öncelikle öğrtmenim. aynı okulda bu sene yeni tanıştığım zümre arkadaşlarım ile çok iyi anlaştık. baya sohbet muhabbet döndü her neyse tüm seneyi anlatamayacağım. 3 kişiyiz. 2 si kız biri de benim. birisi dışardan geldi buraya diğer kız ile ben ise yerlisiyiz. ama hepimiz yeni tanışmıştık.

buranın yerlisi olan kızın adı büşra. kendisinin sevgilisi var. dışardan gelenin adı ise bilge. kendisi de herkesin aşık olacağı çok güzel bir kız. ilk görüdğümde herkes gibi ben de acaba mı dedim ama sonra kendi kendime gibtiri çektim ve o fikri kafamdan attım...

müzik önerisi: https://www.youtube.com/watch?v=iAdn7BTDuIM

Bi mesaj geldi şöyle yazıyordu: biz 4 lu yapacaz ama bir kişi ekgib sende gelsene. Bende gittim gitmez olaydim evden içeri girdiğimde 4 tane zenci 45 cm malafatlariyla bana bakiyordu tam kaçacakken beni yakalayıp sabaha kadar catur çutur zütürdüler o saatten sonra hayata küstüm hala üstüne oturamıyorum. Genelek yerini bulsun bu da böyle bir anımdır

KUZEN gibiŞi OKUMAYIN

biz ilk aylarda tabi sık sık buluşuyoruz okul dışında. ben de araba da var her yere gidiyoruz ama enayi değilim genelde hep yakın yerlere gideriz. hesabı da hiçbir zaman bir gram ödemedik. herkes kendi payına düşeni ödedi. eski inci sözlük yazarı olduğum için kızların hesabını ödeyen çok panpamızın nasıl harap olduğuna bizzat şahidim.

bu buluşmalar bol sohbetli ve eğlenceli geçiyordu. iyice 3'lü bir grup olduk. sohbetimiz çok rahattı. her şeyi konuşabiliyorduk. tabi seviyeyi koruyarak zira öteki türlü am züt meme muhabbeti dönmüyordu dönse de üslup önemli.

bu olayın ertesi günü akşam vakti evde canım sıkıldı. dedim belki dışarı çıkarlar yazarlar ben de çıkarım. kimse bir şey yazmadı. sonra instagrama baktım ki bu benim arkadaş, bilge ve büşra dışarı çıkmışlar ve takılıyorlar. bir de instagrama foto atıyorlar. ulan köpek yavrusu gibi kapı dışarı edildim bildiğiniz. ben de sinirden vatsap grubundan çıktım. belki beni de hatırlarlar diye. sonra bir mesaj geldi.

bu yaşadığım olayları örneklendireyim.

bir gün okuldan birçok hoca ile sahile içmeye gittik. kış vaktiydi hava soğuk. içtik miçtik falan dedim hadi gelin bir yerde kahve içelim. bir kafeye geçiyorduk yolda yürürken bu bilge gitti bir hocanın koluna girdi. büşra da başka bir hocanın koluna girdi. ben sap gibi kaldım. bu koluna girdikleri kişilerin arkasından etmedikleri laf da kalmamıştır yani. ulan birinin koluna girecekseniz o kişi benimdir. hayır tipsiz değilim. boyum 180, fitness yaptığım için vücut da var. az çok akıllı da sayılırım. ama bu yapılan bana çok koydu sap gibi yürüdüm orada...

genel olarak yalnız olduğumuzda veya 3 ümüz olduğumuzda benle de el ele tutuşurdu ne biliyim öğretmenler odasında sevgili gibi takılırdık. ama böyle başka hocaların da olduğu ortamlarda benden uzak dururdu. ben de iyice kıskanmaya başladım.

her neyse bir gün yine kafede oturuyoruz sohbet muhabbet benim bir arkadaşım kafeden geçerken ben çağırdım. o da oturdu sohbete katıldı . bizim ortama uyum sağladı bilge ve büşra çok sevdiler bunu.

okuyan varsa bir belli etsin kendini beyler. bir sigaraya çıkacağım az önce uzun bir mesaj attı elim ayağım titriyor.

