Beyler bi zamanlar yazdiğim hikayeyi sözluge taşidım umarım beğenirsiniz. çogunuz biliyodur ama bilmeyenler icin söyluyorum başlığin altındaki sahibi kısmina tıklarsanız diğer entryler hariç sadece hikayeyi okuyabilir zahmetten kurtulmuş olursunuz. sizden ricam rez alın ses verin. ilgiye göre uzun tutucam yada kısa kesicem

edit:bi panpamız cok guzel bi ortacağ hikayesi yaziyor. bunu bitirdikten sonra kesmezse bunuda okuduğunuzda edebiyata doyucağiniza emin (bkz: 3 şehrin krallığı)

2. mehmet tahhtta iken ne ayını ne günü bildiğim bi zamanda erzurumda doğdum. annemin ben ufakken ne zaman doğdum diye sorduğumda verdiği cevap karli bi kış günüydü. kıtlık coktu senin doğduğun yıl derdi. sanki başima gelen musibetin habercisiymişcesine. neyse 16 yaşimda eşim hafzayla evlendim.25 ime kadar hersey guzeldi.ama 25 ten sonra bisey fark ettim. yaşlanmıyorsum. biricik göz nurum gün geçtikçe cokuyordu.ben ise hep 25tim.2 kızımız oldu 1 sene arayla. sonra onlarda evlendi 25 oldu. benle yaşitmişcasına. karım deil annem sanki nenem gibi kalmıştı yanimda. anlam veremiyordum. benden yaşli gösteren insanlar bana muzaffer dayı , baba muzaffer diyordu. aslinda onlar icinde ilgincti. cocukken onlar icin 25 yasinda bi abiydim. sonra 30 gectiler. saclari aklaştı sırtları kamburlaşti.ama ben yine aynı bendım.tek farkim yeni nesil bana artık amca demeye başlamışti. hayatim her saçma gün boyle devam ediyordu.ben ise sabahları hayvan nalliyor. akşam evime gidip esimin yaptıği o guzel yemekleri yiyordum. gencken onu çok sevsemde artik ona karşı bi aşk hissedemiyordum. yasli bi insana nasıl hürmet duyarsanız o sekilde bi sevgi kalmısti icimde sadece

EDIT:ARKADASLAR ILK ENTRYI OKUDUKTAN SONRA SUKULAYIN DEMIYORUM. HIKAYEYI OKUYUN EGER BEGENIRSENIZ LÜTFEN BAŞLIGA SUKU VERIN VE UPLAYIN KI TRENDE CIKALIM. DIGER PANPALARDA BU HIKAYEDEN FAYDALANSIN. EGER BEGENMEDIYSENIN CUKU VERMEK SIZIN EN DOGAL HAKKINIZ. SIZI SEVIYORUM.

tapınak oldukca eski buyuk ve gösterişliydi. restore edilmiş hali yada yeni yapılmiş halini gormeyi cok isterdim acikcasi.ama suan o gösterişinden pek bişey kalmasada daglar üstünde heybetli duruşu hala yerli yerindeydi. koca tapinakta 3 tane orta yaşlı turuncu kıyafetli budist rahiplerin biri koca kazanda yemek yaparken biri uyuyan bi yaşlinin ustunu örtüyordu. digeri iste ordaki ufak cocukla oyunlar oynuyordu. geldiğimi gorunce ustum basimdan olsa gerek beni de tapınağa sığinan berduşlardan zannetmiş olucaklarki bi yer gösterip buyur ettiler. koca hindistan coğrafyasında dolasirken dillerini çat pat ögrenmiştim. yarım istemeye deil etmeye geldim dedim. çok saşirdilar ve mutlu oldular biri kolumdan tutup beni bahçenin uzak bir yerine zütürdü.30 santim kamasullahı çıkarıp. şaka şaka bunu yapmassam icimde kalirdi ozur dilerim

kolumdan tutup bahçenin uzak bi köşesine goturdu. hava biraz soğuktu. ordaki kazanda su ısıtti. yikan dedi.ve bana yeni temiz ama cok falza uyduruk pamuklu kumas bi elbise getirdi.su arap entarileri gibi tek parcaydi. arap entarisinden tek farkı beyaz deil turuncuydu

hikayeyi takip eden butun panpalarim sizi seviyorum. eger seneryoya uyucak guzel fikirleriniz varsa bana ozel mesaj atin .okuyan az olsada , az kişi cok kisi demeden ayrintili ve uzun yazıyorum ve magdur olamamaniz icin sizi bekletmemeye calısiyorum. sizden ricam tanidiginiz panpalara hikayeyi onermeniz ,hikayeyi yaymaniz. eger iyi bi okuyucu kitlesi elde edebilirsem isteğe gore bundan sorna 2. bi hikayede yazarım.ve ayrica hikayeyi sohbet havssinda deilde bi roman tarzinda ve ayirca dil anlatima dikkat ederek yazarim. hepinizinizn gozlerinden öperim. mucksss

