/i/Hikaye

Herkesin bir hikayesi var, ya senin hikayen nedir?
    başlık yok! burası bom boş!
  1. 1.
    +9 -32
    Polis: Silahını at ve ellerini havaya kaldır .
    - Dediğimi yap yoksa sana ateş etmek zorunda kalacağım.
    Ben o anda önce bir helikopter sesi ardından hayatımdaki son silah sesini duydum.

    6 YIL ÖNCE

    SEZON - 1

    Bölüm - 1: Lise Yılları

    Bu hikayenin başlangıç noktasına ( 6 yıl öncesine ) yani lise 4. sınıfa dönelim.

    Biz 4 kişilik bir arkadaş grubuyduk. Ben Can ve 3 arkadaşım; Cemal, Berkay, Samet sınıf sırasına oturmuş, taktan ülkemiz ve gelecekte ne tak olacağımız ile ilgili kısa bir sohbet yapıyorduk .

    Hepimizin ortak bir yanı vardı, hepimizin iyi olduğu bir alan vardı ve özellikle hiçbirimiz ailemizi sevmiyorduk, Cemal hariç o ailesini çoktan kaybetmişti.

    Amcasının yanında kalıyordu fakat amcası Cemale şiddet uyguluyordu. Bu yüzden de Cemal amcasından nefret ediyordu.

    Bu taktan konuşma esnasında;

    Ben: Beyler bir fikrim var.
    Cemal: Fikrini söyle arkadaşım.
    Ben: Burada söyleyemem bu gece bizim sisler içerisinde kalmış bara gelin.
    Hepsi bir ağızdan gür bir sesle tamamdır diye cevap verdi.

    Bu Konuşmanın Gecesi

    Ben Berkay, Cemal ve Samet gelene kadar, içine 2 tane buz atılmış viskimi içiyordum bu sert soğuklarda viski çok güzel geliyordu.

    Samet: Merhaba arkadaşım, önemli olay dediğin şeyi anlatmaya başla.

    Ben: Malum hiçbirimiz yaşadığımız yerleri sevmiyoruz. Evden ayrılırsam bana katılır mısınız?

    Samet: Ben dizüstü bilgisayarımdan ayrılamam ve hiç paramız olmadan bu kocaman şehirde ne yapacağız.

    Ben: Evdeki bütün paraları çalın. Samet sen dizüstü bilgisayarını al ve yarın dalgaların çarpıp yıktığı iskeleye gelin. Çok çalmayın pislik suratlı aynasızlar tarafından aranmak istemiyorum.

    Dipnot : Her gün bölüm atamasamda her hafta 2,3 bölüm atmaya çalışacağım . Görüşlerinizi bildirmenizden memnuniyet duyarım . Bu hikaye asla yarım kalmayacaktır .

    Edit 1 : Bu hikayedeki her şey kurgudur . Gerçek kişi ve kurumlarla hiç bir alakası yoktur .

    Edit 2 : Sokarım WattPad'de değerim daha çok bilinir bundan sonra oradan devam ederim. isteyen arkadaşlar bulurlar. Hikayenin ismi aynı oradan bitireceğim.
    ···
  2. 2.
    +4
    Bölüm-2: Berkay'ın Hikayesi

    Berkay, o gerçekten yakışıklı ve romantikti. Sarı saçlı ve mavi gözlüydü. Tabi yüzündeki altın oran muhteşemdi. Birazcık uğraştığında düşüremeyeceği kız yoktu. Neredeyse her hafta ayrı bir kızla ilişkiye girerdi.

    Zaten ailesi ile arasının kötü olma nedeni başına bu şehvet duygusundan gelmişti. Dediğine göre 14 yaşında milli olmuştu. O tipiyle çok inandırıcı bir sözdü.
    Yine bir gün eve kız atmıştı. Kız kızıl saçlı ve yeşil gözlüydü , saçını boya yaptırmışa benziyordu .

