1. 46.
    0
    Hakkında ne düşünüyorsunuz
    ···
    1. 1.
      +1
      Fazlasıyla severim
      ···
      1. 1.
        +1
        Vay panpam benim bulmuş beni .
        ···
  2. 45.
    +2
    bir gece başımızı alıp gitsek diyorum, bir deniz kenarı mı olur, bir dağ başımı olur kaçsak bu kalabalıktan. bir yer bulsak kendimize düzenli yaşamalardan uzakta, bir yanımızda şehrin ışıkları, bir yanımızda kucak dolusu yıldızlar.
    ···
  3. 44.
    +2
    toprak olmaz bende tenden başkası
    seni bunca sevmez benden başkası
    ölürsem sen ağlama arkamdan, yeter
    gelmesin kabrime senden başkası
    ···
  4. 43.
    0
    Şimdi derin bir mavide akşam oluyor
    Gök mavi deniz mavi
    Mor dağlar yeşil ağaçlar mavi
    Bozuk düzen mavi gecelerden sesleniyorum sana
    Ne opera aryaları
    Ne beşinci senfonisi Beethoven‘ın
    Bir yalnızlık marşıdır çalınıyor uzakta
    Gün ışığı arkamızda kaldı bak
    Tan yerinde unuttuk gözlerimizi
    Gel artık
    Hayata yeniden başlayalım
    Gel artık
    Bu mavilerde kimseler görmez bizi
    ···
  5. 42.
    0
    ÇARESiZLiK

    Çaresizliğin en amansız olduğu yerdeyim şimdi
    ilk defa sevmenin tarif edilmez korkuları içindeyim
    Uykusuz gecelerin yorgun sabahlarında seni düşünüyor
    Ve korkularla yine sana doğru koşuyorum
    Hep aynı soru düşüncemde “ya severse”
    O zaman neler olabileceğini düşünmek korkutuyor beni
    ilk defa yenileceğimi anlıyorum
    Karşımda kendinden emin gözlerin, dudakların, ellerin bunu söylüyor bana
    Seni tanımadan geçen bütün yıllara lanet ediyorum
    Önceleri hiç bilmediğim adını, şimdi binlerce defa tekrarlıyor dudaklarım
    Gün oluyor bir tabloyu seyredercesine mutlu heyecanlarla doluyorum karşında
    Gün oluyor eski bir yunan heykelin ölümsüz güzelliğiyle büyülüyorsun beni
    Gözlerin gözlerime takılınca güçsüzlüğüm aklıma geliyor
    Beni sevmediğin sevmeyeceğin
    O zamanlar öylesine yıkılıyorum ki bilemezsin
    insan nasıl gökyüzüne baktığı zaman
    Bu sonsuz evren içinde küçük ve çaresiz bir yaratık olduğunu anlarsa
    Güzelliğinde bana aynı şeyleri düşündürüyor
    Gün oluyor mavilerde, gün oluyor kırmızılarda, gün oluyor karalarda yaşıyorum seninle
    Dudaklarında çıkan her kelime suya bir taş atmışçasına büyüyor içimde
    Nereye gitsen kulaklarımda o yarı karanlık çocuksu sesin
    Sonra kendine has kokun, kokuların en çıldırtıcısı, en tahrik edicisi
    Ve gözlerin…
    Esmer bir akşamüstünün serin hüznünü getiren gözlerin
    Görebildiğim, duyabildiğim her şey bana seni sevmeyi söylüyor
    Uzaklaştıkça yaklaşıyor uzak
    işin en kötüsü yaklaştıkça da uzaklaşmaktan korkuyorum
    Belki hiçbir zaman sana seni sevdiğimi söyleyemeyeceğim
    Ne sana nede senden başkasına…
    Düşün ki çoğu zaman kendime bile söyleyemiyorum
    Sanki söylediğim anda her şey bitecek ve bu emsalsiz büyü bozuluver ilecekmiş gibi geliyor
    Bir insanın kendini aldatması ne güçtür bilirsin
    Bu sevmek korkusunun aslında çok sevmek olduğunu biliyor fakat anlatamıyorum
    Galiba asıl korku sevmek değil onun arkasına gizlediğimiz sevilmemek korkusu
    Küçük aldanmalarla kendimizi avutmaya çalışıyor
    Düştüğümüz bir çıkmazda bir teselli arıyoruz kendimize
    Belki de aynı korkular içindeyiz seninle, bir birimizden haberimiz yok
    Sevmek…
    Seni alabildiğine sevmek…
    Hiçbir şeyi umursamadan, bütün karanlıkları hiçe sayarak sevmek
    Tutmak ellerinden, o derinlere inmek, gitmek oralara, o yerlere
    Orda hep sen olmalı, seni yaşamak ve olduğun yerde bile
    Seninle sensiz olamamak…
    Sonrada sensiz edemediğimi, edemeyeceğimi söyleyememek sana
    Susmak…
    Susmak…
    Korkudan ölünceye kadar…
    Tümünü Göster
    ···
  6. 41.
    +1
    Sen bilmezsin gecenin en uzak saatin bir böcek beynime nasıl girer kımıldar durur

    ... Bilmesen de anlamaya çalış biraz ne olur..

