1. 9.
    0
    Bir ayak sesi duymayayım
    Kapıya koşuyorum
    Gelen sen misin diye
    Bir sarı saç görmeyeyim
    Yüreğim burkuluyor
    Ağlamaklı oluyorum
    Her şey bana seni hatırlatıyor
    Gökyüzüne baksam
    Gözlerinin binlercesini görürüm
    Bir rüzgar değse yüzüme
    Ellerini düşünmeden edemem
    Yaktığım bütün sigaraların dumanları sana benzer
    Tadı senden gelir
    Yediğim yemişlerin
    içtiğim içkilerin
    Ve içimdeki bu dayanılmaz sıkıntı
    Bu emsalsiz hüzün
    Seni beklediğim içindir

    Resmine bakamaz oldum
    Uykulardan korkuyorum artık
    Utanıyorum odamdaki bütün eşyalardan
    Şu sedir hala gelip oturmanı bekliyor
    Şu ayna karşısında güzelliğini seyretmeni
    Şu kadeh dudaklarına değebilmek için duruyor masada

    Ve şu saat geldiğin anda
    Durabilir sevincinden
    Zaman çıldırabilir
    Çünkü benim dünyamda
    Ölümsüzlük, seni sevmek demektir.

    Bir çocuk doğmayı bekler
    Bir ağır hasta ölmeyi
    Bitkiler yağmur ve güneşi bekler
    Yalnız bir kadın sevilmeyi
    Ve düşün ki bir adam
    içinde bütün bekleyenlerin korkusu ve ümidi
    Seni bekler
    Asılmayı bekleyen bir idam mahkumu gibi

    Sen gelinceye kadar
    Pencerem kapalı duracak
    Rüzgar gelmesin diye
    Artık perdeleri açmayacağım
    Gün ışığı girmesin diye
    Sonra kahrolacağım
    Bu karanlıkta, bu derin yalnızlıkta
    Ve günlerce gecelerce haykıracağım
    Nerdesin diye, nerdesin diye

    Bir gün bu kapıdan sen gireceksin
    Biliyorum
    Ergeç bu bekleyişin bir sonu gelecek
    Yıllarca sonra
    Öldüğüm gün bile gelsen
    Bütün bu bekleyişlerimi ve öldüğümü unutup
    Çocuklar gibi sevineceğim
    Kalkıp sarılacağım ellerine
    Uzun uzun ağlayacağım

    Ümit Yaşar OĞUZCAN
    ···
  2. 8.
    0
    Sevgimizin bir tanesiydin müjgan.
    Saçları sırtına kadar sırma sırma dökülür,
    Elleri ufacık, gözleri dört defa lacivertti.
    Ve de her ne hikmetse o da bana gönüllüydü.
    Öyle bir sevdim ki müjgan’ı,
    Dünyamı şaşırdım, haddimi bilemedim,
    Evleniriz gibi geldi bana.
    Evimiz, yuvamız olur, ışığımız yanar,
    Fakir soframız kurulur gibi geldi.
    Sahil bahçesinde gazoz içerekten
    Gizli gizli mal-ü hülya kurardık.
    Sonrada çarşılara giderdik.
    Eşya beğenirdik elden düşme;
    Aynalı konsolumuz
    Topuzlu karyolamız bile olacaktı.
    Müjgan’ın her an her bi daim
    yanında olacaktım
    Ama olmadı gitti.
    Nereye mi ?
    Paraya gitti abicim paraya
    Nasılda sevmiştim yıllarca ben seni
    Her akşam bekledim yollarını
    Elbet bir gün biz yuva kurarız derken
    Duydum evlenmişsin sen zengin bir gençle
    Zengin olsaydım sensiz kalmazdım
    Her an düşünüp seni hiç ağlamazdım
    Param olsaydı aşkım kalırdın
    Seve seve yanımda benimle yaşardın
    Nikah resimlerimizi de çektirdiydik.
    Sonra karpuzcu raşit ağabeyinin
    Kayınbiraderine borç ederekten
    Nişan yüzüklerimizi de yaptırmıştık.
    Ama müjgan takmadı bunu
    Takamadı uçuverdi elimden.
    Meğer gizlice altın bir kafes bulmuş kendine.
    Müjgan’ın gelinliğini hususi diktirmişler,
    Benim gibi kiralık tel duvak
    almaya kalkışmamışlar yani
    Öyle sevindim ki.
    Mesut ve bahtiyar olsun diye
    dualar ettim hergece
    Sonramı ne oldu
    Müjgan gibi bende
    Birbirimize ettiğimiz sözleri
    Ettiğimiz yeminleri unuttum.
    Bir daha mahalleye gelmedi müjgan, gelemedi.
    Bizim dar ve eski sokaklara otomobili
    sığmıyormuş dediler.
    Senede birkaç ay zaten avrupa’daymış dediler.
    Zaman şifalı bir ilaçtır unutursun dediler,
    Unuttum bende unuttum
    Hiç aklıma gelmedi.
    Hatırlamıyorum Müjgan’ı
    Hatırlamıyorum şimdi
    Bu şiiride ben yazmadım zaten
    Unuttum abi bende unuttum
    Hatırlamıyorum şimdi
    Müjganın gözleri ne renkti