gelelim 1 hafta öncesine... yine dışarıdayız ve ben bilge ile tartışıyorum. insanların yanında farklı benim yanımda farklı davrandığını söyledim. hep kendisini haklı gördüğünü falan söyledim . daha söyleyecek şeylerim olsa da uzatmadım alınacak diye. zaten başka okula ve şehre gidecekti o yüzden kalbi kırılsın istemedim. ancak o yine her zamanki gibi bana küsmek için eline imkan geçmişti ve surat asmaya başladı.

artık canıma tak ettiği içn giberim deyip ben de muhabbeti kestim. o gün yemek yedikten sonra hiç gülmeden günü geçirdim ve olaysız dağıldık dördümüz.

biz artık benim arkadaşımı da ortama çağırmaya başladık. hatta hep o çağırılmaya başlandı ortama. hani normalde çocuğu ben davet ederdim ama bilge artık kendisi aramaya özellikle çağırmaya başladı onu. ben de tabı mutluyum bu durumdan bir derdim yok sonuçta sevdiğim bir arkadaşım.

bu tayfa baya baya takılmaya devam ettik.

dipnot: biz bilge ile ara ara küserdik. her küsmeden sonra bilge bana trip atardı. ben de dayanamaz mesaj falan atardım veya okulda bir şekilde güldürürdüm barışırdık. ama bu durumdan 1-2 kere olduktan sonra sıkıldım. amsalak değiliz.

ben arabama bindim sigaramı içiyorum. arada telefona bakıyorum ki millet sapık zannetmesin.

sonra pencereden içerde birilerinin yürüdğünü gördüm. odaya giren çıkanlar vardı. iyice dikkatli bakmak için site duvarına kadar yanaştım artık beni görmelerinden korkmuyordum. içerde iki ingilizceci hoca, bilge ve büşra vardı. ulan o değil de evdeki hali o kadar güzeldi ki... üstünde de kemik atlet var. o abazan huur çocukların nasıl bir hayvan olduğunu ben biliyorum . kızlara karşı beyefendi, nazik davranılar. ben neysem oyumdur. kaba, düz adam derdi bilge bana hep. arada da bu tavırlarımın çok delikanlıca olduğunu da onları çok kasıntı bulduğunu söylerdi.

içim içimi yiyordu. sinirden, üzüntüden... belki orada sandığınız şeyi yapmıyorlardı ama benim yaşadığım üzüntüyü ve dışlanmışlık hissini düşünün...

arabaya doğru geçtim telefonu almak için. telefonla bilge'yi arayacaktım . yan aynaya baktım siteye giriş yapan birisi var. o da kim olsa beğenirsiniz ? arkadaşım nam-ı diğer ceket. benim tanıştırdığım ceket. pekekent bana hiç söylemiyor.

beyler sigara içerken verdiği hediye kutusunu kokladım. parfümü kokuyordu bilerek mi yaptı bilmiyorum ama çok güzel kokuyor...

her neyse sabah olduğunda kapıya geldim. sitedeki güvenliğe gittim muhabbetimiz vardı. bilge evden ayrıldı mı diye sordum yok hocam dedi. bu güzel haberdi zira son iki kelam edip artık en azından pişman olmayayım dedim. zira her ne kadar beni silip atsa da dayanamadım ona. çok kıskandığım halde bana yaptıklarını unutmasam da o bilmiyordu... ya da biliyordu... ama verdiği hediye için çok uğraşmış.

arabayı yol kenarına park ettim. arabayı koyduğum tarafta odası vardı. perdesi de hafif açıktı ve içerisi görünüyordu azıcık ama sapık gibi görünüyordum. zaten hareketlilik yoktu evde. sigaram olmadığı için aşağıda petline diye bir benzinlik var oraya gittim. sigara aldım bir de altlık olsun diye kek falan aldım. yavaş yavaş arabaya doğru geldim. siteye bir arabanın giriş yaptığını gördüm. arabayı çok ucundan gördüm . araba bilge'ye yavşayan ingilizcecilerden erdi'nin kankasının arabasına benziyordu ama açık diyeyim o ihtimal aklıma sadece geldi uçtu. çünkü imkansız oraya gelmesi.