    Tam bu kızla ilişkiye gireceği anda babası yakalamıştı. Babası bir yaygara patlatmıştı ardından Berkay'a tokadı çakmıştı. Annesinin bu durumdan haberi yoktu ama babası Berkay’dan nefret ediyordu. Berkay’da babasıyla fazla konuşmazdı.
    Berkay’da şehvet duygusunun cezasını çekiyordu.
    ···
    1. 1.
      0
      otomatik portakal mı
      ···
  3. 3.
    +3
    Bölüm-5: Can’ın Hikayesi
    Şimdi de benim hikayemi okuyacaksınız.
    Ben çoğu insana göre daha zekiydim ama sadist bir insandım. Şiddeti severdim ama sıra aileye gelince onları sevmezdim dostlarım. Annem de babam da cahildi. Hükumeti severlerdi, ben ise bize bir eziyet etmekten başka bir takla uğraşmayan hükumetten nefret ederdim.

    Benim için Sadizm ilk sırada köpeğim ikinci sırada gelirdi. insanlara şiddet uygulamayı seven ben hayvanları çok severdim. Hayvanlara şiddet uygulayan insanları dövmek daha da hoşuma giderdi.

    Ben düz saçlı, genelde gömlek ve kot pantolonla gezen bir insandım ve kapüşonum başımdan ekgib olmazdı. Dersleri bende sevmezdim, bize hiçbir şey öğretmeyen bir eğitim sisteminin kölesi olmak beni de geriyordu.

    Sadece gereksiz angiblopedik bilgiler vermekten başka bir şey yapmazdı. En sevdiğim şey öğle arası olunca bir kutunun içinde getirdiğim viskiyi içmekti. Ben genelde sarhoş olmazdım, çakır keyif olurdum.

    Zaten dersle genelde pek ilgilenmezdim gün içerisinde ne yapacağımı hesaplardım. Bende genelde kızları severdim. Tabi Berkay gibi olmadığımdan çoğunu düşüremezdim, ama düşürdüklerimle tabiki yatardım. Bende böyle bir insandım kardeşlerim…
    ···
  4. 4.
    +3
    Bölüm-7: 2.Kısım

    Ardından çetemle beraber o gereksiz angiblopedik bilgileri ezberlediğimiz mavi renkli nefret dolusu binaya doğru yola, çıktık.

    Yaklaşık yarım saat yürüdükten sonra okula varmıştık.

    Ben: Okulda kamera yok. Müdürün kapısında maskeleri geçiririz, o zamana kadar kimseye görünmesek iyi ederiz.

    Bu konuşmanın ardından gizlice müdürün kapısına ilerledik. Okuldaki hiç bir ahmak bizi görmemişti.

    Ben: Hadi Beyler maskeleri takıyoruz. Hazırlanın kapı kırılabilir.

    Ben müdürün kapısını düzgün bir şekilde çaldım. içeriden bir ses bana " Gel. " diye karşılık verdi. Canım sıradan bir şekilde girmek istemedi, bende kapıyı tekmeleyerek girdim. içeride müdür yanında da iki tane kız vardı. Kızlar bağırmaya başladılar. Bende susmaları için zevkle tokat attım kardeşlerim.

    Müdür: Neler oluyor burada, siz kimsiniz?
    Ben: Bir tak olduğu yok sadece biraz paranı alacağız ve kan kusacaksın.

    Müdür: Siz ne dediğinizi sanıyorsunuz?

    Hiç bir ahmak bana böyle saçma cümleler söyleyemezdi.

    Bu sözünün ardından kendisine çok güçlü bir yumruk geçirdim. Yere düşmüş ve dudağı patlamıştı.

    Ben: içinizde bu ahmağı dövmek isteyen var mı?

    Samet: Ben dövmek istemiyorum, siz tekmeleyebilirsiniz.

    Bu sözün ardından Ben, Cemal ve Berkay, ahmak müdürün karnına sert tekmeler indiriyorduk.

    Bir süre sonra kan kusmaya başladı, bizde iç ceplerini yokladık.

    Bir cüzdan ve içinde 100$ vardı. 100 Doları alıp cüzdanı yerine koydum.

