve o yüzden aynı şekilde sakince, sanki ayrıldıktan sonra hiç canım yanmamış, umursamıyormuşum gibi konuşmaya devam ettim.

    en son "hayatımda ciddi bir ilişki istemiyorum vs." dedikten sonra "benim bi lavaboya gitmem lazım" diyerek masadan kalktı.

    tuvalete gittiği sıra hemen, hikayede hiç bahsetmemiş olsamda uzun yıllardır arkadaşlık yaptığım şeyma diye bi arkadaşım vardı. hasret de onu biliyordu ama hiç sesini duymamıştı.

    onun da sevgilisi vardı ve yıllardır gerçekten kardeş gibi çok samimiydik. o da benim en kötü günlerimde yanımda olmuştu, ben de onun.

    en iyi seçenek olarak şeymayı arayıp hızlıca "kanka çok acil bir durum var, sonrasında anlatacağım. ama şu an vakit çok az ve senden tek isteğim 5 dakika sonra beni ara ve telefonda sanki sevgilinmişim gibi konuşmaya başla." dedim ve tamam dedi.

    hasret, tuvaletten çıktıktan 2 dakika sonra şeyma beni aradı. hasrete "bir saniye, afedersin" diyerek telefonu açtım...
    ···
  10. 10.
    +9
    bir süre sonra ufak tefek tartışmalar başlasa da genel olarak ilişkide eskiye nazaran kafam çok çok rahattı.

    artık eskisi gibi her canı sıkıldığında sinirini benden çıkaramıyordu. artık sırf hasretle konuşmak için kafede arkadaşların yanından kalkmıyordum. sürekli mesajlaşmak için elime telefonu almıyordum. saçma sapan tokgib kavgalar olmuyordu. buluşmalar için bahaneler uyduramıyordu.

    farklı odalarda yatma saçmalığı da bitmişti. artık aynı odada yatıyorduk. hatta bir iki kez aynı yatakta yatıp beraber uyumuştuk. iki seneden sonra ilk defa dudağından öpmüştüm ve bu da ayrı bir saçmalık olsa da her şey istediğim gibi gidiyordu.

    yavaş yavaş gerçekten biraz da olsa sevgili olduğumuzu hissedebiliyordum.

    izmire geldiğinde artık dışarıda da birçok yere gidebiliyorduk ve paronayasını da yavaş yavaş aşıyorduk.

    arkadaşlarımla oturmaya daha önceden utanıyordu ama izmire geldiği bi hafta sonu arkadaşlarla buluşma ayarladık.

    sonrasında kafede otururken arkadaşlarımdan biri hasrete laf arasındayken "yenge, benim bugüne kadar çok farklı ortamlarım oldu. çok fazla insan tanıdım. seven çok fazla arkadaşımı gördüm. biz x'in arkadaşıyken bile kendimizi şanslı hissediyoruz ve sen gerçekten o kadar şanslısın ki. hayatımda böyle delicesine seven birisi görmedim daha önce. yani bi tane kuzenim var böyle ama o da x kadar değil. gerçekten çok şanslısın. oturup sohbet etme fırsatımız olmadı daha önce ama bunları gerçekten sana söylemek istiyordum yanlış anlama." dedi.

    sonrasında hasret "biliyorum, ben de onu çok seviyorum." dedi...
    ···
  11. 11.
    +9
    dershaneye yazılmak dışında bir gitar kursuna da gitmem gerekiyordu, çünkü sınava gitarla girecektim ama konservatuarın istediği seviyeden uzaktaydım. dershaneye yazılmam artıydı çünkü üniversite sınavında puan olarak ne kadar yüksek yaparsam yetenek sınavında o kadar işime yarayacaktı.

    ancak dershaneye yeni yazılmışken gitar kursu için de ailemden destek istemek zordu. bu sebeple mezun olduğum lisedeki müzik öğretmenimin yanına gittim. bir yol göstermesini istedim ve sağ olsun çok ilgilendi. kendi branşı da gitardı ve halihazırda çalıştırdığı bazı öğrencileri varmış.

    haftada bana 1 ders ayırabileceğini söyledi ve herhangi bir para talep etmedi. bu benim için harika bir haber oldu.

    dershane ve kurs işi tamamdı, hazırlıklarım tamamdı, maddi olarak da toparlanırken pgibolojim de düzelmeye başlamıştı.

    ve dershanenin ilk günü geldi hazırlandım giyindim çıktım binaya girdim ve sınıfa giriş yaptım...
    ···
  12. 12.
    +9
    derse 10 dakika vardı, sırama geçip oturdum. etrafta 2-3 kişi vardı test kitaplarıyla uğraşan. ben de mal mal etrafı seyrederken sınıftan içeri bir kız girdi. sarı kıvırcık saçlar, yeşil gözler, soğuk bir mizaç-duruş, ama beni benden alan bir koku...