    Sadri Alışık
    ···
  3. 7.
    0
    am züt meme
    ···
  4. 6.
    0
    Olsun istersin…
    Hatta olsun diye yapılması gerekenden daha da fazla üstelersin.
    Aşktır ; değer verirsin, ödün verirsin, sevgiden de öte saygı gösterirsin, olmayacak kaç şey varsa bir araya bile getirirsin…
    Bakarsın, ne anlattığını anlayabilmiş;ne de çözüm için bi’şeyler yapma gayretinde.
    iştir ; sabahlarsın, “olsun” diye ailenden çaldığın zamanı oraya verirsin…
    Dosttur ; hayatta kimseyi dinlemediğin kadar dinler, kendine ayırmadığın onca şeyi “O’na” ayırmaya çalışırsın…
    Sonra olayın içinden kendini çıkartır şöyle karşıdan yaptıklarına bir bakarsın… Bakarsın ki her şey başladığın gibi!
    Olmuyorsa, olmuyordur!

    Gönlün rahat mı?
    Elinden geleni yaptın mı?
    Cidden olmuyorsa zorlamayacaksın…

    Can YÜCEL
    ···
  5. 5.
    0
    Biliyorum sana giden yollar kapalı
    Üstelik sen de hiç bir zaman sevmedin beni

    Ne kadar yakından ve arada uçurum;
    insanlar, evler, aramızda duvarlar gibi

    Uyandım uyandım, hep seni düşündüm
    Yalnız seni, yalnız senin gözlerini

    Sen Bayan Nihayet, sen ölümüm kalımım
    Ben artık adam olmam bu derde düşeli

    Şimdilerde bir köpek gibi koşuyorum ordan oraya
    Yoksa gururlu bir kişiyim aslında, inan ki

    Anımsamıyorum yarı dolu bir bardaktan su içtiğimi
    Ve içim zütürmez kenarından kesilmiş ekmeği

    Kaç kez sana uzaktan baktım 5.45 vapurunda;
    Hangi şarkıyı duysam, bizimçin söylenmiş sanki

    Tek yanlı aşk kişiyi nasıl aptallaştırıyor
    Nasıl unutmuşum senin bir başkasını sevdiğini

    Çocukça ve seni üzen girişimlerim oldu;
    Bağışla bir daha tekrarlanmaz hiçbiri

    Rastlaşmamak için elimden geleni yaparım
    Bu böyle pek de kolay değil gerçi...

    Alışırım seni yalnız düşlerde okşamaya;
    Bunun verdiği mutluluk da az değil ki

    Çıkar giderim bu kentten daha olmazsa,
    Sensizliğin bir adı olur, bir anlamı olur belki

    inan belli etmem, seni hiç rahatsız etmem,
    Son isteğimi de söyleyebilirim şimdi:

    Bir geceyarısı yazıyorum bu mektubu
    Yalvarırım onu okuma çarşamba günleri

    cemal süreyya
    ···
  6. 4.
    0
    Git iş işten geçmeden, çok geç olmadan vakit,
    Günahıma girmeden, katilim olmadan git!