    Ben: Hadi Beyler kaçıyoruz.

    Samet, Cemal ve Berkay: Tamamdır.

    Bunun ardından bu taktan yerden son kez koşarak çıktık.
    ···
  5. 5.
    +2
    Bölüm-4: Samet’in Hikayesi

    Samet çoğu yazılım dilini bilirdi. Zamanının çoğu bilgisayar başında geçerdi.

    Ailesi onun bilgisayarla uğraşmasını sevmezdi. Bu rezalet ülkede eğitim sisteminin ve hükümetin kölesi olup saat 6 da kalkıp işe gitmesini isterdi.

    Samet, oda bu durumdan bıkmıştı. Kimsenin kölesi olmak istemiyordu.

    Samet birazcık açgözlüydü ve parayı severdi. Gerçi kim parayı sevmez ki ...

    Parayı siber dolandırıcılıkla elde ederdi.

    Yine bir gün bu şekilde para kazanmaya çalışırken yakayı ele vermişti. ilk kez yakalandığı için bir miktar kefaretle serbest kaldı.
    Bu olaydan sonra Samet'in ailesi diz üstü bilgisayarı sakladı. Bu olaydan itibaren internet kafe harici internete erişemiyordu ve mutsuzdu.
    ···
  6. 6.
    +2
    Bölüm-7: Okuldaki Son Günümüz

    Ben: Hadi Beyler son kez okula gidiyoruz. Canım Freddy Kruger yüzlü müdürün suratını dağıtmak istedi.

    Cemal: Biz ne yapacağız?

    Ben: Sizde benimle gelin son olarak istediğinizi yapabilirsiniz. Zaten hala o paragöz binin güvenlik tuttuğunu zannetmiyorum.

    Samet: Yine de güvende olmalıyız zaten denize fırlattığın bıçağı da bu yüzden yanıma almıştım.

    Ben: Bu yüzden dört kişi beraber gezeceğiz. Bu arada paramızın bir kısmıyla yüzlerimizi kapatacak bir şey alalım.

    Berkay: Tamamdır.

    Bu konuşmanın ardından yola düştük ve civarlarda kıyafet mağazası aramaya başladık.

    Biraz yürüdükten sonra dışarısı anlam veremeyeceğim kadar taktan bir şekilde boyanmış hardal rengi bir bina bulmuştuk. En alt katta bir dükkân vardı ve beyaz tabelanın üstünde siyah harflerle yazılmış "Neco Giyim" yazısı ben ve üç arkadaşımın dikkatini çekmişti.

    Az sonra kapıyı kendimize doğru çektik ve içeri girdik. Nem ve aşırı sıcaktan dolayı girdiğiniz anda vücudunuzdan ter damlaları akıyordu. içerideki beyaz duvarlar dökülüyordu. Bu berbat yer ucuza kıyafet almak için yaratılmış gibiydi.

    Maske aramamak için direk tek çalışanın yani kasiyerin yanına gitmeye karar verdik.

    Bu taktan mekâna rağmen kasiyer gerçekten de muhteşem gözüküyordu. Kaliteli bir kırmızı v yaka gömlek, altında düz bir siyah etek ve topuklu ayakkabılarıyla çok ciksi bir kadındı kardeşlerim.
    O an içimdeki şeytan bana bu kadına tecavüz etmemi, beynim ise kameralara yakalanmayarak uslu durmamı söylüyordu.

    Tabiki de bu esnada beynimi dinledim ardından kasiyerin yanına gittim.

    Ben: Biz dört adet siyah maske alacağız. Mağazanızda bulunur mu?

    Kasiyer: Elbette efendim hemen berelerin altında bulabilirsiniz.

    Ben dört adet siyah maskeyi elime alarak ; " Dört tanesinin fiyatı ne kadar? "

    Kasiyer: 20 $ efendim.

    Ben: Biz bu dört adet maskeyi alıyoruz.