    ilk göz göze geldiğimiz anı hatırlıyorum, bana bir bakışı vardı, yıllar geçtikçe o bakışa birçok anlam yükleyebildim. sanki içeri girerken aradığı bir şey vardı ama baktığında o aradığı şey bende yok ve sanki hiç olmayacakmış gibi...

    bense tam bir şeyler ilk defa yoluna girmişken bir anda farklı duygular içine büründüm.

    kızın adı da hasretti. soğuk donuk bakışlı bir kızdı ve bu yüzden hiçbir erkek yanına gidip konuşmaya çalışmıyordu. çünkü sanki her an tersleyebilecek bir mizacı vardı ama bu benim ilgimi daha çok çekiyordu.

    insan zaten ulaşamadığının delisidir, öyle değil mi?..
    ···
    1. 1.
      +1
      maalesef öyle gerçekten panpa
      ···
  13. 13.
    +9
    neticede benim yıllardır istediğim "temiz, aile kızı" kavrdıbına cuk diye oturan bir kızdı hasret. bu sebeple gün geçtikçe içten içe daha çok bağlanmaya başladım. bağlandıkça daha çok merak etmeye, merak ettikçe peşinden koşmaya devam ettim.

    o gün eve çok mutlu geldim, çünkü umudum diplerden bir anda tavan yapmıştı. hasretle her geçen gün daha da yakın oluyorduk ve onunla geçirdiğim her saniyede aklım başımdan gidiyormuşçasına mutlu oluyordum.

    vaktin nasıl geçtiğini hiç anlamıyordum onunlayken, saatler dakika, dakikalar saniye gibi geçiyordu.

    hasretle benim için yeterince muhabbetimiz olmuştu aslında, bir anda çıkma teklifi edebilirdim ancak yüksek ihtimalle red yerdim. çünkü hayatında hiç ilişkisi olmamış böyle bir kızın güvenmeden, bağlanmadan bir anda tanımadan benimle çıkmayı düşünmesi ancak hayal olurdu.

    o yüzden gün geçtikçe daha çok güven vermeye, kendime daha çok bağlamaya çalışacaktım...
    ···
  14. 14.
    +9
    daha önceden çocukluğu hastanelerde geçen birisi olarak, o süreçlerde manevi olarak hep yanımda birinin olmasını istemiştim. ancak o süreçlerde ailemin desteği dışında hep yalnızdım. o soğuk beyaz çarşafın üstünde yatarken içimden hep keşke "ben yanındayım" diyen biri olsa diye geçirirdim.

    o yüzden benim yaşamak istediğim ilişkide sadece maneviyat ve güven ön plandaydı. bir iki gün cinsellik yaşayıp ertesi gününde gözümün arkada kalacağı bir ilişki istemiyordum.

    hep sadık düzgün bir aile kızı istedim daha o yaşlardayken bile. cinsellik benim için üçüncü hatta dördüncü planlardaydı. ancak elbette ilişkide belli bir süreden sonra ben de sevdiğim kişiyle bir şeyler yaşamak isterdim...

    hasreti henüz tanımıyordum, öyle biri olmasını çok istiyordum. neticede müzikle ilgilenmesini öğrenmem üstüne, sessiz çekingen bir kız olması, farklı bir mizacı olması, renkli güzel gözleri, kıvırcık sarı saçları da her açıdan bende ilgi uyandırıyordu.

    artık tanışmam, onu tanımam ve bir adım atmam gerekiyordu. keza dersten sonraki ilk teneffüste sırasında otururken binbir zorlukla cesaretimi toplayıp yanına gidip "merhaba ben x" diyerek nihayet ilk adımı attım...
    ···
  15. 15.
    +9
    hikayenin sonuna bir şarkı ekleme sözü vermiştim. iki arkadaşın seçtiği şarkılar da çok güzeldi. ama iki kişiden de özür dileyerek hikayeye daha uygun olan "ferhat göçer - yıllarım gitti" şarkısını söylemeyi uygun gördüm ve linki aşağıya bırakıyorum...

    https://voca.ro/1aaL5ceSw1PM
    ···
    1. 1.
      +5
      sesine sağlık yiğidim
      ···
  16. 16.
    +9
    sınava bir buçuk ay kala hasret bir gün bana kafasına bir şeyin takıldığını söyledi. ne olduğunu sorduğumda "ben aylardır keman hocamın beni neden bedava çalıştırdığını anlayamıyorum" dedi.

    taksitlerini ödemeye başladığımda normal arkadaştık ama şu an sevgiliydik ve artık gerçeği söylememin herhangi bir sorun olmayacağını düşünerek;

    "hasret, ilk tanıştığımız günden beri ben sana karşı hep güzel şeyler hissediyordum, herhangi bir keman kursuna gidemeyeceğini söylediğinde çok üzüldüm. senin için günlerce ücretsiz kurs araştırdım ama bulamadım sonrasında ne yapabilirim diye düşünürken keman kursundaki hocanla tanışıp konuşup anlaştım seni gönüllü çalıştırdığını söylemesini istedim. ben taksitlerini o zamandan beri düzenli ödüyorum ama artık zaten sevgiliyiz bunun aramızda lafı olmaz." dedim ve sonrasında kıyamet koptu.

