yaşanmış bir korku hikayesi

Her yıl yaz mevsiminde köye gider hayvancılık ve daha çok buğday ve yonca ekimi yapardık. Bir gün ektiğimiz bir tarlanın suyunu kontrol etmek için tarlaya gitmiştim. Gittiğim tarla büyük ve düz bir dağın üzerindeydi köye yaklaşık 2 Km uzakta. Tarlaya vardığımda suyun gelmediğini gördüm gidip bakayım dedim. Tarlaya gelen su ise köyümüzde bulunan en büyük dağın dibinden kaynak suyu gibi gelir

2-3 kişi rez alsın devam edicem

Cumartesi günü arkadaşlarla akşama kadar gezdikten sonra eve çok yorgun bir şekilde geldim. Hemen yatak odasına geçip koca yatakta tek başıma uyumaya başladım. Yattıktan 5-10 dakika sonra pencere kapalıyken perdeler yavaşca sarsılmaya başladı. Ardından önümdeki gardıroptan garip sesler duymaya başladım. Evde tek başıma iyice korkmaya başlıyınca kalkmayı düşündüm. Ama kalkamadım?! Sanki bir şey üstüme oturmuş ve kalkmamı engelliyordu. Sadece başımı döndürebiliyordum. Korkum artık en üst düzeydi, burdan kurtulamayacağımı veya burda öleceğimi düşünüyordum. Ve sonra tam duvarın önündeki direk bana bakan, bir çocuğun elindeki köpeği sevdiği resimli tabloda ki çocuk kafasını bana döndürerek bana bakmaya başladı. Kafamı döndürdüm ve tek yattığım yatakta yanımda biri saçı bana dönük şekilde yatıyordu. Orda çığlık atmak istemiş ama ağzımı da açamadağımdan dolayı, boş bir zerzeniş olmuştu. Solumda yatan kumral saçlı kız kafasını bana doğru döndürmeye başladı, yavaş yavaş suratını görüyordum. Her yeri çizil içinde, bir gözü çıkartılmış, kaşları yanık, dudakları çatlamış bir kız. Resimdeki çocuk hala bana bakarken, kız ağzını açtı, korkudan kafamı ters yöne çevirerek kendi dilimi ısırmaya, belkide saçma bi şekilde dilimi kopartmaya, koparsa hepsinin geçmesi umuduyla ısırdım. Kızın nefes alışını boynumda hissediyordum. Birden dilimi ısırmam ve kanaması ile beraber gözümü açtığımda hepsinin kaybolduğunu, resmin düzeldiğini, yanımda kimsenin olmadığını fark ederek ayağa kalkabildim ve direk evden çıkaram kendimi sokağa attım. Saat belki gece 4 tü ve bir tanıdığımı arayarak olanları anlattım. Pgibolağa gitmemi önerdi ve gittim de. Onlar karabasan yani beynin uyanık şekilde rüya görmesi dediler. Ama ben inanmadım. Çünkü bu o olaydan sonra yatağımda bulduğum o kızın saç telini açıklayamıyordu.

Bu olaydan sonra büyük bir zaman uyuma sıkıntısı çektim ama sonra düzeldim. iki ay sonra farklı bir şekilde böyle bir olay olana kadardı düzelmişliğim. O olaysa ...

Şukulara ve entrylere göre devam edilebilir. ilgilenenler gönderiyi ayakta tutsunlar. Sağlam olaylar silsilesi geliyor.

... aradan 1 hafta geçiyor ve kızın ailesine telefon geliyor. kızınızı bulduk diye. ailesi çok şaşırıyor, seviniyor. hemen polislerin yanına gidiyor ve bir bakıyor kızları karşısında. kız hemen sevdiklerine sarılıyor falan. sonra polis kızın ifadesini almak için odaya alıyor kızı... kız anlatmaya başlıyor, bir çok şey anlatıyor. ve en sonunda oğlanın da nerede olduğunu söylüyor. polis kızın verdiği adrese baskın yapıyor. oğlanı buluyor ve o adreste, oğlana ait, uyuşturucu, silah, bir çok uyuşturucu madde çeşiti buluyor. oğlanı alıyorlar, hakim karşısına çıkıyor; adam öldürmeye teşebbüs, adam kaçırmak, ruhsatsız silah bulundurmak, uyuşturucu madde kullanmak, bulundurmak, ve satmak suçlarından, mühebbet hapse mahkum ediliyor.

kızın ailesi, kızı türkiyeden yurt dışına başka akrabalarının yanına eğitimine devam etmek için yollamış. şuan ya almanya, ya da amerika da okuyor. neyse, fazla ayrıntıya girmeyeyim.

isteyen inanır, isteyen inanmaz. hikaye gerçektir. siz inanıp inanmadığınız da, benim elime bir şey geçmeyecek.
dikkat edin kendinize.