YA BILADER gibIK SOKUK LISELI BASLIKLARI 80 100 SUKU ALMUS .BASLIK 9 SAYFA BENIM YAZDIKLARIM SADECE7 SAYFA. gibERIM BOYLE ISI ULAN .EMEK VERIP SATIR SATIR YAZIYORUM SUNA BAK YA.OKUYAN 1 KISI OLSA BILE YAZICAM DIYE SOZ VERMISTIM O YUZDEN HIKAYEYI YARIDA BIRAKMIYCAM AMA KISA KESICEM. EMEĞIME ZAMANIMA YAZIK GÜNAH AMK

bi gece tapınaktaki islerimi bitirip herkesi yatırdiktan sonra bas rahip yanima gelip , ben ot toplamaya gidiyorum .çıkınımı hazır edermisin dedi.ilk defa; başrahip , bende gelebilirmiyim dedim. suana kadar 3 rahip bile bas rahibe boyle biseyi hic sormamisti. gerci oda onların ayıbı amk 40 sene olmus burdasin hic demedinizmi bi bizde gidelim bu adam nereye gidiyo napıyor ne ediyor biz burda paso pirinc lapa yerken bu adam acaba ankara pavyonlarına akıp tapınaği falan sarı tutkunun üstune mi yaptıyor diye hiç dusunmediniz mi .neyse.3 rahibe sor uygun gorurse tabi dedi. hemen gidip 3 rahibe sordum. şaşirdılar ve izin verdiler.3 rahip krallar babacanlar ama bazen böyle mallıkları oluyor işte.ne şaşiriyorsun sanki baş rahibi bi posta gibeyimmi dedim .bence bu gerizekalılık paso yenilen pilav kaynaklı. beyine vitamin gitmeyince tabi. neyse cok dağittım kusura bakmayın. bende hemen bas rahibin ve sonra kendimin azıginı hazirlayıp yola ciktim arkasından bas rahibin

beyler rez almaniz benu mutlu ediyor. obur turlu duvara anlatiyor gibi olunca yazma istegim kalmiyor. ayrica sizdem ricam rezin de disinde hikayede begenmediniz yer anlatımimimda begenmedigim yer olursa lutfen entry girin ki bende sizin zevk alacağiniz sekilde yazayim

butun bi on seneyi yazıp gereksiz olaylarlar kafanızı gibmiycem. cunku hayatim normal ve durağan geçti. taki ramilayı şehirdeki vebada kaybedene kadar.o narim vücudu hastalıga dayanamadı ve 4 gün icinde öldü malesef. veba salgınida şah ın ağır karantinaları ve hekimlerin uğraşlari ile 1 ay icinde 500 küsur kişinin canina mâl olduktan sonra bitti.

guzelce temizlenip yıkandiktan sonra onume konan lapa pilavı yedim. nerden bilebilirdim 10 sene boyunca hemen hergün durmadan lapa pilav yiyeceğimi. tapınakta 100 e yakin kimsesiz yaşlı sakat ve cocuk vari. bazende ağır hastalar gelir rahiplerin hazırladığı otlarla sifa bulursa gider. sifa bulmassada cesedi tapinağin yamacindan aşaği atılirdi.bu 3 rahibin bi baş rahibi vardı.o ben geldikten 2 gun sonra geldi.ben gelmeden 5 gün once medidasyon icin dağin daha yuksek yerlerine gitmiş. bana gelince sende hayattan sıkılanlardansın demek kendine uğraş arıyorsun oylemi ? dedi. renk vermemistim.hem nerden bilebilir ki.imkansızdı bilmesi o yuzden hic bozuntuya vermemek icin hayat boşa yaşamak icin kısa dedim. sinsice tebessum etti.bu adamdan cok korkuyordum. burda günlerim surekli hastalara yardim etmek çocuklarla oynamak yasladılara yardim edip onlarla sohbet etmek gibi standart şeylerle geciyordu. gerci en yasli olanı benden en az 30 yaş genç olmalıydı .intiyaclarimiz cevre köylerden ve hayirseverleden yada burda sifa bulardan geliyordu. yardim dedigimde pirind bazen patates cok nadir de az miktar et yada meyve.bas rahip gerekirse tapinaga bir elma bagışlanmıs dahi olsa onu o tapinakta kac kisiysek o kadar bolerdi ve oyle paylasirdik.100 hasta 3 rahip bi bas rahip bi ben etti 104 kisi.bi elmayi 104 esit parcaya bolun iste. okadar adaletli adamdi. kimsenin boğazından digerinden fazla 1 adet pirinc tanesi gecirtmezdi