    Git de şen şakrak geçen günlerime gün ekle,
    Beni kahkahaların sustuğu yerde bekle.

    Git ki siyah gözlerin arkada kalmasınlar,
    Git ki gamlı yüzümün hüznüyle dolmasınlar

    Madem ki benli hayat sana kafes kadar dar,
    Uzaklaş ellerimden uçabildiğin kadar.

    Hadi git, benden sana dilediğince izin,
    Öyle bir uzaklaş ki karda kalmasın izin.

    Kahrımın nedenini söylesem irkilirler;
    Çünkü herkes beni Kays, seni Leyla bilirler.

    Sanırlar ki sen beni biricik yar saymıştın;
    Oysa ki hep yedekte, hep elde var saymıştın.

    Hadi git, ne bir adres, ne bir hatıra bırak,
    Zannetme ki pişmanlık, mutluluk kadar ırak!

    Sanma ki fasl-ı bahar geldiği gibi gitmez,
    Sanma ki hüsranını görmeye ömrün yetmez.

    Her darbene tehammül edecektir bedenim,
    Gururum mani olur perişanıma benim.

    Yari Ferhat olanın ellerle ülfeti ne?
    Şirin ol katlanayım dağ gibi külfetine.

    Henüz layık değilken tomurcuk kadar aşka,
    Sana gül bahçesini kim açar benden başka!

    Hercai arılara meyhanedir çiçekler,
    Kim bilir şerefinden kaç kadeh içecekler!

    Madem aşk tablosunun takdirinden acizsin,
    Git de çağdaş ressamlar modern resimler çizsin.

    Ne vedaya gerek var, ne de mektuba hacet,
    Git de Allah aşkına bir selama muhtaç et!

    Güllere de aşk olsun gene sen kokacaksan!
    Fallara da aşk olsun gene sen çıkacaksan!

    Kopsun nerden inceyse artık bu bağ, bu düğüm,
    Her gece daha berbat, daha vahim gördüğüm.

    Korkulu düşlerimi yorumdan kaçıyorum;
    Sırf sana üzülüyor, sırf sana acıyorum.

    Git iş işten geçmeden, çok geç olmadan vakit,
    Günahıma girmeden, katilim olmadan git!

    cemal süreyya
    ···
  7. 3.
    +1
    unut diyorsun beni,
    nasıl unuturum,
    insan uyanmayı unuturmu hiç,
    gördüğüm en güzel rüyasın sen,
    boğazımda düğümsün,
    yutkunsam gideceksin, yutkunmasam ölürüm .
    ···
  8. 2.
    -1
    ılık.
    ···
  9. 1.
    0
    olmasın.
    ellerimde koparmaya çaıştığım zincirlerden kalma yara izleri
    yeni yeni iyileşmeye yüz tutmuş olsun.
    gözlerimde öyle bir karanlık olsun ki gören kör oldum sansın.
    yanaklarım kurumuş olsun göz yaşlarımdan dudaklarımsa çatlak çatlak.

    öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın.
    belki bin tane aşktan geçmiş olayım ve hiçbiri olmasın gözümde.
    hiçbiri tamamlayamamış olsun cümlelerimi
    hiç biri bağlayamamış olsun geceyi sabaha.
    hiçbirinin gülüşünün her anı senin kadar aklıma işlenmemiş olsun.
    hiçbirinin hayali en güzel haliyle barınamamış olsun beynimde.
    hiçbirinin izi kalmamış olsun bedenimde.

    öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın.
    sessizce ağladığım anları kimse çığlık çığlığa hıçkırıklara dönüştürememiş olsun.
    ellerim kimsenin üzerinde eriyip gitmemiş olsun gezinse bile.
    dudaklarım senin adını söylerkenki gibi kıvrılmamış olsun hiç bi ad'a yeterince.
    yerine koymaya çalıştığım her beden yok olup gitmiş olsun kumlar aktıkça tane tane.
    unuttuğumu sandığım vazgeçtiğimi sandığım
    sevmediğimi sandığım öyle bir zamanda gel ki
    yerçekimine karşı koysun damarlarımda beni yaşatan her zerre.
    öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın...
    ···