yarim altin bak kardeşim arşivi

ahahahahhaa ulan ya. muhteşem.

http://www.youtube.com/watch?v=m5EJIJMhVfw

rezerved

reserved

şukunu çaktım panpa

bak güzel kardeşim,

ben doğma büyüme konyalıyım. ailemin tutucu bir aile olmasından mütevellit çocukluğum kuran kursunda, ergenliğim imam hatipte geçti. senin anlayacağın sofu sopası yiyerek büyüdüm. ilahiyat fakültesine hazırlandığım sırada henüz bakirdim ve bunun siniriyle iyice yobazlazmıştım ve fakat elîm bir trafik kazasında tüm ailemi kaybedince bütün inancım birden kayboldu. inanır mısın, 5 vakit namazında niyazında, tertemiz bir anadolu genciyken kâh kubar çeken, kâh grup sex yapan bedbaht bir günahkâr oldum. yıllar sonra bu sözlüğü keşfettim ve insanlığımı hatırlayarak hem kendimi hem burdaki bedbaht kitleyi düzeltmek için dine geri dönme kararı aldım. taa ki senin iğrenç ve lanetli yazılarını görene kadar.

allahın varlığına hamdu senalar olsun şuan nefes alıyorsam bu allahın bana bir lütfudur ve vakit cihat vaktidir. dünkü karışıklıktan yararlanarak senin gizli sandığın nikini el kaide bilişim departmanında çalışan süt amcama verdim, ip adresini, ev adresini, inanamazsın ama annenin kızlık soyadını bile aldım ondan. bu bilgilere ulaştıktan sonra elimde hızarım ve büyülü asamla mahallene ananı gibmeye geliyorum. tüm arkadaşlarını topla hepinizi cinlere gibtirecem bin hazır ol.

g-e-l-i-y-o-r-u-m!

reserved

(bkz: bak kardeşim arşivi)

enteresan

reserved

bak kardeşim,

ben david. amerika'da erotik filmlerde başrol olarak oynuyorum. siz türk gençlerine mastürbasyon malzemesi olan yüzlerce kadını gibiyorum ama gibtiğim tam olarak belli olmuyor. kafanızda 'ulan arada yastık vardır kesin.' düşüncesinin oluşması için öyle yapıyoruz zaten. hani 'ben gibemiyorum ama o da gibemiyor hahaha' diye daha çok zevk almanız için böyle bir sektör oluşmuş. ama ben de isterim güzel penisimin yakından, damarlarına kadar görüntüye alınmasını, vajinaya girerken net olarak gösterilmesini ne yalan söyleyeyim.
sins bey bu alanda en önde bayrak taşıdığı için o alana pek atılamıyorum açıkçası. ne zaman kaldıramayacak yaşa gelir, ben de o zaman geçerim o kulvara. neyse konuya geleyim, geçen yine 5 saat sette canım çıkmış, zütümden soluyorum, odama geçtim açtım bilgisayarımı uzman tv'de takılıyorum, dedim biraz da youtube kasayım. balıkesirin çılgın eşekleri isimli videoya kadar geldim, baba tarafından türk olduğum için alttaki yorumları da okuyayım dedim ve ona bak bunu oku şuna takıl derken bu sözlüğe kadar gelmişim yarım saat içinde.
çok eğlendim, gibimin ağrısını unuttum desem yeridir. artık bu sözlük benim için boş vakitlerimin vazgeçilmezi olmuştu, ta ki sana rastlayana kadar. ulan sen ne anası gibişmiş, babası zütten yemiş, bacısı kaşarlaşmış bir huur çocuğusun öyle. sende hiç karakter, ar, namus yok mu be ırzıyla oynaştığım. gibtin lan tek başına sözlüğü, dıbına koydun lan. bütün gibici tayfayı topladım, uçak biletlerini aldık. adresini de bulmak üzereyiz. sana tavsiyem annene söyle bi kaç hafta amcanlara falan kaçsın. bekle, senin için geliyoruz...

reserveedd

reserve

bak kardeşim,

ben fıstık. büyük bir pet shopta açıkta duran papağan olarak yaşamımı sürdürüyorum. müşteri gelince iki sohbet ediyorum dükkandan mutlu ayrılıyorlar. patron da sağolsun çerezimi, çekirdeğimi ekgib etmiyor. ama bir yere kadar değil mi? dükkanın kapısı 7 24 açık ve ben kaçıp gitmiyorum. neden? bilmiyorum ki amk gitmiyorum işte öyle alışmışız. uç git değil mi? yok, o sopanın üzerinde akşama kadar michael jackson müziklerine kafa sallayıp duruyorum. geçen sıkıntıdan patronun bilgisayara gözüm takıldı, baktım inci sözlük diye bi yerde bi şeyler okuyor ve gülüyor. 'bana da oku, bana da oku' diye başladım konuşmaya. bu da dayanamadı okudu tabii. ilk zamanlar çok güzeldi her şey, çok eğleniyordum. ama senin başlıkların ortamın anasını gibti be kardeş... neden böyle oldu? neden sen de herkes gibi kaliteli espriler, güzel hikayeler yazamadın? ve neden bu kadar kötü yazıyorken hiç durmadan yazmaya devam ettin? sana hiçbir şey söylemiyorum, allahından bul. anana da küfretmiyorum, saygılı bir papağanım ben. ama o baban keşke dağa taşa boşalsaydı be olm, keşke...