ramila öldükten sonra hayat benim için cekilmez oldu. hekim nazirın ölumunde ne kadar üzülduyse ben ramila icin hekimin uzuntüsünün 5 katını çektim.ilk defa hasta oldum.bi deri bi kemik kadım ateşler icinde yattım. dedimki bu sefer öluyorum galiba. ateşim her ciktığinda ramilanın halisülasyonlarıni göruyordum.1 sene yas tuttum. kimseyle göruşmedim güneş görmedim.ama yinede ölemedim. artık tebriz beni boğuyordu.bu kocaman şehir ramilanın varlıği olmadan kocaman bi tak çurundan başka bişey deildi benim icin.en sonunda yaklaşan kurban bayramı fırsat bilerek hacca gidiyorum bahanesiyle sehirden uzaklaştim.bi haftalık yol gittikten sonra bir ulağa hayatı boyu kazanmıyacaği parayı verip tebrize haber yolladım. butun sehire hacca giderken haydut pususuna düştuğumu anlatıcakti. yıllar once nasıl erzurumdaki muzaffer insanlar icin öldüyse bu sefer de tebriz icın ölmüştüm

yine nereye ne amaçla gittiğimi bilmeden yürümeye devam ederken fakir bi koye rastladım. koydeki hastalara derman olup orda 1 2 gün dinlendim. evinde kaldığim adam köyun zenginiydi.(zengini dedigimde butun koy kuru ekmek yiyorsa bu adam taze ekmek ve yaninda bi bardak süt iciyordu. okadar zengin deil yani yoksa hekim gibi bi adam düsünmeyin.)bana dediki madem senin boyle yeteneklerin var gezgin burdan cok uzakta olmayan bir dağ vardır.o dag bayagı yuksek ve ucunda bi tapınak var. orda muhtaçlı insan cok eger yardim etmek istersen haberin olsun dedi .benim de ne gitmeye calıştigim bi yer nede yetişmeye calistiğim bi zaman olduğu icin cok mantıklı gelmişti. koydeki istirahitimi tamamladıktan sonra yola düştüm

bizim su başı çok celimli biri olmasada cevik ve cesur biriydi( subaşi osmanli ordusunsa tegmen çavuş karisimi bi rutbedir)şövalyenin elinde tuttuğu kılıç nerdeyse zaten bizim subaşinin boyu kadardi. daha sonrada ögrendigime gore bu tapinak şövalyeleri avrupanin koklu ve zengin ailelerinden seçilir. ayrica secilen cocuklarin seki ve guçlu olmasina dikkat edilir. kucuklukten itibaren cok zorlu eğitimlerden geçerlermiş.

4 yıl boyunca kah doğuya gittim kah batıya. biraz güneye biraz kuzeye. nereye gittiğmi bilmiyordum.o an ne taraf tatli gelirse o yana kırardım dümeni. sonunda bigun tebrize vardım. orda aylak aylak dolandım. bigün tebrizin kalabalıgindan uzak tenha bi kösede yatarken bi genç yanımdan geçiyordu. ustü basi hali vakti yerindeydi. bende can sıkintısından gozlermi hafif aralamış genci izliyordum. sokağin sonundaki evden bi kiz cıkti. ufak boylu yuzunu peçelemiş bir kizdi. oglanin yanina gelince yüzünü acti. tamda net goremedim zaten yuzunu. 2 genç cilvelesiyordu.15 dk sonra iceriden elinde tabancayla iri yari bi adam cikti kiza bi tokat vurup eve fırtlatti. oglanda geldiği istikamette kosmaya başladı. cocuk tam onumden gecerken demin evden çıkan sinirli adam ki büyük ihtimal babasıydı. tabancayla hic teredut etmeden vurdu çocuğu. arkadasina bile donup bakmadan evine geri girdi. cocugun ağzindan kan geliyordu. yerimden kalkıp hemen yarasina baktim. belinden sıyirmisti kursun. oglan torunum hamzaya çok benziyordu.bi an dusundum. kızim napiyor acaba. kızim evet kizlarim deil. cunku buyuk kizim ilk çocuğunu doğururken hem kendi hem çocuğu vefaat etmisti.oan bunlari dusunerek vakit kaybetmemeliyim diyip cocugun yarasina iranda zaten bol olan okaliptus ağacinin yapraklarını bastirdım mikrop kapmasın diye. sonrada sardim yarasını

