yaran diyaloglar

Sene 2012,10. sınıfız tabi o zamanlar.Çıkışta yol aralarına geçip hocalardan saklana saklana sigara içerdik. Normalde bir arkadaş paketi getirirdi herkes otlanırdı da bir gün tek sigara getirmiş amk bir dal sigarayı 3 kişi döndük.Ben içtim içeceğim kadarını falan arkadaşa geldi sıra. Nasıl sıraysa dıbına koyayım bizim olduğumuz yere 5 tane arkadaş geldi "kanka bir fırt versene" diye arkadaşa kalan sigarayı sömürdüler. Arkadaş da "ben burada fırtçıbaşı mıyım dıbına koyayım" diye bağırıp ortamdan gibtir olup gitmişti.Ama ne biçim gülmüştük be

(ava odasında birer karış açık gözlerinden ve ağzından sular akıtarak alice oynamaktadır. babası odasına girer ve sorar:)
-kim var bu tuvalette bi saattir?
-valla ben yokum baba!

(aynen yaşanmıştır)
kadıköy-maltepe minibüsü
yolcu: şöför bey müsait bir yerde inebilir miyim?
şöför: inemezsin kardeşim, tek durak maltepe kır kıçını otur adamın asabını bozma!
bütün yolcular: tıssssss...

ekşide var böyle bir başlık birde 13bin entry girilmiş can sıkıntısından 10 sayfasını okudum burda okuduklarımdan az güldüm lan amk entelleri boşuna yazmayın yarmıyor hiçbiri

az önce yaşanmıştır

marketçi : ben oluyorum s: sigara isteyen

b: buyrun
S: bitane 2001 ver
b:(uzun 2001 kırmızı veriyorum)
s: uzun demedim ben sana
b: tabi efendim ( kısa kırmızı veriyorum)
s: mavi istiyorum kırmızı da demedim.
b: oç söylesen baştan deyip adamı ortadan ikiye yarıyorum

benim yaran diyaloğum bu yani

Papağana sormuşlar neden başın eğri
Papağan demiş neden başın eğri

(aynen yaşanmamıştır)
-bir gün lisede son sınıftaki oçlarla takılıyoruz, dedim ki:
yoluna ateş düşsün, duyguların sinirlerinde kalsın abi nihahhohohhöhöhöhö
-yolunu gibtirme huur çocuğu rıdvan amın oğlu...
(ben de herkesin ortasında bana ciddi bir şekilde bağıran bu andaval karşısında rezil olmamak için bin gülüşüme yalandan devam ettim ama içimden bunun sülalesinin tarihi hakkında master yaptım.)

Özet: Fenerbahçeli değilim ama Galatasaray'ı takdir ediyorum. (özellikle avrupa maçlarında hep birlik tam destek!)

bu diyaloglardan birine zara'da
rastladim. kadının biri siyah bir
manto ile kasaya geldi.
k1: 1. kadın
k2: 2. kadın
k2: pardon hanımefendi o benim
paltom
k1: hayır önce ben gördüm, siz
baktınız ama almadan bıraktınız.
k2: hayır o bana ait. başka bir sey
deniyodum o yüzden bıraktım.
k1: sizden önce ben aldığım için
böyle diyorsunuz, ben almasam
almayacaktınız. hiç alacakmış gibi
bırakmadınız paltoyu.
k2: bakın o palto'nun markası
mango biz zaradayız.
k1: ben almak istediğim için
böyle diyorsunuz. saygısızlık
yapıyorsunuz.
k2: cebinde telefonum, anahtarım
var bu paltoyu 1 yıl önce aldım
ben.
k1: cevap veremedi

a: nazım hikmet'in mezarı neden rusya'da?
b: rusya'da sürgünde öldüğü için.
a: neden sürgüne gönderildi?
c: çünkü o gomünüsttü!

http://www.hangisidahaguzel.com/hangisi/ oylar şehite, oylar mehmetçik'e

diyalog yazabiliyormuyum diye denedim amk

toplam 10 kişilik bir grup farklı ülkelerden 7 kız ve 3 türk erkeğiz gece yarısı hasta ve ölmesi beklenen yavru bir köpek. 7 kız hüngür hüngür köpeğe ağlarken 3 erkek kendi aralarında köpeği bir şekilde uyutmayı planlyoruz.

x: bende novalgin var 3-4 tane yedirsek falan ölür mü lan acaba ?
arkadasa üyelik: benim ankarada abir arkadaşım var baytarlık okuyor onu arayalım belki bi yardımı dokunur.
y: olm yazık lan hayvana acı çektirmeyelim camdan falan mı atsak aniden ölür ?

gayet ciddi ciddi bunu teklif etti tamam desek yapacak yani.

yaklaşık 6 saat önce yaşadım
(- ben)

..
- abi ben kurtadamım !
+ hani göster ?
-

@22 adamsın bin

ismi par olan bir tanidigimizin yasadigi telefon konusmasi sahsimi epey bi yarmisti
par : iyi gunler hanfendi ben par.. mehmet beyle gorusucektim
sekreter : pardoon?kim dediniz??
par : ben par hanfendi , adim par
sekreter : pardon anlamadim isminizi neydii???
par : par hanfendi par... °don° unu cikar , par iste
sekreter : aa terbiyesiz!!!
caat.. telefon kapanir

- hacı bi monitör alacam ama kafama göre birşey bulamıyom?
- 19 inchten aşağısını alamazsın o zaman.
- niye?
- kafan büyük dıbına koyim, o kafaya göre monitör ancak 19 inch olur.
- kafam girsin sana.
- o da olur.

arkadaşlarla evde toplanılmış, kahveler içilmiş, fal faslına geçilmiştir.

le sultan rouge: büyük bi balık görüyorum, balık kısmettir.
petunya : hani nerde?
le sultan rouge: bak şurda..
petunya : nerde?
le sultan rouge: fincanın tam ortasında, çizgileri olan...
petunya : o balık değil ki kılçık... kısmetimi yemişleeeer!

edit: fala devam edilemez.

polis- beyefendi radara girdiniz.
şöför- hiç bir yere cirmedim bursa'dan direk celiyrim.

petunya ve arkadaşları kampüs bahçesinde oturmaktadırlar. petunya uzun zamandan beri birşeyler sormak isteyip de bir türlü yakalayamadığı hocasını bahçeden geçerken görür ve aniden yerinden fırlar. bu arada petunyanın nereye fırladığını anlayamayan arkadaşı ardından sorar;

ark: petunya nereyeee?

petunya: hocuk! **

ananı avradını kusucam şimdi ak