(bkz: şahin k günah keçisi imdb)

bak kardeşim,

ben sneijder. yıllarca dünyanın en büyük kulüplerinde top oynadım, en güzel kızları gibtim, en pahalı arabalara bindim. ama sonunda ne oldu? uyuşturucu belası yüzünden en son oynadığım takım beni kovdu, sağda solda takım aradım ama hiçbiri geri dönmedi. galatasaray hariç. sağolsunlar beni aralarına kabul ettiler, malın da en iyisini temin etmeye söz verdiler. tamam dedim, atladım uçağa geldim. ulan bi de ne göreyim? millet peygamber görmüş gibi bakıyor. erkek merkek şuraya domalsana desem domalacaklar o derece uçmuşlar. başkana 'bunlar ne kullanıyor?' diye sordum. 'onların orijinali o.' dedi. gerçekten çok şaşırmıştım ama bir yandan da egom okşanıyordu.
hep böyle devam mı edecek diye düşünürken tesislere geldik. tuvalette hemen bi posta kaydım benim hanıma şans getirmesi için.
ülke değiştirdiğimizde böyle bir inancımız vardır. tüm bunlar olurken arada telefondan sözlüğe giriyor yazdıklarınızı okuyor ve rahatlıyordum. ama son zamanlarda hangi başlığa tıklarsam tıklayayım seninle karşılaştım. barcelona gibi sözlüğün her yanına yayılmıştın. sinirden tekmeliklerimi yedim. başkan'a söyledim, adresini bulacak. bütün takımı toplayıp ananın donunu sıyırmaya geliyorum huur çocuğu bekle beni.

bak kardeşim,

ben mülayim. siz beni 'allah diyen aslan' olarak bilirsiniz. yıllarca hayvanat bahçelerinde, cep telefonlarının kameralarını gözüme gözüme sokan siz insanlara çeşitli oyunlar oynadım. çekim anında bizim hanıma atladım şehvet dolu bir cikse şahit oldunuz, kafese çok yaklaşan küçük bir çocuğa saldırdım adrenalin dolu dakikalar yaşadınız, bi ara imana geldim yaradanı zikrettim hepinizin içi huzur doldu. peki bunların karşılığında ne aldım? çürümüş, leş gibi bi kaç parça et! eskiden afrika'da sağa sola takılır taze et yer, yeni yeni manitalara atlar günümüzü gün ederdik. beni bu züt kadar yere hapsetmekle kalmadınız bi de maymuna çevirdiniz. kraldım lan ben huur çocukları, kral! mülayim abi derlerdi, kimse saygıda kusur etmezdi. şimdi mülo olduk, müloş olduk...
bütün bunların üstüne, çürümüş etimi yemiş güzel güzel sözlükte takılıyordum ki senin bu gibik başlıklarına rastladım. öyle içten allah demişim ki sinirden görevli geldi noluyor bi şey mi oldu diye. elbet bir gün buraya gelirsin, kafese yaklaşırsın... bak ben sana neler yapıyorum milletin önünde. karım yapacağım seni karım karım!

bak kardeşim,

ben leonardo da mucci. sen beni leonardo da vinci olarak tanırsın. işin aslı öyle değildir. leonardo da vinci benim yaptığım resimleri kendisi yapmış gibi sağa sola anlatan düzenbazın tekidir. ben de naçizane bu tip şeylere kafasını takan biri değilim. ne yaparsa yapsın kafasını yaşadım hep. bu olayda da böyle oldu. ama sonra yengeniz olacak karı bu binle anlaşmış. bana portresini yaptırdıktan sonra, da vinci ile kaçıp, portreyi de satıp keyiflerine bakacaklarmış. portrenin büyük bir kısmı bittikten sonra adamlarımdan biri bunu kulağıma söyleyince kafayı yedim. tabloyu bitmeden fırlattım attım. o kaltağa da bi tokat atıp meyhaneye içmeye gittim.
sonradan duydum ki tabloyu alıp da vinci'ye zütürmüş. o da ekgib kalan ağzı, arka kısmı falan bitirmiş kafasına göre satmak için kaçmışlar beraberce. ben de meyhanelere verdim kendimi, rasim abi bi laptop almış orada takılırken de bu sözlüğü buldum. biraz kafamı dağıtıyordum ki sana rastladım. sen ne adi şerefsiz bir yaratıksın lan? bu ne saçma yazılardır, anlamsız başlıklardır?
benim gibi mülayim bir adamı bile dinden imandan çıkarttın ya helal olsun sana. ama sen dur, bu iş burada bitmez. elbet bi gün yolun buralar düşer, işte o zaman seni bulurum olm, o zaman senin dıbına korum...

rezerved

(bkz: rezerveyi unutma unutturma timi)

reserved