adayi teslim etmelerini eger teslim olurlarsa kan dökülmeyeceğini ve yağma yapılmayacagini soz vermisti. fakat venedikliler elciyi tersleyerek savasa hazir olduklarını soylemisler. artik bekledigim savaş kacinilmazdi. yanimdaki butun acemi leventler allaha dua ederken.ben sevdigine kavusacakmışcasina gülüyordum. bekle beni ramilam, yanina geliyorum diyip duruyordum

icinde bulundugum birlik hilerion kalesini kusatmistik. girne daglarinin en zirvesinde kurulmustu. kalenin konumu ve saglamligi sebebiyle savasmak imkansizdi. kusatip beklemeye basladik. kusatma oncesi dum mahsen ve dehlizleri gıda ve su ile dodurduklari icin aylar geçsede kale pes etmiyordu.ben dahil bütün leventlerin cani sıkışmıştı. savasmiyorduk.bos bos bekliyor ve kalenin cevresindende ayrilamiyorduk.bu arada ada kaleler haric tamamen bizim olmuştu. arada venedik donanmasi adaya saldirmaya çalışıyor ama her seferinde italyaya yara alarak donuyor ve gucunu toplayip yeniden saldırıyordu. keske karaya cikmak yerine gemide kalmak isteseydim dedim içinden.en azından böyle bos duracagima suan venedik donanmasiyla çarpısirdim.4. ay boyunca arada kaleden atılan taş ve oklarin taciz atesleri disinda ilgin bisey olmadi.4. ayin sonunda birgun oglen vakti leventlerle kuzu çevirip laflarken kalenin kapisi acildi.bi şövalye ağır ve vakur sekilde disari cikti.2 metreden uzundu ve kalıbı ise benden 2 kat falan fazlaydi herelda.ki ben kalipsiz bir insan deildim. osmanli küffarlari diye kükredi, yokmu benle teke tek dövusecek baba yiğit.bu arada biz butun leventler ve ayrica kaledeki butun venedik askerleri kale burclarina cikmis şovalyeyi izliyordu. bizim su başimiz olan morali ali duzgun konus kafir diyerek kilicini cekti ve ayağa kalktı. anladik tamam bögurme eceline susadin diyerek şovalyenin karşisina dikildi.

bu gecelik bu kadar ben kaçtım. yarin aksam devam yine. o sebeble rezleriniz alın
---yarınki partlarin reklamı---
bas rahip muzafferin ölümsüz olduğunu biliyormuu

bas rahip tapınaği sarı tutkunun üstune mi yaptııı

muzaffer bundan sonraki hayattina nasıl devam edicekkk

muzaffer milli mücadeleye katılıcakkk mıi( bu kismi isterseniz eger milli mucadele donemi muzaffer anadoluya gider ve hatta isterseniz ataturkun yaveri bile olabilir lutfen entry girip istekleriniz belirtin)

bütun bunların cevabı icin lütfen reziziniz alın ve sukuları çok görmeyin.iyi gecelerr