    Cebimi karıştırarak üzerinde kahve lekesi olan bir yirmilik banknotu kasiyere uzattım.
    ···
  7. 7.
    +2
    Bölüm-3: Cemal’in Hikayesi

    Cemal dalgalı saçlı, kahverengi gözlü biriydi. Bana en sadık olan kişi Cemal’di.

    Cemal doğumunda kötü fiziksel koşullar yüzünden annesini kaybetmişti.

    Babası da patlayıcı ve silah kaçakçılığı yapardı.
    Cemal bu yüzden silah ve patlayıcıları çok iyi bilirdi.

    Babasını silah alıcılarının yaptığı hain bir pusuda kaybetmişti. Kokuşmuş adalet sistemi katilleri yargılamamıştı.

    Bu iki ölümden sonra Cemal çökmüştü. Amcasının yanında kalmaya başlamıştı.

    Amcası karısını çalıştırır, parasıyla içki içerdi. Sarhoş bir şekilde Cemal ve yengesine şiddet uygulardı. Cemal amcasına büyük bir kin duyardı.
    ···
  8. 8.
    +1
    Bölüm-6: Dostluktan Çeteliğe

    iskele için anlaşılan gün:

    Ben yine önceden gelmiştim. Kimseyi bekletmeyi sevmezdim. O esnada soğuk iskele kenarında banklardan birine oturmuş, viskimden yudumluyordum.

    Bu ahmakların yönettiği ülke neden hep soğuk olmak zorundaydı anlamamıştım. Yine donuyordum ve yine içkimden yudumluyordum.

    Bu soğuk günlerde en iyi yardımcı birazcık içkiydi. Biraz sonra yanıma cemal oturdu.

    Cemal: Kardeşim ben hiç para almadım. Yengem kazanıyor ve hepsini amcam alıyor, bu adamı öldürmek istiyorum.
    Ben (Can) : Tamamdır boş ver, diğerleri umarım almıştır.
    Cemal: Umarım almıştır yoksa ne yapacağız.
    Ben (Can) : Bu kadar dert etme bende birazcık çaldım, çaldığım para bizi en az 3 gün idare eder.

    Konuşmanın ortasında Samet dizüstü bilgisayarı ve elinde bir bıçakla gelmişti.

    Ben (Can) : Dizüstü bilgisayarını aldığın iyi oldu ama bıçak niye aldın.
    Samet: Abi artık sokaklarda yaşayacağımız için ihtiyacımız olacağını düşündüm.
    Ben (Can) : Ben peşimize aynasızları takmayalım diyorum sen yanında bıçakla geliyorsun.

    O anda seri bir hamle ile bıçağı alıp, karşımızdaki masmavi ve dalgalı denize fırlattım.

    Samet: Neden fırlattın be kendimizi nasıl savunacağız?
    Ben (Can) : Samet bizim elimiz var ve 4 kişiyiz çok rahat bir insan dövebiliriz. Biliyorsun ki ben insanı bıçaklamaktan değil yüzü kanayıncaya kadar dövmekten zevk alırım.
    Samet: Söylediğin gibi yaptım ve birazcık para çaldım. Paralar bittikten sonra ne yapacağız?
    Ben: Berkay geldiğinde aklımdaki fikri dillendiririm.
    Samet: Berkay biraz geç kaldı acaba bir şey olmuş olabilir mi?
    Ben: Bilmiyorum Samet, gelmesini bekleyeceğiz.

    Bu konuşmadan 2 dakika sonra Berkay nefes nefese kalmış ve bize koşarak geliyordu.

    Berkay: Burada anlatamam hemen ara sokağa girmemiz ve izimizi kaybettirmemiz lazım.