son partı atıyorum. burada olanlar artılarsa sevinirim . zira son part önemli sizlere birkaç soru soracağım ve yorumlarınızı görmek istiyorum. yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik.

gel zaman git zaman okuldaki bazı hocalarımız ve özellikle büşra bilge ile birbirimizi şaka yollu yakıştırmaya başladı. ben tabi gülüp geçiyordum hafif utangaç şekilde. ama bilge bu muhabbetler açılınca genelde sessiz kalıyor ve baya utanıyor gibiydi. ara sıra gülümsediği de oluyordu.

ben sevgili olmak istemesem de ( eskiden yediğim darbeler ve aynı kurumda sevgili muhabbeti vb) onu kıskanıyordum. çok kötü 2-3 olay yaşadım ve iyice içime attım bu konuları ama çok koyuyordu.

neyse kaldık iki kişi... ***SON PART***

beyler hediyeyi alınca çok duygulanmıştım ama eski okuldaki çağırdığım hoca da geliyordu. engellemek aklımdan geçse de çok geç kalmıştım .

derken kapıdan içeriye hilal geldi. beni görmesi için el ettim ve bilge ile büşra hemen hilal'in olduğu yöne doğru pürdikkat bakmaya başladı. ortam garip bir hal almıştı. hilal bana doğru geldi çok samimi şekilde sarıldı ve öptü. masadaki herkese de selam verdi. sohbet gibi bir şey yaptık. zira böyle bir ortama daha önce hiç düşmedim. çünkü biz zaten soğuk haldeyiz ve dün gecenin şoku var. hilal hiçbir şeyi bilmediği için gülerek ve neşeli şekilde sohbet ediyor arada ayıp olmasın diye gülümsüyorum. bana da çok yakın davranıyordu. gece böyle olaysız bitti ancak bilge ve büşra aralarında mesajlaşıyordu telefondan anlıyordum.

herkes evlerine dağıldı. ben hilal'i eve bırakmak için arabaya aldım. arabada iken elimi tuttu falan derken sote bir yere çektim ve biraz seviştik. bu bana iyi geldi biraz. hem eski günlerdeki gibi heyecan doluydu...

ertesi gün oduğunda artık bilge gidecekti. saat kaçta gideceğini bilmediğim için sabahtan hazırlandım ve evinin olduğu yere doğru gittim.

devdıbını birazdan atacğım kusura bakmayın sigara yakacağım..

Devam ediyorum; herneyse benim arkadaş yaninda 2 kişi daha getirmiş ama tam seçmedim. Bunlar içeri girdiler iceride 5 erkek olmuş bir baktim benim arkadaş 2 tane zenci getirmiş bunlar soyunmaya başladılar zencilerde 45 cm malafat ve oradakiler basladilar bilge ve büşraya cakmaya döne döne bunlara çakıyorlar o muallakmsi olan eleman da erkek arkadaşıyla cakisiyo bazen zencilerden birisi buna da çakıyo tabi bende bos dururmuyum bunları video kaydina aldım ve okuldaki öğrencilerin bazılarına fake hesaptan gönderdim ve hepsini meslekten ihrac ettiler tabi bende eve gidip bunlari izleyip ağlayarak çavuş tokatladım bu da böyle bir anımdır

evet beyler... o gece içerek eve geldim. biraz daha bira aldım açık bir ekomini buldum. buralarda var bir tane hep açıklar gece. çaldırıyorum dayıyı arabaya getiriyor amk. sanki ot ticareti yapıyoruz.

gece sızmışım içerek. sabah olduğunda saat öğlendi. artık bilge yarın gidecekti. bu gece bir şeyler yapmam gerekiyordu. evine gitmeyi düşündüm. yani içim yanıyordu. galiba onu seviyordum. beyler çok güzeldi... çok cilveli bir kızdı... ama bu içimdeki duygu nefret ve sevgiyle harmanlanmıştı.