    ... sen bilemezsin bir kibritin cılız aleviyle benzine bulanmış bir insan nasıl tutuşur..

    (şiirin tamamı platonik panpalar için tavsiye edilir)
    ···
  7. 40.
    +1
    kimse mi bir adam düştü galata kulesinden i bilmez gafiller
    ···
    1. 1.
      0
      Vedat…
      ···
  8. 39.
    +1
    şimdi yoksun
    seni dilediğim gibi düşünebilirim artık.
    tutar ellerinden öperim uzun uzuun
    kimseler ayıplayamaz beni.
    yokluğunda seni nasıl sevdiğimi anlayamazlar.
    işte gözlerin
    işte dudakların...
    senin olan ne varsa karşımda duruyor
    ayaklarını dilediğim yere zütürebiliyorum artık
    sevdiğim şarkıları söyletiyorum dudaklarına...
    ve hoyrat ellerimle seni
    her gün biraz daha güzelleştiriyorum...

    :(
    ···
  9. 38.
    0
    ağır işçi şiirine bayılırım * kısa ve öz anlatmış anlatmak istediklerini
    ···
  10. 37.
    0
    ben senin en çok

    Ben senin en çok sesini sevdim
    Buğulu çoğu zaman, taze bir ekmek gibi
    Önce aşka çağıran, sonra dinlendiren
    Bana her zaman dost, her zaman sevgili

    Ben senin en çok ellerini sevdim
    Bir pınar serinliğinde, küçücük ve ak pak
    Nice güzellikler gördüm yeryüzünde
    En güzeli bir sabah ellerinle uyanmak

    Ben senin en çok gözlerini sevdim
    Kâh çocukça mavi, kâh inadına yeşil
    Aydınlıklar, esenlikler, mutluluklar
    Hiç biri gözlerin kadar anlamlı değil

    Ben senin en çok gülüşünü sevdim
    Sevindiren, içimde umut çiçekleri açtıran
    Unutturur bana birden acıları, güçlükleri
    Dünyam aydınlanır sen güldüğün zaman

    Ben senin en çok davranışlarını sevdim
    Güçsüze merhametini, zalime direnişini
    Haksızlıklar, zorbalıklar karşısında
    Vahşi ve mağrur bir dişi kaplan kesilişini

    Ben senin en çok sevgi dolu yüreğini sevdim
    Tüm çocuklara kanat geren anneliğini
    Nice sevgilerin bir pula satıldığı bir dünyada
    Sensin, her şeyin üstünde tutan sevdiğini

    Ben senin en çok bana yansımanı sevdim
    Bende yeniden var olmanı, benimle bütünleşmeni
    Mertliğini, yalansızlığını, dupduruluğunu sevdim
    Ben seni sevdim, ben seni sevdim, ben seni...
    ···
  11. 36.
    0
    ' en ağır işçi benim / günde 24 saat / seni düşünüyorum ' dizelerini yazmıştır *
    ···
  12. 35.
    +1
    saygıyla eğiliyorum.
    ···
  13. 34.
    +1
    http://inci.ca/uf993t5g6k

    Ben bir Ayten'dir tutturmuşum
    oh ne iyi Ayten'li içkiler içip sarhoş oluyorum ne güzel
    Hoşuma gitmiyorsa rengi denizlerin
    Biraz Ayten sürüyorum güzelleşiyor
    Şarkılar söylüyorum Şiirler yazıyorum
    Ayten üstüne
    Saatim her zaman Ayten'e beş var
    Ya da Ayten'i beş geçiyor
    Ne yana baksam gördüğüm o
    Gözümü yumsam aklımdan Ayten geçiyor
    Bana sorarsanız mevsimlerden Aytendeyiz
    Günlerden Aytenertesidir
    Odur gün gün beni yaşatan
    Onun kokusu sarmıştır sokakları
    Onun gözleridir şafakta gördüğüm
    Akşam kızıllığında onun dudakları
    Başka kadını övmeyin yanımda gücenirim
    Ayten'i övecekseniz ne ala, oturabilirsiniz
    Bir kadehte sizinle içeriz Ayten'li iki laf ederiz
    Onu siz de seversiniz benim gibi Ama yağma yok
    Ayten'i size bırakmam
    Alın tek kat elbisemi size vereyim
    Cebimde bir on liram var
    Onu da alın gerekirse
    Ben Ayten'i düşünürüm, üşümem
    Üç kere adını tekrarlarım, karnım doyar
    Parasızlık da bir şey mi Ölüm bile kötü değil
    Aytensizlik kadar
    Ona uğramayan gemiler batsın
    Ondan geçmeyen trenler devrilsin
    Onu sevmeyen yürek taş kesilsin
    Kapansın onu görmeyen gözler
    Onu övmeyen diller kurusun
    iki kere iki dört elde var Ayten
    Bundan böyle dünyada Aşkın adı Ayten olsun
    ···
  14. 33.
    0
    ben, ismail ve rüstem
    yılbaşını kutluyoruz bu gece
    ve üçümüz üç kadehten
    istanbulu yudumluyoruz
    istanbul zehir zemberek
    istanbul buruk, istanbul acı
    susuz içilmiyor istanbul
    mezesiz gitmiyor
    suyumuz halis taşdelen
    mezemiz sakız leblebisi
    sonra kahır, hüzün ve elem
    şerefe ismail şerefe rüstem

