https://youtu.be/u_tORtmKIjE

Kendimi azerothlu bir çiftci gibi hissediyorum. odunları kırmış, bahçemdeki kızıl meyvalardan depolamış yorgun şirin gibi yatıyorum yatağımda. Sesim çıkmıyor, seslenmek yerine dürtüyorum hanımı. her gece yorgan kavgası (:

Yağmur damlalarının seslerini işitiyorum kulaklarımda. yazda olsa kışta. deliriyor muyum yoksa karanlık ormanın derinliklerine mi itiyor bu şarkı beni; anlayamıyorum.

yaşlılıktan olsa gerek...

Uzun bir ufuk çizgisi beliriyor yaşlı gözlerimde. lakin renk körümüyüm nedir; 2-3 renkten ibaret.

Derince bir iç çekiyorum, nefesim daha değerli artık. her dakikayı kaybedenmiş gibi düşünmeye başlıyor insan, yaş erince kemale. hayalleri kurulmayan yaşlarda yaşamak ; ağzını çalkalamak gibi. ne ağzın temizleniyor, nede susuzluğun gidiyor.

işte buna dense gerek, ölmek için nefes vermek.

bazen müziğin önüne geçiyor öksürük sesleri. derinlerden geliyor çünkü, kararan; dağılan ciğerlerimden. hep bırakırız dediğimde, bir türlü uygulayamadığım sigaranın eseri.

inatla kovalanan yaşam mücadelesi. para var, güç yok. eş var dost yok. karın hem abin, hem ablan hem dayın hem baban. anlatıyorum bazen torunlara, gülüyorlar. yaşlandıkça yanlızlaşıyor insan... umut dolmuyor yarınlar, dolan hep yaşlı gözler (:

hayat sıkıcı. ses yapsın diye açılan televizyonlar artık kapalı. günler geçtikce alışkanlıklar değişiyor. titreyen parmaklar, sararmış su dolu bardaklar.

şarkı sonlara geliyor, uyku dolu gözler direniyor bitişe kadar. sonkez ritim tutuluyor, yılların verdiği tecrübeyle. belki 10 yıl oldu dinliyorum seni ey über şarkı; kendine iyi bak. bu gece tekrardan ayrılıyoruz, sen ben ve kulaklık...