    Hemen ara sokaklardan birine 4 kişi girdik, 1 km koşarak izimizi kaybettirmiştik. Bunun ardından;

    Ben: Ne oldu, kimden kaçıyoruz?
    Berkay nefes nefese bir şekilde; Bir kızla beraber ilişkiye giriyorduk, o anda abisi bastı da ondan kaçıyordum.
    Ben: Yeter be oğlum bir günde herhangi bir kızla ilişkiye girme.
    Berkay: Bizim evde para kalmamış abi, aradım aradım bulamadım.
    Ben: Yapacağın iş anca bu kadar olur, en azından Samet ve bende bizi 3-4 gün idare ettirecek para var.
    Sonrasında gider bu kokuşmuş sistemin kölesi olmuş insanların paralarını gasp ederiz. Önce okula gidelim benim canım müdürü dövmek istedi, zaten bundan sonra okula gitmeyeceğiz.
    Tümünü Göster
    ···
  9. 9.
    +1
    Otamatik portakal
    ···
    1. 1.
      0
      Otomatik portakalın aynısı değil , karakterler de farklı zaten
      ···
    2. 2.
      0
      Küfretmeseydin daha hoş olurdu. Otomatik portakalı okumuş , aynı zamanda izlemiş bir kişiyim . Esinlenme olsada bu otomatik portakal değildir .
      ···
  10. 10.
    +1
    Bölüm-8: intikam

    Arkadaşlarla beraber oturmuş, sahildeki bankların üzerinde biralarımızı içiyorduk.

    Ben: Cemal ne kadar paramız kaldı?

    Cemal: 220 Dolarımız olması lazım, yine de bir bakarız.

    Az sonra paralarımızı beraber saymıştık.

    Ben: Beyler tam olarak 210 Dolarımız kalmış. Bundan sonra birinin evine gideceğiz.

    Samet: Kimin evine gidiyoruz?

    Ben Cemal\'e bakarak ; \" Amcanın evine gidiyoruz. \" dedim.

    Cemal: O bin kurusunun evine neden gidiyoruz?

    Ben: intikam almak istiyordun. Ne şekilde öldürmek istersin?

    Cemal: Önce biraz dövelim. Sonra bir revolver ile icabına bakarız

    Ben: Böyle dediğine göre silah temin edebileceğin bir yer biliyor olmalısın. Gidip alalım umarım paramız yeter.

    Cemal: Arayıp buraya gelmesini isteyeceğim. Alır ve geceyi bekleriz. Ardından o ahmağın sonunu getiririz.

    Ben: Bu adam seni önceden gördü mü?

    Cemal: Babamla zamanında alışveriş yaparlardı. Bu adam hiç satmadı babamı. Yüzümü biliyor ama isterseniz siz maskeleri takabilirsiniz.

    Can: Öyle diyor isen gerek yok.

    Bu konuşmanın ardından Cemal cebinden telefonunu çıkarıp aramaya başladı. Biz oturmaya devam ettik ve elimizdeki biralardan boş tıkırtı sesleri gelmeye başlamıştı.

    Biraz sonra siyah kapüşonlu giyimi bana benzeyen biri bize doğru yaklaşmaya, başlamıştı. Biraz sonra Cemal’e seslendi.

    Cemal: Merhaba abi, bizde seni bekliyorduk.

    Satıcı: Seni iyi tanırım 150 doları ver sana hemen silahını vereyim. içinde mermi var dikkat et, ayrıca işini bitirdikten sonra elinde tutma.

    Cemal adama 150 doları verdi, ardından silahı aldı ve cebine koydu. Cemil, adamın kapüşondan dolayı gölgelenmiş yüzüne doğru bakarak ; “Teşekkür ederim.” dedi.

    Ardından adamın gitmesini bekledim ve Cemal’e doğru bakarak; “ Ne zaman yola çıkıyoruz .”dedim.

    O ise kindar bir bakış eşliğinde ; “ Bu gece oradayız.” dedi.
    ···
  11. 11.
    +1
    Nerden çaldın bunu
    ···
    1. 1.
      0
      Çalmadım bütün internet sitelerinden bakabilirsin . Entryi bütün olarak yapıştır arama kısmına ben yazdım .
      ···
  12. 12.
    +1
    Bölüm 8: 2.Kısım

    O esnada yakın bir yerlerde ucuza karnımızı doyurabileceğimiz yer aramaya başladık. Benim aklımdan popüler kültürün yemeği olan hamburger geçiyordu. Bu görüşümü belirtmek üzere arkama yani arkadaşlarıma doğru döndüm.