    rüstemin aklında bir kız
    ondokuzunda civelek
    hey gidi baba rüstem
    hey gidi kahpe felek
    kızın adı müjgan
    kolej mezunu
    saçları sarı mı sarı
    gözleri yeşil mi yeşil
    rüstem'miş, şiirmiş, aşkmış
    kızın umurunda değil
    kızın babası tüccar
    yani kızın herşeyi var
    rüstem'se fukaramı fukara
    beş on kitap bütün varlığı
    bir kendi bir anacığı
    kasımpaşa'da otururlar
    iki odalı bir evde babadan kalma
    hadi rüstem hadi kararıp durma
    çek bir fırt daha
    içkiler benden bu gece mezeler dahil
    şerefe rüstem şerefe ismail

    ismaili tanır tekmil adem babalar
    fukara ismail, garip ismail
    onun da başka derdi var
    geçen ay işinden çıkardılar ismaili
    içmesinde ne yapsın
    olacak şey değil
    karısı meryem, oğlu erol, kızı serpil
    üçkişi onun elie bakar
    erol bu yıl ilkokulu bitirecek
    serpil enstitüde
    dayan ismail dayan
    ismail işsiz, ismail parasız
    ismail'in hali duman
    bereket meryem bacı dikiş dikiyor
    isamle erola serpile bakıyor
    ismail koca ismail
    hadi çek bir fırt daha
    şerefe şerefe

    ama hangi şerefe orası belli değil
    bütün şerefsizler kepaze şimdi
    bütün insanlar rezil
    biz o rezillerden üç kişi
    hışım gibi çöktük bu gece
    arabın meyhanesine
    ben, rüstem ve ismail
    istanbulu yudumluyoruz kadehlerden
    istanbulun tuzu kuru bizimki yaş
    yine hancı söylüyor biri plakta
    "şu bizim hesabı gör yavaş yavaş"

    ya biz nerede yıllanıyoruz
    ulan istanbul
    asılmıştan beter ettin bizi
    ulan biz böyle olacak adammıydık
    yıktın, yıprattın eskittin bizi
    ben, ismail ve rüstem
    hani o bir zaman seni seven kişiler
    şimdi sevmiyoruz artık
    bırak yakamızı
    yeter istanbul yeter
    rüstem sevdiğini alsın
    ismail bir iş bulsun
    bırakta herkesin dünyası
    daha güzel olsun

    ulan istanbul
    ulan istanbul
    gözünü sevdiğim istanbul
    sokaklarında gezdiğim
    şiirini yazdığım
    her gecesinde
    canımdan bezdiğim istanbul
    güzel istanbul
    kahpe istanbul
    canım istanbul
    taptık ulan sana
    ···
  15. 32.
    +1
    Ne zaman seni düşünsem yalnızlığım aklıma gelir
    Bir ürperti gibi derinden derine duyarım çaresizliğimi
    Nedir bu gürültüler derim, top patlamaları
    Nedir bu şakaklarımda zonklayan ağrı
    içimden dalga dalga boşanan gözyaşları ne
    Bu hangi nehir ki uzayıp gider alabildiğine
    Nedir bu ümitsizlik dolu bu kahır dolu yaşlar
    Bu denizler altında kopup gelen fırtına
    Bu bir çağlayan gibi uğultulu yaşlar
    Oysa zamandır ilerleyen imkansızlıklar içinde
    Başlangıcı olmayan bir sondur yaklaştığım
    Bu ipince nehir nereye gidiyor bilen var mı
    Ağlatan ne beni
    O doyamadığım dakikalar mı
    Düşen aksi mi gözlerime o bal rengi gözlerin
    Ki içimde çalkantısıyla hıçkırır denizlerin
    Sorarım; bu ağlamak ne kadar, nereye kadar
    O zaman rüzgar durur, fırtına diner ansızın
    Kapanır yorgun gözlerim bir gece başlar
    Ve karanlık uykularla sürer ağlama saatleri
    Uyanınca bir ıslak şafaktır gördüğüm
    Bir büyük resimdir gökyüzü seyrederim
    Yine Özleminle yanıp tutuşur göz bebeklerim
    Duyarım vurgularını başımda çaresizliğin
    Ben ağlayacak adam değildim bir kadın için
    Beni perişan edecek ne vardı bu kadar
    Bir de "Erkekler ağlamaz" diyorsun
    Tanrılığından utanmasa
    Tanrı bile ağlar.
    ···
  16. 31.
    +1
    her bir şiiri ayrı ayrı güzel olan aşık olan aşk acısı çeken , şiir seven bütün panpalarımın okuması gereken büyük üstad
    ···
  17. 30.
    +1
    http://www.youtube.com/watch?v=sK5gOzPtLNE