Reserved

orp evladı işte sallama kapasitesini gibtigim

devam etsene oç

sakin amk yaz sen

@74 eleştiriye açık ol panpa güzel hikaye takipteyiz devam

@71 ,72 istemeyenler okumasın, zorla okutmuyoruz. robot değilim ben. yazarken parmaklarım ve gözlerim gibiliyor. hızlı yaz diyecek olanlar şimdiden gibtirsin gitsin, elimden geldiği kadar hızlı yazıyorum. bu kadar hızlı yazdığıma dua edin..

polis ve özel harekat, techizatlarını alıp operasyon bölgesine gidiyorlar. operasyon bölgesine varıyorlar. bu arada operasyon bölgesine polis helikopteri de katılıyor. polisler dağ evinin etrafını sarıyor, bu arada dağ evinin bütün ışıkları yanıyor. yani evin içinde kesinlikle birileri var. birilerinin olduğu açıkça görünüyor yani... polis kaçacakları her bölgeyi sarıyor, ve operasyon başlıyor, polis ilk önce megafonla teslim olmaları için uyarı yapıyor ama evden 1 saat ses çıkmıyor. polis 1 saat bekliyor ve 1 saatin sonunda eve baskın düzenliyorlar, kapıyı balyozlarla kırıyorlar, eve giriyorlar. ev gayet büyük bir yer. ve eşyalar yine, siyah, ve kan kırmızısı ağırlıklı.. polis yukarıdaki katlara çıkıyor, odalara giriyor ve odalarda bir sürü elleri, ağızları, kolları bağlı genç.. yani esir alınmış gençlerle karşılaşıyorlar.. polis o gençlerin hepsini arabaya bindiriyor, karakola zütürüyor...

olm anlatmıcaksan 1 ay sonra bakalım

anlatımın baya sıkıntılı panpa izmirin urla bölgesi ne amk urla içlesi işte pek inandırıcı gelmedi ama nereye varcak merak ettim takipteyim devam

polis bu durumda çok şaşırıyor, hemen arkadaşlarını çağırıyor ve arkadaşlarıyla beraber üzerinde yazan yazıları çözmeye çalışıyorlar.. bu arada, tişörtün üzerinde yazan yazılar türkçe değil, almanca imiş... hemen almanca bilen bir tercüman çağırtıp, bu yazıları türkçe ye çevirmesini istiyorlar. tercüman 2 saat sonra geliyor, ve çalışmasına başlıyor, yazıları çözüyor. yazının üzerinde bir adres yazıyor. ( şu anda o adresi veremem gizlilik açısından ) polis o adresi araştırmaya başlıyor, bu arada, adres yine izmirin bir bölgesinde bir dağ evi imiş... bu ev urla bölgesindeymiş, daha fazla adres bilgisi vermiyorum, sadece izmirin urla bölgesinde olduğunu söylüyorum. polis oraya operasyon yapmak için hazırlanıyor. ama bu defa operasyone, özel harekat timleri de katılacak...

hızlı ol panpa devam devam hadi amk hadi

reserved

polis yine de bulabildiği kadar delili topluyor, ve yine o depoyu mühürlüyor... oradan topladıkları delilleri araştırıyorlar, ve tepodan buldukları siyah bir tişört var. ama bu tişört resmen simsiyah... bu tişörtü özel olarak 1 ay boyunca araştırıyorlar, ne markadır, nereden alınmıştır diye. ama hiç bir şeye ulaşamıyorlar. markası yok ,ve hiç bir yerden alınmamış sadece özel üretilmiş... bir gün tişört üzerindeki delilleri araştırmak için, labaratuara giden bir polis, yanında bir bardak kahve zütürüyor ve tam kahve içerken tişörtün üzerine kahve dökülüyor.. polis bu durumda etrafındaki meslektaşlarından azar işiteceği için biraz korkuyor, ama sonra tuvalete gidip, tişörtü yıkamak için çeşmenin altına sokuyor biraz yıkıyor, ve tişörtü yıkadıkça tişörtün üzerinde yazılar beliriyor.. polis bunu görünce, tişörtü iyicene yıkıyor ve yazıların hepsi ortaya çıkıyor...

polis deponun içine giriyor, ve etrafı aramaya başlıyor, yanlarında köpekler, fenerler, silahlar ellerinde... aramaya devam ediyorlar, üst kata çıkıyorlar, ve kapısı kapalı bir oda ile karşılaşıyorlar. biraz sessiz oluyorlar, ve sonra makas ile, kapıdaki zinciri kesiyorlarn. ( inşaat makası ). zinciri kesiyorlar ve içeri giriyorlar, odanın ortasında bir sandalye ve masa var. masanın üstünde bir adet çelik kelepçe buluyorlar ( kızı bağladığı kelepçe imiş. ) ve depoyu iyice aradıktan sonra depoda kimse olmadığını görüyorlar. polis olay yeri inceleme ekibini çağırıyor, ve olay yeri inceleme ekibi, savcı olay yerine geliyor. resimler çekiliyor, parmak izleri arıyorlar ama bulamıyorlar, çünkü kızı kaçıran oğlan, parmak izi olan yerlere çamaşır suyu dökmüş ( çamaşır suyu her türlü delil'i yok eder.. )

reserve oç

nick korkmama yetti