tek ben kalmıştım. salonda. sana biyer tahsis etsinler dedi. ramina diye seslendi. burnu hizmali sarisin ufak boylu kalem elli boncuk gözlu bi hizmetkar kiz geldi. buyrun efendimiz dedi.bu cocuk bundan sonra yardımcımdır.ona bir yer ayarlayın dedi. sonra ikimizede eliyle git isareti yaptı .konak oldukça büyükceydi. uzun bi koridordan gectik. duvarlar sedef kakmali ve yerler yaldızlı mermerdi. vali paşanin konaği bu kadar guzel olmasa gerek dedim icinden. cunku ben ruyamda bile boyle bi yer görmemıştim. iranin zaten zengince bi yer olduğunu duymustum ama boyle olucağinı hiç düşünmemiştim. kız bana kaçamak bakıslar atıyordu koridorda yururken. gözleri o kadar güzeldi ki.odama geldiğimde nerdeyse benim erzurumdaki evim kadar buyuk bi odaya girdik.ama meziyet odanin buyuklügunde deil benim erzurumdaki evimin kücükluğundeydi.kiz utangac bi şekile odaniz burasi efendi dedi.ve sonra gitti. yataga oturunca kizi dusundum. acem ellerinden olamazdi. kara bi insan deildi. buyuk ihtimal rusya dan yada kuzeyden gelmişti. sessizce adıni söyledim ramina. koridordaki bakıslarindan benden hoşlandigi ve duygusal biseyler hissettiğinden emindim.19 yasindan fazla olamazdi. acıkcasi kızi bende begenmistim.ama benden 2 yaş kucuk eşimin yillar gectikce yaslanip nenem gibi gozukurken ölmesinden sonra ne bi kız begendim ne bi kadınla yattım.hem kiza gönül versem ne olucaktı.en fazla 10 sene icinde herşey bomtak olucaktı.o yuzden en iyisi hiç boyle biseye kalkişmamaktı. sonra gülmuştum deli gibi kendi kendime. acaba 80 yasinda olduğumu ogrense.ne dusunurdu. belkide dili tutulup konuşmaktan kesilirdi. torunumla ayni yaştı. uykuya yattitim sabah kaltıgimda donum ıpıslaktı.4 senedir deil kadinla yatmak canim hic bi kadını dahi istemedi.ama bu gece ruyamda raminayla deliler gibi sevişmiştim. donumdada rüyanın meyveleri vardı.tam o arada cat pat türkce konusan bi oğlan kapiyi calip iceri girdi.abi hamam ? dedi. kafami salladım evet anlaminda. kaç aydır su altına girmedim hatırlamiyordum.bu cok iyi gelicekti. hemde boyle bi rüya ustune. sanki allahın isiydi

huur evlatlari hikaye hazir diyemi beğenmediniz sizi bekletmedim diyemi. haftada 2 satir yazip sizi kopek etmedim diyemi

hayatım çok garipti. hayır yaşadığım olaylari kastetmiyorum. insanlarin bana gösterdiği degerden bahsediyorum. erzurumda 25 yasinda gösteren aslen 70 yaşında olduğumdan dolayi ermiş gibi davranirdi insanlar, tebrizde ilk zamanlarda bi dilenci gibi davrandılar. sonrada hekimin yerini alınca bana saygı gösterip her türlü yalandan samimiyetletrini gösterdiler utanmadan. simdi ise yolllarda saçi sakalı karışmış genc bi derviş gibi dolaştiğim icin kimsi acıyıp bi parça ekmek verirken .kimisi ise yolunu değiştiriyor. hacıya diye cikıp ta hindistana kadar yürüdüm. duruğum koylerde yine at nalladım ekmek için. ihtiyaci olan herkese hekimlik yaptım. kimsinin çocuğuna sifa verdim .kimisinin hasta yatağindaki eşini kurtardım. zengin fakir demeden herkes bana izzet ikramda bulundu. boyle boyle ta hindistana vardım

köyde merak edildimi edilmedimmi biliyordum bile. azığim bittikce köylerde duruyor mesleğim olan hayvan nallamayı yapıyor yeterli erzak toplayıncada ordan ayrılıyordum. hele hele hic unutamadığim bi anim var. gümüş islemeli beyaz doru bi ata binmiş pala bıyıklı40 yaşlarinda bi kürt ağası carsida mesken tuttuğum kucuk köşeye gelip ,atı sakın mundar etme çocuk demişti. yuzune bakmıştım. damadimdan 5 yas kucuktü. babası yaşinda olduğumu bilse acaba nasıl davranırdi. gerci anlatsamda inanmazdi ya.zaten soylemek gibide niyetim yoktu. neyse. kürdun atının yularından tutup , merak etme ağa baba yarim saat sonra gel atın hazır olur dedim. bisey demeden yuruyerek dükkanın hemen karşisinda ki kahvede bi çubuk tutturdü. işim bittiğinde ise atın ayakklarını tek tek inceledi. dondü bana , atı vermeden onceki kibri azalmışti. evlat dedi, masallah yasin genç emeğin ihtiyardır .eğer genc oldugum zamanlardaki gibi hayattan zevk alan biri olsaydim belkide bende"ağa senin kesende payidardır , benim halim manidar" der laf cambazlıgi yapardım ama. bedenimin tersine ruhum yaslanmısti. eyvallah ağa dedim. eyvallah.ne kadar borcum dedi .ne koparsa gonlünden dedim. elime yaptiğim işe gore iyi bi para verdi. nerdeyse 2 at nallasam anca bukadar kazanırdım. eyvallah ağa dedim .allaha emanet olasın. başiyla selam verip atına bindi. kalabalıği yara yara vakur bi biçimde uzaklaşti