    ananı gibeyim eros ananı zütümü gibseydinde o oku atmasaydın bana dıbınakodumun cocugu

    defalarca dinledim ananı gibeyim lan böyle şiir mi yazılır
    ···
  18. 29.
    0
    an itibari ile çaresizlik şiirini kudum beni gibip bi köşeye attı amk yarında sınavım var
    ···
  19. 28.
    -1
    korkunun olduğu yerde aşk yoktur. cesarettir sevmek.
    düzenlere, oyunlara, kötülüklere meydan okumaktır. sevmek; uzaklaşmaktır yalandan, bencilliğ i hiçe saymaktır.
    bir başka açıdanda inanmaktır sevmek. gerçekten inanmaktır, tümden inanmaktır.
    insan sevince; sevdiğine bütün varlığı ile teslim olmamışsa, yeteri derecede sevmemiş demektir.
    ve ona kayıtsız şartsız inanmıyorsa, sevgiden bahsetmeye bile hakkı yoktur.
    kıskançlık inancımızın bütünlüğü ölçüsünde besler aşkı. şüpheyse öldürür. şüphenin olduğu yerde inancın yeri olmaz. sevgiden bahsedilemez orada.
    kıskançlıksa; kutsal bir duadır, dudağında sevenlerin. sevmek; var olmaktır bir bakıma, derinden bakılınca yokluğa benzer.
    sevmek bütünlenmektir. çok seven eksildiğini zanneder, oysa artmaktadır sevmek, çoğalmaktı r.
    çevrenin gözlerimizden silinmesi, önce bir eksilme hissi verir insana. fakat o her şeyimizi varlığı ile doldurdukça arttığımızı anlarız.
    o bir tek kazanç, bütün kayıplarımıza bedeldir. bir an gelir; her şeyi onunla değerlendirmeye başlarız. o bugün mutluysa yaşamak güzeldir. kabımıza sığmayız. şarkılar söylemek gelir içimizden. o kederliyse ,gözlerimizde herşey kederlidir artık. bütün güzellikler bir bir yitirirler anlamlarını. o anlarda ölümü düşünürde, yine ölemeyiz kurtulamamak için.
    yanmaktır, tutuş maktır sevmek ve yaşadıkça hiç sönmemektir.
    dinle sana sevmenin ne olmadığını söyleyeceğim önce. ne olduğunu sonra anlayacaksın.
    dinle, sevmek alış veriş değildir. geometri değildir, aritmetik değildir. en değerli şeydir belki,ama karşılığında hiçbir şey alınmaz. karşılıksız bir çeke atılmış kuru bir imza değildir sevmek. iskambil kağıdı değildir,zar değildir,bir dilim değildir, hesap pusulası değildir sevmek. sevginin bedeli yine sevgiyle ödenir, altınla değil.
    sevilmekse; sevmenin mükafatıdır ancak, karşılığı değil. bir sevgiye eş bir başka sevgi olamaz. çünkü her sevgi birbirinden büyüktür.
    sevgi tartılamaz, sevgi ölçülemez. sevgi; gram değildir, mesafe değildir. derinlik sanırsınız, yüksekliktir o. sevgi; dudak değildir, göz değildir, saç değildir. sandalye değildir sevgi, yatak değildir, çarşaf değildir. içki değildir, içemezsiniz fakat herşeyden güzeldir sarhoşluğu.
    geçip karşısına seyredemezsiniz, manzara değildir, tablo değildir, heykel değildir.
    okuyamazsınız kitap değildir. bilmece değildir, çözemezsiniz.
    istesenizde içinizden atamazsınız.
    kan değildir, kesip damarınızı akıtamazsınız.
    siz ağladıkca o güçlenir içinizde.
    akmaz, gözyaşı değildir.
    kuş değildir uçmaz,
    çiçek değildir koklanmaz.
    bitmez çile değildir.
    ne desen o değildir sevmek.
    Tümünü Göster
    ···
  20. 27.
    0
    gerçek üstad
    ···