    Ben; Beyler birazcık oturup karnımızı doyurmak için hamburger yiyelim.

    Cemal; Döner yiyelim daha ucuza gelir.

    Ben; Doğru diyorsun öyle yapalım.

    Etrafta aranmaya başladık saat 18.00’a yaklaşıyordu ve döner yiyebileceğimiz bir mekânı nihayet bulmuştuk.

    Baktığımda fiyatıyla doğru orantıda olabilecek taktan bir mekân bulmuştum. Dışarısı iştahı arttırmak için kırmızı renge boyanmıştı ama bu benim için hiç bir şey ifade etmiyordu. Oturup dönerlerimizi yedik ve parayı ödemek üzere kasiyere doğru yöneldik.

    Ben: Ne kadar tuttu bizim masrafımız?

    Kasiyer: 40 Dolar tuttu efendim.
    Ben Samet’e doğru baktım ve ne kadar paramız kaldığını alçak bir seste sordum.

    Ondan ise 30 dolar cevabını aldım. Maalesef paramız yetmemişti ve tek yapabileceğimiz kaçmaktı.

    Arkama doğru döndüm ve hepsine yavaş ve alçak bir sesle üçe kadar saymalarını ardından kaçacağımızı söyledim. Bir sıkıntı vardı kapıda adam duruyordu onu kolay bir şekilde halledebilirdik mekânda zaten kamera yoktu. Bu olmaz adamın arkasına geçeceğim ve omurilik soğanına vuracağım o anda sizde benimle beraber koşmaya başlayın. Ben o anda kasiyere silah doğrulatacağım, silahı bana ver. Alttan cebime altıpatları yerleştirmişti.

    Ben; Bekleyiniz azıcık dışarıda paramı sayıp geleceğim.

    Ardından adam dikkatli gözlerle bana baksa da arkasına geçmeyi başarmıştım. Ardından adamın kafasına sağlam bir şekilde geçirmiştim silahı.

    Ben: Beyler koşun.

    Kasiyer bize doğru bakıyordu ve hamle yapmaya kalkıştı. Ben cebimdeki altıpatları bir hışımla yerinden çıkardım. Ardından namluyu kasiyerin yüzüne doğrulttum.
    Ben: Sen hiçbir yere gitmiyorsun. Hareket etmeye kalkarsan namluyu suratında patlatırım.

    Ben de arkadaşlarıma doğru koşturmaya başladım. Uzaklardan siren sesleri gelmeye başlamıştı. Zaten bu aynasızlar bizi hep geriden takip edecekti.

    Biraz sonra 4 kişi yorulmuştuk ve bugünü atlatmak istiyorduk.

    Ben: Cemal saat kaç?

    Cemal: Saat 5 oldu.(Saat geceyi gösteriyordu.)

    Ben: intikdıbını alacağız. Oraya saat 8 de varmamız mümkün mü?

    Cemal: Şimdi çıkarsak işleri hallederiz.
    Ben: Azıcık dinlenelim çıkıyoruz.

    Bunun ardından 10 dakika dinlendik ve yolu tuttuk. Ben bunun 1 saat süreceğini bilmiyordum.
    Tümünü Göster
    ···
  13. 13.
    0
    Emek var şuku
    ···
  14. 14.
    0
    Filmden esinlenmişsin de olmamış gibi
    ···
    1. 1.
      0
      Hepsi filmden esinlenme değil hafif kendi edebiyatım ve kurgumda var .
      ···
  15. 15.
    0
    Rezervasyon
    ···
    1. 1.
      0
      Yeni başlık açabilirim yazın bitirim .
      ···
  16. 16.
    0
    Ressers
    ···
  17. 17.
    0
    Otomatik portakal. Çalıntı lan bu orroossppuuu çocuğuuuuuu
    ···
  18. 18.
    0
    Devam panpa
    ···
  19. 19.
    0
    Prezervatif
    ···
  20. 20.
    0
    Rezerve
    ···