akşam olduğunda yine arabaya atladım bir mekana geçtim. orada çay sigara yaparken bunların strory attığını gördüm. dedim tamam iyice koptuk bitti artık. dememle mesaj gelmesi bir oldu.

büşra'nın mesajı:

" nickimin kurma kolu sen de gel bilge mesaj attığımı bilmiyor. ortam çok soğuk ve donuk. kimse mutlu değil. en azından son kez olsun beraber oturalım."

ben:
" büşra olmaz ortam iğrenç olacak. konuşacak şey kalmadı. 1 yıllık birikimi 3-4 günde tükettik. oraya gelip kısır bir tartışmaya girmek istemiyorum."

büşra:
" kesinlikle gel. başka bir şey demiyorum."

dayanamadım ve tamam geliyorum dedim. arkadaşı evine bıraktım apar topar yola çıktım.

artık kafama koydum kalkıp bir şey yapmam gerekiyordu.her şeyi planladım kavga çıkarsa girecektim. atılırsak da arabadan sopayı alıp ne varsa girecektim. sebepsiz gerildim..

yanlarına doğru ilerlemeye başladım. bilge'nin omzuna dokundum. arkasını döndüğünde sanki sevgilisini aldatmış da yakalanmış gibi baktı bana. içim cız etti... ben:+ bilge: -

+helal olsun bilge... pire için yorganı yaktın ve sanki 1 yıl boyunca senin yanında ben yokmuşum gibisiniz çok mutlusunuz . bir kere olsun ben sana şöyle sarılmadım. bir kere olsun kendi isteğin ile bana bu kadar yakın olmadın. hep şaka yollu, başkalarının şaka yollu takılması sonucunda böyle davranırdın bana...

sonra etrafıma baktım derin bir sessizlik herkes bana bakıyor. erdi uzaklaştı bilge'den .. çok utandım. büşra bana acıyor gibiydi. allah belamı versin dedim içimden. keşke bu duruma düşmeseydim. nadir pişmanlık yaşadığım olaylardan birini yaşamıştım az önce... bilge dumura uğramıştı:
- nickimin kurma kolu... senle ilgili derdim yoktu... gereksizce vatsap grubundan çıktın o gece. sonradan da aramız iyice açıldı. büşra ve arkadaşlarım da çağırınca ben de onlara eşlik ettim hepsi bu.. düşündüğün gibi aptalca bir şey yok ortada. kendi kendine kurmuşsun... (biraz durdu. ben kalbim güm güm atıyorken yere bakıyordum. hem sinirli hem de utanmıştım. o da hislerinin esiri olmuştu ama hangi hislerdi bunlar kestiremiyordum..)

+ ulan kıskandım seni. lanet olsun kendimden nefret ediyorum ama oldu işte bu dedim ve hepinizin dıbınakoyim deyip aşağı indim. hesabı ödedim elimde kalan bira ile arabada içerek eve geçtim...

kafeye geldim ve onları gördüm. çok fazla duyguyu birden hissetmeye başladım. yanlarına gittim oturdum. derin bir sessizlik çökmüştü mekana. büşra arada farklı konulardan sohbet açmaya çalışsa da nafile. sadece sigaramla ilgileniyordum. biraz da sabırsızdım. çünkü yolda gelirken bir plan yapma kararı almıştım.

geçen seneki okulumda takıldığım (flörtüz, arkadaşça, hafif sevgili, hafif fucbuddy) bir hocayı aradım. o da eve davet etti hemen . içim gitti ama olmaz mekana gel arkadaşlarla tanışırsın dedim. o da konum istedi attım ona zaten çarşıda oturuyor evine yakın mekan.

şimdiye dönersek... bilge bana hiç bakmıyordu ben de ona bakmıyordum. bu sefer bakalım o beni kıskanacak mıydı ? ben onun için ne ifade ediyordum ? bu soruların cevabını alacağımı düşünürken beklemediğim bir şey oldu. büşra bana bir kutu uzattı ve kutunun bilge'nin bize hazırladığı bir hediye olduğunu söyledi. hiç beklemiyordum . kutuyu açtım. (hediyenin fotolarını atacağım.)