    "inanamıyorum neden bana aylarca yalan söyledin, nasıl böyle bir şey yaparsın, sen de öğrencisin, ben kesinlikle o parayı sana geri ödeyeceğim, kabul etmiyorum böyle bir şeyi vs." demeye başladı.

    ben gururundan yaptığını düşünsemde bu kadar fazla tepki vermesine anlam veremedim hatta anlam verememeyi geç şoke oldum.

    sürekli sinirli sinirli konuşurken ben yine de kendini kötü hissetmesin diye "bak biz artık beraberiz bunların lafı olmaz aramızda yarın sen de olsan benim için aynı şeyi yaparsın, merak etme zor duruma düşmedim ve hoca da durumdan dolayı normal ücretten az almak istedi yani çok bir şey ödemiyorum zaten vs." diyerek güzelce durumu açıklamaya çalışıyordum ama o tartışmaya devam ediyordu...
    ···
  17. 17.
    +9
    neticede inişlerle çıkışlarla lys gününe kadar geldik. benim müzikten başka bir hedefim olmadığı için heyecanlı değildim ancak hasret çok panik yapıyordu.

    sınava girdik çıktık akşama doğru evden markete diye çıktı telefonla aradı beni. sınavının fena geçmediğini ama daha iyi yapabilirdim dedi.

    olsun bitanem nasip kısmet bu işler artık sınav açıklanana kadar müziğe yönelelim dedim.

    bilmiyorum dedi. neyi bilmiyorsun diye sorduğumda, yine müziği kazanabileceğime inanmıyorum dedi.

    konuşmalarından anlıyordum ki hasret, müzikten umudunu kesmiş yüksek ihtimalle sayısaldan farklı bir bölüme yerleşecekti. benim için hasret hangi bölümde başarılı olacaksa orayı kazanması önemliydi ama üniversitede aynı şehirde olabilecek miydik? işte en büyük korkum buydu.

    hasreti 2 gün bile görmesem hasretinden yanıp tutuşuyordum. uzak mesafe ilişkisine dayanamazdım...

    bu yüzden zaten sınavda bittiği için hasreti yetenek sınavına hazırlamak için çalışma tempomuzu arttırmaya başladım. her hafta verdiğim ödevlerini tekrar tekrar kontrol edip hatalarını düzelttirmeye çalışıyordum.

    hasretten parayı alıp keman kursuna taksidi yatırmaya gittiğimde hocaya ne durumda olduğunu sordum ve daha çok çalışması gerektiğini söyledi.

    enstrümanının durumunu da soruyordum sürekli, hasret de bu kadar baskı yapmamdan dolayı rahatsız oluyordu tartışmaya başlıyorduk.

    olsun zafere giden her yol mübahtır diyerek durumu sıkı sıkıya ele aldım. hasreti her anlamda sınava hazırlayıp motive etmeye çalışıyordum...
    ···
  18. 18.
    +9
    Anlattığın hikayede adeta kendimi gördüm hocam. Okurken istemsiz göz yaşları yanaklarımdan süzülse de en azından sonu biraz olsun gülümsetti. Keşke ben de senin yaptıklarını yapabilseydim. Her şey için teşekkürler güzel insan. ismini dahi bilmiyor olsam da saygım sonsuz sana
    ···
  19. 19.
    +9
    anlattığın hikayede seni de tanıdım kendimden bi kaç parça da buldum, bütün ciddiyetiyle beni de aldı geçmişe zütürdü. umarım hayatına takılıp kalacağın değil beraber ilerleyeceğin bi insan girer panpa güzel yarınların olsun.
    ···
  20. 20.
    +9
    Bir erkek gururunu, onurunu sadece bir kere ayaklar altına alır, sadece bir kişi için göz yaşı döker. ilk büyük hayal kırıklığından sonra bir daha bir kadınla hayal kurmaz. Artık kimse onun için gelecek değildir, ilişkinin başından beri sevilmemiş olmak nedir çok iyi biliyorum. Geçmişi unutmak yerine sürekli bakmak gerekiyor, unutmamak gerekiyor yaşananları. Sonra biri çıkar karşına senin sevdiğin gibi sever seni ama senin içinde artık sevginin kırıntısı bile kalmaz, güvenemezsin çünkü nankörlüğü atamamışsındır üstünden, gerçekten sevildiğini anlamak artık çok zor olacak ama bir şekilde bizde inanıp sevebiliriz gelecekte, içimizde geleceğe dair bir umut ışığı bırakmayanlara, artık kimseye güvenmemeyi öğreten o kişilere teşekkür mü etsek aklımıza gelen her küfürü mü etsek bilemiyorum, Bu hikaye ilk defa ilişki yaşayacak arkadaşlar için belki ders olur, siz bizim yaşadığımız onlarca şeyi yaşamayın sevgili dostlar, esen kalın.
    ···